Agrippa , ( .... - .... )
Milattan Sonra yaklasik I. yüzyilin sonu ile II. yüzyilin basinda dünyaya gelen Agrippa,Ilkçag Yunan felsefesindeki kuskucu gelenegin, özellikle de Pyrrhoncu Kuskuculukun sürdürücüsü olan Romali kuskucu filozoftur. Akademia Kuskuculugu ögretisiyle yollarini ayirip kuskuculugun gerçek evi olarak gördügü Pyrrhonun ögretisine yönelen Aenesidemosun ardili olan Agrippa, kuskuculugu temellendirmek için Aenesidemosun ortaya koydugu on tropos’u (diyalektik uslamlama) bese indirerek kendi ögretisini kurmustur.Kuskuculugu savunmak, yargida bulunmaktan kaçinmayi (epokhe) ve bilginin olanaksiz oldugu düsüncesini temellendirmek için Agrippanin türettigi bes tropos kisaca söyledir:1- Ayni konu üzerinde öne sürülen görüsler baska baska olup birbirleriyle çatisir.2- Akil yürütme ya da öncüllere dayali kanitlama özü geregi bir çikmazla karsi karsiyadirher kanitlama ayrica kanitlanmasi gereken öncüllere dayandigindan ve bu sonsuza dek böyle sürüp gittiginden hiçbir akil yürütme kendi kendini kanitlama ya da açiklama gücüne sahip degildir.3- Akil yürütme sürecindeki bu sonsuz geriye gidisin önünü alabilmek için kanitlanmamis öncülleri ileri sürmek zorunludurdogmaci filozoflar önermeler dizisinde sonsuza dek geriye gitmekten kaçindiklari için hiçbir zaman kanitlayamayacaklari varsayimlar öne sürerler.4- Hem algilar hem de bunlara dayanan yargilar görelidir. Gerek algilar gerekse bunlarin dogurdugu yargilar özneye ve öznenin içinde bulundugu kosullara göre degisir.5- Kanitlanacak seyi kanitin dayanagi yapmaktan dogan bir döngüsellik söz konusudurherhangi bir ilkeyi tanitlamaya kalkistigimizda kendimizi bir kisir döngünün içinde buluruz; baska bir deyisle sonucu kanitladigi düsünülen öncül ya da öncüller dogruluklarini yine sonuçtan aldiklarinda, bu öncüllerin sonucu kanitladigi ya da saglama aldigi düsüncesi havada kalir.Agrippa ayrica, filozoflarin bir yandan akilla ilgili olani duyularla, bir yandan da duyularla ilgili olani akilla tanitlamaya giristiklerinden ötürü hep ikili bir kisirdöngüye düstüklerini de vurgular.Agrippa, öne sürdügü tüm bu gerekçe ve kanitlara dayanarak, ne duyularin tanikligina ne de insanin anlama yetisine güvenilebilecegini, bu nedenle de hiçbir konuda kesin hükme varilmamasi gerektigini savunur. Tipki Aenesidemos gibi o da dogmaciligin bu asilamaz güçlüklerden dolayi tökezlemeye mahkum oldugunu düsünür ve ister bilginin olanakliligi ister varlik ya da gerçeklik üzerine olsun her türden yarginin askiya alinmasini (epokhe) salik verir.Buna karsilik, Aenesidemosun daha çok duyu algilarimizin yol açtigi güçlüklere yogunlasan tropos’lariyla karsilastirildiginda Agrippanin troposlari, herhangi bir metafizik sorununu çözmenin olanaksizligini gösteren kanitlari da içerdiginden, çok daha derin bir kuskuculuk barindirir. Bu yüzden kimi felsefe tarihçileri, kuskuculugu Akademianin uzlasmaciligindan kurtarip eski ihtisamli günlerine -kati Pyrrhoncu kuskuculuga- döndürmesinden ötürü, yeni kuskuculukun kurucusu olarak Aenesidemosu degil de onu anarlar.Son çözümlemede, Agrippa, insan bilgisinin, bilgi denilen seyin birtakim varsayimlar ile ön kabullere dayandigini ve yetkin bilgiye ulasmanin olanaksizligini vurgulamasiyla birçok modern ve çagdas düsünürü öncelemistir.