Gönderen Konu: EYLÜL AYI HABERLERİ  (Okunma sayısı 17143 defa)

Çevrimdışı amett

  • 3. SINIF UYE
  • ***
  • İleti: 3.842
  • Puan 294
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #48 : 14 Ekim 2006, 15:08:29 »
 Samandıra boş kaldı

--------------------------------------------------------------------------------


 

F.Bahçe'de bazı futbolcular ev tutmak yerine Samandıra'da kalmayı tercih ediyordu. Bunların başında da Tuncay geliyor. Tuncay'ın oda arkadaşı Mahmut G.Antep'e, Samandıra sakinlerinden Servet ve Gürhan da Sivas'a gitti. Samandıra Tuncay, Olcan ve Selçuk'a kaldı.
__________________

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ***
  • İleti: 162.001
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #49 : 14 Ekim 2006, 15:08:50 »
fenerbahce'mizin GİZLİ TARİHİ

--------------------------------------------------------------------------------


 

FENERBAHÇENİN KURULUŞ VE GELİŞMESİ


1895 yilinda Modada oturan Ingilizlerin modern futbolu oynamaya baslamalari Fenerbahce Spor Kulubunun kurulmasinin ilk adimlariydi.
Deniz ogrencisi Fuat Husnu Kayacanin 1899 yilinda Fenerbahce stadinin bulundugu cayirda mesin yuvarlaga yaptigi vuruslar sirasinda arkadaslari Resat Denyal, Mehmet Ali ile dile getirdikleri "Ah bizde bit futbol takimi kurup oynayabilsek" ozlemi Turk gencleri arasinda Black Stocking FC kurulmasina sebep olmus.Fakat kulup monarsi rejiminin engellenmsini onlemek amaciyla hemen dagitilmis.
Bir kac gencinde katilimiyla ayni isimler 1902 senesinde bu kez Kadikoy Futbol Kulubu adi altinda toplandilar.Ancak daha sert hafiye baskini bu girisimi de engellemis.
1907 bir bahar gununde gene bir mac donusu Ziya, Ayetullah ve Necip evlerinde cay icerlerken sonmeyen ideallerini bir kez daha basarmaya yonelirler.Monarsi rejimi artik gevsemis ve bu girisim bu kez tutunmus ve FENERBAHCE FUTBOL KULUBU bir daha kapatilmamak uzere kurulmus.
Fenerbahce Futbol Kulubunun ilk yonetim kurulu soyledir ; Ziya bey Baskan, Ayetullah bey Genel Sekreter ve Necip beyde Genel Kaptan ve Veznedardir.
Tabii kurulus yillari kolay olmamis zaman zaman futbolcu bulmakta zorlanmiz ve bir cok defa gemilerden odunc futbolcu alarak ligdeki mucadelesini surdurebilmis.1909 yilinda klubun adi Fenerbahçe Spor Kulubu olarak degisimis renkleride Sari-Beyazdan bugunku rengi Sari-Laciverete cevrilmis.1909-1911 yillari Fenerbahçemiz icin cok zor gecmis bir ara dagilma noktasina bile gelmis ancak Elkatipzade Mustafa adli uye kulubu kurtaran adam olmus.Lokali dahi olmayan klubun takimlari cok kotu durumdayken St.Joseph, Robert College ve Kadikoy numune Mektebinden topladigi genc futbolcularla Kulubun genc takimlari kurmus bir nevi alt yapisini olusturmus.Bu atilim basarisiz gecen 2 yilin ardindan Fenerbahceye hic yenilmeden ilk Sampiyonlugunu getirmis.
Bu sampiyonluk Fenerbahceye yasama gucu asilamis ve kulup Altiyol agzinda 2 odali bir lokale kavusmus.Balkan savasi nedeni ile yapilmayan 1912-1913 lig maclarindan sonra ust uste ve yenilmeden kazanilan 2 sampiyonluk Fenerbahce camiasi olusturmaya baslamis.Fenerbahcemiz ayni zamanda 1914 senesinde tertiplenen Genc takimlar sampiyonlugunuda kazanmis ve 10 yil icinde en cok sampiyonluk kazanmis takim olma unvanini alarak Ingilizler tarafindan verilen tarihsel sildide almaya hak kazanmis.



FENERBAHÇENİN GELİŞMESİ VE IŞGAL YILLARI


KUSDILI LOKALI
Fenerbahcemiz artik buyumeye baslamis kitleleri arkasindan suruklemeye basladigi yillarda artik Altiyolagzindaki 2 odali baraka kucuk gelmeye baslamis.20 Mart 1914 de gorkemli bir torenle Kusdilinde, dere kenarinda genis bahceli cok sirin 2 katli buyuk koske gecilmis.
Fenerbahcemiz bu Kusdili lokalinde 5 Haziran 1932 tarihinde cikan bir yangina kadar barinmis.Buyuk sohret ve sevgiyi bu lokalde kazanmisiz.Hatta Ulu onder Mustafa Kemal Ataturk un 5 Mayis 1918 deki tarihsel ziyaret ve takdirlerine bu guzel lokalde ulasmis ve nihayet kurtulus savasina silah ve insan kacirdigi ve isgalci guclere dusmanca davranislarda bulundugu suclamalariyla sungu takmis bir Ingiliz birligi tarafindan bu lokalde iken bir sure kapatilip Baskani Sabri (Toprak) Bey Malta adasina surulmus.
Sn Dr.Rustu daglaroglu Kusdili lokali icin aynen su sozleri sarfetmis "Fenerbahcenin KUSDILI LOKALI spor tarihimizde ornegi olmayan cok zengin hareketli bir spor sitesini huviyetini tasimistir".Zamanin yonetim kurulu baskani Sn Dr. Hamit Hüsnü Kayacan sanli Fenerbahcemize ilk tesisleri kazandiran kisi olmus ve tesis atagina once bir kayikhane, bir beton paten sahasi hemen yanina 2 tenis kortu yapilmis, buyuk salona da ring, gures minderi konup aletli jimnastik gerecleriyle bir spor sitesi yaratilarak burada gunun her saatinde canli faaliyetlere baslanmis.Bu lokal dar bir alanda 20 yi asan spor dalina hizmet vermeye calismismasi gunumuze kadar sadece Fenerbahce spor klubunun Kusdili lokalinde 1918-1932 yillarinda gorulmus.
ISGAL YILLARI
30 Ekim 1918 den 2 Ekim 1923 e kadar suren 5 yil suren isgal yillari o donemlerde yasanan en buyuk aciydi.Fenerbahcemiz basta futbolculariyla, uyeleriyle, tum yurttaslarimiza i*** tutmus ve bir umut isigi olmuslar.Dusman takimlariyla yaptigi 50 futbol macinda en guclu Ingilizleri her yenisinde, acilar ve intikam duygulari icinde kivranan Turk ulusuna umit ve teselli kaynagi olmus ve her defasinda yurekten kutlanmisiz. 5 as futbolcumuzu Sakarya savasina gondermis olmamiza ragmen her gecen gun iddialarini artiran dusman takimlarini yenmeyi surdurmusuz. Baskanimiz Sabri Beyi Maltaya surmeleri bile milli gorevini engellemek bir yana daha yuksek azimle surdurmeye neden olmus.Lozandaki sulh heyetimize bile gurur verip destek olan ve heyet baskanina ;
"HEPINIZI MESERRETLE TEBRIK EDER , GOZLERINIZDE OPERIM"
kutlama mesajini gonderen General Harrington, kendi adina duzenlenen kupayi bile almasi ulusumuza armagan ettigi sayisiz mutlu ve anlamli anilar arasindadir..Iste Fenerbaheceyi Fenerbahce yapan aslinda bu olaylar.Hep lider olmusuz hep umut sacan takim olmusuz ozgurlukleri kisitlanan Turk ulusuna hep umit vermisiz.Inanin bu satirlari okurken tuylerim diken diken oldu, ve bir kez daha gurur duydum Fenerbahceli olmakla.




