Gönderen Konu: AĞUSTOS AYI HABERLERİ  (Okunma sayısı 114795 defa)

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #156 : 10 Ağustos 2006, 00:20:22 »
iki GÜney Amerİka’li FenerbahÇe’de

--------------------------------------------------------------------------------


 

Real Madrid’in dünyaca ünlü Brezilyalı yıldızı Roberto Carlos’un transferini, İspanyol takımının teknik patronu Fabio Capello’nun son anda engellemesiyle gerçekleştiremeyen Fenerbahçe Yönetimi, iki Güney Amerika’lıyı renklerine bağlıyor... Fenerbahçe Asbaşkanı Murat Özaydınlı, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde nikah şahidi olarak katıldığı davette ’’Bu düğün çok uğurlu bir düğün, yarın göreceksiniz’’ müjdesini verdi.Murat Özaydınlı nikah masası’ndan indikten sonra, merakla transfer gelişmeleri hakkında kendisine soru soran Fenerbahçe kongre üyelerine ’’Diego Lugano’yu bitirdik. Aynı takımdan bir de golcüye imza attırdık’’ dedi.Özaydınlı’nın ’’aynı takımdan’’ ifadesini kullanmasına rağmen, Fenerbahçe Yönetimi’nin yarın, Lugano ile birlikte, Sevilla’da forma giyen 25 yaşındaki golcü oyuncu Luis Fabiano Clemente’nin transfrini duyuracağı ileri sürüldü.kaynak:www.radyospor.com

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #157 : 10 Ağustos 2006, 00:20:52 »
Rakibimiz D.Kiev oldu!

--------------------------------------------------------------------------------


 

Avrupa Şampiyonlar Ligi 2. Ön Eleme Turu'nda Faroe Adaları temsilcisi B36 Torshavn'ı eleyerek 3. Tur'a yükselen Fenerbahçemiz, bu turda Ukrayna ekibi Dinamo Kiev ile eşleşti. Avrupa Şampiyonlar Ligi 2. Ön Eleme Turu ilk maçında deplasmanda Litvanya temsilcisi Metalurgs'u 4-1 mağlup eden Dinamo Kiev, kendi sahasında oynadığı rövanş maçında da rakibini Rotan (2), Corea ve bir dönem Fenerbahçe forması da giyen Rebrov'un golleriyle 4-0 yenerek, Fenerbahçe'nin rakibi oldu. Avrupa Şampiyonlar Ligi 3. Ön Eleme Turu'nda ilk maçlar 8-9 Ağustos'ta, rövanşları ise 22-23 Ağustos'ta oynanacak.Kaynak: İHA

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #158 : 10 Ağustos 2006, 00:21:18 »
 Dinamo Kiev'i tanıyalım...

--------------------------------------------------------------------------------


 

