İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - LeGeND-MæN

529
EURO 2008 HABERLERİ / Malta'da büyük sevinç
« : 09 Eylül 2007, 09:16:24 »
Malta'da büyük sevinç

Kendi evinde Türkiye ile 2-2 berabere kalan Malta Milli Takımı oyuncuları, maç sonrası bu sonucu büyük sevinçle karşıladı.

Maçın bitiş düdüğü ile birlikte saha içinde kendilerinden geçen Malta oyuncuları, tribünleri gezerek taraftarlarıyla mutluluklarını paylaştılar.

Milli Takım oyuncularının ise karşılaşma sonrası soyunma odasına giderken büyük üzüntü yaşadıkları görüldü.

(A) Milli Takım kafilesi, karşılaşmanın ardından Türkiye'ye dönmek üzere hava limanına hareket etti.

ARDA 30 DAKİKA DAYANDI

 

Karşılaşmanın ilk dakikalarında sakatlanarak yerde kalan Arda, 30. dakika yerini Ayhan'a bırakmak zorunda kaldı.

Sahada tedavisinin yapılıp oyuna dönmesinin ardından bir süre aksadığı görülen Arda, Fatih Terim tarafından oyundan alınmak istendiğinde devam edeceği şeklinde işaret verdi.

Karşılaşmaya devam eden Arda, ağrılarının devam etmesi üzerine oyundaki yerini 30. dakikada Ayhan'a bıraktı.

 

 

530
EURO 2008 HABERLERİ / İlk kez yenemedik
« : 09 Eylül 2007, 09:16:01 »
İlk kez yenemedik
(A) Milli Futbol Takımı, 2008 Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu karşılaşmasında Malta ile berabere kalarak rakibini ilk kez yenemedi.

Malta ile geçmişte yaptığı 5 maçı da kazanan Milli Takım, 6. karşılaşmasında aynı başarıyı sergileyemezken, 2-2'lik beraberlikle hem grubunda çok önemli 2 puan kaybetti, hem de rakibini ilk kez yenemedi.

Milliler bu karşılaşmaya kadar, 2'si İzmir, 2'si Valetta, 1 kez cezası nedeniyle Almanya'nın Frankfurt kentinde yapılan 5 resmi maçında Malta'ya toplam 13 gol atarken, kalesinde sadece 2 gol görmüştü.

Türkiye ile Malta (A) milli futbol takımları arasında yapılan maçların sonuçları şöyle:

 

Tarih / Yer / Organizasyon / Sonuç

---------- ----- ---------------- -----

31.10.1976 İzmir Dün.Kup.Ele.Gru. 4 - 0

27.11.1977 Valetta Dün.Kup.Ele.Gru 3 - 0

18.03.1979 İzmir Avr.Şam.Ele.Gru. 2 - 1

28.10.1979 Valetta Avr.Şam.Ele.Gru. 2 - 1

06.09.2006 Frankfurt Avr.Şam.Ele.Gru. 2 - 0

08.09.2007 Ta Qali Avr.Şam.Ele.Gru. 2 - 2

 

GALİBİYET HASRETİ BİTMEDİ

 

(A) Milli Futbol Takımı, Malta karşısında aldığı beraberlik sonrası galibiyet hasretini devam ettirdi.

Elemelerde 24 Mart'ta deplasmanda Yunanistan'ı 4-1 yendiği maçın ardından yaptığı 2'si resmi, 2'si özel son 4 maçta da galibiyet alamayan, son 2'sinde ise gol bile atamayan milliler, bu süre içinde 2 kez berabere kaldı, 2 kez de yenilirken, Malta karşısında aldığı sonuçla galibiyet hasretini 5. maçında da sürdürdü.

Türk Milli Futbol Takımı'nın galibiyete hasret kaldığı son 5 maç şöyle:

Tarih / Yer / Organizasyon / Rakip / Sonuç

---------- --------- ------------ ------ -----

28.03.2007 Frankfurt Avr.Şam.Ele.Gru. Norveç 2 - 2

02.06.2007 Saraybosna Avr.Şam.Ele.Gru. Bosna-Hersek 2 - 3

05.06.2007 Dortmund Özel Brezilya 0 - 0

22.08.2007 Bükreş Özel Romanya 0 - 2

08.09.2007 Ta Qali Avr.Şam.Ele.Gru. Malta 2 - 2

531
EURO 2008 HABERLERİ / Bu da kötü oldu: 0-1
« : 09 Eylül 2007, 09:15:40 »
Bu da kötü oldu: 0-1
EURO 2008 Elemeleri'nde Türkiyemiz'in de bulunduğu C Grubu mücadelesinde Norveç Moldova deplasmanına çıktı.  Malta deplasmanından 2-2'lik sonuç alan ve avantaj kaybeden Milliler'e bir kötü haber de Moldova'dan geldi. Milliler açısından da büyük önem taşıyan karşılaşmada Norveç 49. dakikada Iversen'in golüyle sahadan 1-0'lık galibiyetle ayrıldı ve puanını 16'ya çıkartarak maç fazlasıyla Millerin üzerine çıkarak ikinci sıraya yükseldi.

