Temel'in bir deniz takası vardır. Bununla, Trabzon-Rusya arasında seferler yapar, yük ve yolcu taşır. Bu böyle yıllarca sürer-gider. Bir gün oturmuş sohbet ederlerken, arkadaşları Temel'e şunu sorurlar: -Bunca zamandır Rusya'ya gider-gelirsin. Hattâ bâzan orada da kalırsın. Rusça'yı artık su gibi öğrenmişsindir, değil mi? Temel cevap verir: -Uyiiiiiii! Su cibi, su cibi... O hâlde, derler, söyle bakalım baba nasıl söylenir? -Ha oni unutmişum. Pekiyi anneye ne derler? -Oni da haturlamayrum ama, kariya bi şiy diyilardi!