FENERBAHÇENİN BÜYÜMESİ VE BAŞARILARI


GOL YEMEYEN TAKIM
Istanbul liginin 1922-23 sampiyonlugunu yenilmeden ve gol yemeden 58-0 gibi dunya futbolunda esi olmayan skorla kazanan Fenerbahce takimi da iste bu donemin tumuyle yuksek okul mezunu veya ogrencilerinden olusan o unlu 11 soyleymis ;
Sekip Kulaksizoglu-Kamil Sporel (K), Cafer Cagatay-Kadri Goktulga, Ismet Ulug, Fahir Yenicay-Sabih Arca, Alaaddin Baydar, Zeki Sporel, Omer Tanyeri ve Bedri Gursoy.
Iste bu mithis 11 Fenerbahcemizin yurt icinde sevilmesi artik iyice saglamis aldigi tarihi basarilar sanli kulubumuzun temellerinin saglamlasmasinda buyuk katkilari olmus.Bugunku Fenerbahce onlarin sakatim, hastayim demeden sahalara firlayip hem dusman hem yerli rakipler karsisinda basaridan basariya kosmus bu yuksek kulturlu abilerimizin eseri ve bizlere armagani olmus.O zamanlar bu kadro senelerce konusulmus ve her turlu ovguye layik gorulmus.
O sene basarilarimizin bazilari soyleymis ;
- 26 Ekim 1923 de Romanyaya karsi oynayan ilk Ay-Yildizlli takima tam 7 futbolcu vermisiz,
-Ilk katildigimiz 1924 Paris Olimpiyatlarinda mucadele eden 11 in 6 Fenerbahceliymis,
-Tek gol dahi yemeden 58-0 gibi dunya tarihinde inanilmaza ve bir ilk daha imza atmisiz.
Bu coskulu sevgi o kadar buyukmus ki 5 Haziran 1932 Kusdili lokalimiz yaninca sevenlerimiz cok uzulmus klubumuze yardima kosanlarin basinda ulu onderimiz Buyuk Ataturku gorunce teselli bulmusuz.Katibi umumi namina Hasan Riza imzali"Fenerbahce Spor Klubu Idare heyetine" hitaben gelen telgrafda su kelimeler yer almis ;
"YENI KLUP BINASI INSASINA YARDIM OLMAK UZERE, REISI CUMHUR HAZRETLERININ EMIRLERI VE IS BANKASI ILE HEYETI IDARE NAMINA 500 LIRA GONDERILMISTIR.ALINDIGINI ISAR BUYURULMASINI RICA ILE HURMETLERIMI TAKDIR EDERIM."
Telgrafin gercek anlam ve degeri (Bugunku tarih ile 70 Resat altini) dgilmis tabiiki.Gercek ve paha bicilmez deger, Buyuk Onderimiz Ataturkun Fenerbahcemize olan sevgisiymis hic kuskusuz.
Rusen Esref Unaydin dan dinlenen bir ani ATA mizin Fenerbahce klubune besledigi ozel sevginin derecesini gostermey yetiyor ;
10 Agustos 1928 cuma aksami Buyuk Onder 5 ziyaretcisiyle Dolmabahce sarayindadir.Bunlardan klup baskani Necmettin Sadak, Rusen Esref ve Mustafa Necati olarak 3 u Galatasarayli, Sabri Toprak ve Vasif Cinar olarak 2 side Fenerbahcelidir.Buyuk kurtarici o gun ezeli rakiplerin yaptiklari mac sonucunun 3-3 oldugunu sorup ogrendikten sonra ;
- Oyle mi ?! Zaten bizde burada 3 e 3 beraberiz, BENDE FENERBAHCELIYIM .. demis ve kendini Sabri Toprak ve Vasif Cinar ile isaretlemis.
Ataturk her firsatta Fenerbahceye olan manevi destegini surdurmus.Yangin dumanlarinin tuttugu 1932/1933 sezonunda 4 kategoride sampiyon olmus o felaketi geciren o degilmis gibi basarilarimizi surdurmusuz.

Çevrimdışı amett

  • 3. SINIF UYE
  • ***
  • İleti: 3.842
  • Puan 294
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #50 : 14 Ekim 2006, 15:08:59 »
 Özdemir öfkeli

--------------------------------------------------------------------------------


 

Sakarya maçı sonrası "F.Bahçe aleyhine çalışmalar yapılıyor. Biz oyuna gelmeyiz" şeklindeki açıklamalarıyla Futbol Federasyonu'nu kızdırıp Disiplin Kurulu'na sevkedilen 2. Başkan Nihat Özdemir ceza almayacağını söyledi. Özdemir, "Benim sözlerimin neresinde suç var? Gerçekler ortada. Kimse kimseyi Disiplin Kurulu'yla korkutamaz" ifadesini kullandı.

Çevrimdışı amett

  • 3. SINIF UYE
  • ***
  • İleti: 3.842
  • Puan 294
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #51 : 14 Ekim 2006, 15:09:19 »
Appiah'a baş döndüren teklif

--------------------------------------------------------------------------------


 

Gana'da yayınlanan bir gazetede Appiah'ın, "Beni Portsmouth istedi, 20 milyon dolar bonservis vermeye hazır olduklarını söylediler" demeci çıktı. Gazetede Appiah'ın, "Bu rakam müthiş. Ancak teklif için geç kaldınız. Şu anda kulübüm yerimi dolduramaz. Teklifiniz gelecek yıl geçerli olursa seve seve gelirim" dediği yazıldı. fotomac

Çevrimdışı amett

  • 3. SINIF UYE
  • ***
  • İleti: 3.842
  • Puan 294
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #52 : 14 Ekim 2006, 15:09:41 »
Deivid De Souza Anelka'dan daha kaliteli bir forvet (LEMI CELIK)

--------------------------------------------------------------------------------


 

Deivid De Souza Anelka'dan daha kaliteli bir forvet (LEMI CELIK)


Geçen yıl Trabzonspor'a almak için izlediğim Brezilyalı oyuncu gol atar, asist yapar, bir takım oyuncusu olarak sorunsuzdur.