532
EURO 2008 HABERLERİ / İngiltere coştu!
« : 09 Eylül 2007, 09:15:14 »
İngiltere coştu!

EURO 2008 elemeleri E Grubu'nda, İngiltere'de haftanın gündemi olan, uğruna birçok tartışmanın çıktığı İngiltere - İsrail maçı nihayet oynandı. Wembley Stadyumu'nda yapılan maçta İngiltere rakibini resmen ezdi, kalesinde isabetli tek bir şut bile görmedi ve 3-0 kazanmayı başardı.

Ev sahibi ülkenin gollerini dakika 20'de Wright-Phillips, 49. dakikada Michael Owen ve 69. dakikada Micah Richards attı. Phillips ve Richards'ın İngiltere Milli Takımı adına ilk gollerini atmaları büyük sevinç yaratırken Michael Owen'in süper golü ayakta alkışlandı. Bu sonuçla İngiltere puanını 17'ye çıkardı ve grupta iddiasını iyice arttırdı. İsrail ise 17 puanda kaldı. Çarşamba günü Rusya ile karşılaşacak olan İngiltere büyük moral ve güven kazanırken, İsrail'in grupta şansının azalması onları sıkıntıya soktu.

Bu arada Rafael Benitez ile McClaren'i birbirine düşüren 'Gerrard oynayacak mı, oynamayacak mı?' tartışması da bu maç ile son buldu. Steven Gerrard maçta 71 dakika oynayarak yerini sonradan Phil Neville'ye bıraktı.

Grubun diğer maçında Rusya, Makedonya'yı 3-0 ile geçerek grupta maç fazlasıyla liderliğe yükseldi.

533
İSPANYA LİGİ HABERLERİ / "Futbola çok acıktım"
« : 09 Eylül 2007, 09:10:18 »
"Futbola çok acıktım"
Nihat Kahveci, Real Sociedad İspanya Ligi'nde çok uzun yıllar sonraşampiyonluk mücadelesi verirken takımın lokomotifi olmuştu. Ardından daha büyük hedefler peşinde koşacak Villarreal'e gitti. Ancak yaşadığı talihsiz sakatlık onu neredeyse bir sezondur futboldan uzak tuttu. Şimdi yeniden sahalarda ve futbola müthiş bir açlık duyduğunu söylüyor. Bu açlıkla hem LA Liga'da üst sıraları hedefleyen Villarreal'e hem de Euro 2008 için büyük umutlar besleyen Milli Takımımıza büyük katkılar vaat ediyor.

TFF'nin resmi sitesinde yer alan İlker Uğur'un, Nihat Kahveci ile gerçekleştirdiği röportajı sizlere aktarıyoruz...

"Öncelikle geçmiş olsun. Çok uzun süreli bir sakatlığın ardından sahalara geri döndün ve seni Milli Takım'da tekrar görmek çok güzel. Bu sakatlık nedeniyle Villarreal'de boş bir sezon geçirdin diyebiliriz. Kendini nasıl hissediyorsun?

Öncelikle uzun bir sakatlıktan sonra futbola dönmek çok sevindirici. Milli Takım'a dönmek daha da sevindirici. Bana olan bu güveni nedeniyle hocama teşekkür ediyorum. Söylediğiniz gibi geçen sezon sakatlığım nedeniyle fazla oynayamadım. Beş senelik bir kontrat yapmıştım, bir senesi gitti denilebilir. Ama daha önümde dört uzun sezon var. Önemli olan sağlığıma tekrar kavuşmam ve bu sağlığımın sonuna kadar devam etmesi. Sağlığım yerinde olduğu sürece kendime hep güveni olan bir oyuncuyum. Önümdeki günlerin daha iyi olacağını düşünüyorum. Sakatlığım dünde kaldı, futbolda da dün yoktur, bugün vardır. Bugün fiziksel anlamda iyi olduğum için çok mutluyum.

Fatih Terim, "Nihat bana her zamankinden daha iyi olduğunu söyledi ve kendini çok iyi hissediyor" açıklamasını yapmıştı.

