İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - sir_safak

Sayfa: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 [19] 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 ... 87
217
Seri Katillerin Yirmi Ortak Özelliği Araştırmalara Göre Şöyle Belirlenmiş:
***Birbirine benzer en az 3 cinayet işlemiş olmaları.
***Durdurulana kadar öldürmeye devam ediyorlar. Bugüne kadar öldürmeye son veren seri katil olmamış.
***Cinayetten sonra bir sakinleşme dönemine giriyorlar. Bu süre kimi katile göre birkaç gün, kimine göre de bir iki yıl olabiliyor.
***Katil, sakinleşme döneminde cinayeti hafızasında canlı tutabilmek için kurbandan muhakkak bir eşya ya da organ alıyor.
***Bazı istisnalar dışında hep yalnız çalışıyorlar.
***Hepsinde cinsel davranış bozuklukları ve intihara eğilim oluyor.
***Büyük çoğunluğu da alkol ve/veya uyuşturucu bağımlısı.
***Hafızaları zayıf. gerçekle yüzleşmekten kaçan yapıları var. Hayvanlara işkence etmek gibi eğilimleri var.
*** Kurbanlarını genellikle kendi yaş gruplarından seçiyorlar, fakat sosyal ya da ekonomik sınıf farkı gözetmiyorlar.
***Birçoğu kurbanlarının etini yemekten ve Ölü sevicilikten hoşlanıyor.
***Cinayet işlerken ne yaptıklarının farkındalar. Cezai sorumlulukları var.
***Aşağılık duygusuna sahipler.
***İktidar ve güç ihtiyaçlarını tatmin için olduruyorlar. Öldürme güdüsünü harekete geçiren, genellikle cinsel ihtiyaçların açığa çıkması ile oluyor.
***Yaşları genellikle 20 - 40 arasında, ve %90'i erkek.
***Çoğunluğu beyaz tenli, heteroseksüel ve dindar.
***Hiçbiri dış görünüm olarak adam öldürecek birine benzemiyor. Düzenli bir işte çalışanların yüzdesi %1. Çoğu silik ve ezik insanlar.
***Bütün seri katillerin problemli bir çocukluk geçmişleri olmuş, veya cinsel saldırıya uğramışlar.
***Zeka seviyeleri normalin üstünde. %30'u üstün zekalı.
***%81'i selamografiye, %79'u mastürbasyona, %71'i röntgenciliğe* ve %7'si de fetişizme meraklı.
***%80'i, 18 yaşına gelmeden önce kadınlara veya erkeklere tecavüz etme hayali kurmuş oluyor.
***Erkek seri katillerin birçoğuna çocukken kız kıyafetleri giydirilmiş.

218
+16 =) (KORKU) / Vahşi Baba ...
« : 28 Ocak 2009, 22:57:59 »
Arkadaşlar İlk Öncelikle Resim Bulamadığım İçin Özürdilerim...

Vahşi Öz Bir Baba Ufak Kızı Ağladı Diye İşkencelere Mağrum Etmiş...Ve Eşinin Üzerine Kuma Getirmiş...Kumada Çok Eziyet Etmiş Kadına Ve Kızına Adamın Anneside Hep Öz Torununu Ve Gelinine Vuruyormuş...Gelinine Bize Erkek Torun Vermedin Diye İşkence Yapıyormuş...Birgün Kuma Felç Olmuş...Ama Kadın Ona Bakmış Sırtında Taşımış...Kuma Çok Pişman Olmuş Ama İş İşten Geçince Nafile...

