İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Sinoplu57

1165
SAĞLIK BİLGİLERİ / Piercing'in sağlığa zararları
« : 31 Mayıs 2008, 19:47:16 »
Piercing'in sağlığa zararları


Gençler arasındaki piercing modası, tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor. Uzmanlar, 'Ölümcül olabilir!' diyor. Çağın modası piercing'in zararları saymakla bitmiyor... İşte yaşanan örnek vaka ve piercingin tıbbi zararları...

21 yaşındaki İtalyan Stefania Fraccalvieri, yüzünde günde 20-30 kere, 10 ila 30 saniye kadar süren elektrik şokuna benzer ağrılar hissettiği şikâyetiyle doktora gitti. Doktorlar ilk olarak, 'intihar hastalığı' diye de anılan bir sinir hastalığı olan 'trigeminal nevralji' teşhisi koydu.

Tedavi için şiddetli ağrı kesiciler denendi ancak çözüm çok daha basitti: Genç kadın dilindeki piercing'i çıkardı ve ağrılar iki gün sonra yok oldu.

Dildeki piercing'ler bazen gençlerin hayatına mal olabilecek kadar zararlı olabiliyor. Piercing'in olumsuz etkileri arasında tetanoz, kalp enfeksiyonları, beyin apseleri ve diş çürümeleri yer alıyor.

Stefania'nın örneğinde, genç kadının dilindeki piercing, çenesinden geçen, beyindeki en büyük sinirlerden, trigeminal sinire etki etmiş. Bir başka örnekse, piercing'li bir kadında ikinci bir dili andıran, bir yaranın oluşması.

'Piercing son derece sakat ve tehlikeli'

Piercing'in böyle bir komplikasyona neden olmasına çok nadir rastlandığını söyleyen cerrah Marcelo Ravenna yine de uyarıyor: 'Dil, piercing için özellikle tehlikeli bir yer, çünkü dilde önemli organlara ve yakınındaki önemli sinirlere mikrop taşıyabilecek çok fazla kan damarı bulunuyor.' Bir piercing stüdyosu sahibi olan Jeanne Fritch ise dil piercingi'nin profesyonel kişilere yaptırılması, tıbbi çelikten yapılmış takı kullanılması ve dil iyileşirken ağız temizliğine özen gösterilmesi gerektiğini söylüyor. 21 yaşındaki, Romalı üniversite öğrencisi Fraccalveri'nin tavsiyesiyse, hiç piercing yapmamaları...

İstanbul Cerrahi Hastanesi'nden beyin sinir cerrahisi uzmanı Doç. Dr. Cahide Topsakal, dil piercingi'nin enfeksiyon anlamına geldiğine dikkat çekerek 'son derece tehlikeli, sakat ve yanlış' olarak yorumluyor. Topsakal, piercing'in beyin apsesine ve hatta bazen ameliyat gerektirebilecek sorunlara yol açabileceğini söylüyor ve ekliyor: "Çeneden yukarısıyla çok oynanmamalı, küpeler bile kıkırdağa kadar çıkmamalı."

(Radikal)

1166
SAĞLIK BİLGİLERİ / 'Depresyon kadınları seviyor'
« : 31 Mayıs 2008, 19:46:35 »
'Depresyon kadınları seviyor'
Kanser ile kalp ve damar hastalıklarından sonra yaşam kalitesini bozan 3. hastalık olarak adlandırılan ve daha çok üretken dönemde görülmesiyle sosyo ekonomik zararlara yol açtığı belirtilen depresyon, "kadınları daha çok seviyor"

AA-Ege Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Fisun Akdeniz, "99 Sayfada Depresyon" isimli kitabında, duygu durumundaki bir hastalık olan depresyonun tanımlanmış 9 belirtisi bulunduğunu belirterek, bunları, "karamsarlık, haz alamama, uyku bozukluğu, iştahla ilgili değişiklikler, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu, kendine güvensizlik, hareketlerde artış ya da sürekli yatma isteği ile intihara eğilim" olarak sıraladı.

Akdeniz, karamsar ve çökkün ruh hali ile haz alamamanın, depresyonun olmazsa olmazları arasında bulunduğunu, hastalığın tanısının konulması için 9 belirtiden 5'inin görülmesinin yeterli bulunduğunu kaydetti.