Hazırlıklara başlayalı bir ayı geçti. Oynadığımız hazırlık maçlarında gösterdiğim performans benim açımdan memnun ediciydi. Sonuçta ağır bir sakatlıktan çıktım. Geçirdiğim iki ameliyattan sonra dizimi çok iyi hissetmiyordum ama bu son ameliyatımın ardından her şey çok daha farklı. Şimdi çok daha iyi durumdayım.

Real Sociedad formasını giyerken de uzun süreli bir sakatlık geçirmiştin. Bu sakatlık onun nüksetmesi sonucu mu oluşmuştu?

Bu öyle bir sakatlık ki, sağlam dizinizin bağlarını bile ufacık bir sıçramada koparabilirsiniz. Futbolun içinde olabilecek en ağır sakatlıklardan birisi. Ama eski sağlığıma kavuşabilmek için rehabilitasyon döneminde çok çalıştım. Gerçekten çok mükemmel bir rehabilitasyon dönemi geçirdim.

Yanılmıyorsam tüm tedavi sürecini İspanya'da geçirdin. Takımın bu süreç boyunca sana olan ilgisi nasıldı?

Ameliyatımı Valencia'da oldum. Bütün tedavi dönemini orada geçirdim. Böyle uzun süreli sakatlıklarda en önemlisi saha dışında kafanızın rahat olmasıdır. Sonuçta futbola döneceğinizi biliyorsunuz ama bu süre çok uzun. Tedavi süresi en az 6 ay. İster istemez futboldan biraz uzaklaşmanız lazım. Arkadaşlarınızı futbol oynarken görüyorsunuz. Onlar antrenman yapıyor, siz yapamıyorsunuz. Onlar koşuyor, siz koşamıyorsunuz. Hatta koşmayı bırakının, bir dönem yürüyemiyorsunuz bile. O yüzden psikolojik olarak kuvvetli olabilmek çok önemli. Ben bu zorlu dönemde buna çok önem verdim. Tabii bu dönemde en önemli destekçim eşimdi. Çok destek oldu bana. Ailem, arkadaşlarım da hep yanımdaydılar. Fatih Terim hocamız, Haluk Ulusoy başkanımız, Milli Takım'daki arkadaşlarımız arayıp sordular sürekli. Böyle bir sakatlığı geçirirken bu destekler çok önemli tabii.

Ümit Karan da uzun bir sakatlık süreci yaşamış ve bu tip sakatlıkların kötülüğünü bir kenara koyarsak, futbolcunun kendisine dönerek oyununu geliştirmek için fırsat doğurduğunu söylemişti. Sen buna katılıyor musun?

Tabii. Bunları düşünmek için gerçekten uzun bir zamanınız oluyor. Bir de sürekli maça çıkan oyuncular bazen yeri gelir futboldan sıkılır. Fazla gelir çünkü. Ama bu tip uzun aralar futbola olan açlığınızı tekrar canlandırıp kariyerinize seneler katabilir. Ama tabii ki kimse böyle bir sakatlık yaşamasın, Allah kimsenin başına böyle bir sakatlık vermesin. Gerçekten ağır bir sakatlık yani.

FUTBOLA ÇOK AÇIM

Futbola karşı bir açlık oluşmuştur o zaman şimdi sende?

Tabii ki. Uzun süre futboldan uzak kalmak gerçekten zor. Maç izliyorum, oynamak istiyorum ama oynayamıyorum. İster istemez bir an önce idmanlara başlamak, takımla çalışmak, maça çıkmak istiyorsunuz.

Geçen sezon transferin sonrası yaptığımız röportajda Villarreal'in sezona çok iddialı gireceğinden konuşmuştuk. Nitekim ligi beşinci sırada bitirdiler. Bu UEFA Kupası'nda mücadele edecekleri anlamına geliyor. Bu sezon takımın durumu nedir? Yapılan transferlere baktığımızda aynı iddia sürüyor gibi görünüyor.

Tıpkı geçen sezon olduğu gibi bu sezon da iyi bir kadromuz var. Riquelme ve Forlan gibi yıldız futbolcularımızın takımdan ayrılmasına rağmen bu sezon oynadığımız hazırlık maçlarının hiçbirisini kaybetmedik. Oynamış olduğumuz maçlarda çok iyi performans gösterdik. İspanya Ligi gibi bu kadar fazla iddialı takımın olduğu bir ligi beşinci bitirmek bence büyük bir başarıdır. Geçen sezon lige kötü başlamamıza rağmen böyle bir başarı elde edildi. Tabii ki bu sezonki hedefimiz ulaşabileceğimiz en yüksek noktaya ulaşmak. En azından UEFA Kupası'na ve yapabiliyorsak Şampiyonlar Ligi'ne gitmek istiyoruz. Ama futbolcular olarak düşüncemiz her maçımıza final oynuyormuşçasına çıkmak ve adım adım ilerlemek. Sezon sonunda şuraya geliriz diye bir iddiamız yok ama üst düzey bir kadroya sahip olmamız takıma güven veriyor.

