FenerbahÇe
--------------------------------------------------------------------------------
iddaa ediyorum hiç bir yerde fenerbahceyi bukadar içerikli anlatılmıs görmediniz...bence böyle bir fb arsivi her fblininbilgisayarında olmalı...ayrıca bu arsivin içinde 1940 dan bu yana fb nin 150 ye yakın fotosuda bulunuyor...bence indirin...zaten 8,05 MB...2 dk nızı almaz indirmicek bile olsanız lütfen msj larınızı eksik etmeyin...biliyorum daha önce defalarca acılmıstır bu konu ama içeriği cok fazla ve değişik...
içindekiler hakkında bilgi vereyim ;
İÇİNDEKİLER;
1)TARİHİ
2)AMBLEM(olusumu)
3)BASKANLARI(eski-yeni)
4)T.DİREKTÖRLERİ(eski-yeni)
5)LİG SAMPIYONLUKLARI(eski-yeni)
6)GOL KRALLARI(eski-yeni)
7)FOTOLAR(dünden bu güne)
8)UNUTULMAYANLAR
9)KLÜP
10)YÖNETİM
11)DERNEKLER
12)KADROLARIMIZ(DÜNDEN BUGÜNE)
13)MÜZEMİZ
14)SÜKRÜ SARACOĞLU
15)TESİSLER
16)STADYUM
ASAGADA SADECE COK AZ BİR BÖLÜMÜ YER ALIYPR ÖRNEK OLMASI İÇİN KOYDUM...BUNU İNDİRENLER FB HAKKINDA DAHA FAZLA BİLG ARAMICAKTIR
İŞTE LİNK >>>
http://rapidshare.de/files/32026140/...eni__.rar.htmlhttp://img84.imageshack.us/img84/9181/2ekim1968manchestercitycanbartu1cl7.jpgKuşdili Çayırında İlk Futbol Oyunu;
İlk futbol oyununun, bugünkü anlamıyla ilk kez 1823 yılında İngiltere’de oynanmaya başlamasının üzerinden neredeyse yıllar ve yıllar geçmişti. Nihayet tarihler 1890’lı yıllara ulaştığında, Moda’da oturan İngiliz’ler de bu keyifli spordan iyice etkilenmiş ve o yemyeşil arsaların bulunduğu Kadıköy’ün geniş alanlarında, futbolu oynamaya başlamışlardı. Seyri çok keyifli bu oyunun, çevredeki Türk gençlerinde de ilgi uyandıracağı ve de bu sporu onlara sevdireceği pek tabii idi ve hatta da kaçınılmazdı. Ama ne var ki, o sıralarda süren monarşi rejimi nedeniyle Müslüman Türkler için cemiyet kurmanın ve hatta mevcut cemiyetlere dahi üye olmanın yasak olmasından dolayı, Kadıköy Çayırlarında top koşturan İngiliz gençlere yine ancak Rum gençleri eşlik edebilmekteydi.genellikle akşamüstleri zevk için de olsa oynanan bu futbol oyunu için, Kalamış’tan, Moda’dan, Kuyubaşı’ndan, ve hatta Haydarpaşa civarlarından gelecek öbek öbek halkı, gününe ve hava durumuna göre küçük ya da büyük kümeler halinde bu oyunu seyretmeye yöneltmekteydi. Kadıköy halkının ekserisi ikindi sularında ayaklanır, günlerden Cuma ve Pazar değilse yani Kurbağalıdere’nin kenarındaki salaş tiyatroda Komik Hasan’ın tuluat kumpanyası oynanmıyorsa Kuşdili Çayırı’na doğru yola koyulurlardı. Yok, eğer günlerden Cuma ya da Pazar ise de, Moda’ya doğru ya da şimdiki Fenerbahçe Stadyumu’nun bulunduğu Papazın Çayırı’na doğru yola koyulurlardı (*1). Omuzdaş kılıklı, burma bıyıklı tüylü tüysüz gençler, yanlarında boy boy çocuklarla hanım nineler ve de orta yaşlı hatunlar, Arap bacılar, ahretlikler, kahvede pineklemekten usanan efendi kişiler, burada çayırı çepeçevre kuşatır, kadınlar getirdikleri kilimleri yayarlar, erkeklerin kimi toprağa bağdaş kurar, kimi büyükçe bir taşa oturur, kimi ayakta dururdu. Sucusu, dondurmacısı, kağıt helvacısı, simitçisi, baloncusu, Eyüp oyuncakçısı velhasılı satıcıların her çeşidi burada arzı endam eyler, burayı adeta panayır yerinden farksız kılardı. Ortadaki saha olacak alanda ise, kapı gibi gövdeli, başları açık, renk renk gömleklerinin kolları sıvalı, göğüsleri fora, bacaklarından dizkapaklarına kadar şortlu bir alay adam soluk soluğa koşuşurlar, birbirlerine çarpıp çarpıp, alt alta üst üste mecelleşirler, güya da top oynarlardı. Oynanan bu futbollardan örnek alan bazı gençler, Kadıköy’ündeki arsalarda ya da geniş çayırlarda onlar gibi top oynamaya heveslenir, karman çorman bir biçimde, bir harradır bir gürradır gider, topa en çok vuranla onu en havalara yükselten erbab sayılırdı. Ne var ki bir süre sonra, bir başka deyişle 1900’lü yıllara iyice yaklaşılmasıyla birlikte, Moda’da oturan İngiliz gençlerinin artık modern futbolu oynamaya başlamaları ve dolayısıyla da oynadıkları futbolu daha seyredilir bir halde sunmaları, kendilerini hayran hayran seyreden Kadıköy’lü gençlerin yüreklerinde birtakım kıpırdanmalara sebep oluyor, onlar gibi organize bir takım kurma isteklerini ise, vazgeçilemez bir tutkuya dönüştürmeye başlıyordu.
