İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - nightofslayer

Sayfa: 1 2 3 4 [5] 6 7 8 9 10 11 12 13 14
49
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:48:33 »
Mahallede 2 taş arasından top geçirmecenin adı futboldu benim için...

Kocaman toz-toprak içerisinde bir o yana bir bu yana deliler gibi koşar Abdullah amcanın tulumbasından su çeker kana kana içerdik...

Yorulmazdıkta vesselam...

Biraz soluklandığımızda maça devam....

Bayrağına maçlar yapılırdı abiler tarafından,maçı kazanan bayrağı kapardı....

Oturur aşşağı mahalleyi yenmesini beklerdik ağabeylerin.....

Bu top denen merete bebekken tutulmuşum....

Ne kadar zırlarsam zırlayayım kucağıma verildiğinde anında kesermişim sesimi,bizimkilerde kolayını bulmuş ağzımı açtığımda yetiştirirlermiş hemen......

Önceleri maça gitmek düğüne dernege gitmek gibiydi,çok özel günlerdi...

Bayram namazına kalkar gibi olmasada erkenden çıkılırdı evden....

Üsküdar meydana geldiğimizde babam ve mahalle arkadaşları eski Hacıbaba Restorantta şef olan İsmet amcam ve 2 tane dolmuşçu arkadaşıyla buluşurlar (isimleri hatırımda değil ama kulakları çınlasın) Fenerbahçelilerin kafalarında bezden şimdikilere göre dandik sayılacak bez yada kartondan şapkaları ve çizgili sol üst köşesinde Türk bayragı süslü Sarı-Lacivert bayraklarıyla bekleştiği motorlara doluşurduk....

İlk formamı amcam getirmişti hiç unutmam....

Üzerimde sarı-lacivert formanın verdiği sevimlilikle gelen giden hangi takımı tutuyorsun söyle bakim,formanda numarada yok sen kimsin söyle bakim,kalecimiz kim söyle bakim diyerek soru bombardımanına maruz kalırdım

Aileden gelen bir gelenek bizimkisi....Onun büyüğüde Fenerbahçeli,babamın ufağıda....

İnönü stadına yakın yere gelindiğinde motorla stadın etrafındaki duman ve köfte kokusu heryeri kaplamış olurdu....

O zamanın şartlarında saatlerce kuyruklarda beklenir,kapıların açılması öğleden sonraları bulur,güneşin altında eski maç muhabbetleri döner dururdu....

Muhakkak ama muhakkak sıraya yakın olanlardan birisi:

- Abi yanında çocuk var sen buraya gel.. der sıranın başına alıverirdi bizi...

İçeri girildikten sonra babamın ``Oğlum dur`` demelerine aldırmadan hadi hadi diyerek koştururdum, sahayı ve gerçekten taş olmayan kaleleri görebilmek için....

Benim 2 kafam büyüklüğünde kağıttan şapka kafama otutturulur ve elime eskilerin ``Ah Ulan`` diyeceği ortasında 20 gram peynir olan pide ve ayran tutuşturulup maç saatini beklemem istenirdi...

Büyük bekleyiş sonunda kızılca kıyamet kopar ve takım sahaya ısınmak için çıkardı ve ben ya babamın yada amcamın omuzuna tüneyiverirdim......

--Cemil hangisiydi ?

--Şu oğlum ...

--Hangisi yaaa ?

--Oğlum orda bak bizi alkışlayan.....

Ve maç başlar ben babamın yada amcamın omuzunda sorgu sual etmeye devam ederdim....

--Alparslan hangisiydi amca?

--Golü Cemil attı değil mi?

...........

Bir çocuğu maçta yanında bulundurmak Dünyanın en büyük keyiflerinden birisiymiş....

Onun elinden tutmak,onun yiyeceğini almak,onu hacete götürmek,gol olduğunda yüzündeki o gülümsemeyi görmek.....

Bunu yeğenimi ilk maça götürdüğümde ve omuzumda taşıdığımda anladım....

Yarın stadda eminim ki benim gibi,yeğenim gibi,senin gibi babasının,dayısının,amcas ının omuzunda tüneyenler olacaktır....

Ne olur futbolcu kardeşlerim , minicik yürekleri Fenerbahçe sevgisiyle dolu bu çocukları yarın o staddan boynu bükük,mutsuz göndermeyin....

İyi başlayın,allah güç kuvvet versin sonuda iyi olsun.....

Yarın o stadda sizi omuzlara tüneyen onlarca çocuk seyredecek.....

Bu başlangıç onların olsun.....

Saygılarımla.........

50
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:48:10 »
Kadromuz Kiev'e göre siz de (takdir edersiniz) daha iyi.

Üstelik Kadıköy'ün bunaltan bir atmosferi var.

Kadıköy'de yaptığımız son 5 resmî maça bakalım.

Fenerbahçe 3 - 0 Sivasspor
Fenerbahçe 4 - 0 Galatasaray
Fenerbahçe 4 - 2 Erciyesspor
Fenerbahçe 4 - 0 B36 Torshaven
Fenerbahçe 6 - 0 Erciyesspor

Geçen sene 33. haftada oynana Erciyes maçında gol bile yememişiz. O maçta da taraftarlar tribündeki yerlerini alamamışlardı..