Barcelona, Real Madrid ve Sevilla takımları yapılan takviyelerle kadrolarını bir üst aşamaya taşımış gibi görünüyorlar ve şampiyonluğun en büyük adayları onlar. Bu takımların arasına girmek için sence Villarreal'in ne yapması gerekir? Senin Real Sociedad'la kazandığın bir lig ikinciliği var ve mütevazı bir kadroyla bunun başarılmasında en büyük pay sahiplerinden birisiydin.

Söylediğiniz gibi bu üç takım İspanya'da son sezonlarda adlarından çok söz ettirdiler. Barcelona ve Real Madrid tarihleri boyunca bunu yaptı ama Sevilla da şimdi onların arasına girdi. Bu sezon Valencia, Atletico Madrid ve Zaragoza da iyi kadrolar kurdu. Onların yanına gelecek diğer takımlarla lig mücadelesi 10 takım arasında geçecek. Bu takımlar ilk dördün tartışmasız adayları. Her maçını ciddiye alan, her maçını final gören yukarılarda olacak. Ama tabii ki yukarılarda olmak ve bu takımların arasında yer edinmek çok kolay bir şey değil. Bu sezon İspanya'da her takım gerçekten çok güçlü.

HER MAÇA FARKLI ONBİRLER ÇIKABİLİR

Villarreal'de bu sezon forvet hattında ciddi bir rekabet yaşanacak gibi görünüyor. Forlan gitti ama sen varsın, Tomasson, Rossi, Franco ve Nunez gibi golcüler var.

Dediğim gibi, çok iyi bir kadromuz var. 24-25 kişilik kadrodaki her bir oyuncu da her maçta oynayabilir. Bazı maçlar olacak ve Nihat oynamayacak. O zaman "Aaa oynamıyor" gibi konuşulacak. Ama bence hiç böyle olmaması lazım. Çünkü bu sezon Kral Kupası, lig, UEFA Kupası ve milli takımlara giden oyuncularla dört kulvarda mücadele edilecek. Bu sıkışık fikstürde teknik direktörümüz her maçta belirli bir rotasyon uygulayarak geniş kadrosunu tamamıyla kullanacak bence. Bu sezon yedek veya as oyuncu gibi bir kavram bizim takımımızda kesinlikle olmayacak. Bunun sinyallerini zaten oynadığımız hazırlık maçlarında da aldık. Bir maçta bir 11 çıkarken diğer maçta başkaları oynuyor. Bu sezon çok maç var ve ben inşallah sağlıklı olup oynayacağım.

Sanki Tomasson-Nihat Villarreal forvetinin ideal ikilisi gibi görünüyor.

Maçlar olacak ben oynayacağım, maçlar olacak onlar oynayacak ve bence bu sezon böyle geçecek.

Teknik direktör Manuel Pellegrini'yle aran nasıl?

Gayet iyi. Sağolsun, geldiğim ilk günden beri benimle çok ilgileniyor. Bana güveni var. Hazırlık maçlarında da şans verdi. Böyle bir sakatlıktan çıkmama rağmen hazırlık maçlarında beni oynattı. Teknik direktörle ilişkilerim gayet iyi. Üç-dört senedir takımın başında ve Villarreal'in tarihinde kazandığı tüm başarılarda imzası var.

Türkiye'de genellikle teknik direktör-oyuncu ilişkileri teknik direktörlerin oyuncular üzerinde kurduğu disiplin yoluyla ve biraz da zorlama olarak ilerler. Hollanda'da ise daha demokratik bir yapı olduğu söylenir. İspanya'da durum nasıl?

İspanya'da futbolcu ve teknik adamların hepsinde tam bir profesyonellik anlayışı var, bu kesin. Teknik adamlar öncelikle kendi işlerini yapıyorlar. Türkiye'de teknik adam yeri geliyor senin aile problemlerinle ilgileniyor, eşinle sorunların varsa bunu çözüyor. Ama İspanya'da tabii ki bu tarz şeyler yok. Teknik direktör geliyor, idmanda ne yapılması gerektiğini sana anlatıyor. Sağlığın iyi mi değil mi, onu sorar ve o kadarda kalır.

Genelde futbolcular takımlara ilk geldiklerinde uyum sorunu yaşarlar ama sen bu süreci maalesef sakatlıkla geçirdin herhalde.

