Gönderen Konu: Bisiklet ile ''0'' kirlilik!  (Okunma sayısı 655 defa)

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.423
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Bisiklet ile ''0'' kirlilik!
« : 10 Haziran 2008, 09:28:28 »
Bisiklet ile ''0'' kirlilik!

--------------------------------------------------------------------------------
Bisiklet ile ''0'' kirlilik!

 
8 Haziran'da Bisikletliler Derneği öncülüğünde, TEMA, Türk Kalp Vakfı, İstanbul Diyabet Vakfı ve diğer sivil toplum örgütlerinin işbirliği ile Çevre Haftası etkinlikleri kapsamında Boğaz köprüsü bisikletle geçilecek.


Bisiklet yolu isteyenler, çevre için, spor için, sağlık için, ulaşım için, tasarruf için bisiklet kullanmak isteyenler, 8 Haziran günü Taksim'de 9:30 da buluşuyorlar
10:00’da bisiklet turu başlıyor.
Kayıt için kayit@bisikletliler.org
Dünya Çevre Günü 2008: “Düşük Karbon Ekonomisine Doğru: Alışkanlıklarından Vazgeç”
Birleşmiş Milletler Örgütü 1972 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de 133 ülkenin katılımı ile düzenlediği zirvede, 5 Haziran tarihinin “ Dünya Çevre Günü” olmasını oybirliği ile kabul etti. O tarihten bu yana çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinlikler düzenlenmeye başlandı.
2008 yılı Dünya Çevre Günü’nün 2008 yılı ana teması “iklim değişikliği ve toplumların bu konuda alması gereken önlemler”, sloganı da “Düşük Karbon Ekonomisine Doğru: Alışkanlıklarından Vazgeç” olarak belirlendi.
Dünyanın Ateşi Çıktı
Yerküre’nin bundan yaklaşık bir milyon yıl önce büyük bir asteroitin çarpmasıyla yaşadığı iklim değişikliğinden daha korkunç bir iklim değişimi tehdidi ile karşı karşıyayız. Bilimsel veriler, küresel ısınmanın % 90 oranında insan eliyle gerçekleştiğini doğruluyor. Küresel ısınmanın etkisiyle de iklim, daha önce benzeri görülmemiş şekilde olağandışı ve müthiş bir hızla değişiyor. Bilim insanları, dünyanın görünmez, korkunç ve geri döndürülemez eşiği ne zaman geçeceğinden hâlâ emin değil. Fakat sayıları giderek artan kanıtlar, bu zamanın yakın olabileceğini düşündürüyor.
İklimler Değişiyor, Ya Biz ?
Dünya genelinde seragazlarının artışından %65 oranında enerji sektörü, %17 Ormansızlaşma, %14 Tarım, %1 Endüstriyel F gazları, %3 Atıklar sorumludur Dünyamızı ve kendimizde dahil üzerinde yaşayan canlıların sürdürülebilir bir şekilde yaşamasını istiyorsak nelerden vazgeçmeliyiz ?
>Güvenli Enerji Stratejisi: Enerji yatırımları uzun vadelidir. Geç kalmak istemiyorsak, iklim açısından güvenli bir enerji stratejisi belirlemeli ve hemen uygulamalıyız.
Fosil yakıtlar: Tükettiğimiz enerjinin beşte dördü fosil yakıtlardan elde ediliyor. Fosil yakıt tüketiminden aşamalı olarak vazgeçmeli, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeliyiz.
Yenilenebilir Enerji: Yenilenebilir enerji, bol miktarda bulunan iki temel enerji kaynağına dayanıyor: Güneş ışığı ve yerkabuğunun altında depolanan ısı. Yerküre’nin yüzeyine iki saat içinde vuran güneş ışığı bile tek başına, insanların bir yıl boyunca tükettikleri toplam enerjiye eşit. Bu güneş ışığının büyük bölümü ısı haline gelirken, güneş enerjisi ayrıca, her biri insanların kullanımına açık olan rüzgar, su, dalga ve biyolojik kütlelerde bulunan enerjiyi de yaratıyor. Her gün elimize geçen ve yenilenebilen bu büyük enerjinin sadece küçük bir bölümü bile insanoğluna sonsuza dek yetebilir.
</B>Karbonsuz Enerji Teknolojileri: Yeni teknolojiler ve yaşam biçimleri sayesinde enerji tüketimini azaltmalı, karbonsuz enerji teknolojilerini kullanmalı, tıpkı iklim değişikliği gibi daha önce benzeri görülmemiş teknolojik, ekonomik ve siyasi yenilikler aracılığıyla, küresel enerji sektörünü yeniden yapılandırmalıyız.
Enerji Verimliliği: Kullandığımız enerjinin yarısından fazlası, enerji gereksinimlerini karşılamakta kullanılmak yerine, atık ısıya dönüşüyor. Bu gerçek, önümüzdeki onyıllarda enerji verimliliğini artırmak için müthiş bir potansiyel bulunduğunu gösteriyor.

Hükümetlerin Getireceği Yaptırımlar: Her türlü ürün ve hizmet için asgari verimlilik standartları koyulmalı ve bu standartları aşama aşama yükseltmeliyiz.
Toprak da Karbon Tutar: 2006’da fosil yakıt kullanımı nedeniyle atmosfere 8 milyar ton karbon yayıldı (neredeyse saat başı bir milyon ton). Ormanların kesilmesi ve tarımsal uygulamalar da hemen hemen 1,6 milyar ton emisyona yol açtı. Yapılan bilimsel tespitler; toprak işleme yöntemleri, bitkilendirme, endüstriyel ormancılık(ağaç tarımı) gibi uygulamalar ile hektar başına 1.3 tona kadar organik karbonun toprakta tutulmasının sağlanabildiğini göstermiştir. Topraktaki organik karbonu yöneterek, toprağın verimini arttırabilir ve küresel ısınmanın etkilerini azaltabiliriz.
İhtiyacın Kadar Tüket
Topraklarımızı, ormanlarımızı, meralarımızı tahrip ederek, biyolojik çeşitliliğimizi yok ederek, suyumuzu kirleterek, yanlış kullanarak dünyamızı saran ekolojik güvenlik ağının iplerini beşer onar çözüyoruz. Eğer, bu şekilde yaşamaya devam edersek, çocuklarımızın torunlarımızın yani gelecek nesillerimizin en temel ihtiyaçlarını karşılama hatta yaşama olanaklarının bile ellerinden alınmasına neden olacağız. Bu sorunun çözümü; alınabilecek pek çok önlemin yanında ve temelde yaşamımızı sürdürecek kadar tüketip bundan mutlu olabileceğimiz bir toplum düzeni yaratmaktan ve herkesin bu hedefe ulaşmak için birlikte hareket ederek katkı sağlamasından geçiyor. Böylece bizden sonra gelecek tüm canlılara sürdürülebilir bir dünya bırakmış olacağız