Gönderen Konu: EN CÜZEL FIKRALAR!!  (Okunma sayısı 55417 defa)

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #528 : 14 Kasım 2006, 15:17:29 »
Zengin bir iş adamı oğlunun salaklığından çok şikayet edermiş.Çünkü Adam ne iş kurarsa batırırmış.Adam bakmış olacağı yok yurt dışından en son teknoloji makineleri ithal ettirerek oğluna iş kurmuş.ilk gün oğluna:

-Bak oğlum senin bişey yapmana gerek yok sadece şu makinenin üstünden canlı hayvanı atıcaksın diğer taraftan da hazır sosis olarak alacaksın anladın mı?
çocuk bunun üzerine:
-Tamamda baba peki ben üstten sosisi koysam alttan bana hayvan olarak çıkar mı?
Bunun üstüne öfkelenen baba:
-Hayır oğlum bir taraftan sosis alıp diğer taraftan hayvan çıkartmak sadece annene mahsus

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #529 : 14 Kasım 2006, 15:17:41 »
İsviçre Çin'e savaş ilan etmiş. Bir şekilde Çin'e kadar gelmişler. Haber Çin başbakanına geç ulaşmış.

"Başbakanım İsviçreliler saldırdı, Pekin'e girdiler."

"İsviçre de ne?"

"Avrupa'da bir ülke."

"Kaç kişi bunlar?"

"5 milyon."

"Hangi otelde kalıyorlar?"

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #530 : 14 Kasım 2006, 15:17:53 »
Gerçekten de öz dumur bir olay anlatacağım size! Hani su İETT’nin yeşil otobüsleri var ya; çevreci ve ABS frenli olanlar... Gayet güzel bir gün herkes kendi kıvamında ve tadında yolculuk ederken, birden bir telefon sesiyle irkildik.

Gazman'inki gibi çalıyordu. Neyse adam çalan telefonu açtı ve konuşmaya başladı. Biraz argosu rahatsız ediyordu çevreyi ama, asıl rahatsızlık veren kapalı olması gereken telefonun açık ve kullanılır vaziyette olmasıydı.

Tabi çok geçmeden İETT şoförünün ikaz sesi duyuldu:
-Beyefendi cep telefonuyla bu otobüste konuşmanız yasak!

Adam hiç iplemeden konuşmaya devam etti. Şoför tekrar uyardı:
-Beyefendi kime diyorum, cep telefonuyla konuşmanız yasak, aaaa!

Adam hala konuşuyor, hiç tınmıyor. Şoför daha fazla dayanamadı bir hışımla el frenini çektiği gibi, caaaart diye durdurdu otobüsü ve herifin tepesine dikildi.

Kardeşim ne laf anlamaz adamsın sen yahu! Bu otobüste cep telefonuyla konuşamazsın. Yasak yahu yasak! Şoförün bu hiddetli hareketinin ardından telefonla konuşan adam bir an duraksadı ve telefonda konuştuğu kişiye dönerek:

- Alo, Hilmi abi benim bu otobüste cep telefonuyla konuşmam yasakmış abi. Ne yapalım abi, tamam sen konuş ben sadece dinliyorum abi...

Cümleten apıştık kaldık billa...

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #531 : 14 Kasım 2006, 15:18:10 »
'Randevum var'

Bir gün Ali, sınıfta arkadaşlarıyla konuşuyormuş. Öğretmen görmüş ve bunları tahtaya kaldırmış. "4 kelime yazıp yarın getireceksiniz" demiş. Ali eve gitmiş. - Baba bana bir kelime söyler misin? - Git len başımdan. Ali yazar. Annesine gider annesinin yağı bitmiştir, annesi "Sana, sana" der. Ali yazar. Ağabeyine gider. Ağabeyi de Tarzan kitabı okuduğu için sorusuna cevap olarak "Tarzan Tarzan" der. Ali yine yazar ve hemen telefonda sevgilisiyle konuşan ablasına gider: "Abla bana bir kelime söyler misin?" der. Ablası da telefonla konuşurken. "Gelemem şekerim randevum var" der. Sabah okulda öğretmen Ali'yi kaldırır. Ali okumaya başlar. - Git len başımdan. Öğretmen: - Bana mı? - Sana, sana. - Sen kendini ne sanıyorsun? - Tarzan, Tarzan. - Yürü bakalım doğru müdüre. - Gelemem şekerim, randevum var.