Beş sezondur İspanya'da oynadığım için oraya gittiğimde beni tanıyorlardı. Ben de takımdaki diğer futbolcuları tanıdığım için uyum sorunum olmadı. Şansıma da Pires gibi dünyanın en üst düzey oyuncularından birisi geldi ve çok iyi kaynaştık onunla. Oda arkadaşım benim. O bakımdan hiçbir sorun yaşamadım.

Seninle ilgili bir yazı okumuştum. Real Sociedad'la çok iyi performans gösterdiğiniz sezon yazılmış bir yazıydı. Orada bir anekdot var. Beşiktaş A Takımı'na ilk çıktığında Toschak seni almış ve özel bir çalıştırma yaptırmış uzun bir süre. Onu anlatabilir misin?

Onun öyle bir çalışması vardı. Duvara numaralar koyuyordu. O numaraları söyledikçe sen de oraya atmaya çalışıyordun. Şut tekniğini ve isabet yüzdesini geliştirmek açısından yapılan bir çalışmaydı.

Uzun sürüyormuş ama sanırım biraz. Sen de hep isabetli vuruşlar yapıyormuşsun.

Bu doğuştan bir yetenek. Altyapıda da onun üzerine koyuyorsunuz ve yeteneğinizi geliştiriyorsunuz. O çalışma da buna dönük bir çalışmaydı. O idmanların bana çok yararı oldu.

Aynı yazıda Real Sociedad'ta hiç susmadığın ve her konu hakkında söyleyecek bir sözün olduğunu söylüyorlarmış. Futbolcuların çok konuşması takım için iyi midir?

Ben Real Sociedad'ta ilk onbirin vazgeçilmez oyuncusuydum. Takımın içinde önemli rolü olan oyunculardan biriydim. Tabii ki saha içerisinde konuşurum. Futbolcular hep konuşmalı ve konuşurlar zaten. Seyircisiz maçlarda dikkat etmişsinizdir ne kadar çok ses çıktığına. O zaman da şimdi de saha içerisinde konuşurum ben. Gayet normaldir.

ORTA YOLU BULMALIYIZ

Milli Takıma dönersek, çok iyi başladığımız grupta Norveç beraberliği ve Bosna-Hersek mağlubiyetleri bir anda şüpheleri doğurdu. Özellikle medya kaynaklı bu kamuoyu yargısı futbolcuların üzerinde bir baskı yaratıyor mu?

Tabii ki hedefimiz hiç mağlup olmamaktı. Bosna-Hersek'e yenilmemiz elbette kötü oldu. Önümüzde 6 tane maç var. Biz takım olarak kendimize güveniyoruz. Bu beraberlik ve mağlubiyet bizde güven sorunu yaratmadı. Ama garip bir ortam oluşuyor milli maçlardan sonra. Yunanistan'ı 4-1 yendik Atina'da. Çok güzel bir futbol oynadı o akşam Milli Takım. Her şey çok güzeldi. Lideriz, gidiyoruz hatta gittik denildi. Daha sekiz maç vardı o zaman. Takım sonra Norveç'le oynadı ve berabere kaldı. Acabalar başladı.

Bosna-Hersek'e yenildik, yine şüpheler. Nedense bir denge yok övgü ile eleştiri arasında. Bu arayı bir türlü bulamıyoruz. Sakin olup her maçı final olarak görmeliyiz. Eleştiri ile övgü arasında bir denge olmalı. Galibiyetleri çok abartıp mağlubiyetlerde yerin dibine sokulmamalıyız. Sonuçta bu takım kendisine güveniyor ve ilk günden beri bu gruptan çıkacağımızı söylüyoruz. Kadromuzda bu gruptan çıkmamızı sağlayacak kalitede oyuncular var. Hedefimiz birinci çıkmak elbette ama ikinci olarak da finallere katılabiliyoruz. Malta ve Macaristan maçlarından 6 puan aldığımız takdirde yine bu grubun iddialı takımlarından birisi olacağız. Bir denge kurmak ve bir mağlubiyetle dünyanın sonunu getirmemek gerek. Bu ay oynayacağımız maçları kazandığımızda nerelerde olacağımızı herkes daha iyi görecek.

Euro 2008'de mücadele etmek Nihat Kahveci için ne anlam ifade eder?

Böyle büyük turnuvalarda oynamak her futbolcu için çok önemlidir. Çünkü böyle bir turnuva dört senede bir oynanıyor. Bu bir futbolcuya kariyerinde iki, en fazla üç kere denk gelir. Şu an 28 yaşındayım, 4 sene sonra 32 olacağım. 32'de ne olacağını kimse bilemez. Tabii ki hedefimiz 2008'de finallere gitmek.