***

Anelka'dan iyi

Geçen yıl Trabzonspor'a almak için izlediğim Brezilyalı oyuncu gol atar, asist yapar, bir takım oyuncusu olarak sorunsuzdur. Güvenli ortamı bulursa hiçbir savunma onu durduramaz. Bu sezon 13-16 arası gol atar. Tek eksisi pres yapmayı sevmemesi.

F.Bahçe'nin Sporting Lizbon takımından aldığı Deivid Souza'yı geçen yıl 10 maç canlı izledim. Portekiz'den gelen, "Kötü futbolcu" eleştirilerini de hayretle okudum. İzlediğim Deivid'in takımına yararlı olma açısından Anelka'dan çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim.

ÇOK HIZLIDIR
Özellik olarak
Anelka ile hemen hemen aynı. Ancak kafa vuruşları ondan daha iyi. Profesyonellik anlayışıyla fark atar. Hızlı, diripling yapma özelliğiyle F.Bahçe'ye Anelka'dan çok daha faydalı olur.

TAKIM OYUNCUSU
Bencil değildir. Takım için oynar. Güvenli bir ortam bulursa bu sezon 13-16 arasında gol atar. Bu güvenli ortamı eski arkadaşları Alex ve Edu arasında bulacağını, Zico ve diğer yabancıların desteğiyle başarılı olacağını düşünüyorum. Formda bir Deivid'i hiçbir savunma oyuncusu durduramaz.

DEVAMLILIĞI YOK
Deivid'i, gelmek istemediği için Trabzon'a alamamıştık. Kondisyonu çok iyi. Profesyonelce yaşaması avantajı. Son vuruşları süper olmasa da iyi sayılır. Olumsuz yanları ise pres yapmayı sevmemesi, oyunda devamlılığı olmaması. F.Bahçe iyi bir golcü aldı.
__________________

Çevrimdışı amett

  • 3. SINIF UYE
  • ***
  • İleti: 3.842
  • Puan 294
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #53 : 14 Ekim 2006, 15:10:07 »
Uche-Högh gibi efsane olurlar

--------------------------------------------------------------------------------


 

F.Bahçe'de, geçmişte savunmadaki Uche-Högh ikilisinin benzerinin Lugano-Edu ile tekrar oluşturulacağı görüşü hakim. Defansın göbeğinde oynayacak olan bu iki futbolcu için şimdiden "Lugano ve Edu yıllarca beraber oynayıp efsane ikili olacak" yorumu yapılıyor.
__________________

Çevrimdışı amett

  • 3. SINIF UYE
  • ***
  • İleti: 3.842
  • Puan 294
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #54 : 14 Ekim 2006, 15:10:30 »
İlk maça Alman

--------------------------------------------------------------------------------


 

F.Bahçe'nin UEFA Kupası 1. tur ilk maçını Alman Dr. Franz-Xaver Wack yönetecek. F.Bahçe, 14 Eylül Perşembe günü Danimarka'nın Randers ekibiyle Saracoğlu'nda yapılacak ilk mücadeleden avantajlı bir sonuç almak istiyor. F.Bahçe turu geçerse UEFA'da gruplara kalacak.
__________________

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ***
  • İleti: 162.001
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #55 : 14 Ekim 2006, 15:10:40 »
yalanciiiiiiiiiiii ......ulusoyyyyyyy

--------------------------------------------------------------------------------


 

Ömer Güvenç : Futbol Federasyonu Başkanı olarak bir takımı şampiyon yapmama veya küme düşürme gücünüz var mı?


Haluk Ulusoy : Bu geçen hafta Hürriyet Gazetesi’nde yazılan bir yazıya istinaden sorulmuş bir soru. Bunu okuyunca çok üzüldüm. Aslında mesnetsiz, dayanaksız bir yazıya üzülmemem lazımdı ama benim üzüldüğüm taraf Hürriyet gibi bir gazetede aslı astarı olmayan bir haberin yer alması. Hürriyet Gazetesi’nin Genel Yayın yönetmeninin bunu yayınlatması beni üzdü. Bu yazıyı yazan kişi, erkekse, adamsa, biraz delikanlıysa bu yazdıklarının arkasında dursun. Doğduğu zaman babası “benim erkek evladım oldu” dediyse bu yazıyı yazıp kenara çekilmemesi lazım. Ben içki kullanmıyorum. Çok içki içip “zom” bir vaziyette olmam lazım bunları söylemem için. Allah’ın benim aklımı başımdan almış olması lazım bunları söylemem için. Fenerbahçe gibi güzide bir kulübün şampiyonluğunu engelleyecek, hakkını engelleyecek kadar karaktersiz biri olabilir mi? Bunu kim yapabilir? Kim düşünebilir? Bir tek kişi çıksın desin ki; “Haluk Ulusoy böyle bir şeyi ima etti”. Fenerbahçe’nin maçlarında hatalar olmuş olabilir. Son dört haftada birçok maçta hata oldu. Birde insanın aklına çok değişik şeyler geliyor. Fenerbahçe Kulübü Şampiyonlar Ligi’nden elendi, gündemi değiştirmek için böyle iddialar ortaya atılabilir diye düşünüyorum. Bir Fenerbahçe yönetim kurulu üyesi bu açıklamaları yaptı diyorlar. Bunu ispat ederlerse ben bir dakika durmam. Aklımın ucundan bile geçirmediğim bir şeyi, konuşmuş gibi ortaya koyan hangi ********se çıksın. Beni Fenerbahçe ile bu kadar düşman hale getirmeye kimsenin hakkı yok. Daha da kötüsü, benim hanımım ve oğlumu ortaya koyuyorlar. Benim hanımım Ali Aydın’ın hanımı ile çok samimiymiş. Benim hanımım bir kere Kuşadası’nda hakem seminerinde Ali Aydın’ın hanımı ile merhabalaşmıştır. Benim oğlumun adını ortaya atıyorlar. Oğlum benimle futbol bile konuşmaz. Biz aile olarak Hürriyet Gazetesi’ni ve yazıyı yazanı mahkemeye vereceğiz. Üzüldüğüm çok önemli bir şey var ki, her fırsatta beni Fenerbahçe kulübü ile karşı karşıya getirmek isteyen kesimler var. Buna ne gerek var? Neden beni Fenerbahçe’nin haklarını yiyecekmiş gibi gösteriyorlar ki? Biz Fenerbahçe kulübünün ne isteği olmuş ise, bugüne kadar talimatlar doğrultusunda ne gerekiyorsa yaptık. Bunun birinci şahidi Şekip Mosturoğlu’dur. Ben son dönem Federasyon Başkanlığı yapıyorum. Daha ilerisi yok. Türk futboluna hizmet etmek için çalışıyorum. Bugün ne acıdır ki Milli takımı konuşmamız gerekirken, Fenerbahçe Kulübü ile ilgili Hürriyet Gazetesi’nde çıkan, aslı astarı olmayan bir yazıyı konuşuyoruz. Bugün Malta maçı için Milli takımımıza destek vermemizin zamanı. Benim içim ve vicdanım çok temiz. Allaha şükür yatağa yattığımda rahat uyuyorum. Beni Fenerbahçe ile karşı karşıya getirenleri Allah’a havale ediyorum. Allah onları bildiği gibi yapsın. Benimde eğer içimde en küçük bir kötü düşünce varsa Allah’ta beni taş etsin.



