6
« : 25 Ağustos 2006, 12:15:03 »
Anelka, Oliveira ve güzel sevgili
'Fenerbahçe bu kadar karamsarlığa kapılmamalı. Evet, iyi oynanmadı, Şampiyonlar Ligi kaçtı. Evet, takımın görüntüsü ve oyunu hiç iyi değil. Ama şunu unutmayalım...' Fanatik Gazetesi yazarı Onur Belge yazdı;
Fenerbahçe bu kadar karamsarlığa kapılmamalı. Evet, iyi oynanmadı, Şampiyonlar Ligi kaçtı. Evet, takımın görüntüsü ve oyunu hiç iyi değil. Ama şunu unutmayalım. Sarı-Lacivertliler kaybederken kazanmayı bilen bir camiadır. Yapılacak çok iş, varılacak çok hedef var. Yeter ki, Dinamo Kiev gibi asla üst düzey takımı olmayan bir rakip karşısında olduğu gibi acemilik etmesinler. Üstelik böylesine acemilik Fenerbahçe’nin karakterinde yok. Hatayı da Kaptan Ümit’te, Can’da, Kerim’de aramak, ya da suçu Rüştü’ye yıkmak gibi klasik kandırmacalara başvurmasınlar. Bu işler cağ dışıdır. Hatayı nerede yaptık diye her birlikte aramak gerek. Okuyanlar, dinleyenler bilir, zaman zaman “Fenerbahçe anayasası değişmeli” derim. Bu elbette ki, doğruların yer aldığı ve asla yazılı olmayan ama geleneklerden gelen Fenerbahçe anayasası değil. Bazı kandırıkçıların yanlışları doğru olarak göstermek için yedirmeye çalıştıkları “sahte” anayasadır. Ben işte ondan bahsediyorum. Şimdi bunun küçük bir örneğini vereceğim. Bir kesim nedense Anelka’dan hiç hoşlanmadı. Böyle bir yıldızın Sarı-Lacivertliler’de tutunmasını istemeyen karşıtlar da var. Sanıyorum Brezilya teşkilatı da bunu körükledi. Her neyse olan oldu, “Fenerbahçe’yi istemiyor” propagandası da iyi tuttu, taraftar da soğutuldu ve Fransız ruhen koptu. Şimdi sıkı durun, “Fenerbahçe’yi istemeyeni biz de istemeyiz” diye tutturanlara soruyorum. Oliveira’yı okudunuz değil mi? “Ben Real Betis’ten ayrılmak, Fenerbahçe’ye gitmek istemiyorum” deyip ortalığı karıştırmış. 9 gün de geç gelince kulübü tarafından cezalandırılmış. Peki şimdi Fenerbahçe’yi istemediği ortada olan bu futbolcuyu almak için bu kadar uğraş niye acaba? Onun Anelka’dan ne farkı var. Bana bir anlatın da bileyim. Yoksa işin içinde başka bir iş mi var? Bakın bunu utanarak yazıyorum. Ama “Fenerbahçe’ye güzel sevgilisi olmayan yabancı futbolcular transfer edilmez” dedikodularından bıktım, usandım. Şimdi yapılacak iş onu bunu suçlamak değil. Hele gururları yıkılmış, moralleri iyice bitmiş futbolcuları aşağılamak sırası hiç değil. Tam tersine derhal motivasyona gidilmeli, ilk iş olarak lig maçı öncesi başta Kaptan Ümit olmak üzere hepsinin elbette ki hataları söylenmeli. Ama şu bilinmelidir, şöyle veya böyle 100 yıl yolu bu futbolcularla yürünecektir. Bu anlatılmalı ve yönetim onlara güven vermelidir. Bu çocuklar kendilerine arka çıkılmasını Daum kadar da mı hak etmiyorlar, yapmayın ayıptır.