Elemeler Milli Takımımız için adeta başbelası gibi. Orayı geçtiğimiz zaman turnuvalarda patlama yapabiliyoruz. Bunu en net 2002 Dünya Kupası'nda gördük. Bu performans sonrası Euro 2008 Milli Takım'dan beklentileri çok artıyor.

Son on seneye baktığımızda grup maçlarında çok başarılı bir Milli Takım var. Hep yukarılardayız, hep gruplarda ilk ikiye girmişiz. Son iki elemede Letonya ve İsviçre'ye play-off'ta elenmişiz. Ama hep yukarılardayız ki, bence bu başarıdır. Gidememek elbette başarısızlık ama burada yakalanan bir istikrar var. Şimdi play-off yok ve tek hedefimiz bu turnuvaya katılıp Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmek.

534
İSPANYA LİGİ HABERLERİ / La Liga'da R.Madrid fırtınası
« : 09 Eylül 2007, 09:09:54 »
La Liga'da R.Madrid fırtınası

İspanya 1. Futbol Ligi'nin 2. haftasında deplasmanda Villarreal'i 5-0 yenen Real Madrid liderlik koltuğuna oturdu.

11 yıl aradan sonra deplasmanda oynadığı bir maçta ilk kez 5-0'lık galibiyet alan Real Madrid'in gollerini 38. dakikada Raul, 47 ve 72. dakikalarda Sneijder, 49. dakikada Van Nistelrooy ve 79. dakikada Guti attı.

Ligin ilk haftasında oynadığı maçta deplasmanda Valencia'yı 3-0 yenerek iyi bir başlangıç yapan Villarreal, Real Madrid karşısında bozguna uğrarken, Şilili teknik direktör Manuel Pellegrini, ''Yanıltıcı bir sonuç. İlk yarı Madrid'e nazaran daha iyi oynadık, devreyi önde kapatmamız lazımdı ama golü Real Madrid buldu. 2. yarıda ise hemen 5 dakikada 2 gol yeyince takım adeta intihar eder gibi oynadı'' yorumunda bulundu.

Villarreal'de forma savaşının bu yıl çok zorlu geçeceği belirtilirken, Nihat Kahveci, kadroda olmasına rağmen teknik direktör tarafından kendisine şans verilmedi. Villarreal, aldığı yenilgi sonrası 8. sıraya geriledi.

Öte yandan, La Liga ekibi Recreativo Huelva takımına transfer olan Ersen Martin, yeni geldiği için deplasmanda Getafe ile yapılan ve 1-1 sona eren maçın kadrosuna alınmadı. Ligin ilk 2 maçında da beraberlik alan Recreativo, 11. sırada yer alıyor.

535
İSPANYA LİGİ HABERLERİ / Abidal Müslüman oldu!
« : 09 Eylül 2007, 09:09:32 »
Abidal Müslüman oldu!
Geçtiğimiz ay İspanya takımı Barcelona ile anlaşan Fransız futbolcu Eric Abidal, Müslüman oldu. Bilal ismini alan oyuncu, küçük yaştan bu yana İslam'a büyük ilgi duyduğunu söyledi.

Cezayirli Müslüman bir kadınla evlenmesinin kararında etkili olmadığını belirten Bilal, "Ben Müslüman mahallesinde büyüdüm ve kendilerinden çok etkilendim." dedi. 1979 Fransa Lyon doğumlu olan Bilal 15 milyon Euro karşılığında Barcelona'ya imza atmıştı.

536
İSPANYA LİGİ HABERLERİ / Barça galibiyetle tanıştı
« : 09 Eylül 2007, 09:09:05 »
Barça galibiyetle tanıştı
İspanya 1. ligi La Liga'nın 2. haftasında Barcelona evinde Athletic Bilbao'yu 3-1 mağlup etti. Nou Camp'ta oynanan mücadelenin gollerini 7 ve 35. dakikalarda Ronaldinho, 70. dakikada Susaeta ve 73. dakikada yeni transfer Yaya Toure kaydetti.

Geçen hafta Santander deplasmanında gol bulamayarak berabere kalan Katalan ekibi, ligdeki ilk puanlarıyla tanıştı. Hafta arasında Gamper Kupası'nda da Inter'e 5 gol atan Barcelona bu maçta da 3 gol kaydetti. Maçın 77. dakikasında Marquez ve 79. dakikada konuk takımdan Koikili kırmızı kartla oyun dışında kaldılar.