Fenerbahçemiz'nin Avrupa Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turundaki rakibi Dinamo Kiev, Avrupa'nın tecrübeli takımlarından biri özelliğini taşıyor. Ukrayna takımı, bugüne dek Avrupa kupalarına 41 kez katılırken, toplam 230 karşılaşma yaptı. Bu karşılaşmalarda, 110'unu kazanan Dinamo Kiev, ayrıca 50 beraberlik ve 70 de yenilgi aldı. Dinamo Kiev, 1974-75 ve 1985-86 sezonlarında olmak üzere iki kez UEFA kupasını müzesine götürürken, 1975 yılında da Süper kupayı kazanma başarısı gösterdi. Geçmişi başarılarla dolu Ukrayna takımı, tarihi boyunca 22 kez şampiyonluk sevinci yaşadı. Sovyetler Birliği döneminde 13 kez şampiyon olan Dinamo Kiev, kendi ülkesinin liginde ise 11 kez mutlu sona ulaştı. 8 kez Ukrayna kupasını müzesine götüren Fenerbahçe'nin muhtemel rakibi, 2 kez de Ukrayna Süper kupasını kazandı. Teknik direktörlüğünü Anatoly Demyanenko'nun yaptığı Dinamo Kiev, geçen sezonu, teknik direktör Mircea Lucescu'nun çalıştırdığı Shakhtar Donetsk'in ardından ligi averajla 2. sırada bitirdi. Dinamo Kiev, bu sezon Şampiyonlar Ligi mücadelesine 2. ön eleme turundan başladı ve Letonya'nın Metalurgs Donetsk takımını deplasmanda 4-1 yendi. İkini maçta ise kendi evinde 4-0 yenerek Fenerbahçe'nin rakibi oldu..Ukrayna ekibi, liginin yeni sezonundaki ilk haftasında yaptığı karşılaşmayı kazanarak 2006-07 sezonuna galibiyetle başladı. 1927 yılında kurulan Kiev temsilcisi, Şampiyonlar liginde de 1977, 1987 ve 1999'da yarı finale, 1973, 1976, 1982, 1983, 1992 ve 1998'de de çeyrek finale kadar yükselmeyi başarmıştı. Maçlarını adını efsanevi teknik adamdan alan 83 bin kişilik Lobanovsky Dinamo stadında oynayan Dinamo Kiev, Andiry Shevchenko gibi yıldızları ortaya çıkaran alt yapı tesislerine de sahip.-17 YABANCI OYUNCUSU VAR-Ukrayna temsilcisinin kadrosunda, 5 Brezilyalı, 2'şer Sırp ve Gürcü, 1'er de Hırvat, Rus, Belarus, Rumen, Faslı, Nijeryalı, Özbek ve Letonyalı oyuncu bulunuyor.Eski Fenerbahçeli Sergey Rebrov'un da yer aldığı Dinamo Kiev'in kadrosunda şu oyuncular bulunuyor:Kaleciler: Olexandr Shovkovskiy, Taras Lutsenko, Olexandr Rybka Savunma: Rodolfo (Brezilya), Goran Sabjlic (Hırvatistan), Carlos Correa (Brezilya), Andriy Nesmachniy, Goran Gavrancic (Sırbistan), Andrei Eshchenko (Rusya), David Imedashvili (Gürcistan), Rodrigo (Brezilya), Marjan Markovic (Sırbistan) Orta saha: Valentin Belkevich (Belarus), Florin Cernat (Romanya), Ruslan Rotan, Diogo Rincon (Brezilya), Taras Mikhalik, Oleh Gusev, Badr El Kaddouri (Fas), Ayila Yussuf (Nijerya) Forvet: Sergey Rebrov, Kleber (Brezilya), Maksim Shatskikh (Özbekistan), Otar Martsvaladze (Gürcistan), Maris Verpakovskis (Letonya)-TÜRK TAKIMLARIYLA MAÇLARI-Dinamo Kiev, Avrupa kupalarında daha önce 5 kez Türk takımlarıyla eşleşti. 1974-75 sezonunda Avrupa Kupa Galipleri Kupası 3. turunda Bursaspor ile eşleşen Dinamo Kiev, 1-0 ve 2-0'lık galibiyetlerle tur atladı. 1981-82 sezonunda Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası ilk turunda Trabzonspor ile eşleşen Dinamo Kiev, 1-0 ve 1-1'lik skorlarla turu geçti.1986-87 sezonunda Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası 3. turunda Beşiktaş ile yaptığı maçları 5-0 ve 2-0'lık skorlarla kazanan Dinamo Kiev, turu geçen taraf oldu. 2002-03 sezonunda UEFA Kupası 3. turunda Beşiktaş ile karşılaşan Ukrayna temsilcisi, 3-1 ve 0-0'lık skorlarla elenmekten kurtulamadı. 2004-05 sezonunda ise Avrupa Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Trabzonspor ile eşleşen Dinamo Kiev, kendi evinde 2-1 yenildiği rakibini Trabzon'da 2-0 yenerek, elemeyi başardı.Kaynak: AA

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #159 : 10 Ağustos 2006, 00:21:45 »
 Fenerbahçemiz yurda döndü

--------------------------------------------------------------------------------


 

Avrupa Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme rövanş maçında, Faroe Adaları takımı B36 Torshavn'ı deplasmanda 5-0 yenerek tur atlayan Fenerbahçe, bugün İstanbul'a döndü. Karşılaşmadan sonra dün Danimarka'ya geçen ve başkent Kopenhag'da bugün idman yapan sarı-lacivertliler, antrenmandan sonra tarifeli uçakla Türkiye'ye geldi. Fenerbahçe, Turkcell Süper Ligi'nde Kayseri Erciyesspor ile yapacağı maçın hazırlıklarını yarın akşam Samandıra Tesisleri'nde yapacağı antrenmanla sürdürecek.Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Doğan Medya arasında yapılan anlaşma uyarınca 2006- 2007 futbol sezonunda 2. Lig A Kategorisi yayın hakları D Spor'a verildi.TFF Başkanı Haluk Ulusoy ve Doğan Medya Grubu Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, iki kurum arasında varılan anlaşmayı yarın imzalayacak. İmza töreni saat 11.00'de TFF Levent Binası'nda düzenlenecek.Kaynak: DHA

