Cumhuriyet’ demokrasidir!
--------------------------------------------------------------------------------
‘Cumhuriyet’ demokrasidir!
Bireylerinin demokrasiyi ‘Şarklı’ bir anlayışla yorumlayıp yaşadığı bizim gibi ülkelerde, evrensel normlarla yöneticilik yapmak kolay değil.
Ancak, ülkemizdeki sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik hastalıkları yenmenin, demokrasi içinde medeni aleme entegre olmanın biricik şansı ve gücü de yöneticilerden başka kimsede bulunmuyor.
Yazık ki, böylesine ayrıcalıklı güce sahip yöneticilerimiz misyon ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmiyor, biraz iyi şeyler yapanlar ise bir süre sonra “Vay be, ben neymişim” p***olojisine esir düşüyorlar. Demek ki, iktidar olmak, hemen başımızı döndürüyor.
Sanırım, bu durumun en çarpıcı örneği Sayın Aziz Yıldırım’dır. Başkanlığının ilk yıllarında mütevazı, demokrat, hoşgörülüydü. Dahası, Süleyman Seba’dan sonra kulübüne her açıdan büyük hizmetler veren ikinci kişi olmuştu. Tesisleşme, Ortega, Alex ve Anelka trasferleri, Fenerium gerçeği, Fenerbahçe’nin değerlerini sömüren kimi gurupları pasifize etmesi gibi şapka çıkarılacak işler yaptı.
Ancak, bu denli önemli şeylerin altına imza attıkça uzlaşmayı, hoşgörüyü ve iletişimi unuttu. İyi yöneticinin bu kadar zor yetiştiği aşikârken, Uğur Dündar’ı, Atilla Kıyat’ı, Sadettin Saran’ı, H.Bilal Kutlualp’i yönetim dışında kalmaya mecbur bıraktı. Yetmemiş gibi bu kez de İlhan Ekşioğlu ve Rahmi Eyüpoğlu’na karşı (kendisine ve Fenerbahçe’ye) yakışmayan bir tutum sergiledi.
Açıçası, başkanlıkta sekizinci yılını geride bırakırken bir veliaht yetiştirmediği gibi, kolay kolay yetişemeyecek ve Fenerbahçelilikleri asla tartışılamayacak birden fazla yöneticiyi de demokratlıkla bağdaşmayan şekilde kenara koyuyor.
Tamam, bu isimlerden kimilerinin kastı aşan, hatta artniyet taşıyan davranışları olabilir. Ama, öyle bile olsa, ‘Cumhuriyet’ olarak anılan bir kulübün başkanı olarak Aziz Bey’e ilişkiyi medenice sonlamak yakışır.
Çünkü, Aziz Yıldırım vizyonundaki insanlar bir taraftan kulübünün bugününü güzelleştirirken, öte yandan da başında bulundukları kurumun geleceğini sağlıklı temeller üzerinde inşa etmek sorumluluğuyla karşı karşıyadırlar. Oysa, bunu başarmanın yolu kestirip atmaktan, kırıcı davranmaktan geçmiyor, aksine, demokrasiyi yerleşik hale getirmekten, vizyon sahibi genç yöneticileri eğitmekten, birikimli Fenerbahçe sevdalılarını yöneticilik sorumluluğu almaya teşvik edecek demokratça tavırlar sergilemekten geçiyor. Zira, ‘Cumhuriyet’ önce demokrasidir
haşim şahin
__________________