En önemli istenmeyen sonucu intihar olan depresyonun, intihar girişimlerinin yarısında etkili olduğunu ifade eden Akdeniz, "psikiyatrinin nezlesi" olarak adlandırılan hastalığın, kadınlarda erkeklere göre iki kat daha sık görüldüğünü bildirdi.

1167
SAĞLIK BİLGİLERİ / Bu yiyecekler midenin dostu
« : 31 Mayıs 2008, 19:46:19 »
Bu yiyecekler midenin dostu
Mide ağrılarınıza son verecek sağlıklı ve dost besinleri tanıyın ve sofralarınızda bu besinlere yer açın

Karnabahar: Haşlanmış karnabahar, mideyi asit saldırılarından koruyarak tüm sorunları giderebilir.

Lahana: Lahanayı çiğ olarak yemeyi tercih edin. İnce şeritler halinde doğrayıp salata yapın. Meyve presinde lahananın suyunu sıkıp aynı miktarda elma suyu ile karıştırın ve için. Lahana, ülser ve gastrit ilacı olarak biliniyor. Dörtte bir lahanayı yıkayıp kalın şeritler halinde doğrayın. 1 kerevizi soyup doğrayın. 1 havucu temizleyip dilimleyin. Lahana, kereviz ve havucu katı meyve presinde sıkıp sabah akşam suyunu için.

Patates: Çiğ patates suyu mide yanmasının doğal ilacıdır. Patatesi soyup katı meyve presinde suyunu sıkın. Su, havuç suyu ya da kereviz suyu ile karıştırıp için.

Elma sirkesi: Salatalarda ya da mezelerde elma sirkesi kullanın.

Maden suyu: Mide asidinin büyük bir bölümünü etkisiz hale getiriyor.

Ispanak: Ispanağı buharda pişirin ya da haşlayarak tüketin. Taze yapraklarını salata olarak yiyin.

Zeytinyağı: Çiğ olarak kullanıldığında besinlerin midede kalma süresini azaltıyor ve yağların sindirimi için safra salgısını artırıyor.

Baklagil: Fasulye, bezelye ve mercimekte bulunan bioflavionid maddesi, midenin koruma faktörünü artırıyor.

Muz: Mideyi seven meyvelerin başında geliyor. Ara öğünlerde birer muz yemek, midedeki yanma hissini ortadan kaldırabilir. Muz, mide enzimleri ve hücrelerinin üretimini de artırıyor.

Kızarmış ekmek: Midenin salgıladığı aşırı asidi kurutarak yanma hissini gideriyor.

1168
SAĞLIK BİLGİLERİ / Kulakların katili kulaklık çıktı
« : 31 Mayıs 2008, 19:45:21 »
Kulakların katili kulaklık çıktı
Günde 90 dakikadan fazla kulaklıkla yüksek sesli müzik dinlemek işitme sorunlarına yol açabilir. Sınırı haftada bir gün aşıp kulaklıkta ısrar etmeyenler içinse sorun yok

Günde 90 dakikadan fazla kulaklıkla yüksek sesli müzik dinlemek işitme sorununa yol açabilir. ABD'de 100 doktora öğrencisi tarafından yürütülen çalışma, ses kapasitesinin yüzde 80'iyle müzik dinleyenlerin 'yüksek ses' sınıfına girdiğine ve bu seviyede müzik dinleyenlerin günde 90 dakikayı aşmamaları gerektiğine dikkat çekiyor.

Çalışmanın başkanlığını yürüten Harvard Tıp Okulu'ndan odyolog Brian Fligor, bu seviyeyi sadece bir gün aşan ve haftanın geri kalan zamanlarında kulaklık kullanmayan insanların risk altında olmadığını açıkladı. Araştırmaya göre, ses seviyesini yüzde 100 kapasiteyle kullanarak beş dakikadan fazla müzik dinleyenler işitme kaybı yaşayabilir. Fligor, "Önünde daha yaşanacak 60 yıl olan 20'li yaşlardaki gençlerin ileride ciddi işitme kayıpları yaşayacak olmasından endişe ediyorum" diyor.