Gördüğünüz gibi gol atmakta problemimiz yok.Defansımız sağlam olursa ki çok daha dikkatli olacaklardır bu maçta şansımız fazla..Lugano'nun geleceğini de düşünürsek değmeyin keyfimize !

Bu sene 1oo. yılımız, bu takımı elemekten başka şansımız yok ..!

Omuz omuza ..

51
başarılar......

52
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:47:28 »
Sarı lacivertli takım, korner bayraklarına bile Dinamo Kiev bayraklarını asan Ukrayna ekibinin ayrıca her dakika yaptırdığı ve konsantrasyonu bozan anonsları UEFA'ya bildirecek. Fenerbahçe ayrıca otelden stada gelirken polis korumasının azlığını ve basın mensuplarına bir gün önce yapılan saldırıları da dilekçesinde gündeme getirecek.

Deniz Derinsu

Sabah

53
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:47:11 »
PENDİK MAÇI SONRASI RÜŞTÜYÜ SEDAT PEKERİN ADAMLARI DÖVMÜŞ!

Yıl 2004... Dönemin Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Haluk Ulusoy, 10 Temmuz'da yapılacak Olağan Genel Kurul'a tek aday olarak girmeye hazırlanıyor. Ancak, Gençlerbirliği'nin Bölge İdare Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyla kongre erteleniyor. 15 günlük süreçte yapılan açıklamalar ve siyasi baskılar sonucunda Ulusoy aday olmayacağını açıklıyor.

Kongrede Mehmet Ali Yılmaz ile Levent Bıçakcı çekişiyor. Geri çekilmek zorunda kalan ve röportajlarında "en kısa sürede geri döneceğini" açıklayan Ulusoy ise perde arkasından Yılmaz'ı destekliyor. Ulusoy'a en yakın isimlerden Hüsnü Hayali de Yılmaz'ın listesinde yer alıyor. Fakat, Hasan Doğan'ın ve 1. Lig kulüplerinin büyük çoğunluğunun desteğini alan Bıçakcı, 23 Temmuz'daki seçimden ezici bir farkla galip ayrılıyor. Peker, bu süreçte dinlemeye takılan konuşmalarda, Yılmaz'ın kaybedeceği bir işe girişmesine kızsa da "gerekli telefon trafiği" için harekete geçiyor.
Peker, 5 Mart 2004'te henüz Ulusoy'un başkanlığının önünde bir engel yokken, kız kardeşinin eşi olan Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz'la yaptığı telefon konuşmasında, "Davut benimle görüşmek istemiş. Bu seçimlerle ilgili mi, hayırdır?" deyince, "Yarın öğleden sonra birlikte olacağız. Oradan size geliriz, görüşürüz" karşılığını veriyor. Peker ise, "Bu seçim konularından dolayı... Benim organize ettiğimi biliyor mu, seçim konularını o şeyleri filan?" diyor.

Otyakmaz: Hakemler hakkında serzenişti


Sedat Peker'in kız kardeşinin eşi olan Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz, 2004'te eski Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Hüsnü Hayali'den hakemler için destek istediği telefon kayıtlarının şike dosyasıyla yayımlanması üzerine açıklama yaptı.
Otyakmaz, yazılı açıklamasında, şike dosyasında adının geçmesinden rahatsızlık duyduğunu söyledi. Otyakmaz şunları kaydetti:
"Önceki yıllarda olduğu gibi işi gevşek tutsaydık, hakkımızı aramasaydık belki 2004 - 2005 sezonunda da şampiyon olamayacaktık. Futbol camiası içindeki bir dostuma hakemler hakkında serzenişte bulunmamın şike olarak yorumlanması hangi mantığa sığar, anlamakta güçlük çekiyorum. O haftalarda MHK Başkanı Sabri Çelik de dahil birçok yetkiliye şikâyetlerimizi ilettik. O gün de, bugün de en büyük prensibimiz kimsenin hakkını yememek, hakkımızı da kimseye yedirmeme çabasıdır. 10 milyon taraftarı olan Sivasspor camiası olarak Temiz Futbol Kampanyası'na sonuna kadar destek vereceğimize bir kez daha söz veriyoruz."

'Kıblemiz belli biliyorsun'

04.06.2004 (Saat: 16.48)
X Bay - Mecnun Otyakmaz
X: Yılmaz adaylığını açıkladı bugün.
Mecnun Otyakmaz: Öyle değil mi? Nasıl olacak bu işler?
X: Çok güçlü bir aday çıktı vallahi.
MO: Çok güçlü ama bilmiyorum nasıl olacak?
X: Kulüpte bildiğiniz bir sıkıntılar Haluk için biliyorsun.
MO: Evet, hayırlı olsun ya! Kıblemiz belli biliyorsun.
X: Senin kıblen, abiniz var.
MO: He abi var işte, abi ne derse o olur.
X: Yılmaz da abinizdir yani!
MO: Madem böyle bir ortam oluştu, onun kararı başka bir merciye kalır, bakacağız ona.
X: Tabii canım o ayrı mesele, muhakkak öyledir de. Doğru değildi ama iki Trabzonlunun aday çıkması.
MO: Ee işte öyle vurdururlar adamı!
X: Evet.

