İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Sinoplu57

1141
ITALY CUP / TEKNİK KURALLAR
« : 31 Mayıs 2008, 21:06:11 »
1.Maçlar 8 dkkadan 16 dkkika Oynanacaktır.

2.Maçlardan sonra ss alıncaktır.Alınmayan maçlar geçersiz sayılacaktır.Sertliği ve kartları önlemek için bu kurallar geçerlidir.

3.Maçlar hamachide sitede Rakiplere Küfür edenler bana bildirsinler.Delilde getirsinLer.

4.Maçlarda kopukluk yaşanırsa Kaldığınız skor ve dakikadan tekrar başlıyacaksınız.

5.Herkeze söylüyorum farketmez ne Hamza YADA 5.Sınıf üye farketmez Ev sahibi takım HostLa girer çünkü bunun kawqası çok oluyor

6.TAKIMLAR KURA İLE HAMZA TARAFINDAN VERİLECEKTİR.

1142
HER TELDEN DUYURULAR / İTALYA CUP
« : 31 Mayıs 2008, 20:58:00 »
[/b]

AÇTIM KİLİTİ HERKEZ KAYIT OLSUN BEYLER

1143
Geri gelecektir emin olun kolay kolay ayrılamaz bizden cemil kardeşim yazın 3 ay bırak kışa bekliyoruZ seni

1144
HER TELDEN DUYURULAR / Siteden "TEMELLİ" Ayrılıyorum ..
« : 31 Mayıs 2008, 20:53:20 »
WLA İBO NE KADAR KÜFÜR DE ETSEM BEN BU SİTEYYE GELMEDEN TANIYODUM AMA BEN KÜFÜR ETTİĞİMİ GİZLEMİYORUM AMA BU KONUDA O HAKSIZDI OLSUN ÖNEMLİ DEĞİL HALA KANKAYIZ BENCENE GİTME KANKA GEL BURDAYIZ HEPİMİZ İŞTEE

1145
ITALY CUP / BASIN VE SOHBET BÖLÜMÜ
« : 31 Mayıs 2008, 20:45:29 »

EVET BURDA MAÇTAN ÖNCE VE SONRA BASIN TOPLANTISI YAPABİLİRSİNİZ.VE RAKİMLERİNİZLE SOHBET EDEBİLİRSİNİZ

1146
ITALY CUP / KAYITLAR BURDAN
« : 31 Mayıs 2008, 20:39:00 »
Kayıtlar açıyorum ilk kayıt benden

tugay

turnuvaistiyorum@hotmail.com

maçlarımı yapacak kadar

1147
Osteoporoz’a karşı şimdiden önlem alın.
Kemik kırılganlığını ve kırık riskini artıran osteoporoz, teşhis ve tedavi edilmezse ciddi sonuçlar doğurabiliyor.'20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü'

Dünyada 50 yaş üzerindeki her 3 kadından 1"inde, erkeklerde ise her 8 erkekten 1"inde görülüyor. Yaşlanan dünya nüfusuyla birlikte önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkan osteoporozdan, dünyada 200 milyondan fazla kişi etkileniyor.

Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen ve sinsi hastalık olarak nitelenen osteoporoz çok basit önlemlerle engellenebiliyor. Yetersiz kalsiyum alımı, D vitamini eksikliği, menopoz, hareketsizlik, sigara, alkol ve bazı hastalıklar kemik erimesi riskini artırıyor.

Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü
Prof. Dr. Ender Berker

Osteoporoza karşı önlem alın

Osteoporoza karşı önlem anne karnında başlar. Annenin hamilelik dönemini nasıl geçirdiği çok önemlidir. Dengeli bir beslenme şekli, egzersiz ve düzenli doktor takibiyle hamilelik dönemini geçiren anne, bebeğine çok şey kazandırarak, güçlü bir kemik yapısıyla dünyaya gelmesini sağlar. Kemik dokusu çok aktif olduğu için kemik yapım-yıkım faaliyeti doğumla başlar. 30"lu yaşlara kadar kemik yapımı yıkımdan fazladır. 25-30 yaşlarında oluşan tepe kemik kitlesi ne kadar iyi olursa o kadar az osteoporoza yakalanma riski vardır. Tepe kemik kitlesini hormonal faktörler, genetik faktörler, fiziksel aktivite ve beslenme belirler.
Osteoporoz sessizce ilerler

