İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - weathered

529
Süngerlerde kalp, beyin, ciğer gibi organlar bulunmaz. Bunun yanısıra bu canlılar bir sinir sistemine de sahip değillerdir. Ancak bu canlıların savunma mekanizması olarak kullandıkları kimyasal silahlar, günümüzde tıp alanında birçok buluşa ışık tutmaktadır. Hiçbir akla sahip olmayan bu canlıların, bilim adamlarının laboratuvarlarda uzun çalışmalarla geliştirmeye çalıştıkları ilaçları kendi vücutlarında üretebilmeleri, hiç şüphesiz onları, sahip oldukları mükemmel özelliklerle yaratan Yüce Rabbimiz’in üstün yaratma sanatını gözler önüne sermektedir.

Sünger bir hayvan türüdür. Kimi yalnızca birkaç santimetre büyüklükte olan süngerlerin, 2 metre olanları da vardır. 5000'den çok türü olan bu hayvanların çok büyük bir bölümü denizlerde, geri kalanları da tatlı sularda yaşarlar. Hemen hemen her derinlikte süngerlere rastlamak mümkündür.

Süzme Makineleri Süngerler

Süngerler, vücutlarının iç ve dış bölümlerine düzensiz bir şekilde dağılmış birkaç değişik yapıdaki hücrelerden oluşur. Süngeri diğer hayvanlardan ayıran, vücutlarındaki yaka hücreleri tarafından oluşturulan odacıklardır. Bu hücrelerin merkezlerinde kamçıya benzeyen küçük çıkıntılar vardır. Bu kamçılar küçük vuruş darbeleriyle su, oksijen ve besin maddelerini taşırlar. Yaka hücreleri sudaki bakteri, küçük yosun ve organik atıkları yuttuktan sonra bunları besin torbacığı denilen hücrelere geçirirler. Bunlar sindirdikleri besinleri diğer hücrelere iletirler. Tüm hücreler birbiriyle oksijen ve karbondioksit değişimi yaparlar.

On santim boyunda ve iki santim kalınlığında bir süngerin iki milyonu aşkın yaka hücresi vardır. Bu sünger kanallarından günde 110 litre su pompalanabilir. Bu özellikleriyle canlı bir süngeri, etkin bir filtre olarak da nitelendirebiliriz.

Görüldüğü gibi hiçbir akla hatta bir beyne bile sahip olmayan bir canlı olan sünger, fabrikada üstün teknoloji ve bilgi ile üretilen bir filtreden çok daha üstün bir teknoloji sergilemektedir. Tesadüfen oluşması imkansız olan süngerin bu muhteşem ve son derece kompleks yapısı, kuşkusuz Yüce Rabbimiz’in yaratma sanatının sonsuz sayıdaki örneklerinden biridir. Bu örnekler, Allah’ın canlılardaki kusursuz sanatını keşfetmek için birer yoldur. Bu gerçek Kuran’da şöyle ifade edilir:

    “Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 4)

Tıp, Süngerlerin Kimyasal Etkilerinin İzinde

Süngerlerin bir bölümü zehirli kimyasal bileşikler üretebilirler. Zehir, süngerlerin avcılardan korunmalarını sağlayan bir savunma aracıdır. Süngerlerin bu zehirli kimyasal salgıları onları yalnızca avcılardan korumakla kalmaz; saldırgan kabuklu hayvanlara karşı da bir savunma oluşturmalarını sağlar.

Süngerlerden binlerce yıldır yararlanılmaktadır. Günümüzde en önemli kullanım alanı ilaç endüstrisidir. Süngerlerin ürettiği zehirler, insan vücudundaki değişik sistemleri değişik yollardan etkilerler ve doğru miktarda kullanıldığında bu zehirler ilaç etkisi göstererek tedavi edici olarak kullanılırlar.