Zihinsel hasar da olabilir

Galatasaray İletişim Teknolojisi Müzik Akademisi'nin (İTM) kurucusu, ses mühendisi Süden Pamir, yüksek ses ve gürültünün kulak hasarlarının yanı sıra takip edemediğimiz zihinsel hasarlara da yol açtığına dikkat çekiyor: "Duyamazsanız doktora gidersiniz ama beyin altına intikal eden seslerin, negatif enerjilerin fark edilme imkânı yoktur."

Yüksek sesle müzik dinlemenin bir ihtiyaç olup olmadığı konusunda da Süden Pamir, bunun kontrol altında tutulması gerektiğini ve elektronik müzik gibi 'hızlı' türlerin insanlara fikir satmak için kullanıldığını belirtiyor: "Günlük yaşamda gürültü zaten üzerimizde negatif enerjiler biriktiriyor. O negatif elektriği atmak için başka bir enerjinin üzerimize gelip, ona çarpıp uzağa fırlatması gerekiyor. Dolayısıyla insanlar kendilerini bilinçsizce o müziğin içine itiyor."

1169
SAĞLIK BİLGİLERİ / Çekingen mi, atılgan mısınız?
« : 31 Mayıs 2008, 19:44:30 »
Çekingen mi, atılgan mısınız?
Çekingenlerin ve atılganların özellikleri nelerdir? Siz hangi gruptasınız?

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Toplum Ruh Sağlığı Birimi (TORSAB) öğretim üyesi Psikolog Başak Kıcır, çekingen kişilerin sosyal durumlarla başa çıkma becerilerini küçümsediklerini ve ''yapamam çünkü çekingenim'' düşüncesine kapıldıklarını bildirdi.

Kıcır, KOÜ Anıtpark Yerleşkesi TORSAB Toplantı Salonu'nda düzenlenen ''Çekingenlik-Atılganlık'' konulu konferansta çekingenliğin, kişiler arası ilişkilerde yaşanan rahatsızlıklar ile bireyin ilişkilerini ve yaşamdaki amaçlarını etkileyen durumlar olduğunu belirtti.

Kıcır, çekingenliğin, kendine odaklanmanın yoğun şekli, kişinin kendi düşünce, duygu ve reaksiyonlarıyla gereğinden fazla ilgilenmesi durumu olduğunu, ancak boyutlarının farklılık gösterdiğini ifade etti.

Çekingenliğin hafif sosyal uyumsuzluktan sosyal fobiye kadar çeşitlenebildiğini, belirli sosyal koşullarda ortaya çıkan durumsal özellik gösterebildiğini ve bireyin kendilik algısının merkezini oluşturan kronik, karakteristik bir kişilik özelliği olabildiğini ifade eden Kıcır, şöyle konuştu:

''Çekingen kişiler sosyal durumlarla başa çıkma becerilerini küçümserler, 'yapamam çünkü çekingenim' düşüncesine kapılırlar. Bir işi yapamadıkları zaman 'yapamayacağımı biliyordum' diyerek, hiç bir zaman yapamayacağı kısır döngüsü içine girerler.''

Çekingenliğin kendiliğinden giderilmesini beklemenin yanlış olacağını dile getiren Kıcır, kişinin isteyerek, inanarak çaba harcayarak problemi kendisinin çözebileceğini vurguladı.

Çekingenliğin negatif sonuçlarının olduğunu dile getiren Kıcır, şöyle devam etti:

''Sosyal destek ağının yokluğu büyük sağlık problemlerine, iş ve okul yaşamında başarısızlıklara sebep olur. Kronik hale gelmesi ve yıllar boyu devam etmesi halinde ise kronik sosyal izolasyon yalnızlıkla ilişkili psikopatolojiye, kronik hastalıklara ve yaşam süresinin kısalmasına neden olur.''

-ATILGANLIK-

Kıcır, atılganlığı ise ''kendini ifade edebilmek'' olarak tanımlayarak, ''Atılganlık, kişinin kendisini ve yasal haklarını koruması, kendisini ifade ederken açık konuşması ya da ne istediğini doğrudan ve anlaşılır biçimde dile getirebilmesidir. Her zaman bir numara ya da üstün olma arayışı, katı ve uzlaşmayı tümüyle reddetmek değildir'' şeklinde konuştu.