Osteoporoz kırık olmadığı sürece ağrı yapmadığı için sessizce ilerleyen bir hastalıktır. Osteoporotik kırıklar kişinin iş verimini ve yaşam kalitesini negatif olarak etkilemektedir. Ayrıca osteoporoz tedavi maliyeti oldukça yüksek bir hastalıktır, bu nedenlerle risk faktörü taşıyan bireylerin erken davranması çok önemlidir. Osteoporoz tanısının konulmasında; hastanın yaşı, erken menopoz, önceden kırık geçirmiş olmak, anne veya babada erken ve multipl kırık olması gibi hasta hikayesine dayanan verilerin yanında bel, sırt ve kalçada devamlı ağrı, boyda kısalma ve kamburluk gibi veriler de önemlidir. Kemik kitlesi ölçümü ile kesin tanı kısa bir sürede konulur.

Osteoporoz, menopoz sonrası dönemdeki kadınları etkileyen bir hastalık olarak bilinse de, erkeklerde hatta çocuklar da bile görülebilir. Erkeklerde osteoporoz için risk faktörleri, kadınlarınki ile benzer olmakla beraber mide veya bağırsak operasyonu geçirmiş olmak, hipogonadizm, (testesteron hormon eksikliği) idiopatik hiperkalsiüri (idrar yolunda kalsiyum atılımındaki artış) da bu faktörler arasında sayılır. Daha önce kırık geçirmiş erkekler, 70 yaşın üzerinde olanlar, osteoporoz risk faktörleri taşıyanlar, kas-iskelet sistemi hastalığı veya nörolojik hastalık nedeniyle düşme riski olanlar dikkatli izlenmelidir.

Yaşam stilinizi değiştirmek zorundasınız

Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçlarla kemikler tam olarak normale dönmez. Ancak kırılma riski azalır. Dolayısıyla asıl tedavi yaşam stilini ve alışkanlıkları değiştirmektir.

Ailesinde osteoporotik hastalar bulunanlar, kemik yoğunluğunun artırılması için ergenlik döneminden itibaren spor yapmaya başlamalı, kalsiyum açısından zengin beslenmeli, ideal vücut ağırlığında kalmalı, sigara kullanmamalı ve güneş ışınlarından uygun şekilde yararlanmalıdır. Yetişkin dönemde kemik yoğunluğunun korunması ve kemik kaybının önlenmesi için egzersiz önemlidir. Cinsiyet hormonu bozuklukları ve D vitamini eksikliği varsa tedavi edilmelidir. Kemik yıkımını artıran ilaçlar kullanılıyorsa, menopoza erken girilmişse hastayı takip eden hekimin, dikkatli olması ve ona göre tedavi şekli belirlemesi gerekir. Teşhisten sonra tedavi için hastanın eğitimi çok önemlidir. Yaşamının bundan sonraki bölümünde nasıl besleneceği, nasıl hareket edeceği hastaya çok iyi anlatılmalıdır.

Medikal tedavide; daha çok kemik yıkımına neden olan hücreleri bloke edici ilaçlar kullanılarak kırılma riski azaltılır. Bedendeki kemik kütlesinde, kayıp yüzde 30"u aştığında bunun tedaviyle yerine konması çok zordur. Bu durumdaki bir hastada çok hafif bir çarpma bile kemik kırıklarına yol açabilir.