Süngerlerin zehirli kimyasal bileşikler bakımından zengin olduğunu keşfeden bilim adamlarından birine, bunu nasıl fark ettikleri sorulduğunda verdiği yanıt oldukça ilginçtir: “Su altındaki kayalıklara indiğimizde, iyi korunmayan canlıların, kendi kimyasal korunma mekanizmalarıyla yaşamlarını sürdürebileceklerini fark ettik. Bu organizmalar, bir kabuk ya da iğne yardımıyla ya da kaçarak korunmaya çalışmaktan çok, kendilerini kimyasal yollarla savunuyorlardı”. Burada kimyasal yolları üreten, laboratuvarda çalışan bir bilim adamı değil, bir deniz süngeridir. Elbette hiçbir akla sahip olmayan bu canlının kendini kimyasal yolla savunmayı düşünebilmesi ve bu hedefe yönelik kimyasalları üretebilmesi mümkün değildir. Onun da diğer tüm canlılar gibi Yüce Rabbimiz’in ilhamıyla hareket ettiği son derece açıktır.

Süngerlerin Kimyasal Etkilerinden Tıp Nasıl Faydalanıyor?

Yapılan araştırmalarda bir sünger türünde bulunan ve AS-2 adı verilen molekülün, kanserin ilerlemesine yol açan hücre bölünmesini engellediğine ilişkin sonuçlar elde edildi. Daha sonra yapılan araştırmalardan da benzer sonuçlar alındı ve;

    * Dysidea frondosa adlı pasifik süngerinden elde edilen bir bileşiğin ateş düşürücü,

    * Phahertis simplex adlı türün ürettiği kimyasal bileşiklerinse organ naklinden sonra vücutta ortaya çıkabilecek olumsuz tepkileri azaltıcı etkilerinin olduğu saptandı.

    * Süngerlerin, kalp-damar, mide-bağırsak hastalıkları ve tümör oluşumunu engelleyen kimyasal bileşikleri ilaç yapımında kullanılmaktadır. Bakterilerle beslenen süngerlerin, süzdükleri suda bulunan bakterilere karşı çok güçlü bir bağışıklık sistemleri olduğunu fark eden bilim adamları, bu antibiyotik etkiyi insan sağlığı yararına kullanmanın yollarını da bulmuşlardır.

    * Süngerlerle ilgili yapılan çalışmalarda, immüno süpresif (savunma sistemini baskılayan), anti enflamatuar (iltihap önleyici), antikanser, antibiyotik ve analjezik (ağrı kesici) etkili maddelerin muhafaza edildiğini ifade eden bilim adamları; klinik çalışmaları tamamlanmak üzere olan ve kanser tedavisinde kullanılacak olan yeni bir ilacın bu yıl içinde yani 2006 yılında piyasaya çıkacağını da belirtmişlerdir.

Süngerlerden Kansere Karşı İlaç Üretilecek

Deniz süngerlerinde kanseri tedavi edici kimyasal maddeler tespit edilmesi, ilaç firmalarını da harekete geçirdi. Avustralya Deniz Araştırmaları Kuruluşu (AIMS) yetkilileri ve bir ilaç firmasının, süngerlerden elde edilecek maddelerden kansere karşı ilaç üretmek için anlaşmaya vardıkları belirtildi.

Avustralya Deniz Araştırmaları Kuruluşu (AIMS) yetkilileri, süngerlerden elde edilen maddelerin sağlam hücrelere zarar vermeden bir veya iki tip kanser hücresini yok ettiğini belirttiler. Bu kuruluşta görevli Lyndon Llewellyn, göğüs kanseri veya kan kanserine karşı potansiyel etki gösteren organizmalar belirlediklerini kaydederek, “Bu organizmaların içindeki kimyasal maddeler hücreleri öldürüyor. Bunlardan bazıları şimdiden tanımlandı ve klinik öncesi aşamadalar” diye konuştu. Aims News