1170
SAĞLIK BİLGİLERİ / Mevsim geçişlerine dikkat
« : 31 Mayıs 2008, 19:43:43 »
Mevsim geçişlerine dikkat
ABANT İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda görevli Doç. Dr. Tuncer Tuğ, mevsim geçişlerinde, solunum rahatsızlıklarında artış olduğunu söyledi

Kronik akciğer, KOAH, amfizem gibi kronik solunum yolu hastalarıyla, tekrarlayan astımı olan kişilerde mevsim değişimlerinde hastalık belirtilerinin şiddetlendiğini belirten Doç.Dr. Tuğ, “Bu tür rahatsızlıkları olan kişilerin mevsim geçiş dönemlerinde giyinmelerine ve beslenmelerine özen göstermeleri gerekir. Uzun süreli kronik hava yolu hastalığına veya müzmin kronik bir akciğer hastalığına sahip kişiler, terli terli dışarı çıkmamalı, soğuk su içmekten ve motosiklete binmekten kaçınmalıdırlar” diye konuştu.

Tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonlarında grip aşısı yaptırmanın yararlı olacağını söyleyen Doç. Dr. Tuğ, konuşmasına şöyle devam etti;

“Mevsim geçiş hastalıkları olarak karşımıza çıkan solunum sıkıntısı, öksürük, balgam ve ateş gibi semptonlar, hastaları hastaneye yatma zorunluluğu duyulabilen bir konuma getirebiliyor. Havaların serinlemeye başladığı şu günlerde daha sıkı giyinmeli, aşı yaptırmalı ve dengeli beslenmeye özen gösterilmesi gerekir.”

Nefes darlığı, öksürük, balgam artışı olduğunu hisseden kişilerin ateş olsun olmasın mutlaka bir doktora başvurmasını isteyen Doç. Dr. Tuğ, “Semptonların artması halinde mutlaka bir hekime başvurulmalı. İhmali halinde gribal bir enfeksiyon gibi görülen durum akciğer iltihabına yol açarak ölüme bile neden olabilir” diye konuştu.

1171
SAĞLIK BİLGİLERİ / Kanserle AIDS'e ilaç buldu!
« : 31 Mayıs 2008, 19:34:51 »
Kanserle AIDS'e ilaç buldu!


Alman profesör Gunther Hartmann kansere ve ölümcül virüslere karşı ilaç geliştirdi. Pfizer firması patentine 380 milyon Euro ödedi. AIDS'e karşı da başarı sağlayan ilaç 5-10 yıl içinde piyasada.

Almanya'da Bonn Üniversitesi Kliniği Farmakoloji Bölümü'nü yöneten Prof. Dr. Gunther Hartmann, kanser ile virüslerin yol açtığı AIDS gibi hastalıklara karşı etkili olacak ilaç geliştirmeyi başardı.

Amerikan ilaç şirketi Pfizer buluşun patentini satın alabilmek için 380 milyon Euro ödedi. Bild gazetesinin haberine göre, Almanya'da 1.6 milyon Euro değerindeki 2005 yılı bilim ödülü Bio-Future'yi de kazanan Prof.Dr. Hartmann'ın buluşu sayesinde, vücutta gizlenip hızla çoğalan virüs ve kanser hücreleri tanınıp, yok edilebilecek.

Ölümcül virüs ve kanser hücreleriyle mücadelenin zorluğu, bu tip oluşumların vücudun savunma mekanizmasına karşı kendilerini çok iyi gizleyebilmesinden kaynaklanıyor. HIV gibi ölümcül virüsler ve kanser hücreleri, sağlıklı hücrelerin içine girerek kendilerini gizliyor ve sonsuz şekilde çoğalarak ölüme sebep oluyor.

Prof. Dr. Hartmann ve Münih Üniversite Kliniği'nden Dr. Veit Hornung'un ortaklaşa geliştirdikleri suni virüs, artık gizlenen kanser hücreleriyle ve ölümcül virüslerin yerlerini tespit edecek ve bağışıklık sisteminin bunları tek tek bulup imha etmesini sağlayacak.