Osteoporoz multidisipliner tedavi gerektiren bir hastalıktır. Hastanın durumuna göre; kadın doğum uzmanı, fizik tedavi uzmanı, endokrinolog, diyetisyen ve ortopedistler ortak hareket ederek tedavi protokolü geliştirirler.
Egzersiz, osteoporoz tedavisinin bir parçasıdır

Egzersiz, osteoporozu önlemek kadar tedavisinde de etkilidir. Fiziksel aktivitesi daha fazla olan kişiler yüksek kemik kütlesine ve daha az kırık riskine sahiptir. Yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı yanında egzersiz de kemikleri kuvvetlendirir. Dolayısıyla hastalara, yaşlarına ve sağlık durumlarına göre egzersiz tedavisi verilmektedir. Bu egzersizler;

Aerobik egzersizler: Belirli bir kalp hızında yapılan egzersizlerdir. Kişinin maksimum kalp hızı= 220-yaş formülü ile hesaplanır ve egzersiz sırasında bu değer yüzde 50–75 olmalıdır. Yürüme, bisiklet, yüzme, dans bunlar arasındadır. Her gün 30 dakika veya haftada 3 gün 60 dakika yapılmalıdır.

Kas güçlendirici egzersizler: Kemiklere yük bindiren egzersizlerdir. Ağırlık kaldırma şeklinde yapılır. Düşük ağırlıklarla başlanmalı, 10-12 tekrarlı ve 2-3 set halinde olmalıdır.

Denge koruyucu ve düzeltici egzersizler: Tai-Chi gibi yavaş ve ritmik hareketlerle yapılan egzersizlerdir. Düşme riski olan yaşlılarda çok yararlı olduğu gibi Amerika ve Uzak Doğu"da yapılan araştırmalarda bu egzersizlerin devamlı olarak yapılması durumunda (10-20 yıl gibi) düşme olaylarının azaldığı ve düşmeden kaynaklanan kırıkların daha az görüldüğü tespit edilmiştir.

Osteoporoz için önemli olan menopoz sonrası kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmaktır.

VKV Amerikan Hastanesi
Beslenme ve Diyetetik Bölümü Sorumlusu
Diyetisyen Ayşe Korkmaz

Kalsiyum ve D vitamini çok önemli

Genel yaşam biçimimiz dengeli beslenme üzerine kurulmalıdır. İskelet gelişimi anne karnında başlar. Annenin kalsiyum bakımından zengin besinlerle hamileliğini geçirmesi, bebeğin doğunca anne sütüyle beslenmesi, gelişme çağında yeterli kalsiyumun alınması, kemik kütlesinin istenilen düzeye ulaşmasını sağlar. Kadınlar için bu çok önemlidir. Çünkü kemik yıkımı menopoz döneminde en yüksek düzeye ulaşmaktadır. Bu da kemiklerin zayıflamasına ve kırık olasılığının artmasına neden olur. Osteoporoz riskini artıran beslenme ile ilgili faktörler arasında aşırı alkol, kafein ve sigara tüketimi de gelir. Çünkü kalsiyum emilimi ile doğru orantılıdır. Kalsiyumun emilimi için D vitamini alınması da çok önemlidir. Kalsiyum emilimine yardımcı faktörler ile emilimi zorlaştıran faktörler dikkate alınmalıdır. Kalsiyumu diğer besin gruplarıyla dengeli almak gerekir. Yeterli miktarda D vitamini de, örneğin güneş ışığından yeterince faydalanmak kalsiyum emilimini artırır. D vitaminin yanı sıra, K ve C vitamini de yeterli derecede alınmalıdır.

Fazla protein almak, sodyum, şeker ve yağ oranı yüksek besinleri tüketmek kalsiyum emilimini azaltır. Kalsiyum kaynakları; süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, fındık ve pekmezdir. Menopoz döneminde günlük kalsiyum ihtiyacı 1000-1200 miligramdır. Eğer hasta menopoza girmişse ve östrojen kullanmıyorsa bu oran 1500 miligramdır.

Menopozla ve/veya osteoporozla gelen hastalar öncelikle bazı tetkiklerle değerlendirilir. Daha sonra hastanın yaşına, boyuna, kilosuna, fiziksel aktivitesine göre beslenme programı çıkartılır. Eğer hasta şişmansa, kolesterolü yüksekse, tansiyon hastasıysa ve başka bir takım sağlık problemleri varsa, öncelikle bunlara yönelik beslenme programı düzenlenmeli ve sonrasında C - D vitamini tabletlerine başlanmalıdır.