Süngerden Kansere Çözüm Arayışları

Denizlerde üreyen sünger ve bakterilerin, eklem iltihabı ve kansere karşı etkili bir ilacın yapımında kullanılabileceği yolunda umut verici bulgular elde edildi. ‘Denizlerdeki mikropların yararlarının henüz keşfedilmediğine’ işaret eden ‘National Sea Grant’ adlı kuruluşun sözcüsü Linda Kupfer, bu tür ilaçların yakında piyasaya çıkabileceğini söyledi. ‘Okyanuslardaki canlı organizmaların, milyonlarca yıldır kendilerini hastalıklardan korumak amacıyla kimyasal savunma yöntemleri kullandıklarını’ belirten California Scripps Enstitüsü yetkilisi W.Fenical ise, ilaç firmalarının, şimdiye kadar karada yetişen bitkilerden yararlanarak antibiyotik, ağrı kesici ve kanser ilacı ürettiklerini, ancak bu kaynakların artık tükendiğini kaydetti. Florida Okyanus Araştırmaları Enstitüsü'nden S.Pompani'ye göre ise, bir süngerin, içine giren bir parazitin hızla üreyen hücrelerini öldürmek için başvurduğu kimyasal savunma yöntemi, insan vücudundaki kanserli hücrelerin yok edilmesinde kullanılabilecek. (Associated Press June 21, 1998)

Süngerlerin İlginç Özellikleri

    * Süngerlerin iskeletleri, kristal iğneciklerden (spikül), sponjin denen bir proteinden ya da bunların karışımından oluşur. Por adı verilen gözenekler sayesinde suyu süzerek çekerler ve sonra minik boşaltım deliklerinden geri püskürtürler.

    * Serin ve tuzlu sularda yaşayan süngerler hareketsiz olduklarından, kendi yakınlarına gelen yiyecekleri hidrolik sistemlerinin yardımıyla sudan süzerler.

    * Süngerler genellikle gözle görülemeyecek kadar küçük organik maddeler, diatomlar ve bazı tek hücreli mikroskobik bitkiler, ölü ya da canlı planktonlar ve bakterilerle beslenirler.

    * Süngerlerin bir başka özelliği de, çok küçük bir bölümden, yeniden bütün bir sünger haline gelebilmeleridir. Dalgaların etkisiyle yerinden kopan bir süngerin kalan parçasından, zamanla yeni bir sünger oluşabilir. Aynı şekilde kopup ayrılmış olan parça da başka bir yere yapışıp kendini toplayabilir.

Sonuç

Hiç şüphesiz birçok organa ve hatta bir beyne bile sahip olmayan bir canlının tıbba yol gösterecek kimyasal bilgiye kendiliğinden sahip olması düşünülemez. Çok açıktır ki bu canlı insanların hizmetine özel olarak sunulmuş ve hem kendi türünü devam ettirmesini hem de insanlığa hizmet etmesini sağlayacak özelliklerle donatılmıştır. İşte süngerleri de diğer tüm canlılar gibi sahip oldukları mükemmel özelliklerle yaratan Yüce Allah’tır. Bu gerçek bir Kuran ayetinde şöyle bildirilir:

    “Kendinden (bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun eğdirdi. Şüphesiz bunda düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 13)

Hiçbir akla hatta bir beyne bile sahip olmayan bir canlı olan sünger, fabrikada ileri teknoloji ve bilgi ile üretilen bir filtreden çok daha üstün bir teknoloji sergilemektedir.

530
Hayvanlar Alemi / Tüy Tipleri
« : 25 Ocak 2009, 22:47:20 »
Vücudun çeşitli yerlerinde bulunan tüylerin her birinin görevi farklıdır. Kuşun karnındaki tüyle kanat ve kuyruk tüyleri birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Büyük tüylerden meydana gelen kuyruk tüyleri dümen ve fren görevini yerine getirir. Kanat tüyleri ise, kanat çırpma esnasında açılarak yüzeyi genişletecek ve kaldırma kuvvetini artıracak bir yapıdadır. Kuşun kanadını aşağı doğru çırpması sırasında, tüyler birbirlerine yakın duruma gelerek, aralarından hava sızması engellenir. Kanatların yukarıya doğru kalkışı esnasında ise tüyler iyice açılarak aralarından havanın geçmesine elverişli bir pozisyon alır. Kuşlar, uçabilme yeteneklerini koruyabilmek için belirli dönemlerde tüy döker. Yıpranmış ya da yırtılmış büyük tüyler, görevlerini tam olarak yerine getiremedikleri için hızla yenilenir