Ömer Güvenç : Başkanım, Tahir Kıran’ın açıklamaları için ne diyeceksiniz?

Haluk Ulusoy : Tahir Kıran ile görüşmedim. Federasyon Yönetim Kurulu üyesi olarak böyle ağır açıklamalar yapması doğru değil. Herhalde o da bu gazetelerde çıkan haberlerden dolayı çok üzüntü duydu diye düşünüyorum. Beni çok sevdiğinden, başkanına karşı böyle acımasızca haberler duyduğu için bu açıklamaları yaptığını düşünüyorum. Kendisi ile görüşeceğim. Bundan sonra Federasyon Yönetim Kurulu üyesi olduğunun bilincinde davranacağını düşünüyorum. Biraz daha tecrübe, deneyim kazanacak..



Ömer Güvenç : Marco, Mehmet oldu. Peki bu süreç devam edecek mi?

Haluk Ulusoy : Bunun devam edip etmemesi benim tek başıma karar vereceğim bir şey değil. Yurt dışında yaşayan kardeşlerimiz çeşitli milli takımlarda oynayabiliyorlar. Mehmet Aurelio’ya eğer Türk vatandaşlığı vermişlerse bizden bir farkı yok. Böyle bir hakkı kazanmışsa, bu ülkenin Milli takımına faydalı olacaksa neden olmasın. Fatih Hocanın kendisini Milli takıma davet etmesi bana göre yanlış bir karar değil. Türk oyuncularla bu güne kadar başarılar elde ettiysek onlarında önünü kapatmamamız lazım. Kendisi Milli takımda da başarılı oldu. Ben Türk’üm diyor, çocuğum burada doğdu diyor. O zaman diyecek bir şeyimiz yok.

MARATON.COM.TR ÖZEL

Çevrimdışı amett

  • 3. SINIF UYE
  • ***
  • İleti: 3.842
  • Puan 294
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #56 : 14 Ekim 2006, 15:10:52 »
Golbahçe

--------------------------------------------------------------------------------


 

Golbahçe


1- Kezman ve Deivid için kanatlardan ceza sahasına gollük orta yağacak
2- Appiah ve Aurelio, rakip kaleyi gördükleri yerden şut atacak
3- Tuncay ve Alex'ten ileri uçtaki isimlere uzun toplar atılacak
4- Golcü özelliği olan Lugano kornerlerde ve kenar ortalarda ileriye çıkacak
5- Alex rakip kaleye yaklaştığı anda Tümer, boş alan yaratacak
6-
Edu ve genç Kerim, Fener savunmasının sigortası olacak

Golcü kimlik
Kezman, Lugano, Deivid ve Edu gibi üst düzey yıldızları transfer ederek gücüne güç katan Fenerbahçe, oyun planında radikal değişikliklere gitti. Teknik Direktör Zico, Fenerbahçe'ye daha fazla 'golcü kimlik' kazandırmak için müthiş planlar hazırladı. Brezilyalı çalıştırıcı, Fenerbahçe'nin yeni futbol felsefesini 'gol' üzerine kurarken, takımdaki yıldızlara da yeni görevler verdi. Sarı-lacivertlilerin idmanlarını dakika dakika takip eden Fotomaç'ın futbol otoriteleri, Zico'nun yeni oyun planlarını belirledi. İşte Zico'nun Sarı Kanarya'yı uçuracak taktikleri:

Alex rahatlar
Forvet hattını oluşturan Kezman ve Deivid, süratli ve fırsatçı isimler. Bu iki star için kanatlardan ceza sahasına adeta orta yağacak. Tuncay, Aurelio, Appiah ve Alex gibi yıldızlar, orta alandan ileri uç elemanlarına uzun paslar atacak. Appiah ve Mehmet Aurelio, rakip kaleyi gördükleri yerden şut çekecek. Savunmada oynamasına rağmen golcü özelliği olan Lugano, kornerlerde ve kenar ortalarında ileriye çıkıp gol arayacak. Alex, rakip kaleye yaklaştığında Tümer, savunmanın dengesini bozup, süper sambacıya boş alan yaratacak. Edu ve genç Kerim, defansın sigortası olacak.
__________________

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ***
  • İleti: 162.001
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #57 : 14 Ekim 2006, 15:11:30 »
FB'li Olupta Bu Başlığa Bakmayan Kalmasın!Gözleriniz Dolucak!!

--------------------------------------------------------------------------------


 

[*****"http://www.canakkaleonline.com/canakkale_gecilmez/sehitfutbolcular_dosyalar/seh.fut.001.jpg"]http://www.canakkaleonline.com/canak...eh.fut.001.jpg[/url]
Bu Fenerbahçe'ye dikkat!... Balkan Savaşı, Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'ndan çok sayıda şehit vererek geçen Türk futbolu, nihayet Cumhuriyet'ine kavuşmuştu... Bu dönemin Fenerbahçe kadrosuna dikkat edin. Çünkü kadrosundaki tüm futbolcular yüksek tahsilliydi ve birçoğu lisan biliyordu...



Önce vatan savunması sonra Fener müdaafası

Trak... Trak... Trak... Silah sesleri geliyordu Harb-i Umumi'den...Mülazım-ı evvel Arif; biraz geç kalmış insanların aceleciliği içinde,atının eğerini son kez gözden geçiriyordu. Yolu uzundu... Bir ara,cepheden gelen top seslerine kulak verdi, sonra çevresindekilere "Selâmetle kalın" diyerek; atına mahmuz vurdu.Mülazım-ı evvel Arif; Çanakkale'de vatanını, İstanbul'da ise Fenerbahçe'yi müdafaa ediyordu. Sarı-lacivertli kulübün sağbekiydi... Fenerbahçe olmadan Arif, Arif olmadan Fenerbahçe olmazdı.Savaş çıkıp cepheye gönderilince; takımından ayrı kalmaya gönlü razı
olmamıştı. Cepheye koşan tüm askerler için parola "Önce vatan" dı ama, Arif için "Sonra, Fenerbahçe" vardı...
Takımını yalnız bırakmak istemiyordu. Bu yüzden de, kendisi ya da kulüp yöneticileri, kumandanından izin alıyor, cepheden cuma ligine koşuyordu.O hafta ise,Fenerbahçe-Galatasaray mücadelesi vardı. Burada, Çanakkale geçilmez... Orada, yine İstanbul'da Arif hiç geçilmez.


Mülazım-ı evvel Arif, ezeli rekabet cephesindeki görevine yetişmeliydi.Dağ, dere, tepe demeden, 26 saat at sürecek ve bugün Fenerbahçe Stadı'nın bulunduğu papazın bağına yetişecekti. Tutmayın onu, yolu uzun.