VKV Amerikan Hastanesi
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü
Dr. Tahir Haytoğlu

Osteoporoz genç yaşta da görülebilir

Osteoporoz, metabolik bir kemik hastalığıdır. Osteoporozu teşhis ve tedavi etmenin amacı; kırık oluşumunu engellemektir. Kırık olmadan tanı koymak için, kemik yoğunluğu ölçümü kullanılır. Kemik yoğunluğu ölçümünde, kalça ve omur kemiklerinin ölçümü yapılır. Kemik yıkım hızının saptanması için ise idrarda kemik yıkımı sonucu açığa çıkan özel proteinlere bakılması gerekir. Osteoporoz, menopoz dışında şu hastalıkların etkisiyle oluşabilir;

* Tiroid hormonu fazlalığı
* D vitamini eksikliği
* Hiperparatiroidizm
* Böbrek hastalıkları
* Karaciğer sorunları
* Multipl miyeloma

Osteoporozda, hastanın yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini almasının üzerine inşa edilen tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.

Osteoporozun nedenlerine göre görülme oranları;

* Yüzde 80-85 menopoz
* Yüzde 5-10 ilaç kullanımı
* Yüzde 5 tiroid hormonları
* Yüzde 5 de diğer hastalıklar

Erkek osteoporozunun başlıca sebeplerinden biri hipogonalizm denilen testesteron hormon eksikliğidir. Kadın veya erkekte, 50 yaşın altında osteoporoz saptanmışsa mutlaka bir endokrinolog tarafından değerlendirilmesi gerekir.

VKV Amerikan Hastanesi
Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Şefi Prof. Dr. Mahmut Berkman

Osteoporozda kemik kırılması olabilir

Osteoporotik hastaların kemikleri çok kırılgandır. Osteoporozdan en fazla etkilenen kemikler omurga, kalça ve el bilek kemikleridir. Belirgin bir neden olmaksızın veya şiddetli olmayan düşme ve çarpmalarda osteoporotik kemikler kolay kırılabilir.

Menopoz sonrasında, aktivitesi az olan kadınlarda osteoporoz hızlı ilerler. Çok basit hareketler yüzünden, hafif düşmelerde kırıklar olabildiği gibi, çökme kırıkları şeklinde de kırıklar görülebilir. 30 yaşındaki bir kadın düştüğünde herhangi bir kırık olmazken, yaşlı bir kadın düştüğünde mutlaka kırık olur. 1950"lere kadar yaşlı ölümlerinin 3"te1"i kalça kırığı yüzünden meydana gelmekteydi. Yaşlılarda osteoporoz, ağrıyla değil, boy kısalması, kamburluk ve kalça kırığı ile kendini gösterir.

Osteoporozda risk faktörleri



* 50 yaşın üstünde olmak
* Menopoza girmiş olmak
* Erken menopoza girmek
* Erkeklerde, testesteron hormonunun azalması
* Kalsiyum ve D vitamini eksikliği
* Fiziksel aktivitenin az olması ve egzersiz yapılmaması
* Ailede osteoporoz hastalığının görülmesi
* Kısa boylu, ince yapılı olmak
* Sigara, alkol, kolalı ve kafeinli içecekler tüketmek
* Kortizon, heparin gibi bazı ilaçları uzun süre ve yüksek dozda kullanmak
* Diyabet, tiroid hastası olmak, uzun süren hareketsizlik, felçler ve bazı romatizmal hastalıklar başlıca risk faktörlerini oluşturmaktadır.

Kimler kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmalı?

* Astım veya bir başka nedenden dolayı sürekli kortizon ya da kortikositeroid grubundan ilaç kullanmak zorunda olanlar
* Menopoz sonrasındaki her kadın
* Özellikle prostat kanseri veya prostat büyümesi nedeniyle antitestesteron ilaçlar kullanan erkekler
* Kamburu çıkmış insanlar
* Tiroid hastaları
* Anoreksiya nevroza yani yeme bozukluğu olan kadınlar

Osteoporozdan korunmak için neler yapılmalı?