531
Hayvanlar Alemi / Tüycükler ve Çengeller
« : 25 Ocak 2009, 22:46:57 »
Tüycükler ve Çengeller

Eğer bir kuş tüyünü mikroskop altına alır ve incelersek, karşımıza olağanüstü bir yaratılış çıkar. Tüylerin ortasında hepimizin bildiği uzun ve sert bir boru vardır. Bu borunun her iki tarafından yüzlerce tüy çıkar.

Boyları ve yumuşaklıkları farklı olan bu tüyler kuşa aerodinamik özellik kazandırır. Ancak daha da ilginç olanı, bu tüylerin herbirinin üzerinde de, "tüycük" denilen ve gözle görülemeyecek kadar küçük olan çok daha küçük tüylerin bulunmasıdır. Bu tüycüklerin üzerinde ise "çengel" adı verilen minik kancalar vardır. Bu kancalar sayesinde her tüycük birbirine sanki bir fermuar gibi tutunur. Bu muhteşem yaratılışı daha yakından görmek için turna kuşunun tüylerinin yalnızca birisini ele alalım. Bu tek tüyün üzerinde, tüy borusunun her iki yanında uzanan 650 tane incecik tüy vardır. Bunların her birinde ise 600 adet karşılıklı tüycük bulunur. Bu tüycüklerin her biri ise, 390 tane çengelle birbirlerine bağlanır. Çengeller bir fermuarın iki tarafı gibi birbirine kenetlenmiştir. Birbirine çengellerle kenetlenen tüycükler, o kadar bitişiktir ki, duman üflendiği takdirde bile aralarından geçemez. Çengeller herhangi bir şekilde birbirinden ayrılırsa, kuşun bir silkinmesi veya daha ağır hallerde gagasıyla tüylerini düzeltmesi tüylerin eski haline dönmesi için yeterlidir.

Kuşlar hayatlarını devam ettirebilmek için tüylerini daima temiz, bakımlı ve her an kullanıma hazır tutmak zorundadır. Tüylerin bakımı için kuyruklarının dibinde bulunan yağ keselerini kullanır. Gagalarıyla bu yağdan bir miktar alarak, tüylerini temizler ve parlatır. Bu yağ, yüzücü kuşlarda, suyun içinde veya yağmur altındayken suyun deriye ulaşmasına engel olur.

Dahası kuşlar tüylerini kabartarak, soğuk havalarda vücut ısılarının düşmesini engeller. Sıcak havalarda ise tüylerini vücutlarına yapıştırarak, vücutlarının serin kalmasını sağlar.

532
Hayvanlar Alemi / Kuş Tüylerinin Yapısı
« : 25 Ocak 2009, 22:46:16 »
Kuşların sürüngenlerden evrimleştiğini iddia eden evrim teorisi, bu iki ayrı canlı sınıfı arasındaki dev farkları asla açıklayamamaktadır. Kuşlar; içi boş hafif kemiklerden oluşan iskelet yapıları, kendilerine özgü akciğer sistemleri, sıcakkanlı metabolizmaları gibi özellikleriyle sürüngenlerden çok farklıdır. Kuşlarla sürüngenlerin arasına aşılmaz bir uçurum koyan bir başka özellik ise, tamamen kuşlara has bir yapı olan tüylerdir.

Tüyler kuşları bu kadar ilginç kılan estetik unsurlardan en önemlisidir. "Tüy gibi hafif" sözü tüyün o zarif yapısındaki mükemmelliği açıklar niteliktedir.