ARİF, SEZONUN İLK DERBİSİNDE...

Arif dörtnala, 1917 - 1918 sezonunun ilk büyük derbisine, Fenerbahçe-Galatasaray maçına yetişmeye koşuyordu.Ama, 21 Aralık 1917'deki bu maça gitmeye çalışan, yalnız kendisi değildi.Fenerbahçe kaptanı Galip de, Kırklareli'nden İstanbul'a doğru at koşturuyordu... Çanakkale'den Fikirtepe Uçaksavar Bataryası'na tayin olan Ethem ise, daha önceden kulübe varmıştı.Arif ve Galip, uzun at yolculuğunun yorgunluğunu atamadan, sahaya çıktılar. Ama, ne yazık ki, maçı 3 - 2 kaybettiler.İki futbolcunun tekrar cepheye dönmeleri, hazin olmuştu.Fenerbahçe kaptanı Galip (Kulaksızoğlu), daha sonra savaş sırasında yaralanıp İstanbuI'a gönderilmiş, bir daha cepheye gitmemişti. Arif (Emirzâde) ise, cepheden sahaya, sahadan cepheye koşturmaya daha uzun bir süre devam edecekti.Doğaldır ki, her maça yetişemiyordu... Ama, iddialı maçların hiçbirisini kaçırmıyordu. Hele hele, ezelî rekabet maçlarını asla...


Fenerbahçe Kulübü, 1919 - 20 sezonuna iddialı girmek istiyordu. Bunun için,ilk kez sahaya çıkacakları İdmanyurdu maçında, sağbekleri Arif'in mutlaka oynamasını istiyorlardı. Kumandanlıktan özel izin alarak, Arif'in oynamasını sağlama almışlardı. O mutlaka gelmeliydi, gelecekti...

SAVUNMANIN BELKEMİĞİ

Arif gerçekten de, Fener defansının vazgeçilmez adamıydı... Onun nasıl bir futbolcu olduğunu anlamak için, eski Fenerbahçeli futbolculardan Sedat Taylan'ın 1944 yılında yayınladığı, "Fenerbahçe'den Hatıralar" adlı kitabına bir göz atalım:


"Arif, çok eskiden Fenerbahçe takımında, müteaddit defalar tekdirle seyretmiştim. O zaman, Fenerbahçe müdafaasının belkemiği vaziyetindeydi.Zayıf fakat çok çetin, gözü pek bir oyuncuydu. Sert, fakat faulsüz oynardı."Maç sırasında asabî olan Arif, maç bitiminde sakin ve nazik bir genç olurdu..."


Evet, daha önce de söyledik... Fenerbahçe, 1919 - 20 sezonunun ilk maçı olan İdmanyurdu mücadelesi için, Papazın bağında Arif'i bekliyordu... O gelmeliydi, gelecektir, gelir... Fakat, onun yerine, kara haber geldi:"Arif, tam kalbine yediği bir kurşunla, şehit oldu." Olmaz... Olamaz... Olmamalı...


Fenerbahçeliler, bir anda mateme boğuldu. Herkes birbirine sarılıp ağlıyor, Türk futbolunun yetiştirdiği en gerçek kahramanının kaybına kahroluyordu... Hüzün, dalga dalga tüm İstanbul'a yayılmıştı. Ancak, maç oynanmalıydı...Fenerbahçe li yöneticiler, santra çizgisinin başladığı yerdeki sahanın kenarına bir sandalye koydular ve üzerine Arif'in 2 numaralı formasını astılar.Takım, sahaya 10 kişi çıkmıştı...Ama, Fenerbahçe ek*** değildi. Saha kenarındaki sandalyede asılı duran forma, Arif'i sahaya sürmüş gibiydi. Sanki, rakibin ataklarını, hâlâ o durduruyordu.


Fenerbahçe, kahramanının huzur içinde toprakta yatması için, o denli coşkulu oynadı ki, rakibi İdmanyurdu'nu tarihinin en farklı skoru ile yendi: 11-1. O günden bu yana, o rekor hâlâ kırılamadı. Fenerbahçeli tüm futbolcular, bu galibiyet sonrasında hep birlikte 2 numaralı formanın önünde tazim duruşuna geçerek, "Ruhun şad olsun Arif" dediler. Ve, bugünkü karşılığı ile o dönemin kulüp genel sekreterli olan Fenerbahçe 1.Katibi Ömer Nazıma, Arif için bir ağıt yakıyordu:


"Azim sebat, metanet, işte bu...
Futbolu can etmişti şahsında.
Ey arkadaş... Kimdir bu?
Şehit Arif'imiz karşında
Dur ve ağla, elin bağla yanında.
En mukaddes şehittir bu...
Öldürdüler, vazifesi başında,
Ah Fener... Ne acıklı haldir bu..."


Fenerbahçe Kulübü'nün şehit Arif'in ruhuna okuttuğu mevlüt tam anlamıyla olay olmuştu. Mevlüt sırasında kulüp binası dolup taşmıştı... Herkes ağlıyordu. Arif (Emirzade), yüzbaşı rütbesi ile şehit olmuştu. Yüksek mühendislik eğitimi görmüştü ve Fransızca biliyordu. Arif'in sağlığında Fenerbahçe genç takımında oynayan Sedat Taylan, "Biz Fenerbahçeliler" adı ile yazdığı anılarında, bu şehit futbolcuyu da anlatır. 1965 tarihli kitaptan aynen aktarıyoruz:

DEVRİNİN EN BİLGİLİ FUTBOLCUSU...

"Arif, Fenerbahçe Kulübü'nün kuruluşundan itibaren oynayan futbolculardan biriydi. Birinci Dünya Savaşı'nda vatanî vazifeye çağrılıncaya kadar, Fenerbahçe takımında defansın belkemiği olarak sağbek oynadı."Ortadan biraz yüksek boylu, futbola elverişli bir cüsseye sahip, sağlam bir gençti... Saçlarını, alabruz kestirirdi. Yuvarlak yüzlü, çenesinin sağında büyükçe bir beni vardı. Sakin bir yaradılışı olmasına karşın, oyun sırasında hırslı olur ve gözünü budaktan ayırmazdı. Aynı zamanda, devrinin en bilgili futbolcularından biriydi." Sedat Taylan'ın kitabında bundan başka bilgi yok... İşin tuhafı, dünyada eşi - emsali görülmeyen Arif olayı; ne yazık ki belgelere geniş ölçüde yansımamış... Hakkında topluca bir bilgi yok... Birkaç paragraf halinde çeşitli kitaplara yayılmış bilgiler için, 50'ye yakın eseri, didik didik etmek zorunda kaldık.Anlayacağınız; dünya futbol tarihine bile altın harflerle geçebilecek önemdeki şehit Arif olayını, vurdumduymazlığımız sayesinde geçmişin derinliklerine gömmüşüz...