Kadıköy Football Association ;
1890’lı yıllarda İstanbul Moda’da yaşayan İngiliz ailelerinden La Fontaine, Giraud, Whittall, Charnaud, Pears, Armitage aileleri Kadıköy ve Moda’nın çayırlarında kendi aralarında bu oyunu yeni yeni oynamaya başladıklarında, İzmir’de yaşayan İngiliz aileleri, Bornova çayırlarında bu oyunu çoktan oynamaya başlamışlardı bile (*2). Zira sosyal ve idari bakımdan payitaht İstanbul’a uzak ve rahat iki şehir olan Selanik ile İzmir, 1870’li yıllarda Osmanlı’nın futbol oyunu için ilk taraftar bulduğu toprakları oluyor, futbol oyunu o dönemlerde dini inançların da etkisi ile Müslüman Türkler arasında gelişemediğinden, böylece de Osmanlı toprakları üzerinde ilk defa gayrimüslim ve levanten (ülkede yerleşmiş bulunan yabancı uyruklu) vatandaşlar tarafından oynanıyordu.
Moda’da futbolla tanışan ilk ailelerin İstanbul’da İngiltere elçiliği personeli görevlileriyle aralarında yaptıkları maç rekabetini, 1894 yılında İzmir’de “Football Club Smyrne”nin kurulması ile birlikte İstanbul - İzmir rekabeti izlemeye başlıyordu (*3). İzmir’de futbolun öncülüğünü yapan James La Fontaine, 1889 yılında İstanbul’a yerleştiğinde, Kadıköy’de İngilizlerin futbol-rugby karışımı bir oyun oynadıklarını görmüş ve onlarla kısa zamanda dostluk kurarak, daha iyi bildiği futbol oyununu onlara kabul ettirmişti. Tarihler 1897 yılını gösterdiğinde, James La Fontaine ve arkadaşları Kadıköy yakasında ilk kez bir futbol takımı olarak Kadıköy Football Association adı altında toplanıyor, takımı oluşturan İngiliz, Rum, Ermeni gençleri, genelde İstanbul’a sefere gelen İngiliz gemicilerle oynadıkları oyunlarını Kadıköy’ün çayırlarında sürdürüyor, ve her akşamüstü (ilk bölümde geniş bir biçimde sunduğumuz) o kalabalık izleyici kitlesine de seyrettiriyorlardı. Bu müsabakalar halkın öylesine ilgisini çekmişti ki “Football Association” takımı, iki yıl içerisinde “İzmir Karması” ile karşılıklı olarak futbol maçları yapmaya yönelmişti.
http://img149.imageshack.us/img149/9...rriyet1vo7.jpgUNUTULMAYANLAR
Fenerbahçe bir sezonda hiç gol yemeden şampiyon olup bir dünya rekoru kırdı. (1922-1923) Fenerbahçe tarihinde 81 kez şampiyon olup en çok şampiyon olan takım olmuştur. Fenerbahçe Resmi ve Resmi olmayan Kupalarla Türkiye'de en fazla kupaya sahip olan takımdır. (Futbol: 124 kupa) Fenerbahçe ayrıca tüm sporların toplam kupalarında da Türkiye'de en fazla kupaya sahip olan kulüptür.
Fenerbahçe ayrıca Türkiye Profesyonel 1. Futbol Liginde ilk şampiyonluğu yaşayan takımdır.
Fenerbahçe 1967 yılında Balkan Kupasını ilk kazanan Türk takımı oldu.
Fenerbahçe 1967/68 yılında tam 5 kupa birden kazanarak bir rekora imza attı.(Lig Şampiyonluğu, Türkiye Kupası, TSYD,Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Kupası)
Fenerbahçe ayrıca 1969-70 sezonunda kalesinde sadece 6 gol görerek, çok büyük bir rekora daha imza attı.
Fenerbahçe 1973-74'te Türkiye 1. Ligi Şampiyonu olup,Şampiyonluk Kupası, Türkiye Kupası, ve TSYD Kupalarını kazandı. Fenerbahçe 1988-89 Sezonunda Rakip Kalelere 36 macta tam 103 gol göndererek Türkiye Liglerinde bir sezonda en fazla gol atan takım ünvanına sahip oldu.