219
+16 =) (KORKU) / İŞTE DÜNYANIN EN GÜZEL KIZI
« : 28 Ocak 2009, 22:56:39 »
Gerçekten insanın baktıkça bir daha bakası geliyor. Hatta birçoklarına göre hayatlarında gördükleri en güzel kız. Ben de aynı fikirdeyim. Neyse lafı daha fazla uzatmayalım.
Dünyanın gelmiş geçmiş en güzel kızı için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
Not: 16 yaşından küçükler , hamileler ve kalp rahatsızlığı olanlar için uygun bir içerik değildir.

http://www.yonkis.com/mediaflash/alba.htm

220
+16 =) (KORKU) / MEZARLIKTA
« : 28 Ocak 2009, 22:55:40 »
insanin bu tur olaylara yasasa bile inanasi gelmiyor ama ben artik inaniyorum.Bulgaristan'a tatile gitmistik,her sey cok guzeldi.Gittigim köy tam bir Osmanli köyu idi.Her aksam arkadaslarla gezintiye cikiyor ve gece yarisindan sonra eve dönuyorduk.Köyun etrafinda mezarlik doluydu.Bir aksam gerilim yasamak icin mezarlardan birinin yanina gidip orda korku hikayeleri anlatmayi önerdim.Kizlar hemen karsi cikti tabii.Ama sonra razi oldular.Tam yedi kisiydik.Mezarliga yaklastikca korkumuz artti.Bir muddet sonra mezarligin derinliklerinden sesler duymaya basladik.bir bebek agliyordu ve birkac kadin birseyler mirildaniyordu.Ayrica su sesleri de isitiyorduk.Korkarak ilerledik.Kizlar aglamaya baslamisti ve dönelim diye yalvariyorlardi.Devam ettik ve gördugumuz manzara karsisinda dehsete dustuk:acilmis bir mezarin basinda iki kadin bir bebegi yikiyorlardi.
Bu olaydan sonra bir yil psikolojik tedavi gördum fakat hala aklimdan cikmiyorlar.Arkadaslarimin durumu da benden farkli degil.

222
+16 =) (KORKU) / Canlı Maymun Beyni Yiyorlar
« : 28 Ocak 2009, 22:54:32 »
Çin gibi bazı asya ülkelerinde ve bazı avrupalı ülkelerde bulunan egzotik bir yemek sayılan bir vahşettir bu.....

şöyle başlanır yemek hazırlığına.....



1-)önceden hazırlanmış maymun yeme işlemine geçmeden önce beyin lezzetlensin diye (kan dolaşımı için)biraz sarsılır...bazen kafatası tekmelenir...



2-)sonra önceden bu iş için hazırlanan masaya getirilir...bu masanın ortasında bir delik vardır maymunun başı bir kayışla bu deliğin altına bağlanır ve maymun masaya konur...

3-)maymun masadayken kafatası hızlı darbelerle yarılır özellikle bu işlem müşteriye bırakılır bazen




sonra maymun yenir canlıyken  daha....



isteyenlere çorbasıda yapılır....



Alıntı :x

223
+16 =) (KORKU) / MUTASYONA UĞRAMIŞ BEBEKLER
« : 28 Ocak 2009, 22:51:59 »

 
 
 

 
 
 

 
 
 

224
ENTERASAN OLAYLAR / İki kardeş aynı saate öldü
« : 28 Ocak 2009, 22:47:27 »
İstanbul'da aynı saatlerde ölen biri 78, diğeri 73 yaşındaki iki kardeş, Kastamonu'nun Hanönü ilçesinde birlikte toprağa verildi.

Alınan bilgiye göre, İstanbul'un Sarıyer ilçesinde yaşayan kanser hastası Yakup Demir (78), önceki gün evinde hayatını kaybetti.

Yakup Demir'in oğlu Yavuz Demir, yakınlarına ölüm haberini verirken Ümraniye'de yaşayan amcasının oğlu Şaban Demir'den, kalp rahatsızlığı bulunan amcası Eşref Demir'in (73) aynı saatlerde hayatını kaybettiğini öğrendi.

Yavuz ve Eşref Demir'in cenazeleri, dün, Sarıyer Belediyesine ait araçla Kastamonu'ya getirilerek Hanönü ilçesinin Yenice köyündeki aile mezarlığında yan yana defnedildi.