* Çocukluktan itibaren kalsiyum ve D vitamini bakımından yeterli ve dengeli beslenmeli
* Yürüyüş ve merdiven çıkma, egzersiz gibi düzenli spor yapılmalı
* Güneşli günlerde açık havada cildi önerilen şekilde güneşlendirmeli
* Sigara, alkol ve kahve tüketiminden vazgeçilmeli
* Kemik yıkımını artıran ilaçlardan mümkün olduğu kadar kaçınılmalı

1148
SAĞLIK BİLGİLERİ / Unutkanlığı küçümsemeyin
« : 31 Mayıs 2008, 20:01:38 »
Unutkanlığı küçümsemeyin
Bildiğiniz yerde kayboluyorsanız, tekrar tekrar aynı soruları soruyorsanız, kişileri tanımakta zorlanıyorsanız ciddi bir hafıza probleminiz olabilir

Yaş ilerledikçe unutkanlığın arttığı bilinen bir gerçek. Yeni şeyleri öğrenmek, daha önce bilinen isimleri ve kelimeleri hatırlamak veya gözlükleri bulmak daha uzun zaman alabilir. Bunlar genellikle ciddi bellek kusurlarının değil, ılımlı bir unutkanlığın bulgularıdır. Ancak kişinin daha önce bildiği yerde kaybolması, tekrar tekrar aynı soruyu sorması, yön işaretlerine uyamaması, zaman, yer ve kişiler hakkında net olamaması, kendi bakımını yapamaması (kötü beslenme, banyo yapamama gibi) ciddi hafıza problemleridir.

SORUNU BULUN

Memorial Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Uzm. Dr. Abdullah Özkardeş, unutkanlık ve unutkanlığın yol açtığı ciddi bellek kusurlarına karşı önerilerde bulunuyor. Bazı tıbbi nedenler, ciddi bellek sorunlarına yol açabilirler. Bu problemler, tedaviye başlamadan önce giderilmeye çalışılmalıdır.

İLAÇLARIN ETKİSİ Mİ?

Bellek sorunlarına yol açan tıbbi nedenler arasında şunları saymak mümkündür; bazı ilaçların yan etkileri, depresyon dehidratasyon denilen vücutta yetersiz sıvı olması, sağlıklı gıdaları yeterli kadar alamama veya vücutta vitamin ve mineral eksikliği, küçük kafa travmaları troid problemleri...

PSİKOLOJİK PROBLEMLER

Yaşlı insanlarda bazı psikolojik problemler ciddi hafıza sorunlarına yol açabilir. Üzgün olma, yalnız, kaygılı ve sıkıntılı olma kafa karışıklığına ve unutkanlığa yol açabilir. Aktif olmak, arkadaşlarına ve ailesine daha çok zaman ayırmak ve yeni beceriler öğrenmek yardımcı olabilir. Tedavi için bir doktoru görmek gerekebilir. Problemler çözüldükçe bellek problemleri daha iyi olur.

ALZHEİMER HASTALIĞI

Alzheimer hastalığı da, ciddi bellek problemlerine yol açar. Bulgular yavaş bir şekilde başlar ve zaman içerisinde kötüleşir. Başlangıçta basit bir unutkanlık gibi görülebilir. Fakat zamanla net bir şekilde düşünce problemleri gösterirler. Her gün yaptıkları araba kullanma, alışveriş yapma, yemek yapma gibi işler zorlaşmaya başlar. Hastalık ilerledikçe Alzheimerli hastalar beslenme ve banyo yapma gibi ihtiyaçları için başkalarına bağımlı hale gelirler.