Savaşı bırakıp sahaya giren, sahayı bırakıp savaşa dönen dünyanın en ilginç futbolcusunun Türk olduğundan haberimiz yok.Ne yazık!Üniversite mezunu futbolcular, birer birer şehit düşüyor!Yurtsever Türk futbolcularının, gönüllü olarak cepheye koşunca,kulüpleri, çok büyük ölçüde güç kaybına girdi. Bu üzücü gelişmeyi bir de,"Türksever" dergisinin, 1930 yılında yayınladığı 20 haftalık dizisinden okuyalım: "Harbin o acı, yürekleri yakıcı faaliyetleri başladı... Bunu anlıyoruz. İlk ağızda, Galatasaray'dan kaleci Hamdi,Hasnun Galip, ikinci takımdan Halit Çanakkale'de şehit düşmüştü. Beşiktaş'tan da Şair Kazım, Asım, Rıdvan Beylerin de, aynı cephede şehit oldukları haberi geldi. Aşağı yukarı bütün spor kulüpleri boşalıyordu. Kafkas Cephesi'nde de Galatasaraylı futbolculardan Abdurrahman Robenson, Beşiktaşlı Doktor Ali, Doktor Mehmet, Muallim Sadi Beyler'in öldüklerini duyduk. Bu ne felaketti!..." Yukarıda yer alan şehitler listesindeki doktor, muallim sıfatlarına bakıp, bunların idareci olduklarını sanmayın... O dönemlerde, bütün futbolcular yüksek tahsilli, iyi meslekli ve lisan bilen insanlardı.Bu konuda çok belirgin bir fikir verebilmek için, Fenerbahçe'nin 1923 yılındaki kadrosunun eğitim durumunu vermemiz yeter... Çünkü kadrodaki tüm futbolcular, yüksek tahsilliydi. İşte inanılmaz kadro:


KALECİ:


Şekip : Güzel Sanatlar Mezunu

SAVUNMA:


Cafer : Eczacılık Fakültesi

İsmet : Tıp Fakültesi

Hasan Kamil : Michigan Üniversitesi

ORTA SAHA:


Fahir : Fen Fakültesi

İsmet :Tıp Fakültesi

Kadri :Ticari İlimler

Ragıp : Ziraat Fakültesi

FORVET:


Zeki Rıza : Veteriner Fakültesi

Alaaddin : Güzel Sanatlar

Sabih : Tıp Fakültesi

Bedri : Diş Hekimliği

Ömer : Hieldberg Üniversitesi

İşte O Büyük Şehit
[*****"http://www.canakkaleonline.com/canakkale_gecilmez/sehitfutbolcular_dosyalar/seh.fut.004.jpg"]http://www.canakkaleonline.com/canak...eh.fut.004.jpg[/url]
En Büyük Şehit... Şehidin büyüğü küçüğü olmaz ama, Fenerbahçeli Arif'in yeri başka. O, cepheden ata atlayıp 26 saatlik yoldan sonra sahaya çıkıyor, maçını oynadıktan sonra tekrar savaşa koşuyordu

Çevrimdışı amett

  • 3. SINIF UYE
  • ***
  • İleti: 3.842
  • Puan 294
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #58 : 14 Ekim 2006, 15:14:05 »
43. Sayımız Pazartesi Bayilerde!

--------------------------------------------------------------------------------


 