Yavuz Demir, babasının ölüm haberini vermek için yakınlarını ararken amcasının ölüm haberini aldığını söyledi. Demir, ''Babamı ve amcamı 1 saat içinde kaybettim. Ne olduğunu anlayamadık. Çok üzüntülüyüz. 2 kardeşi yan yana toprağa verdik'' dedi.

Muhtar Şükrü Yılmaz ise yıllar önce köyden ayrılarak İstanbul'a göç eden kardeşlerin evlerinde aynı saatlerde öldüğünü ve birlikte köye getirilerek Yenice köyündeki aile mezarlığında toprağa verildiğini belirtti.

225












M/V EMMA MAERSK
uzunluk:397.71 m
Dikmeler arası mesafe:376.0 m
Genişlik:56.40 m
Draft:15.5 m
Yükseklik:30.2 m
Gross tonaj:170,974 bt
Net tonaj:55,396 nt
Deadweight 156,907 DWT
Ana makine:Wärtsilä 14RT-Flex96c, 80,080 kW (109,000 hp)
Hız:25.5 knottan fazla
Yardımcı makinelre:5 x Caterpillar 8M32, 40,000 hp
Kuşkusuz bu kaç tane konteynır alıyor diye merak edeceksiniz bunun cevabı ise 11,500 TEU
Ana makinesi dünyanın en büyük ve en güçlü dizel motorudur toplam ağırlığı 2300ton sadece krank şaftının ağırlığı ise 300 tondur maersk'in başka bi iddasıda geminin en çevreci gemi olduğudur gövdesindeki özel silikon bazlı boya sayesinde yılda 1200 ton yakıt tasarrufu sağlar yaşam mahalli 30 kişinin rahatça yaşamasına müsaittir ama gemide bulunan gelişmiş bilgisayar sistemleri sebebi ile
mürettebat sayısı sadece 13'dür

226
İnanılmaz mucizeler!

Ölümden kurtuluş anları!!!

Şimdi izleyeceğiniz videoda gerçekten büyük mucizeler yaşanmış.

Ölümle bırakın burun buruna gelmeyi nerdeyse öbür tarafa gidip gelmişler =)

Kimisini bir ağaç kurtarıyor, kimisini yoldan geçen başka bir araba, kimisini balkon korkulukları...

Ama hepside nefes kesecek türden!

Allah’tan bunlarda ölüm yok; bunlar kurtulanlar


http://smotri.com/video/view/?id=v8296286dbb

227
ENTERASAN OLAYLAR / 5 DeRs!!...
« : 28 Ocak 2009, 22:43:12 »
Okuldaki ikinci ayımda, hocamız test sorularını dağıttı. Ben okulun en iyi ögrencilerinden
biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada
çakıldım kaldım. Son soru söyleydi :
'Hergün okulu temizleyen hademe kadının ilk adı nedır ?'
Bu her halde bir çeşit şaka olmalıydı. Kadını, yerleri sılerken, hemen hergün görüyordum. Uzun boylu, siyah saçlı bir kadındı. 50'lerinde falan
olmalıydı. Ama adını nerden bilecektim ki ! Son soruyu yanıtsız bırakıp kağıdı teslim ettim. Süre biterken bir öğrenci, son sorunun test sonuclarına
dahil olup olmadığını sordu.
'Tabii, dahil' dedi, Hocamız...
'İş yaşamınız boyunca insanlarla karşılaşacaksınız. Hepsi birbirinden farklı insanlar. Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hak eden insanlar bunlar.
Onlara sadece gülümsemeniz ve 'Merhaba' demeniz gerekse bile...'
Bu dersi hayatım boyunca unutmadım. Hademenin adını da...
Dorothy idi.