AKCİĞER KANSERİNDE ETKİLİ
İlacın piyasaya sürülmesinin 5 ile 10 yıl alacağı hesaplanıyor. Prof. Dr. Hartmann, Amerikan İova Üniversitesi'nden Dr. Arthur Krieg ile birlikte Hepatit C virüsüne karşı ilaç geliştirmişti. Pfizer'in piyasaya sürmek için izin beklediği PF3512676 numaralı ilacın, özellikle akciğer kanseri hastalar üzerinde çok etkili olduğu ve başarılı sonuç verdiği belirtildi.

Sabah

1172
SAĞLIK BİLGİLERİ / Yirmilik dişler
« : 31 Mayıs 2008, 19:34:36 »
Yirmilik dişler
- Ege Üniversitesi (EÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahar Sezer "Ağızda yer bulamayan yirmilik dişler dışarıya çıkamaz ve ağzımızın içinde gömülü olarak kalırlar. Bu tür durumlarda dişler cerrahi müdahale ile alınmazsa enfeksiyona neden olur hatta kist oluşumu bile meydana gelebilir" dedi.

Yirmilik dişlerin 16 yaşından itibaren çıkmaya başladığını ve 25 yaşına kadar devam edebileceğini söyleyen Doç. Dr. Sezer, "Ağzımızda yer alan yirmilik dişlerin hepsi cerrahi müdahale gerektirmez. Eğer ağzımızda yirmilik dişin çıkması için gerekli yer yoksa ya hiç çıkmamış ya da yarı olarak çıkmış dişler ağzımızda gömülü olarak kalır.

Eğer bu dişler dental ark dediğimiz alanda çıkan yirmilik dişler tamamen çıkmışsa yani tam gömülü ya da yarı gömülü değilse o zaman herhangi bir müdahale gerekmez. Ancak bu düzgün çıkan dişler de ağız boşluğu ya da yanak tarafına doğru çıkarsa oralardaki dokularda değişikliklere sebep olabilir" şeklinde konuştu.
Yirmi yaş dişlerinin normal diğer dişler gibi fonksiyon gösterdiğinin vurgulayan Doç. Dr. Sezer, yirmi yaş dişlerinin temizleme problemi olduğunu ve bu nedenle çabuk çürüdüklerini belirtti.

Yirmilik dişlerin vucut direncinin düşmesi, stres, yorgunluk gibi etkenler sonucu faaliyete geçtiklerinin altını çizen Doç. Dr. Sezer, bu dişlerin kulak, çene ve boyunda bir basınç ağrısı meydana getirdiklerini kaydetti. Küçük yaşlarda bu dişlerin köklerinin daha küçük ve yuvarlak olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Sezer, "Yaş ilerledikçe kökler uzuyor ve daha sertleşiyor.

Yapılan operasyonlarda haliyle daha zorlaşıyor. Bu nedenle bu dişler ister tam gömülü olsun, ister yarı gömülü olsun erken yaşlarda alınması lazım. İleriki yaşlarda şeker, tansiyon, kalp gibi problemler de çıkabileceği için bu tür rahatsızlıklar da yirmilik dişlerin alınmasında engel teşkil eder. Ancak hasta 35-40 yaşının üzerindeyse ve bu dişlerin üzerleri 4 mm kemikle örtülüyse o zaman yılda bir kez kontrol ettirmek kaydıyla dişler yerinde kalabilir" dedi.

1173
SAĞLIK BİLGİLERİ / Çocuklarda az uyumak şişmanlatıyor
« : 31 Mayıs 2008, 19:34:08 »
Çocuklarda az uyumak şişmanlatıyor
Uzmanlar, çocuklarda ve büyüme çağındaki gençlerde az uykunun obeziteye neden olabileceği uyarısında bulundu.

NTV- İngiltere’de yayımlanan bir çalışmaya göre, az uyku metabolizmada değişikliğe yol açabiliyor, iştah artıyor, fiziksel aktivite azalıyor bunun sonucunda çocuklar kilo almaya başlıyor.

Çocuklarda son zamanlarda büyük artış gösteren obezitenin yetersiz uykuyla da bağlantılı olabileceği ortaya çıktı.