Temelde protein yapısına sahip olan tüyler keratin adı verilen bir maddeden yapılmıştır. Keratin, derinin alt tabakalarındaki yaşlı hücrelerin besin ve oksijen kaynaklarından uzaklaşarak ölmesi ve yerlerini genç hücrelere terk etmesi sonucu oluşan sert ve dayanıklı bir maddedir.

Kuş tüylerindeki mükemmel yaratılış hiçbir evrimsel süreçle açıklanamayacak kadar komplekstir. Ünlü kuş bilimci Alan Feduccia, "tüylerin her özelliği aerodinamik fonksiyona sahiptir. Hafiftirler, kaldırma kuvvetleri vardır ve kolaylıkla eski biçimlerine dönebilirler" der. Feduccia, evrim teorisinin çaresizliğini ise şöyle kabul eder:

Uçmak için böylesine tasarlanmış bir organın, nasıl olup da ilk başta başka bir amaca yönelik olarak ortaya çıktığını anlayamıyorum.

Tüylerdeki bu yaratılış, Charles Darwin'i de çok düşündürmüş, hatta tavus kuşu tüylerindeki mükemmel estetik kendi ifadesiyle Darwin'i "hasta etmiş"ti. Darwin, arkadaşı Asa Gray'e yazdığı 3 Nisan 1860 tarihli mektupta "gözü düşünmek çoğu zaman beni teorimden soğuttu. Ama kendimi zamanla bu probleme alıştırdım" dedikten sonra şöyle devam ediyordu:

Şimdilerde ise doğadaki bazı belirgin yapılar beni çok fazla rahatsız ediyor. Örneğin bir tavus kuşunun tüylerini görmek, beni neredeyse hasta ediyor.

533
Hayvanlar Alemi / MÜREKKEP BALIĞI
« : 25 Ocak 2009, 22:45:59 »
Mürekkep balıklarının mükemmel refleksleri vardır ve saatte 11 km. hızla ilerleyebilirler. Salyangozlarla mürekkep balıklarını karşılaştıran bilim adamları, mürekkep balıklarında sodyum kanallarının bulunduğunu görmüşlerdir. Bunlar sinir hücrelerindeki zarları büken proteinden oluşan gözeneklerdir. Mürekkep balığının hücreleri uyarıldığında sodyum kanalları açılır ve beyin ve kas lifleri boyunca sinirlere işaret gönderir. Bu son derece hızlı bir şekilde gerçekleşir. Pleurobranchoca denilen deniz salyangozunun kanalları 3 milisaniyede açılır ve bunu saniyede 30 kere tekrarlayabilir. Mürekkep balığının kanalları ise 7 kat hızlı açılır ve bu işlemi saniyede 200 kere tekrarlayabilir.

Bilim ve Teknik, Sayı 356, s.10

534
ŞARKİ SÖZLERİ / Hande Yener-Paranoya
« : 25 Ocak 2009, 22:39:40 »
Paranoya
Kusura bakma ben seni sevemedim
Yalnız kalınca sevgini göremedim
Dilindekiyle kalbindeki uymuyor
İçimde bir ses aşkına inanmıyor

Masum yalanların
Artık senin olsun
Beni bana bırak nolursun
Nolursun

Sevdirmediki doya doya
Aşkın kimyası paranoya
Sevdirmediki doya doya
Aşkın kimyası paranoya

535
ŞARKİ SÖZLERİ / Candan Erçetin-Melek
« : 25 Ocak 2009, 22:35:14 »
Biliyorum
Sen bir meleksin
Bana yardım için gönderildin

Biliyorum
Sen bir meleksin
Zor günlerimde çıkageldin

Yüzümü güldürdün
Başımı döndürdün
Acımı dindirdin
Yolumdan çevirdin

Eğlendirdin
Sakinleştirdin
Ehlileştirdin
Ve daha bir sürü şey

Canım mısın sen
Benim misin
Her şeyim misin sen
Hoş geldin melek
Sefalar getirdin