'Reis telefon trafiğine başladı'

20.07.2004 (Saat: 20.28)
Peker'e yakın isimlerden Atilla Yıldırım, - Eski TFF Yönetim Kurulu üyesi Hüsnü Hayali ile konuşuyor.

Hüsnü Hayali: Atilla Abi, ben Mehmet Ali Bey'in yanındayım.
Atilla Yıldırım: Haluk da geldi mi?
HH: Yok, ben geldim.
AY: Reisle görüştüm ben, telefon trafiğine başladı da! Şansımız var mı? Evet, hayır de ben anlarım.
HH: Fena değil.
AY: İyi şimdi Bursa'yla konuşuyorum, daha tam belli değil diyormuş.
HH: Yav .. et onları bir şey olmaz, zaten iki tane oyları var, bir halt yiyemiyorlar.
AY: Tamam Hüsnücüğüm, beni bir ara da. Reis, "Hüsnü ile görüşsünler" demiş. Hüsnü Abi ne diyor, diye. Bilmiyorum o bana bilgiler verecek. "O da çalışıyor, rezil olmayalım" dedi.
HH: Tamam abi

'Kaleci Rüştü adam değil tamam mı?'

Fenerbahçe, 14 Aralık 1999'da 2. Lig takımlarından Pendikspor'a 2-1 yenilerek, Türkiye Kupası'ndan eleniyor. Maç sonrası bir grup taraftar Dereağzı tesislerine giderek tepki gösteriyor. Rüştü Reçber, tesislerden ayrıldığı sırada birkaç kişinin saldırısına uğruyor. Telefon kayıtları ise Rüştü'nün o sırada tesislerde bulunan Otyakmaz'ın adamları tarafından darp edildiğini gösteriyor. Otyakmaz, bu konuda "Ferudun" isimli gazeteciyle şöyle konuşuyor.

05 Ağustos 2004 (Saat:12.10)
Ferudun: Başkan beni sevmiyor. Ama bu konuda doğrunun ortaya çıkmasını istiyorum. Abi bir hadise yaşadım, Fenerbahçe'yle hiç ilgisi olmayan. Allah'ın sevdiği kuluymuşuz bağırsaklarımıza gelmedi. Bunu bile Aziz Yıldırım'a bağladılar abi. O yüzden şu Rüştü olayı için bana bir açıklama yapar mısın?
Otyakmaz: Ya şimdi Rüştü bir defa adam değil tamam mı? Kesinlikle kimse oraya, kimse ona bir şey yapmak amacıyla gitmedi. Dışarıda bir ton insan vardı, onları oradan dışarı çıkarmak için gittik. Alpay'ın odasındaydık, şey geliyor kaptan seninle görüşmek istiyor, diyor tamam mı? Çıkıyoruz, bakıyorum telefonla görüşüyor, "Tamam başkanım" diyor. Sanıyorsun ki, Yıldırım'la görüşüyor. Ali Şen'le konuşuyormuş ama. Görüşmesi bitsin de konuşalım, nasıl yapacağız bu işi diye bekliyor insanlar.
Sonra bir haber geliyor kaptan gidiyor diye. İbolar da var ama diğerleri iyi Fenerbahçeli.
Tabii herkes ... oluyor, hem görüşmek istiyor hem de s.. takmadan yürüyor gidiyor, gibi. Millet indi aşağı tam arabanın başında "Ee kaptan nereye?" dedik. "Size ne? Size mi hesap vereceğim" dedi. Baktım saçmalıyor. "S... git, bin arabana git, şimdi s.. seni" dedim. Böyle yani, İbo da kızdı mızdı ama orada geldi çocuk yalandan bir şey yaptı. Dövülmesi derken.. adam iki saat dayak mı yedi?
F: Bunları yazalım abi işte.
MO: Bunlarla gündeme gelmek istemiyorum. Benim de artık bir sorumluluğum var.

Başkanların hiç umudu yok!

Şike iddialarını değerlendiren Tanrıverdi, "Şikâyet etseniz ne olacak. Geçen sezon Rize - Denizli maçının TV'den naklen yayımlanmasını istedim. Gece 23.00'te, nasıl bir güçse eğer, yayını engelledi. İşte size şikâyet. İyi de ne değişti?" dedi


Star TV'de önceki gece yayımlanan Telegol programında şike olayları masaya yatırılırken, futbolun bütün birimleri şikâyetlerini dile getirdi.
Malatyaspor Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Denizlispor Başkanı Ali İpek ve eski Samsunspor Başkanı Adnan Ölmez'in katıldığı programda yaşanan birçok olay masaya yatırıldı. Ancak Tanrıverdi en çarpıcı açıklamaları yapan isim oldu. Tanrıverdi, "Şikâyet etseniz ne olacak. Ben geçen sezon Rize -Denizli maçının TV'den naklen yayımlanmasını istedim, bazı dedikodular olduğunu söyledim. Tamam dediler. Ancak gece 23.00'te, nasıl bir güçse eğer, bu yayını engelledi. Sonuçta Denizlispor galip geldi. İşte size şikâyet. İyi de ne değişti?" dedi.

