Doğu’da tüp bebek sorunu
Doç. Dr. Yakup Kumtepe, kısırlık tedavilerinde, erkeklerin hastanelerde yıllardır kötü kokulu tuvaletlere gönderilerek onlardan sperm örneği istendiğini, hastaların da ortam bozukluğu ve psikolojik baskı nedeniyle bu örnekleri veremediğini söyledi.
Erkeklerin hastanelerde yıllardır kötü kokulu tuvaletlere gönderildiğini ve kendilerinden sperm örneği istendiğini, aslında bunun bir insanlık suçu olduğunu dile getirerek Doç. Dr. Yakup Kumtepe, “hastaların çoğu ortam bozukluğu ve psikolojik baskı nedeniyle sperm örneği veremiyor, alınan örneklerden de kötü hijyen nedeniyle sağlıklı bulgulara ulaşılamıyor” dedi. Doç. Dr. Kumtepe, “üniversitemizde oluşturacağımız merkezde, içinde duş bulunan ve uyarıcı filmlerin izlenebileceği izole edilmiş oda hazırlanıyor” dedi.
Atatürk Üniversitesi (A.Ü) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yakup Kumtepe, Doğu Anadolu Bölgesi’nde, tüp bebek uygulaması ve kısırlık tedavilerinde sıklıkla karşılaşılan sorunları anlattı.
Doç. Dr. Yakup Kumtepe, kısırlık tedavilerinde, erkeklerin hastanelerde yıllardır kötü kokulu tuvaletlere gönderilerek onlardan sperm örneği istendiğini, hastaların çoğunlukla ortam bozukluğu ve psikolojik baskı nedeniyle bu örnekleri veremediğini söyledi. Doç. Dr. Yakup Kumtepe, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nin Doğu’da bölge hastanesi konumunda olduğunu ve yaklaşık 5 milyon insana hizmet verdiğini kaydetti.
ERKEKLERDEN SPERM ÖRNEĞİ İSTERKEN
Kumtepe, bölgeden, çocuk sahibi olamayan yüzlerce çiftin tedavi olmak amacıyla geldiklerini ifade ederek çiftlerle öncelikle iyi diyalog kurmaya, onları rahatlatmaya çalıştıklarını belirtti. Kumtepe,özellikle erkeklerin bu konuda çok hassas olduklarını anlattı. Kısır olduğunu öğrenen erkek hastalarının çoğunlukla kendini lanetlenmiş gibi hissettiğini belirten Kumtepe, “Bu ruh halindeki erkekten bir de sperm örneği istenince, hasta çok daha fazla sıkılıyor” dedi.
Sperm örneğinin alınmasının da ayrı sorunlar içerdiğini anlatan Kumtepe, şunları söyledi:
“Erkek hastalar, hastanelerde yıllardır kötü kokulu, hijyenik olmayan tuvaletlere gönderiliyor, ellerine de bir kap veriliyor ve (git bize sperm örneğini getir) deniliyor. Bu, bence aslında insanlık suçudur. Hastaların çoğu bu durumda, ortam bozukluğu ve psikolojik baskı nedeniyle sperm örneğini getiremiyor. Bu bazen uzun süre devam ediyor. Getirebilenlerin sperm örneklerinden de hijyen şartlarının olmadığı bir ortamda elde edildiği için sağlıklı bulgulara ulaşılamıyor. Bazen yanlış tanı bile konulabiliyor.”
“ÖZEL ODA HAZIRLANIYOR”
Kumtepe, üniversitede, bölgede ilk defa tüp bebek uygulamasının dayapılabileceği, Üreme Endokrinolojisi ve Yardımcı Üreme Teknikleri adıaltında merkez kurulacağını bildirdi. Merkezin bir kaç hafta sonra hizmete açılacağını anlatan Kumtepe, merkezde, tüp bebek uygulaması ve kısırlık tedavisi ile ilgili değişikbirimlerin olacağını anlattı. Sperm değerlendirme biriminde, erkek hastalardan sperm örneği alınması için izole edilmiş özel bir oda oluşturulacağını anlatan Kumtepe, odanın içinde, hastayı cinsel olarak uyarıcı nitelikte film izleme, ayrıca hastaya duş alma imkanı sağlanacağını bildirdi. Söz konusu odada en ince ayrıntıya kadar gerekli hijyenin de sağlanacağını kaydeden Kumtepe, “Hasta bu odaya girdiğinde, en başta birey olarak kendisine saygı duyulduğunu düşünecek, rahat olacak. sperm örnekleri verdikten sonra duşunu da alıp hastaneden ayrılabilecek” dedi.
TÜP BEBEK UYGULAMASINDAKİ ÖNYARGILAR
Kumtepe, gelen yüzlerce hastada en sık karşılaştıkları durumun, tüp bebek konusundaki ön yargılar olduğunu anlattı. Hasta ve hasta yakınlarının tüp bebek uygulamasında başka insanların hücrelerinin kullanılabileceğinden endişe ettiğini belirtenKumtepe, şunları kaydetti:
“Bunu özellikle erkek düşünüyor. Tüp bebekte çocuğun tamamen kendinden olup olmayacağı endişesi taşıyor. Aslında, çiftlerden çok onların aile büyükleri bu önyargıya sahip. Bu yüzden bize gelemeyen hastalarımız var. Gelen hastalar da 45 dakikalık bir görüşmede en az 30-40 defa aynı soruyu soruyorlar: (Çocuk tamamen bizden mi olacak?) diye... Oysa böyle bir durum kesinlikle yok. Uygulamanın ardından dünyaya gelecek bebek tamamen çiftin kendisinden oluyor”
“(KISIR OLDUĞUMU EŞİME SÖYLEMEYİN!)”
Kumtepe, tedavilerde elde ettikleri tanıları eşlerin her ikisine bütün çıplaklığıyla anlatmak zorunda olduklarına dikkat çekti. Hekimlik etiğinin de bunu gerektirdiğini kaydeden Kumtepe, sık karşılaştıkları bir durumun kendilerine zor anlar yaşattığını dile getirdi. Muayenede kısır olduğu anlaşılan erkeğin, bunu eşinin duymasını istemediğini belirten Kumtepe, “Erkek hastaların bir bölümü, eğer bu durumu eşine söylersek tedaviyi reddedeceğini ve eşinden de ayrılacağını söylüyor” dedi. Kumtepe, bunun önüne geçebilmek için eşlere bazen durumu tüm ayrıntısıyla anlatmadıklarını ancak tedaviyi uyguladıklarını ifade etti.