La Liga'da bugün oynanan diğer maçlarla alınan sonuçlar şöyle;

Almeria 1 - 2 Valencia
Barcelona 3 - 1 Athletic Bilbao
Getafe 1 - 1 Recreativo Huelva
Real Betis 2 - 2 Espanyol
Valladolid 2 - 2 Deportivo La Coruna

537
İSPANYA LİGİ HABERLERİ / Real 12 yıl aradan sonra: 0-5
« : 09 Eylül 2007, 09:08:30 »
Real 12 yıl aradan sonra: 0-5
La Liga'nın 5. Haftası'nda Real Madrid, temsilcimiz Nihat Kahveci'nin ekibi Villarreal deplasmanından 5-0'lık galibiyetle dönerek, 12 yıldan sonra en farklı deplasman galibiyetine ulaşmış oldu.

Real Madrid'e deplasmanda 5-0'lık galibiyeti getiren golleri  Raul, Ruud van Nistelrooy, Jose Maria Guti kaydederken Wesley Sneijder da 2 gol kaydetti.

Real Madrid en son deplasmanda 5 farklı galibiyeti, 24 Ocak 1996'da Athletic Bilbao karşısında 5-0'lık skorla almıştı. Real Madrid'in deplasmandaki en farklı galibiyeti ise yaklaşık 20 sene önce Real Zaragoza'ya karşı 7-1'lik skorla alınmıştı.

La Liga'nın en farklı galibiyeti ise Real Madrid'in en büyük rakibi Barcelona'ya ait. Barça, Las Palmas'ı 1959'da deplasmanda 8-0 mağlup etmişti.

Milli futbolcumuz Nihat Kahveci Real Madrid mücadelesinde yedek kulübesindeydi ve hocasından forma şansı bulamadı.

Fark / Sezon / Karşılaşma
6 1987/1988 Real Zaragoza CD - Real Madrid (12 Eyl. 1987) 1-7
5 1950/1951 UD Lérida - Real Madrid (08 Kas. 1950) 1-6
5 1960/1961 Real Betis - Real Madrid (18 Ara. 1960) 0-5
5 1962/1963 Sevilla CF - Real Madrid (10 Mar. 1963) 0-5
5 1970/1971 Real Zaragoza CD - Real Madrid (22 Kas. 1970) 0-5
5 1994/1995 Real Valladolid - Real Madrid (22 Ara. 1994) 0-5
5 1995/1996 Athletic Bilbao - Real Madrid (24 Oca. 1996) 0-5
5 2007/2008 Villarreal CF - Real Madrid (02 Eyl. 2007) 0-5

La Liga'nın 5. Haftası'nda alınan sonuçlar;

UD Levante Valencia 0 - 0 Real Murcia
Real Zaragoza 1 - 1 Racing Santander
Getafe CF 1 - 1 Recreativo Huelva
Real Betis Sevilla 2 - 2 Espanyol Barcelona
Real Valladolid 2 - 2 Deportivo La Coruña
UD Almeria 1 - 2 Valencia CF
FC Barcelona 3 - 1 Athletic Bilbao
Villarreal CF 0 - 5 Real Madrid
Atletico Madrid 1 - 1 RCD Mallorca

538
İSPANYA LİGİ HABERLERİ / Ronaldinho kararını verdi
« : 09 Eylül 2007, 09:08:15 »
Ronaldinho kararını verdi
Barcelona'nın dünyaca ünlü yıldızı Ronaldinho, gelecek sezon Chelsea'ye transfer olacak. İki kulübün önceki gece geç saatlere kadar süren transfer pazarlığında Barcelona 100 milyon euro bonservis bedeli isterken, Chelsea 70 milyondan yukarı çıkmadı. Sabah Gazetesi'nin bugünkü sayısında yer alan haberde; İki kez dünyada yılın futbolcusu seçilen 27 yaşındaki futbolcu aynı zamanda menajeri olan kardeşi Roberto de Assis Moreira ile birlikte dün başkan Joan Laporta ile yaptığı görüşmede, "Barcelona'dan ayrılmak istiyorum" dedi.

İki kulüp 11 ay sonra görüşmek üzere sözleşirken, dünkü antrenmanda üzgün olduğunu gizlemeyen Ronaldinho'nun takım arkadaşlarına, "Şimdi olmadı ama gelecek sezon kesinlikle Chelsea forması giyeceğim" dediği belirtildi.

ETO'O NEDENİYLE GİDİYOR
Dört sezonda 62 gol kaydeden Ronaldinho, Eto'o'nun "Her başarı Ronaldinho'ya malediliyor. Benim adım da Etoodinho olsaydı daha çok oynardım" demesinin ardından Barcelona'da yaşanan huzursuzluk sonrası takımdan ayrılmaya kesin karar vermişti. Brezilya Milli Takımı oyuncusu ayrıca teknik direktör Frank Rijkaard ile de sorunlar yaşamıştı.