Ali İpek soruşturmaya açık olduklarını belirtirken, Adnan Ölmez de yaşadığı olayı anlattı. Ancak gecenin ilerleyen saatlerinde Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'un katılımıyla, Milliyet'in günlerdir sürdürdüğü şike belgeleri masaya yatırıldı.

Ulusoy: Böyle bir şey duymadım
Ulusoy, Türkiye'de hiçbir futbolcunun maç sattığına inanmadığını belirterek, "Ben bugüne kadar böyle bir şey duymadım" dedi. Başkan, "Milliyet gazetesinde cumadan beri sürdürülen bir dizisi var. Rizespor kulübüyle ilgili telefon konuşmalarının kayıtları yayımlanıyor. Bunlarda mı bir belge veya kanıt değil?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Geçmişte de bu haberler yayımlandı. Meclis'te kurulan soruşturma komisyonuna tüm bu konuşmalar geldi. Türk futbolunda ismi geçen herkes çağrıldı. Suçlu bulunamadı. O günlerde bu belgeler bize verilseydi, gereğini yapardık, ancak verilmedi. Şimdi de lig bitti, iki ay sonra Tanrıverdi ile Ölmez konuşuyorlar. Gönül isterdi ki, ligler biter bitmez bu konuşmaları yapsalardı."
Tanrıverdi ise bu noktada devreye girdi ve Ulusoy'a "Belgeler ortaya yeni çıktı. O nedenle ben de konuşmaya başladım. Daha önce de bu lig temiz değil diye konuştum, 45 gün ceza aldım. Ama incelemelerin peşinde olacağız. Tüm raporları göreceğiz" yorumunu yaptı.
Ulusoy da belgesiz, tespit edilmemiş konuşmalar sonucunda bir kulüp hakkında karar veremeyeceğini tekrarladı, "Elinizde bir belge varsa, getirin, eğer işlem yapmazsam, görevi bırakırım" diye konuştu.

Telegol'e katılan başkanlar, bundan önce yaşananların, Milliyet gazetesinde de belgeli yayımlanmasına rağmen, hiçbir şeyin değişmediğini ve değişmeyeceğini söyledi. Başkanlar, çözüm üretmenin gerekliliğini de vurguladı.

İtalya'yı geçeriz


Milliyet'in açtığı şike dosyasında yer alan olayları araştıran TBMM komisyonu üyeleri, bir yıl önce yaptıkları önerilerin dikkate alınmamasından yakındı.

Şikenin ceza yasalarında tarif edilmesini, geleceğe dönük bir temizlik için gerekirse "pişmanlık" düzenlemesi bile çıkarılmasını isteyen üyelerden AKP Uşak Milletvekili Ahmet Çağlayan, "Herkes açık yüreklilikle konuşursa bizde İtalya'yı geçen bir durum olur" dedi.

Çalışmalarını geçen yıl tamamlayan TBMM Türk Sporu'nda Şiddet, Şike, Rüşvet ve Haksız Rekabeti Araştırma Komisyonu üyesi savcı - hâkim kökenli Çağlayan ve diğer üyelerin görüşleri şöyle:

Olayı görenler kaçıyor

AKP Uşak Milletvekili Ahmet Çağlayan: Türkiye'de sadece milletvekillerinin değil, herkesin dokunulmazlığı var. Sporda da dokunulmazlar var. Türkiye'de şike olayları oluyor, ama delilini ortaya çıkarmak zor. Kimse bu konuda beyanda bulunmuyor, çünkü okkanın altına kendisi de gidecek. Komisyona dedikodudan başka bir şey gelmedi. Geçen gün yolda bir kavga izledik, polisi çağırdık, neticeyi takip ettik. Ama o olayı görünce kaçışanlar vardı. Bu olay da böyle. Eğer görenler, bilenler gelir, açık yüreklilikle anlatır ve belgelere ulaşılırsa, bizde İtalya'yı da geçen bir durum olabilir.

Suçu tarif edelim

AKP Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ: İtalya'daki yasal mevzuat incelenmeli. Bu konuda yasal bir dayanak mutlaka olmalı. Hakemlerin hepsi aynı şeyi söylüyor; geçmişin üstüne sünger çekerseniz herkes konuşur ve bundan sonrasının önü açık olur. Hakemler komisyonda konuşmadı. Öyle olunca komisyon somut olaylarda karar veremedi. Bugünlerde konuşanlar o zaman bu bilgileri vermedi. Esas yapılması gereken ceza kanununda bu suçu tarif etmek.