İkinci Ders :

Bir gece vakit gece-yarısına doğru Alabama Otoyolunun kenarında duran bir zenci kadın gördüm. Bardaktan boşanırca yağan yağmura rağmen,
bozulan arabasının dışında duruyor ve dikkati çekmeye çalışıyordu. geçen her arabaya el sallıyordu. Yanında durdum. 60'lı yıllarda bir beyazın bir
zenciye, hem de Alabama'da, yardıma kalkışması pek olağan şeylerden değildi. Onu kente kadar götürdüm. Bir taksi durağına bıraktım. Ayrılırken
ille de adresimi istedi, verdim. Bir hafta sonra, kapım çalındı. Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armağanda...
'Geçen gece otoyolda bana yardımınıza teşekkür ederim. O korkunç yağmur sadece elbiselerimi değil, ruhumu da sırılsıklam etmişti. Kendime güvenimi
yitirmek üzereydim, siz çıka geldiniz. Sizin sayenizde ölmekte olan kocamın yatağının baş ucuna zamanında ulaşmayı başardım. Biraz sonra son nefesini
verdi.


Tanrı bana yardım eden sizi ve başkalarına karşılık beklemeksizin yardım eden herkesi kutsasın...
En İyi Dileklerimle,
Bayan Nat King Cole.'



Üçüncü Ders :
Size Hizmet Edenleri Hep Hatırlayın...

Bir pastanın üç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yaşında bir çocuk pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu... Çocuk sordu:
'Çikolatalı pasta kaç para ?'
'50 Cent.'

Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir daha sordu:
'Peki, Dondurma Ne Kadar ?'
'35 Cent.' dedi garson kız, sabırsızlıkla. Dükkanda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne kadar vakit
geçirebilirdi ki...
Çocuk parasını bir daha saydı ve
'Bir dondurma alabilir miyim, lütfen ?' dedi.
Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki ma saya koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi. Garson
kız masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu, birden. Masayı sanki akan gözyaşları temizleyecekti.

Boş dondurma tabağının yanında çocuğun bıraktığı
15 Cent'lik bahşiş duruyordu..

Dördüncü Ders :
Yolumuzdaki Engeller...

Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacak diye
gözlüyor... Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın
etrafından dolasıp saraya girdiler. Pek çogu kralı yüksek sesle eleştirdi.Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu.
Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye
başladı. Kan ter içinde kaldı ama, sonunda, kayayı da yolun kenarına çekti.Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir
kesenin durduğunu gördü.
Açtı... Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde...
'Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir.' diyordu kral.Köylü, bü gün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.
'Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır.'

Beşinci Ders :
Önemli Olan Vermektir..

Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek yaşam
şansı, beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan aynı hastalıktan mucizevi bir şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın
mikroplarını yok eden antikorlar oluşmuştu. Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini sordu. Küçük çocuk bir an
duraks adı. Sonra derin bir nefes aldı ve 'Eğer kurtulacaksa, veririm kanımı' dedi.
Kan nakli yapılırken, ablasının gözlerinin içine bakıyor ve gülümsüyordu.Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı, ama küçük çocuğun yüzü de
giderek soluyordu...
Gülümsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora sordu :
'Hemen mi öleceğim ?'
Ufaklık, doktoru yanlış anlamıştı, ablasına vücudundaki bütün kanı verip, öleceğini düşünüyordu

228
ENTERASAN OLAYLAR / Adı olan inek daha fazla süt veriyor
« : 28 Ocak 2009, 22:42:28 »
İneklere isim verme ve bu gibi yakın ilgi göstergeleri, bu hayvanların verdiği süt miktarını arttırıyor.

İngiltere'nin Newcastle Üniversitesi'nden Catherine Douglas ve ekibi, "özel olarak ilgilenilen" süt ineklerinin verimlerinin daha fazla olduğunu, verdikleri süt miktarının yılda 250 litreden fazla artış gösterdiğini belirledi.

Anthrozoos dergisinin internet sitesinde yayımlanan araştırmada Douglas, "insanlar gibi ineklerin de özel muameleden memnuniyet duyduğunu, erişkin hale gelene dek özel olarak ilgilenilen ineklerin daha mutlu ve sakin olduğunu" belirtti. Araştırmaya İngiltere'deki 516 hayvan yetiştiricisi katıldı

Sayfa: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 [19] 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 ... 87