539
İSPANYA LİGİ HABERLERİ / HENÜZ 22 YAŞINDAYDI...
« : 09 Eylül 2007, 09:07:21 »
HENÜZ 22 YAŞINDAYDI...
İspanya Birinci Futbol Ligi (La Liga) takımlarından Sevilla'da forma giyen 22 yaşındaki Antanio Puerta yaşamını kaybetti. Sevilla'nın, geçen hafta sonu Getafe ile oynadığı lig karşılaşmasında kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırılan Puerta, kritik dönemi atlatamayarak hayatını yitirirken, genç futbolcu için La Liga'da yas ilan edildi.

Öte yandan, Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu rövanş maçında Yunanistan'ın AEK Atina takımıyla karşılaşacak olan Sevilla da yönetici ve teknik kadro ise Puerta'nın durumundan sonra UEFA'ya başvurup maçın ertelenmesini talep etti. Sevillalı futbolcular, Puerta'nın ölümünden dolayı derin üzüntü yaşadıklarını ve bu şekilde sahaya çıkmak istemediklerini söylediler.

UEFA da bunun üzerine yarın oynanacak karşılaşmayı erteleme kararı aldı.

Sporx'ten..

Baba olmasına iki ay kala, İspanya futbolunda gelecek vaadeden, 22 yaşında olmasına rağmen Sevilla ile iki defa UEFA, Süper Kupa gibi büyük başarılar elde eden Puerta yaşamın aslında ne kadar basit bir çizgi olduğunu ve her an kırılabileceğini bir kez daha gösterdi. Yaşamın değerli oluşunu tekrar bize hatırlattı. Puerta'nın yakınlarına ve futbolseverlere başsağlığı diliyoruz. İspanyol basının dediği gibi genç defans oyuncusu 3 gün yoğun bakımda kaldı ve belki de hayatında ilk defa 'yıkıldı; Fallece Puerta...

YIKILAN FUTBOLCULAR...

CUNHA: Uniao Leiria'nın Portekiizli orta saha oyuncusu Hugo Cunha Haziran 2005'de 28 yaşındayken maç içinde geçirdiği kalp kriz ile yaşama veda etmişti.
DOS SANTOS: Kasım 2002'de Brezilyalı golcü Marcio Dos Santos Peru ekibi Deportivo Wanka filelerini havalandırdıktan sonra aynı saat içinde geçirdiği kalp krizi sonucun hayata devam edememişti, 28 yaşındaydı.
FEHER: Ocak 2004'de Benfica'nın Macar futbolcusu Miklos Feher Vitoria Guimaraes mücadelesinde kalbine yenik düşmüştü. 24 yaşındaydı.
FERREIRA: Brezilyalı orta saha oyuncusu Maximiliano Patrick Ferreira, bildiğimiz adıyla "Max" Haziran 2003'de takımı Botafogo-Ribeirao Preto ile idmandayken rahatsızlanmış ve kaldırıldığı hastanede yaşam mücadelesine yenik düşmüştü, henüz 20 yaşındaydı.
FOE: Kamerunlu futbolcu Marc-Vivien Foe Konfederasyon Kupası'nda takımının Kolombiya karşısında aldığı 1-0'lık galibiyette Haziran 2003'de maçın içinde bir anda sahada yere yığılmıştı ve kalkamamıştı. Fransa'da düzenlenen bu turnuvanın ardından tek konuşulan buydu...
LONGHURST: York City'nin genç forveti Dave Longhurst Eylül 1990'da takımının Lincoln City ile yaptığı mücadelede ilk yarının bitmine iki dakika kala yaşadığı kalp krizi ile yeşil sahalara ölüm ile veda etmişti. Henüz 25 yaşındaydı.
OKWARAJI: Ağustos 1989'da Nijeryalı futbolcu Samuel Okwaraji takımının Dünya Kupası elemeleri kapsamında Angola ile oynadığı maçta henüz 10. dakikada yaşadığı rahatsızlık ile hayata veda etmişti.


540
İTALYA LİGİ HABERLERİ / Old Ladies'ın kalbi Del Piero
« : 09 Eylül 2007, 09:02:37 »
Old Ladies'ın kalbi Del Piero
Dünyanın en önemli spor etkinliklerinden biri olan ve her yıl Montecarlo'da düzenlenen Altın Ayak Ödülü, Roberto Carlos'un hemen önünde ipi göğüsleyen Del Piero'nun oldu. Juventus ve İtalya Milli forması altında gösterdiği başarılı performansın yanı sıra özel yaşantısıyla da 'Old Ladies' taraftarlarının gönlünde taht kuran Del Piero'dan futbol kurallarını alt üst eden müthiş goller...