Yeni komisyon kurulmalı

Komisyonun Başkan Vekili, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin: Herkes, 'Ben onunkini söylersem o da benimkini söyler' anlayışında. Herkes birbirinin kirliliğini örttü. Şikeyle mücadele için bugün koşullar daha uygun. Mafyanın futbol üzerindeki etkinliği çok fazlaydı. Dolayısıyla korku vardı. Şimdi yeni bir komisyon kurulmalı ve göreve başlamadan önce isteyen herkesin can güvenliğinin sağlanacağına ilişkin güvence vermeli. Olan oldu, geleceği kurtaralım. Geçmişte yapılanlar için de kimsenin cezalandırılmayacağı yönünde güvence verilmeli.

Sporda genel af çıksın

CHP Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık: Temiz Eller operasyonu gibi bir operasyon olmalı. Spor için bir genel af çıkarılmalı. Teşvik primi, hatır şikesini de kapsayacak şekilde suç tanımı yapılmalı. Gizli bahiste uluslararası mafya var. O konuda herhangi bir düzenleme yapmadılar. Kimlerin teşvik primi verdiğini kulüp başkanları bile anlatıyor. Herkes bildiğini anlatsın. Ondan sonra şikeye, hatır şikesine, teşvik primine adı karışan kim varsa tasfiye edilir ve yeni bir spor adamı kuşağı gelir.

Ünlü: Yüksek Spor Konseyi kurulmalı

Eski Spordan Sorumlu Devlet Bakanı ve CHP milletvekili Fikret Ünlü, Türk sporunun şike ve teşvik iddialarından ancak Yüksek Spor Konseyi'nin kurulmasıyla kurtulabileceğini söyledi.
Milliyet'in yazı dizisini ilgiyle takip ettiğini vurgulayan Ünlü, "Türkiye'de otorite boşluğu var. Bu tür olayların üstesinden gelecek tek kurum kanaate dayalı karar verebilecek, yaptırım gücüne sahip bir Yüksek Spor Konseyi'dir. Günümüzde kimse olaylar karşısında irade gösterip problemleri çözmeye yönelmiyor. Ortada ihbarlar iddialara uçuşuyor. Herkes konuşuyor, sert eleştiriler yapılıyor. Ancak kimden sonuç beklendiği belli değil. Konular ya komisyona ya da teftiş kuruluna sevk ediliyor. Kendi üzerlerinden atılıyor" dedi.

Ceza kanununda değişiklik olmalı

Uzun soluklu bir mücadele başlatılması gerektiğinin de altını çizen Ünlü, "Yüksek Spor Konseyi, seçimle işbaşına gelecek kişilerden oluşmalı ve kanaate dayalı karar verme yetkisine sahip olmalı. Türkiye'de spor mahkemelerinin kurulması için altyapı oluşturulmalı. Ceza kanununda şike ve teşvikin suç sayılması için değişikliğe gidilmeli" diye konuştu.

LUBE AYAR/ERAYDIN AYTEKİN- MİLLİYET


54
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:46:45 »
nelka'yı takımda kalmaya ikna edemeyen Fenerbahçe, 2. de Souza'yı kadrosuna dahil etmek üzere!.. Sarı-Lacivertliler, Alex de Souza'nın 3 yıl önce Cruzeiro'da birlikte oynadığı şu anda Portekiz'de Sporting Lizbon forması giyen Deivid de Souza ile anlaşmaya çok yakın!.. Transfer çalışmalarını sürdüren F.Bahçe yönetimi, forvet için Brezilyalı Devid de Souza'ya çok yakın. Portekiz'in Sporting takımında oynayan Deivid De Souza ile görüşmelerini ciddi bir biçimde sürdüren sarı-lacivertli yönetim Sporting'in golcüsünü getirmek için yoğun bir çaba sarf ediyor. 1979 doğumlu 1.80 boyunda olan forvet oyuncusunun da Fenerbahçe'ye gelmek istediği belirtildi.

F.Bahçe'nin orta sahasındaki yıldızı Alex de Souza'nın 2003 sezonunda Cruzeiro Kulübü'nde birlikte top koşturduğu Deivid De Souza forvet hattında çok yetenekli bir isim. Alex'in de çok beğendiği ve alınması halinde F.Bahçe'ye büyük katkı sağlayacağını söylediği golcü futbolcu için girişimler hızla sürüyor.

Sol kanat sırada
Lugano'nun işini bitiren ve ayın 18'inde İstanbul'a getirecek olan yönetim Avrupa'daki yıldız futbolcuları bir kenara bıraktı. Bu oyuncunun da gelecekte büyük paralara satılabilecek düzeyde bir oyuncu olması transferin olumlu geçmesine neden oluyor. Öte yandan yönetim, yabana transferini Avrupa'daki başarı ile orantılı olarak tamamlayacak. Deivid De Souza'yı da renklerine bağlamayı planlayan yönetim bu transfer sonrasında Kiev elendiği takdirde sol kanada da bir yıldız bakacak. Bu bölge için şimdiden çalışmaların yapıldığı ifade edildi.
Vatan