Bunları yapın

- Yeni beceriler öğrenin

- Toplumunuzda, sosyal topluluklarda ve okullarda gönüllü olarak çalışın

- Mümkün olduğu kadar vaktinizi arkadaşlarınızla ve ailelerinizle geçirin

- Ajanda kullanmak, liste yapmak ve not tutmak gibi belleğe yardımcı usuller kullanın

- Cüzdanınızı, anahtarlarınızı ve gözlüklerinizi her gün hep aynı yere koyun

- Dinlenmenize dikkat edin

- Egsersiz yapın, iyi ve sağlıklı beslenin

- Alkol almayın

- Kendinizi depresyonda hissederseniz yardım arayın

1149
SAĞLIK BİLGİLERİ / Magnezyum Eksikliğinin Yaptıkları
« : 31 Mayıs 2008, 20:01:21 »
Magnezyum Eksikliğinin Yaptıkları
Magnezyum vücutta kas ve sinir fonksiyonlarının yürütülmesinde çok önemli görevler üstleniyor

Vücuttaki magnezyum eksikliği sinirlilik, uyumsuzluk, iştah kaybı, depresyon, kas krampları ve kasılmaları, kalp ritminde bozulmalar gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Uzmanlar, vücudun magnezyum alması için ıspanak, kuru yemişler ve hububat çeşitlerinin bol bol tüketilmesi gerektiğine işaret ediyorlar.

1150
SAĞLIK BİLGİLERİ / Kan Şekeri Düşmesi
« : 31 Mayıs 2008, 20:01:06 »
Kan Şekeri Düşmesi
Kan şekeri düşmesinin bazı rahatsızlıklara yol açabildiği bildirildi. Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Sedat Demir, yaptığı açıklamada, kan şekeri düşüklüğünün, yükselmesinden daha tehlikeli bir durum olduğunu söyledi. Kan şekeri düşmesinin, diyabet hastalarında görülebileceği gibi, sağlıklı insanlarda da ortaya çıkabildiğini belirten Demir, şunları kaydetti:

''Diyabet hastalarında fazla miktarda şeker düşürücü ilaç kullanıldığında ortaya çıkan kan şekerinin düşmesi, sağlıklı insanlarda uzun süren açlıklar, yeterli sıvı alınamadığı zaman görülebilir. Genellikle aşırı halsizlik, fenalık hissi, kendini kötü hissetme, bitkinlik ve zihnin bulanmasının ardından gelen soğuk terleme ile ortaya çıkar. Kan şekeri düşmesi hızlı ilerlerse, arkasından şok gelebilir, beyin dokusunda ciddi tahribatlar oluşabilir. Kan şekeri düşüklüğüne en basit çözüm, ağızdan birkaç kesme şeker vermek veya şekerli şerbet içirmektir.''

Demir, kan şekeri düşmesinin, oruç nedeniyle ramazan ayında sık rastlanan bir durum olduğuna işaret ederek, ''Kan şekeri düşmesi, beslenmesine dikkat etmeyen ve sahura kalkmayanlarda sık rastlanır'' dedi.


AA

1151
SAĞLIK BİLGİLERİ / Kaygının çocuk üzerine etkileri
« : 31 Mayıs 2008, 20:00:36 »
Kaygının çocuk üzerine etkileri
KAYSERİ (İHA) - Kişinin kendisini alarm durumuna geçirmesi ve bir şey olacakmış gibi hissetmesi olarak tanımlanan kaygının, özellikle çocuklarda süreğen olumsuzluklara yol açtığı belirtiliyor.

Çocukların sağlıklı gelişiminde, sosyal ve duygusal ihtiyaçların karşılanmasının önemli yer tuttuğunu belirten uzmanlar, çok sık kaygı yaşayan çocukların, aktivitelerinin ve yaşamlarının bundan olumsuz etkilendiği üzerinde duruyor.

Kaygının çocuklarda anormal boyutlara ulaşmaması için anne ve babalara önemli görevler düştüğünü kaydeden uzmanlar, yapılması gerekenleri ise şöyle özetliyor:

"Çocuk doğduğu andan itibaren kaygılı düşünceler, tutum ve davranışlarla değil, sevgi ve güven duygusu içinde yetiştirilmeye çalışılmalıdır. Kaygıyı artıracak anne baba tutumları yerine, hoşgörülü ve tutarlı tutumlar sergilenmelidir. Çocuk hem anne babası, hem de öğretmeni tarafından iyi bir şekilde tanınmalı, yaşıtlarıyla karşılaştırılıp, yapabileceğinin üstünde bir performans için zorlanmamalıdır.