İngiltere’deki Bristol Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, çocuklar ve büyüme çağındaki gençlerde az uyumanın metabolizma üzerindeki etkileri mercek altına alındı.

İŞTAH ARTIYOR, FİZİKSEL AKTİVİTE AZALIYOR
Bu konuda daha önce yapılan araştırmaları yeniden inceleyen uzmanlar, yetersiz uykunun iştah ve enerji ihtiyacında artışa yol açtığı sonucuna vardı.

Araştırmalar günde 5 saat uyuyan bir çocukta 8 saat uyuyana oranla mideye açlık sinyali gösteren horman seviyesinde yüzde 15 artış olduğunu ortaya koyuyor. Yine yağ hücreleri üreten bir hormonun seviyesi de yüzde 15 daha fazla.

Çalışmayı yürüten Bristol Üniversitesi uzmanlarından Shahad Taheri, az uyuyan çocukların fiziksel aktivitelerinin azalması nedeniyle de kilo alma olasılıklarının arttığına dikkat çekti.

Çocukların iyi bir gece uykusu alabilmeleri için yatak odalarından televizyon, bilgiyasayar, cep telefonu gibi eletronik eşyaların çıkarılmasını tavsiye eden Taheri’ye göre, çocukların birkaç saat daha fazla uyuması sağlamak da vücut dengelerinin sağlanmasına yardımcı olabilir.

1174
SAĞLIK BİLGİLERİ / Oto kokularına dikkat!
« : 31 Mayıs 2008, 19:33:36 »
Oto kokularına dikkat!
Sağlık Bakanlığı, izin almadan üretilen ve satılan oto kokularının hafıza kaybı yarattığını açıkladı

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü"nden edinilen bilgiye göre, hava aromatize edici ürünler olarak adlandırılan oda ve oto kokuları bilinçli kullanılmalı, aksi halde, kapalı mekanların ve araç içinin güzel kokması amacıyla kullanılan bu ürünler bir çok sağlık sorununu beraberinde getiriyor.

Bakanlık, izin alınmadan üretilen ve satılan oda ve oto kokularının içerdiği yüzlerce zararlı madde nedeniyle göz yaşarması veya kuruması, çift görme, burun tıkanıklığı, kulak çınlamsı ve ağrısı, baş dönmesi, öksürük, nefes darlığı, yutkunmada zorluk, astım krizi, uyumsuzluk, kısa süreli hafıza kaybı, konsantrasyon bozukluğu, mide bulantısı, endişe, çabuk kızma, huzursuzluk, isilik, kurdeşen, egzema gibi pek çok sağlık sorununa yol açtığına işaret etti.

Türkçe etiket

Hava aromatize edici bu ürünlerin ithal ve üretim izinlerinin Sağllık Bakanlığı tarafından verildiğine dikkat çeken Bakanlık, ürünlerin kimyasal analizlerinin Refik Saydam Hıfzıssıhha da yapıldığı, uygun bulunan ürünler için "Türkçe etiket" örnekleri hazırlandığını kaydetti.

Sağlık Bakanlığı, izin alınmadan üretilen ve satılan bu ürünlerin zehirlenme ve sinir sistemi bozukluklarına, alerjik reaksiyonlara yol açtığını yineledi. Ürünlere izin verilirken, içeriğinde halk sağlığını tehdit edici madde bulunmamasına dikkat edildiğine değinen Bakanlık, tüketiciler, ürünlerin alınması sırasında etiket bilgilerindeki uyarıları dikkate almaları konusunda uyardı.

Bakanlık, ürünün üzerinde Sağlık Bakanlığı"nın, izin, tarih ve sayısının bulunup bulunmadığının kontrol eodilmesi ve izin verilmemiş ürünlerin satın alınmaması gerektiğini vurguladı.

1175
SAĞLIK BİLGİLERİ / ÇİFT RAHİM
« : 31 Mayıs 2008, 19:32:02 »
sapımısın sen yh

1176
SAĞLIK BİLGİLERİ / ÇİFT RAHİM
« : 31 Mayıs 2008, 19:31:41 »
aqam sapıkmısın :S