55
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:46:21 »
Bir an önce Fabio Luciano'yu takımda görmek isteyen Zico'ya, Brezilyalı futbolcudan müjdeli haber geldi. Sağ kasığından sakatlığı devam eden başarılı defans oyuncusu Dinamo Kiev ile oynacak olan rövanş maçında hazır olacak. Kulüpten alınan bilgilere göre Luciano'nun 1-2 gün içinde takımla antrenmanlara başlayacağı ve Dinamo ile oynanacak rövanş maçında hazır olacağı ifade edildi.
Hollanda kampından bu yana sakatlığı bulunan Luciano'da oynamak istediğini söyledi. Luciano "Sakatlığım iyiye gidiyor. Çalışmalarımı sürdürüyorum. Kiev maçına kadar hazır olacağımı düşünüyorum ve bu maçta oynamayı istiyorum" dedi.
Son maçta defansta yaşanan problemlerini yanı sıra Kiev maçında Serkan'ın gördüğü kırmızı kart da Zico'nun planlarını değiştirdi. Buna göre Dinamo Kiev ile oynanacak olan rövanş maçında Serkan'ın yerinde sağ kanatta Önder Turacı görev yapacak.
Bu arada UEFA'nın izin vermesi durumunda şuanda Sao Paolo forması giyen Lugano'da Dinamo Kiev ile oynanacak olan rövanş maçında oynayabilecek. Bilindiği üzere Fenerbahçe, Dinamo Kiev maçı için UEFA'ya gönderdiği oyuncu listesine ek olarak Lugano için özel bir başvuruda bulunmuş ve bu oyucu ile anlaştıklarını ve 23 Ağustos'ta Şükrü Saraçoğlu'nda oynanacak Dinamo Kiev karşısında oynatmak istediklerini ifade etmişlerdi. UEFA'nın bu konu ile ilgili kararını kısa bir süre içinde vermesi bekleniyor.
Öte yandan Dinamo Kiev maçında girdiği ikili mücadele sonrası kaşına 7 dikiş atılan son haftaların formda futbolcusu Can Arat'ın Gençlerbirliği maçında ile oynaması zor gözüküyor. Genç futbolcu ile ilgili kararı maç saatinde teknik direktör Zico verecek.

56
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:46:03 »
Fenerbahçe'de teknik direktör Zico, Fabio Luciano'nun dönmesini dört gözle bekliyor. Şampiyonlar Ligi 3. Ön eleme ilk maçında deplasmanda Dinamo Kiev'e 3-1 mağlup olan Fenerbahçe'de defans bölgesinde yapılan hatalar teknik direktör Zico'yu harekete geçirdi.


Bir an önce Fabio Luciano'yu takımda görmek isteyen Zico'ya, Brezilyalı futbolcudan müjdeli haber geldi. Sağ kasığından sakatlığı devam eden başarılı defans oyuncusu Dinamo Kiev ile oynacak olan rövanş maçında hazır olacak. Kulüpten alınan bilgilere göre Luciano'nun 1-2 gün içinde takımla antrenmanlara başlayacağı ve Dinamo ile oynanacak rövanş maçında hazır olacağı ifade edildi.


Hollanda kampından bu yana sakatlığı bulunan Luciano'da oynamak istediğini söyledi. Luciano "Sakatlığım iyiye gidiyor. Çalışmalarımı sürdürüyorum. Kiev maçına kadar hazır olacağımı düşünüyorum ve bu maçta oynamayı istiyorum" dedi.


Son maçta defansta yaşanan problemlerini yanı sıra Kiev maçında Serkan'ın gördüğü kırmızı kart da Zico'nun planlarını değiştirdi. Buna göre Dinamo Kiev ile oynanacak olan rövanş maçında Serkan'ın yerinde sağ kanatta Önder Turacı görev yapacak.


Bu arada UEFA'nın izin vermesi durumunda şuanda Sao Paolo forması giyen Lugano'da Dinamo Kiev ile oynanacak olan rövanş maçında oynayabilecek. Bilindiği üzere Fenerbahçe, Dinamo Kiev maçı için UEFA'ya gönderdiği oyuncu listesine ek olarak Lugano için özel bir başvuruda bulunmuş ve bu oyucu ile anlaştıklarını ve 23 Ağustos'ta Şükrü Saraçoğlu'nda oynanacak Dinamo Kiev karşısında oynatmak istediklerini ifade etmişlerdi. UEFA'nın bu konu ile ilgili kararını kısa bir süre içinde vermesi bekleniyor.


Öte yandan Dinamo Kiev maçında girdiği ikili mücadele sonrası kaşına 7 dikiş atılan son haftaların formda futbolcusu Can Arat'ın Gençlerbirliği maçında ile oynaması zor gözüküyor. Genç futbolcu ile ilgili kararı maç saatinde teknik direktör Zico verecek

57
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:45:38 »
Genç, sevdasıyla kavuşacağı için, çok mutluydu.

Son günlerde belkide en mutlu olduğu şey buydu. Okulu kötü gitmişti, atılmıştı. En son sevdiği kızdan ayrıla yıl olmuş, kendini yalan dünyaya, gece gezmelerine, günlük eğlencelere vermişti. İçkiyi ve sigarayı arttırmıştı. Ailesiyle olan bağ sıfıra yakındı. Babasıyla iki ayrı zıt kutup gibilerdi. Üniversite sınavına tekrar girdi yine olmadı. Geceleri uyku tutmuyordu, her gece bir ömür yiyordu.