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #532 : 14 Kasım 2006, 15:18:25 »
Hitler

--------------------------------------------------------------------------------

Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.

- "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis.

Ingiliz'e sormus

- "Titanik kaç yilinda batti?"

Ingiliz hemen cevap vermis

- "1912" diye.

Hitler göndermis Ilgiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez:

- "Titanik'te kaç kisi öldü?"

Fransiz cevap vermis

- "1050".

- "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.

Ve Yahudi'ye dönmüs;

- "Say lan isimlerini!"

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #533 : 14 Kasım 2006, 15:18:49 »
Askerin bir oturmuş karısına mektup yazıyormuş yazmış yazmış sonuna gelmiş mektubun birden bir itirafta bulunası gelmiş ve devam etmiş karıcım seni aldattım bir sokak kadınıyla,ama inan pişman oldum ve burda onlarla beraber olmak çok pahalı demiş ve sıkıla sıkıla postalamış mektubu. Ertesi hafta tek cümlelik bir cevap gelmiş.''kocacım 100 dolardan fazla verme ben burda okadar alıyorum''

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #534 : 14 Kasım 2006, 15:19:01 »
Noel Baba

--------------------------------------------------------------------------------

Çocuk Esİrgeme Yurdunda Yasayan Bİ Çocuk Yilbasinda Noel Babaya Mektup Yazar Mektubunda Sunlar Yazmaktadir.sevgİlİ Noel Baba Herkez Senİn GerÇek Olmadini Zanneder Ama Ben Senİn GerÇekten Var Oldunu Bİlİyorum Ve Senden ÜÇ Tane İstegİm Olacak.bana Bİ Ayakkabi,bİr GÖmlek Ve 50 Mİlyon Nakİt Para GÖndermenİ İstİyorum Der Ve Mektubu Postaya Verİr.postacilarda Mektuplarin Nereye Gİttİklerİnİ Kontrol Ederler Örn. Bu İstanbula Bu İzmİre Gİbİ Bİde Bakarlar ÜstÜnde Noel Babaya Yazan Bİ Mektup Var Bunlar Merak Eder Mektubu AÇar Okurlar Ve Çok ÜzÜlÜrler Çocugun İsteklerİnİ Yaparlar Yanliz 50 Mİlyonu Paralari Kalmadiklari İÇİn GÖnderemezler.Çocuk Hemen Noel Babaya Cvp Yazar Noel Baba Ayakkabilar Tam İstedİgİm Gİbİ GÖmlek SÜper Oldu Yanliz 50 Mİlyonu Bulamadim Bİlİorum Sen Kesİn GÖndermİssİnde Der Ama O Serefsİz Postacilar Parayi İÇİnden Almislardir.))))))))))))))))))))))

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #535 : 14 Kasım 2006, 15:19:20 »
yedigimiz hurmalar neremizi tirmalar