Fenerbahçe Spor Kulübü’nün “TEK” resmi dergisi olan Fenerbahçe Dergisi, dopdolu içeriğiyle bayilerdeki yerini alıyor! Fenerbahçe Dergisi’nin Eylül 2006 sayısı, yeni yabancı transferlerimizin bulunduğu görsel ve “İtina ile EFSANE yazılır” başlıklı kapak yazısı ile Pazartesi günü bayilerdeki yerini alıyor!
Dergimizin bu sayısında armağan ettiği poster ise; yeni transferimiz Diego Lugano’ya ait. Fenerbahçe Dergisi’nin taklitlerinden sakının ve derginizi posterinizle birlikte tükenmeden alın!
Fenerbahçe Dergisi’nin Eylül sayısı, büyük bir keyifle okuyacağınız röportajlar ve gündemi oluşturan gerçek haberlerle dopdolu! Hepinizin müptelası olduğu Fenerbahçe Dergisi’nin son sayısından çarpıcı başlıklar:
• Geçtiğimiz ay içersinde Türk vatandaşlığına geçtikten sonra, Milli takımımızda görev alan Brezilya doğumlu Aurelio, “Mehmet” ismini kendi isteğiyle aldığına ve neler hissettiğine dair dergimize çok değerli açıklamalar yaptı.
• Tota Fenerbahçe’de! 100. yılda taraftarına koşulsuz şampiyonluk yaşatmak isteyen yönetimimiz, takımın savunmasını güçlendirmek adına kariyerinde bu yönde sivrilmiş bir isim ile sözleşme imzaladı. 26 yaşındaki Uruguaylı Diego Alfredo Lugano Moreno (Tota), bundan böyle 4 sene sarı lacivert renklere adadı kendini…
• Batman Fenerbahçe’de! Kulübümüz, 100. yılında Atletico Madrid’in Dünyaca ünlü Sırp yıldızı Mateja Kezman’ı, 4 yıllığına renklerine bağladı. Bugüne kadarki futbol kariyerinde hırsı ve azmiyle dikkat çeken golcü, büyük başarılara imza atmak için geldiğini vurguladı.
• Edu: “Tereddütsüz geldim!” Kulübümüz, Cruzeiro’nun başarılı savunma oyuncusu ve kaptanı Edu Dracena’yı 4 yıllığına transfer etti. Başarılı stoper, “UEFA Kupası’nı kazanabilecek güçteyiz.” dedi.
• Deivid sahanın her yerinde hissedilecek! Yönetimimiz, Fenerbahçe’nin 100. yıl futbol kadrosuna dahil olacak son yabancı transferini de; Brezilya’nın yetiştirdiği en yetenekli forvet oyuncularından biri olan Deivid de Souza’yı renklerimize bağlayarak gerçekleştirdi. Portekiz takımı Sporting Lizbon’dan transfer edilen Brezilyalı golcü, sahada 99 numaralı formayla mücadele edecek.
• “Bir futbolcunun sahip olmak istediği her imkanı Fenerbahçe, oyuncularına fazlasıyla sunar” diyor Kemal Aslan... 9 Şubat 2003 tarihinde Fenerbahçe’ye geldiğinde sezonun en önemli iç transferlerinden biriydi Kemal… Bir çok kulüp onu renklerine katmaya çalışırken o Fenerbahçe’yi tercih etti ve o bu durumu “Hayatımda verdiğim en iyi karardı” diye yorumluyor.
• Il signore delle luce* Festi ile karnavala hazır olun! Kulübümüz, 100. yıl kutlamalarında Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadımız ve Bağdat Caddesi’nde yapılacak etkinlikler için İtalyan Festi firması ile anlaşma imzaladı.
• 100. yılda coşmaya az kaldı! Kulübümüz, 100. yıl etkinlikleri için hazırlıklarına dur durak bilmeden devam ediyor. 100. yıl komitemizin açıkladığı bilgiler doğrultusunda; 2007 yılında taraftarlarımız, görkemli şölenler ve konserlerle coşacak, Fenerbahçe tarihi filmi ve kitabı gibi yapıtlarla tarihimize tanıklık etme fırsatı yakalayacaklar.
• 100 yıl formalarımız göz kamaştırıyor! Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımımızın 100 yıl formaları tanıtıldı. Fenerbahçe Faruk Ilgaz Divan Tesisleri’nde düzenlenen geceyle Fenerbahçe A Takım 100 yıl formaları ve eşofman ile yeni sezon koleksiyonu tanıtıldı. Yüzlerce davetlinin katıldığı ve basın ordusunun takip ettiği gecede ayrıca 100. yıl logomuz ve 100. yıl organizasyonları hakkında bilgi de verildi.
• Ferrari takımı stadımızdaydı! Formula 1 Türkiye Grand Prix’si için İstanbul’a gelen Ferrari Takımı, her yarıştan önce gelenek haline getirdiği futbol maçını bu sene de devam ettirdi. Geçen sene maç için Fenerbahçe Dereağzı Tesislerimizi seçen Ferrari Takımı, bu seferki maçlarını Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda yaparak şampiyona öncesi stres attı. Çok özel fotoğraflarla derginizde!
• Ve mutlu son! 100. yıl hedeflerine odaklanan oyuncularımızın Samandıra çalışmalarında neşeleri hep yerinde, motivasyonları yüksek. Geçtiğimiz günlerde Appiah ve Volkan Demirel arasında yaşanan tatlı çekişme herkesin eğlencesini daha da katladı. Ayrıntılar derginizde!
• Artık talih mi dersiniz yoksa kader-kısmet olarak mı nitelendirirsiniz bilemeyiz ancak Hızlan Ailesi, çoğu taraftara nasip olmayacak bir tesadüfle, takım uçağında oyuncularımızla birlikte yolculuk etti. Onlara da kısmet olsun! Dile kolay 60 yıldır, Fenerbahçe’yi soğuk-sıcak; uzak-yakın demeden her yerde takip ediyorlarmış.
• Samandıra’da bir motor sesi… Kalecimiz Volkan Demirel’i geçtiğimiz günlerde en büyük tutkusu olan motosiklete binerken görüntüledik. Ah bir de motosiklet, cüssesine küçük gelmeseydi iyi olacaktı ama…
• Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme maçında B36 Torshawn ve 3. ön eleme maçı için Dinamo Kiev takımları ile karşılaşan Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımımız’a Faroe Adaları ve Ukrayna basını, bazı yayın organlarında geniş yer ayırdı. Görsel yayın organlarında maç öncesi ve sonrası detaylı yayınlar yapan tv kanallarının yanı sıra Fenerbahçemiz yazılı basında da çok ilgi gördü.
• Hocalarımızın Kopenhag zirvesi! Teknik direktörümüz Zico, yardımcısı Sant’anna ve İdari Menajerimiz Volkan Ballı, B 36 Torshavn karşılaşması öncesinde gidilen Kopenhag kentini gezme fırsatı buldular. Güzel mimarisi ve tarihe tanıklığıyla, Avrupa Birliği’ne vize çıkartacak kriterlerin oluştuğu Kopenhag’da hocalarımızın gördüğü mekanlar ve düşünceleri derginizde!
• 100. yıl hedeflerine odaklanan oyuncularımız, geçtiğimiz günlerde Samandıra Kamp Merkezi’nde yapılan idmanın ardından teknik direktörümüz Zico önderliğinde bir futbol şov izlediler. Teknik direktörümüz Zico’nun enfes futbolu eşliğinde yapılan karma maçta, teknik direktörümüz bütün hünerlerini oyuncularına gösterdi.
• Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı için gidilen Faroe Adaları’nda takımımız neler yaptı, antrenman ve maç dışında nasıl vakit geçirdi? Hepsi çok özel fotoğraflarla derginizde…
• Samandıra Tesislerimize oğlu Efe’yi de getiren Mehmet Yozgatlı, idmanın ardından sağlık odasında bandajı açılırken tedirgin olan oğlunu kucağına alarak yatıştırdı. Öte yandan, Efe, idman boyunca takımın maskotu oldu.
• Hollandalı Lensen devri kapandı. Fenerbahçe Futbol Altyapı koordinatörlüğüne 1984-1992 döneminde Fenerbahçe’de oynayan ve sonraki kariyerinde ne futboldan ne de Fenerbahçe’den kopabilen Büyük Şenol (Çorlu) getirildi. Kısa süre önce görevi devralan Şenol Çorlu, altyapımızdaki sistemi, uzman bir kurumdan yardım alarak A’dan Z’ye değiştiriyor. Kısacası; Fenerbahçe Futbol Altyapı, Şenol Hoca ve ekibi ile birlikte kısa sürede hem kurumsal anlamda hem de sportif başarı bazında bekleneni karşılayacak düzeye geliyor…
• Gambiya’da Fenerbahçeli bir köy! Geçtiğimiz ay, Afrika’nın batısında bulunan Gambiya ülkesinin Bwiam köyünde heyecanlı, bir o kadar da anlamlı anlar yaşandı. Betterfuture (Daha iyi bir gelecek) adındaki Hollandalı bir organizasyon firması ile Afrika’ya giden 22 yaşındaki Fenerbahçe taraftarı Bora Yücel, hem yerel insanlara yardım etti, hem de köylülere Fenerbahçe aşkını aşılamayı başardı. Hikayemiz burada bitmiyor, çünkü Fenerbahçe Spor Kulübü’nün de çok önemli bir rolü var bu ilginç öykünün içinde… Devamı derginizde…
• Onur Tuncer’in yorum ve değerlendirmeleriyle Şampiyonlar Ligi’ndeki Dinamo Kiev ve B 36 Torshavn maçlarımız ile ligdeki Kayseri Erciyesspor, Gençlerbirliği, Çaykur Rizespor ve Sakaryaspor maçlarımız….
• Mali İşler Koordinatörümüz Abdülkadir Kuşin bu ayki yazısında 100. yıl piyango biletleri ilgili sizleri bilgilendiriyor…
• Sibel’in Sahası’nda konuk: İbrahim Kutluay! Evine döndüğünü söyleyen dev adam İbo’dan çok özel açıklamalar…
• Yazarımız Alp Bacıoğlu, Zaman Tüneli köşesinde bir zamanların tribün lideri Amigo Adnan ile görüştü.
• Yazarımız Ersin Demirel, kışlada Fenerbahçe anılarını sizlerle paylaşıyor!
• Genel Sekreterimiz Vedat Olcay’ın hazırladığı “Geçen Ay Neler Oldu?” dosyası sayesinde Fenerbahçe’mizdeki tüm önemli olayları takip etme fırsatını yakalayacaksınız.
• Köşe yazarlarımız, Ayşesu Zorlutuna, Serdar Tibet gözden kaçmaması gereken konuları, yazılarına taşıyarak gündemi oluşturmaya devam ediyorlar.
• Fenerbahçe Kart sahibi talihli taraftarlarımızın katıldıkları etkinlikleri içeren yeni bölümümüzü bu sayıdan itibaren derginizde bulabileceksiniz. Siz de talihli bir taraftar olmak istiyorsanız vakit kaybetmeden Fenerbahçe Kart edinin!
• Basketbol, voleybol, yelken, yüzme ve atletizm şubelerimizden çok özel haberler ve müsabaka sonuçları Fenerbahçe Dergisi’nde!
• Fenerbahçe Koleji’ne dair tüm haber ve etkinlikler derginizde!
• Yurt içi ve yurt dışındaki tüm derneklerimizden, son haberler, etkinlikler derginizde!
• Yurt çapında yani açılan Fenerbahçe Futbol Okulları’na dair tüm haberler...
• Dergimizin en hit köşelerinden biri de sizlerin katkısıyla büyümeye devam ediyor! “Minik Kanaryalar” köşemizde geleceğin aydınlık Fenerbahçelileri, sizlere şimdiden kendilerini tanıtmak için adeta yarışıyorlar. Onların sıcak “Merhabaları”nı ve Kulübümüze seslenişlerini bu köşeden takip edebilirsiniz.
• Fenerbahçe Dergisi, her ay taraftarını Fenerbahçe gündeminden haberdar ettiği gibi moda, sinema, albüm, sergi, kitap, teknoloji, Play Station ve bulmaca köşeleriyle de, taraftarının hayatına renk katmaya devam ediyor!
• Karikatüristlerimiz Mete Kıyma ve Vacip Örger Fenerbahçe Tarihi’ni sizler için çizgi roman haline getirdiler. Şanlı tarihimizin bölüm bölüm anlatılacağı çizgi roman tüm heyecanıyla devam ediyor!
• Fenerbahçe Dergisi’nin 43 no’lu sayısı gündemi oluşturan gerçek haberlerle ve hiçbir yerde görmediğiniz fotoğraflarla yine dopdolu! Bayiinizden posterlerinizle birlikte istemeyi unutmayın!