Ama yinede bir mutluluğu vardı. En büyük sevdası "Fenerbahçe" geri dönüyordu sahalara. Önce Şampiyonlar ligi ön eleme, sonra lig maçı vardı İstanbul'da.

Ağlamayı sevmezdi, ağlayacaksa tek başınayken ağlardı. Genelde içi ağlardı belkide. Onca olay geçmişti başından ama sağlam bir duygu yapısı vardı. Bir tek acizliği Fenerbahçe'sine karşı yaşıyordu. Ama o gece daha farklı bir kavga olmuştu evinde. Babasıyla bu sefer, her seferkinden daha şiddetli tartışan genç, bir tek şeyi düşündü; "o evden gitmek".

Ama nereye? Yüzlerce arkadaşı, onlarca dostu vardı belkide. 1-2 kardeşini aradı, onlar yine kapılarını açmıştı. Ama evden vasıta bulamadığı için gece o saatte, çıkamadı. Gece yine ömür gibi geçti. Sabah uyandı. Bir yere gitmesi lazımdı, uzaklaşması bu diyardan. Ve yine o fikir girdi aklına ilk başta. Arkadaşları tatile gidelim diyordu, eğleneceğinden şüpheside yoktu ama o beynine yapışmış fikir onu engelliyordu. Kararı kesindi. Fenerbahçe'sine gidecekti. Valizini hazırladı. Üzerine Fenerbahçe t-shirtünü giyerken gözünden pek yansıtamadığı duygularının ifadesi olarak bir yaş düştü tam Fenerbahçe armasının üzerine. T-shirtünü giydi. Hazırdı...

Gidiyordu yine, 5-1 yenik durumdayken "Fenerbahçe" sesleriyle stadları inleten renktaşları gibi,

Gidiyordu yine, izin verilmemesine rağmen sevdasını yalnız bırakmamak için İnönü'ye gittiği gibi,

Haksızlığa tahammül edemeyip, boğazdan bayrağı kesen kardeşleri gibi...

Gidiyordu Fenerbahçe'sine...

Ve Fenerbahçe'sinin onun çok güzel karşılayacağını düşünüyordu. Daha güçlü, daha inançlı bir şekilde karşısına çıkacağını biliyordu...
__________________

58
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:45:19 »
Dinamo Kiev’i aşmadan övgü yok diye yazmıştım son yazıda. Korktuğum başıma geldi, Kiev’de 3-1 yenildik. İş bitti mi?

Hayır. Bunun İstanbul’u da var. 2-0 ile işi bitiririz. Bunu yapabilir miyiz?
Evet. Bunu yapabiliriz. Ama zor. Zordan öteye, çok zor. Yine de “çok zor”u gerçekleştirmemiz pekala mümkün.

Eğer 2-1 yenilseydik bile daha kesin konuşabilirdik ama 3-1’i çevirmek pekala mümkün ise de, gerçekçi olalım, hayli zor.

Açık konuşalım, daha bir uluslararası yarışma takımı maalesef olamadık. Tek tek oyuncu kalitesi açısından Dinamo Kiev’den üstünüz ama takım değiliz daha. O yüzden o Faroe takımı ya da Kayseri Erciyes maçlarını asla ölçü almayıp, gözümü Dinamo Kiev maçına diktim. Dinamo Kiev’e 3-1 yenilmenin affedilecek, anlaşılır bir yanı yok.

Hesap basit; üst düzeyde bir Avrupa yarışma takımı rakip sahada 3 gol yemez. 1 gol yer, azami 2 gol yer. 3 gol yemez; iki farklı mağlup olmaz. Dinamo Kiev iyi takım ama, bir Barcelona, Chelsea, Milan, Lyon, Valencia, Liverpool, Bayern filan değil. Dinamo Kiev. Senin de rakip sahada da olsa, 3 gol yeme hakkın yok. Tabii, yarışmacı bir Avrupa takımı isen.

Bana sistem mistem anlatmayın. Yok orta saha şöyleymiş, defans böyleymiş falan filan. 3 gol yiyemezsin arkadaş, ne olursa olsun, iyi bir Avrupa takımı isen yemezsin, yiyemezsin. Yok böyle bir şey.


Bir takımın yıldız oyuncularının hepsi birden kötü oynar mı? Bunun açıklaması olur mu?


Alex kötüydü. Anelka dökülüyordu. Appiah, Appiah değildi. Tümer de Tümer değildi. Tuncay vızıltı gibiydi. Rüştü, çok önemli kurtarışlar yaptı ama yediği 2. golde mutlak hatası vardı. Birinci ve üçüncü gollerde de topu gole dönüşmeden kurtarmalıydı. Bu isimler takımın yarısı ve yıldızları. Bunlar, oynamaları gereken düzeyde oynamazlarsa, Fenerbahçe nasıl maç kazanır?