--------------------------------------------------------------------------------

BİR akıl hastanesine yeni bir başhekim atanmış. Başhekim, hastaneyi dolaşırken, aşağıdaki mutfağa da inmiş.
Bir de bakmış ki, mutfağın ortasında yere tebeşirle çizilmiş koskocaman beyaz bir daire: dairenin de içinde yere yatmış yüzükoyun, sırtüstü kıvranıp duran 7 - 8 deli...
Bir başka deli de, yemek masasına tek başına oturmuş; reçeli, tereyağı, zeytini, peyniri, rafadan yumurtasıyla, yerde kıvrananlara bakıp bakıp gülerek bir güzel kahvaltı ediyor.
Başhekim, masada oturana sormuş:
- Yerdeki beyaz dairenin içinde; bir yüzükoyun, bir sırtüstü uzana döne, ne yapıyor bunlar?
Masadaki deli:
- Tebeşirle o beyaz daireyi ben çizdim, demiş. İçindekilere de dedim ki:
"- O beyaz dairenin altından geçerseniz, ancak kahvaltı edebilirsiniz benim gibi...
- Neden öyle kıvranıyorlar ki?
- Yere çizilmiş dairenin altından geçmeye çalışıyorlar da, ondan.
Başhekimin gözleri hayretle açılmış ve yine sormuş masadaki deliye:
- Senin adın ne?
Hiç beklemediği bir yanıt gelmiş:
- Günter Verheugen...
***
Avrupa Birliği üyesi ülkelerde, Günter Verheugen'in son Türkiye ziyaretiyle ilgili bir yığın deli fıkrası anlatılmaya başlanmış nedense...
Onlardan biri daha işte:
Yine bir akıl hastanesine, yeni bir başhekim atanmış. Başhekim hastanede dolaşırken; bir diş fırçasının boyun bölümüne uzunca bir ip bağlamış, köpek niyetine dolaştıran bir deliye rastlamış. Delinin keyfini kaçırmamak için, eğilip diş fırçasını okşar gibi yapmış:
- Ne güzel köpek bu böyle, demiş.
Deli, şöyle bir bakmış başhekime:
- Hadi ordan doktor, demiş; bu köpek değil, diş fırçası...
Başhekim hemen doğrulmuş ve içinden, "Sandığım kadar da deli değilmiş" diyerek uzaklaşmış oradan.
Başhekim iyice uzaklaşınca, deli eğilip okşamış diş fırçasını:
- Hadi gözümüz aydın olsun, bunu da atlattık Fifi...
***
Nasreddin Hoca'ya sormuşlar:
- Irak'ın Telafer kasabasındaki Türkmenleri bombalayıp duruyormuş Pentagon; neyse ki Ankara uyardı Washington'u. Sen ne diyorsun bu işe Hoca, şimdi ne yapacak Amerika?
Hoca, gülümseyip sakalını sıvazlamış:
- Bırak şu Amerika'yı demiş; ne zaman uyarılsa, hiç aldırmadan sürdürüyor çuvallamayı. Biliyorsun geçen sefer de çuvallamıştı. Bana sorarsan, uyarılarımıza karşın, çuvallayabilir bu kez de yine... NATO'nun Akdeniz manevralarında bir Amerikan zırhlısı, bizim Muavenet muhribini yanlışlıkla vurup çuvallamamış mıydı; onun adeti böyle, her zaman çuvallıyor.
***
Günter Verheugen'in Türkiye ziyaretiyle ilgili bir de, bir sirk fıkrası dolaşıyor Avrupa başkentlerinde... Verheugen, aralık ayında AB üyeliği için müzakerelerin başlayabileceğini söylemişti ya, onun üstüne...
Sirk müdürünün odasına, iş arayan bir akrobat girmiş:
- Sirk çadırının 50 metre yüksekliğindeki orta direğin tepesine kadar tırmanabilir, oradan aşağıya balıklama atlar ve yere tepe üstü düşüp, sonra da halkı selamlayabilirim...
- Böyle bir numara için ne istiyorsunuz peki?
- 200 dolar diyelim...
- Tamam, kabul. Önce bir görelim ama, hadi yapın bakalım numaranızı...
Akrobat, sirk çadırı direğinin ta tepesine kadar tırmanmış ve oradan balıklama boşluğa bırakmış kendisini. Tepe üstü yere düşüp, bir süre öyle dimdik durmuş tepetaklak. Sonra hafif sersemlemiş durumda, ayağa kalkmış, sağa sola selam vermiş...
Sirk müdürü:
- Oldu, demiş; hemen başlayın numaranıza, 200 dolara...
- Yok, demiş, 200 dolar olmaz, 500 dolar isterim...
- Nasıl 500, siz kendiniz 200 dolar demediniz mi?
Yeni akrobat:
- 200 dolar dediğim zaman, demiş; henüz hiç denememiştim yaptığım numarayı...
Böyle bir fıkranın Verheugen ile ne ilgisi var demeyin...
Müzakere tarihi hakkında ziyaretinin başında söyledikleriyle; sonunda, kem kümle karışık söylemeye çalıştıklarını hatırlayın: "Evet, tabii eşik aşılmıştır ama, şayet, fakat, lakin..."
***
Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın, Sait Faik'in ölümü üstüne yazdığı "Sait'e Ağıt" şiiriyle bitirelim yazıyı:

Ölmüş Sait
Deniz mavisinden erken
Bunca sevgiden sonra
Ölmüş annesini öperken

Ölmüş eli ayağı uzak
Camların üstü buğu
Ölmüş çocuklar izin vermeden
Yüzünde sarışın çocukluğu

Yıldızlar gitmez gün doğmaz
Ölmüş korkunç uykusu yerde
Ölmüş belli belirsiz düşcek
Üşür balıklar öykülerde

Ölmüş
Ölmüş ağaç bir gölgesi iki
Ama neden ölmüş
Ölmek yaşamaktan iyi mi ki

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #536 : 14 Kasım 2006, 15:19:43 »
Bir gün otururken pamuk prenses demiş ki: -
Benim çadırımda sihirli ayna var girip sorayım hala en güzel ben mıyım?
Çadıra girip çıkan pamuk prenses demiş ki:
- Aynaya sordum hala en güzel benmişim.
Bunun üzerine herkul :
- Bir de ben sorayım hala en kuvvetli ben miyim ?
Ve çadıra girer. Çadırdan çıkınca derki
- Hala en kuvvetli benmişim.

Sıra notre dame'ın kamburuna gelmiştir. Oda
En çirkin hala ben mıyım sorayım diye çadıra girer.

Çadırdan on karış suratla çıkan nortedome'ın kamburu sınırlı bir
şekilde derki;

- Kim lan bu Reha Muhtar?

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #537 : 14 Kasım 2006, 15:19:55 »
Temel bir grup arkadaşıyla çukur açıyormuş.Bir başka grupda gelip çukurları kapıyomuş. Adamın biri çok merak etmiş ve ne yaptıklarını sormuş.
Temel: Bir grup daha fardu, onlarda fidan dikeydu, bucün gelmeduler, piz de pizim işler geri kalmasın diye çalişayruz

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #538 : 14 Kasım 2006, 15:20:07 »
Temel, Of'ta bir gozlukcuye gidip 'bana bir okuma gozlugu verin' der. Hemen gozlukler cıkarılır. Temel, butun gozlukleri denedigi halde bir turlu okuyamaz. Gozlukcu, kan-ter icinde 'yahu' der:

- Sen, okuma yazma bildiginden emin misin?

Temel 'haaa' der:

- Yoksa sartmidur?

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Ynt: EN CÜZEL FIKRALAR!!
« Yanıtla #539 : 14 Kasım 2006, 15:20:22 »
Ufak bir suçtan hapse düşen Temel'in koğuş arkadaşı sık sık hastalanmakta haftada bir doktora gitmektedir.Adamın doktordan her gelişinde bir uzvu kesilmektedir.Bir gün bacağı,sonra kolu,eli...Son gelişinde Temel koğuş arkadaşının kulağına eğilir manalı bir gülüşle: -Uy!Hemşerim sanmaki anlamayrum,bağa öyle geliyoki galiba sen kısım kısım firar edeysun...