Futbolcusu bir maçta en ç ok gol atan takım. (Tanju Çolak, 6 gol, Fenerbahçe - Karşıyaka: 7-1, 1992-93 sezonu, 14.hafta
Fenerbahçe 1996-97 yıllarında ilk kez katıldığı Şampiyonlar Liginde, kendi sahasında 40 Yıl (56 maç) hiç yenilmeyen İngiliz takımı Manchester United'ı deplasmanda Boliç'in 78. dakikada attığı golle yenerek, Avrupa Rekoru kırdı.
Fenerbahçe 41 yıllık Türkiye Profesyonel Liginde En Çok Galip Gelen, En Az Gol Yiyen Takımdır. Bu da rekorlar kısmına giriyor.
Türkiye'nin Internet'te sayfaları bulunan ilk spor kulübümüzdür.
Atatürk'ün, stadına büstünün konmasına izin verdiği tek kulübümüzdür.
Türk Milli Takımı'na en çok oyuncu veren kulübümüzdür.
Bir futbolcusu için jübile düzenleyen ilk kulübümüzdür. (Lefter Küçükandonyadis)
Bir futbolcusu Dünya Karmasında oynayan ilk kulübümüzdür. (İsa Ertürk)
Atletizm'de Avrupa Şampiyonu olan tek kulübümüzdür. (1993)
Olimpiyat Oyunları'nda madalya kazanan tek Türk atletinin mensup oldugu kulübümüzdür. (Ruhi Sarıalp)
Uluslararası yarışmalarda birinci gelen ilk Türk kürekçisinin mensup olduğu kulübümüzdür. (1954, Tonguç Türsan)
http://img149.imageshack.us/img149/7...5kadro1ke4.jpgŞükrü Saracoğlu
Kulübümüze 17 yıl boyunca Başkan olarak hizmet veren eski başbakan ve bakanlarımızdan Şükrü Saracoğlu’nu, oğlu Yılmaz Saracoğlu tarafından derlenen ve hakkında basında çıkan yazılardan bazılarının yer aldığı "Şükrü Saracoğlu ve Dönemi" isimli kitap ve çeşitli kaynaklardan bir derleme hazırladık.
Bugünkü stadımıza 22 Temmuz 1998 yılında alınan Yönetim Kurulu kararı ile ismini veren, Kulübümüz’de en uzun süre başkanlık yapmış kişi olan rahmetli Şükrü Saracoğlu’nu, bir kez daha sevgi, saygı, şükran ve rahmetle anıyoruz.
http://img174.imageshack.us/img174/8...8kadro1ur8.jpg1908
1908 yılı temmuzunda, Şehremini Operatör Cemil Topuzlu hürriyet kahramanlarına yardım amacıyla verdiği davetin konukları arasında geleceğin Fenerbahçe Başkanı Ziya Songülen ile Maruf Rıfat Beyi aramaktadır. O dönemde yurdumuzda futbolu ilk oynayan ailelerden Reji Whittall’in, İstanbul’a bir futbol sahası yapılması gerekliliği yönündeki konuşmasının ardından hemen bir gün sonra, bu kişiler, Fenerbahçe Başkanı Ziya Songülen, birkaç İngiliz ve maruf Rıfat Bey’le bir toplantı yaparak, saha için en uygun yerin, Hazine’ye ait olan bu çayır olduğuna karar verirler.
Başkatip Cevat aracılığıyla konu, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit’e götürülecektir. Teklifi önce kabul etmeyen sultan daha sonra yıllığı 30 altın kira karşılığında Union Club ile 20 yıllık bir sözleşme yapılmasına karar verir. 3.000 altına mal olan, çayırın tahta perdeyle çevrilmesi ve bir lokal inşaatı sonrasında saha, futbol karşılaşmalarını izleyen kışa kadar hazır hale getirilecektir.
http://img174.imageshack.us/img174/8...lcular1kl2.jpgTürkiye’nin Kupa Rekortmeni
Fenerbahçe Spor Kulübü, kupa konusunda, rakiplerine büyük üstünlük sağlamıştır. Halen faal olan spor dalları dışında, artık yapılmamakta olanlarda da bir çok şampiyonluklar ve kupalar kazanmıştır. Kurtuluş Savaşımız sırasında, işgal kuvvetlerinden oluşan ekiplerle de sık sık karşılaşan Futbol Takımımız, aldığı galibiyetlerle, Türk halkına moral vermiştir. Fenerbahçe Spor Kulübü futbol takımının, halen kırılamamış bir çok rekoru bulunmaktadır. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün başarıları yalnızca futbolla sınırlı değildir. Olimpiyatlarda, güreş dışında alınan ilk altın madalya da, Fenerbahçeli bir atlet olan Ruhi Sarıalp’ten gelmiştir. Atletizm dalında takım halinde Avrupa Şampiyonu olan tek kulüp Fenerbahçe’dir.
******************ALINTI******************