Ya gelmeseydin
Yetişemeseydin
Beni bulamasaydın
Ne yapardım
Yarım kalırdım melek

Biliyorum
Sen bir meleksin
Seni sevmem için gönderildin

Biliyorum sen bir meleksin
Son demlerimde çıkageldin

Ya gelmeseydin
Yetişemeseydin
Beni bulamasaydın
Ne yapardım
Yarım kalırdım melek
Yanlış yapardım melek


536
Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar
Yeryüzünde sizin kadar yalnızım
Bir haykırsam belki duyulur sesim
Ben yalnızım, ben yalnızım
Yalnızım

Kaderim bu, böyle yazılmış yazım
Hiç kimsenin aşkında yoktur gözüm
Bir yalnızlık şarkısı çalar sazım
Ben yalnızım, ben yalnızım
Yalnızım

537
ŞARKİ SÖZLERİ / Candan Erçetin-Gamsız Hayat
« : 25 Ocak 2009, 22:34:07 »
Sormayın neden bu durgunluğum
Görmeden kuytu yaralarımı
Sormayın neden bu huysuzlugum
Bilmeden saklı duygularımı

Çokmu dertsiz duruyorum uzaktan bakınca
Çokmu kalender sandınız dert anlatmayınca

Gamsız hayat,herkese başka sunar garip oyunlarını
Gamsız hayat,herkese başka kurar kahpe tuzaklarını
Gamsız hayat,herkese başka sorar geçmiş hesaplarını
Gamsız hayat herkesi başka yorar görmez gözünün yaşını

Sanmayın biter bu durgunlugum
Sarmadan kuytu yaralarımı
Sanmayın biter bu huysuzlugum
Açmadan saklı duygularımı

Çok mu güçsüz duruyorum derdimi paylaşınca
Çok mu çaresiz dersiniz dertten ağla

538
ŞARKİ SÖZLERİ / Candan Erçetin-Elbette
« : 25 Ocak 2009, 22:33:41 »
Güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa
Çiçekler solup solup tekrar açıyorsa
En derin yaralar kapanıyorsa
En büyük acılar unutuluyorsa
Neden aynı kalayım söyleyin bana
En derin yaralar kapanıyorsa
En büyük acılar unutuluyorsa
Ben neden aynı kalayım söyleyin bana
Elbette bazen çiçek açıp bazen solacağım
Elbette daladan dala konup sonra uçacağım
Elbette bugün ağlıyorsam yarın güleceğim
Elbette önce çekip gidip sonra dönrceğim
İnanmadım asla inanamam
Her şeyin bir sonu olduğuna
Elbette bugün ağlıyorsam yarın güleceğim
Elbette önce çekip gidip sonra dönrceğim

539
ŞARKİ SÖZLERİ / Candan Erçetin-Çapkın
« : 25 Ocak 2009, 22:33:20 »
Düşerek sen yine
Bir yerde mi kaldın
Çapkın çapkın çapkın

Bakayım koynunu aç
Bakayım koynunu aç
Kalbimi çaldın aşkımı çaldın
Sen beni çaldın
Gönlümü çaldın
Aşkımı çaldın
Çapkın çapkın çapkın çapkın

Beni benden geçirip
Beni benden geçirip
Sen ele aldın sen ele aldın
Çapkın

O nasıl tatlı bakışlar
O ne baygın gözler
Büyüler sevgimi
Söyletmez o çapkın sözler
O çapkın gözler
Sende kalmış yine
Kalbim seni özler
Gözler özler gözler özler

540
Puslu soğuk hava dökülen yapraklar
En sevdiğim mevsimdi sarı sonbahar
Artık değil
Kalbimde hüzün aynada üzgün yüzüm
Beni tanıyanlar buna birisi sebep diyor
Susuyorum

Yaptığım birçok şeyin hiçbir amacı yok
Fotoğraflar çekmecede anılarım direniyor
Arkadaşlar nefretle buna o sebep diyor
Bir ben gerçegi biliyorum ve gizlice ağlıyorum

Onlar yanlış biliyor kimsenin suçu değil bu
Onun suçu değil bu kader oyunu değil bu
Bu benim suçum