Bu oyuncular maç kazandıracak şekilde oyuna ağırlıklarını yansıtmazlarsa, Ümit Özat’ın, Can Arat’ın iyi oynamalarının bir önemi kalmaz. Skor, tabelada yazıyor: 3-1.
Şampiyonlar Ligi’nde oynama düzeyinde olan bir takımın, maçın 37. saniyesinde gol yeme hakkı olamaz. Yoktur. Bir takım dizilişi ve gerekli ortalama konsantrasyon, rakip kim olursa olsun. 37. saniyede gol yedirtmez.

Bu takım, Denizli’de ligin son maçında sarı kart görmeden maçı tamamladı ve şampiyonluğu terk etti. Şimdi de Dinamo Kiev’den 3 gol yiyor. O Faroe takımına iki maçta 9 gol, Erciyes’e 6 gol atması beni (ve tüm Fenerbahçelileri) kesmiyor. Bana, Dinamo Kiev’den Kiev’de 3 gol yemeyecek takım lazım.


Diyeceksiniz ki, bu takımı geçen yıl Türkiye standartlarının üstünde ilan eden sen değil miydin?


Evet, bu takım geçen yıl da ve bu yıl da Türkiye standartlarının üstünde ama hala bir Avrupa düzeyinde yarışma takımı değil. İki arada, bir derede.

Yine de, bu takım, Dinamo Kiev’i İstanbul’da tur getirecek şekilde aşabilir. Bir şartla, Alex, Alex gibi, Appiah, Appiah gibi, Anelka, Anelka gibi, Tümer, Tümer gibi oynarsa, Tuncay sallapati futbolunu bir an terk edebilirse, Fenerbahçe, Fenerbahçe yani bir takım gibi olursa. En önemli kozumuz, daha önce yazdığım gibi biziz. Seyirci. Dinamo Kiev’den bir fazla oynayacağız ve o sahayı onlara bir cehenneme dönüştüreceğiz. Umarım, yeter.

Evet, Kiev’de hakem, Dinamo oyuncularına sarı kartta hasis, bizimlere alabildiğine cömertti. Ama, bu Serkan’ın gördüğü ikinci sarı karttan kaçıncı kırmızı kart. Geçen yıl hangi Avrupa takımı, Şampiyonlar Ligi’nde bizimkiler kadar kırmızı kart gördü. Herşeyi hakemle açıklayamayız. Üst düzeyde bir takım, bu kadar sarı ve kırmızı kart görmez, gördürür.

Eğri oturup, doğru konuşalım: Daha Avrupa yarışmacısı bir takım değiliz. Ama, Dinamo Kiev’i İstanbul’da aşarsak olabiliriz.

İki hafta tüm pozitif enerjimizi biriktirip, Dinamo Kiev’i aşmaya yönelmeliyiz. Bunu yapabiliriz. Yapmalıyız. Zaman, suçlama ve dövünme zamanı değil. Herşeye rağmen, Zico’ya, takıma ve en başta kendimize güvenmeliyiz.

İki hafta sonra mutluluğun keyfine çıkarmalıyız.
Ne bu haftaki Gençlerbirliği, ne daha sonraki Rizespor maçları umurumda değil. Bu maçlar, Dinamo Kiev’e kadarki antrenman maçlarımız. Gözümüz ikinci maçta.
Dinamo Kiev’i aşacağız. Aşmalıyız.
Çünkü, biz, Fenerbahçe’yiz!

Cengiz Çandar

59
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:44:14 »
Fenerbahçemiz Turkcell Süper Ligi 2. haftasında Gençlerbirliği ile oynayacağı karşılaşmanın hazırlıklarına bugün yapacağı idman ile başlıyor. İdman Fenerbahçe Samandıra Kamp Merkezi’nde saat 18.00’de yapılacak

60
FENERBAHCE / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 24 Ağustos 2006, 19:42:49 »
Bir süre önce Fenerbahçe'den ayrılmak istediğini Yönetim Kurulu'na bildiren Anelka, Kiev karşısında gösterdiği performansla hayal kırıklığı yaşattı.


Sezon başında teknik direktör Zico ile yaptığı özel görüşmede, Fenerbahçe’den ayrılmak istediğini söyleyen Anelka, ardından sakat olduğunu ileri sürüp idmanlara katılmamıştı. Ancak sürpriz bir şekilde Torshavn ile oynanan ilk maçta 11’de yer buldu kendisine. Bunda Aziz Yıldırım’ın kendisine, “Oyna, ayrılmana izin vereyim” demesinin etkili olduğu iddia edildi. Sonra yine sakat olduğunu söyleyip, antrenmanlara çıkmadı Fransız oyuncu. Takım rövanş için Faroe Adaları’na gittiği gün ise aniden iyileşip, İstanbul’da kalanlarla antrenman yaptı. Erciyes maçı öncesi yine sakatlandı (!) Tüm bunlara karşın Zico, çok kaliteli bir futbolcu olduğunu vurgulayıp, Kiev’e karşı ondan yararlanmak istediğini dile getirip, dediğini de yaptı. Ancak oyunda kaldığı süre içinde uyurgezer gibi sahada gezinen Anelka, hocasının güvenini de boşa çıkardı.

Sayfa: 1 2 3 4 [5] 6 7 8 9 10 11 12 13 14