Yapamadığı durumlarda dalga geçmeden destek olunmalı, bir daha denemeye teşvik edilmelidir. Başarılı olduğunda ise takdir edilmelidir. Evde anne ve babalar, okulda ise öğretmenler çocuğun gelişimsel özelliklerini ve kaygı düzeyinin temel özelliklerini bilmeli ve iyi bir gözlemci olmalıdırlar.

Kaygı düzeyi yüksek olan çocukları belirlemeli ve hem bu çocuklar, hem de aileleri rehberlik hizmetinden yararlanmalıdır. Çocukların ilerdeki davranışları ve başarı durumları ise iyi incelenmelidir."

1152
SAĞLIK BİLGİLERİ / Diyabetinizi kontrol edebilirsiniz
« : 31 Mayıs 2008, 20:00:21 »
Diyabetinizi kontrol edebilirsiniz
Günümüzde diyabetle baş etmek mümkün... İşte püf noktaları...

Kan şekerindeki ani iniş çıkışları kontrol altına alın: Bunun için kan şekerini yavaş ve dengeli yükselten besinleri almak, kalori hesabı yapmaktan çok daha önemli. Aynı kaloriye sahip yiyecekler farklı besin öğelerine sahip olabilir.

İdeal kiloda kalın: Diyabette genetik miras çok önemli bir faktör olmakla birlikte beslenme alışkanlıkları ve yaşam şekli, çevresel etkenler de büyük rol oynar.

Doğru yağ kaynakları tüketin: Alınan doymuş yağ oranı azaltılmalı, yemeklerde bitkisel sıvıyağ karışımları ya da zeytinyağı kullanılmalıdır. Yiyeceklerle balık ve deniz ürünleri, ketentohumu, koyu yeşil yapraklı sebzeler tüketmek önerilmektedir. "Kudret narı" ve "çemenotu"nun diyabete karşı etkili olduğu, bazı çalışmalarda gözlenmiştir. Soğan ve sarmısağın kan şekerini düşürücü etkisi de yadsınamaz.

Doğru egzersiz programı uygulayın: Egzersiz programlarının kişiye özel hazırlanması, diyabetik bireylerde kan şekeri dengelerini sağlayacak şekilde ayarlanması önemlidir.

Stres yönetimini öğrenin: Kendinizi rahatlatan teknikler geliştirmeli, yoga, yüzme gibi sporlar denemeli, bitki çaylarıyla sakinleşmeyi öğrenmeli, sevdiğiniz kişilerle buluşmalı, hayatı doğru yerlerde yaşamalısınız. Doğru nefes alma, meditasyon teknikleri öğrenebilir, enerji akımınızı zenginleştirebilirsiniz.

Uyku düzeninize dikkat edin: Kaliteli uyku, dinlenmiş beden, temiz bir enerjiyle güne pozitif başlamak, stres faktörlerini azaltmak için ilk adımdır. Bunun için her gün belli saatte uyumaya, yatmadan önce zihninizi meşgul edecek negatif olayları düşünmemeye gayret edin. Bu sayede biyolojik ritminiz düzene girecek, öğün saatleriniz şaşmayacaktır.

Haftanın besini

Maydanoz
C vitamini hücrelere insulin yoluyla taşındığı için bazı diyabetik bireylerin hücresel C vitamini seviyeleri düşük olabilir. Bunun için C vitamininden zengin besinler almaları önemlidir. Bunun için maydanoz doğru bir şeçimdir. C vitamini yönünden çok zengin olmasının yanında kan şekerini dengelemesi, vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı olması, böbrek, karaciğer ve bağırsak kanallarının temizlenmesinde etkili olması nedeniyle bir taşla birkaç kuş vurduracak yararlı bir sebzedir maydanoz.