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ***
  • İleti: 162.001
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: EYLÜL AYI HABERLERİ
« Yanıtla #59 : 14 Ekim 2006, 15:14:15 »
Inadina Fenerbahce, inadina Aziz Yildirim!!!

--------------------------------------------------------------------------------


 

Agizlarindan salyalar akitarak saldiriyorlar. Kavgalarini camia ile yapamadiklari icin Aziz Yildirim`la sahsi kavgaya donusturuyorlar.

Bakin FF`ndan Tahir Kiran`in roportajina:


TÜRKİYE Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Kıran, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın hızla Türk futbolundan çıkması gerektiğini savundu. Memleketi Rize’de ailesiyle tatilini geçiren Tahir Kıran, “Futbol Federasyonu’ndaki görevinden önce iki takımı tuttuğunu belirterek, “Biri Rizespor diğeri Fenerbahçe idi. İkisinin maçlarından zevk alıyordum. Ama şimdi öyle değil. Haluk Ulusoy, bize ilk toplantıda, ‘Formalarınızı kapıda asıp bırakacaksınız. Burda kimsenin üzerinde forma olmayacak’ dedi. Biz hepimiz formalarımızı astık. Bugün her maça ve takıma aynı gözle bakıyorum. Şu anda Fenerbahçe de benim için çok geri planda. Beşiktaş’ın maçı ile Fenerbahçe’nin maçı farklı değil. Benim için sadece memleketim olduğu için Rizespor önde. Rizespor bana yakın geliyor. Fenerbahçe camiasında yaşadığımız olaylar bizi Fenerbahçe’den soğuttu. Benim gibi binlerce Fenerbahçeli’yi soğuttu. Başkan Aziz Yıldırım’ın tavırları, hareketleri, “Geldim, gidiyorum, bırakıyorum, bırakmıyorum, kızdım oynamıyorum, misketlerimi aldım gittim’ gibi hareketleri Fenerbahçe camiasına büyük yara verdi. Benim gibi çok insan, Aziz Yıldırım gitmeden Fenerbahçe’nin maçına gitmememe düşüncesinde. İnsanları bezdirdiler. Şimdi 3 tane futbolcu almışlar. Hızlı hızlı araştırmadan sırf transfer yapmak için transfer yaptılar. Bu sene de Fenerbahçe’den başarı beklenemez'' dedi. Tahir Kıran, Aziz Yıldırım’ın, “Ben olduğum sürece Tahir Kıran, Hakan Bilal Kutlualp ve Sadettin Saran bu külepten içeri giremez. Stada da sokmam, loca da vermem'' sözlerini değerlendirirken de, “Ben Dinamo Kiev maçını Hakan Bilal Kutlualp ile birlikte şeref tribününde seyrettim. Aziz Yıldırım beni sokmasaydı oraya. Fenerbahçe Başkanı yalan konuşuyor. Benim locam da vardı. Zamanı geldiğince her şeyi belgelerle ortaya koyup, ‘Bu budur Fenerbahçe başkanı da budur’ diye anlatacağım. Ancak bu kaos ortamında söylemeyi doğru olarak görmüyorum. Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nden elendi, UEFA Kupası’na kalmasının daha hayırlı olup olmadığını zaman içinde göreceğim. Ama bir Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’ne kaldığı yerde Fenerbahçe’nin de kalması gerekirdi. Sen, ‘Ben en büyüğüm’ diyorsun ama bana göre değilsin. Çünkü büyüklük nasıl bir ölçüdür, parayla mı ölçülür. Benim müzemde UEFA ve Süper Kupa durmuyor ki. Dinamo Kiev’e eleniyorsun ertesi gün Eyüpspor ile maç yapıp 2-0 yenince mutlu oluyorsun. Bu hedef şaşırtmaktan, insanları kandırmaktan başka bir şey değildir. Aziz Yıldırım’ın her zaman yaptığı şeyler. Ben Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş başkanıyla da seyahat ettim. Bir insanı tanımak için ya 40 tas çorba içeceksin ya da seyahat edeceksin. Bunun iki tane şekli var. Her kulüp başkanının bir şekli ve seviyesi var ama Fenerbahçe Başkanı herkes ile kavgalı. Kendi kızı ve damadıyla kavga eden adamdan daha ne bekleyeceksin. 3 günlük damadıyla bile konuşmuyor. 2 tane kızın var bir tane damadın var. Damadı ve kızıyla konuşmayan bir adamdan Türk futbolu ve Fenerbahçe ne beklemeli. Aziz Yıldırım’ın hızla Türk futbolundan çıkması lazım'' diye konuştu.


Futbol federasyonu yonetim kurulu uyesi yonettigi, tarafsiz olmasi gereken kurumda Aziz Yildirim`la kisisel atismalara giriyor. Bununla kalmayip transferleri elestiriyor. Tahir Kiran sen kimsin? Yonetici misin? Yoneticilikte tarafsizlik politikasindan haberin var mi? Tam bir fiyasko, hala inanamiyorum!

100. yilda inadina Fenerbahce, inadina Aziz Yildirim, inadina sampiyonluk!!!
__________________