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #160 : 10 Ağustos 2006, 00:22:10 »
Son Hamle (fanfan)

--------------------------------------------------------------------------------


 

Fenerbahçe'den sürpriz transfer hamlesi!.. Uruguaylı Diego Lugano'da gecikme yaşanmasının kesinleşmesi üzerine Fenerbahçe rotayı İskoçya'ya çevirdi!.. Sarı-Lacivertli yönetim, Glasgow Rangers'ın Fransız savunma oyuncusu Fanfan'a talip oldu!..
Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda mücadele edeceği kadroyu yarın mesai saati bitimine kadar UEFA'ya bildirmek zorunda olan Fenerbahçe, Sao Paulo'lu Lugano'nun gelişinde gecikme yaşanmasının kesinleşmesi üzerine arayışlarını başka isimlere yöneltti.

Glasgow Rangers'ın 31 yaşındaki Fransız savunma oyuncusu Jose Karl Pierre-Fanfan'ı İskoç kulübünden isteyen Sarı-Lacivertli yönetim oyuncunun vereceği yanıtı bekliyor.

İspanya Ligi La Liga'ya bu sezon yükselen Gimnastic de Tarragona'nın da peşinde olduğu 1.87 boyundaki savunma oyuncusu Fanfan, Glasgow Rangers'la iki yıllık daha sözleşmesi bulunduğunu ve haftalık 17 bin pound ücret aldığını belirterek, Türkiye'de oynamayı arzu etmediğini söyledi.

Ancak, Fenerbahçe'nin daha önce PSG ve Monaco'da da forma giyen Jose Karl Pierre-Fanfan'a önerdiği ücreti artırması durumunda bu transferin gerçekleşebileceği belirtiliyor. Fanfan için Glasgow Rangers ise 2 milyon pound bonservis ücreti istiyor.

Dakka90.com Dış Haberler Servisi

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #161 : 10 Ağustos 2006, 00:22:52 »
Fenerbahçe'mize Sarı Kanarya Denmesinin Sebebi

--------------------------------------------------------------------------------


 

Fenerbahçelilerin gönül verdiği ''Sarı Kanarya'' figürü resmi bir sembol olmamasına rağmen uzun yıllardır kulüple bütünleşmiş durumda. Taraftarının gönlünde ayrı bir yeri olan Sarı Kanarya'nın ortaya çıkışının ise sarı-lacivert formayı 308 kez giymeyi başaran Kaleci Cihat Arman'ın sarı renkli formasından kaynaklandığı biliniyor.Fenerbahçe'de uzun yıllar futbol oynayan, ''Uçan Kaleci'' lakabını alan ve maçlara çıktığı sarı renk formasıyla dikkat çeken Cihat Arman'ın, gazetelerde ''sarı kanarya'' olarak isimlendirilmeye başlanmasıyla sarı-lacivertli taraftar ''Sarı Kanaryalar'' sembolünü benimser
__________________

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #162 : 10 Ağustos 2006, 00:23:17 »
 Bİr Bayan Taraftarin MÜkemmel Yazisi

--------------------------------------------------------------------------------


 

Pazar sabahları, bütün hafta boyu geç kalkma hayallerime inat erkenden hem de hiç zoruma gitmeden uyanırım. Ocağa koyarım çay suyunu, malum hafta içi vakitsizlikten biraz evi toplarım çay suyu fokurdanana dek. Kahvaltı, sohbet derken Kadıköy’e gitme zamanı. Tembelimdir Allah için, başka bir şey olsa kalkıp onca yolu hatta bazen karda, yağmurda,en feci köprü trafiğinde gitmem.Ama FENERBAHÇE iste.İşte bu anda kendimi özgür hisseder ve futbolu neden sevdiğimi anlarım.Ne kıyafetim oldu mu olmadı mı,yakıştı mı,acaba sunu mu giysem,ne de acaba saçım söyle mi olsa,...türünden "acaba"li hiçbir kaygıyı duymam FENERBAHÇE’YE giderken.Düşünmeden bir çırpıda çubuklu formamı geçiririm sırtıma,boynuma da atkı mı sardım mı tamamdır.Başka hangi buluşma için,hangi değer için,hangi olgu için,...bir kadın kendini bu kadar özgür,rahat,samimi ve doğal bırakabilir ki...Ya tribünde, deplasmanda yaşanılan güven. Asla ama asla terk edilmeyeceğini bilmek...Ya da bu denli aşıkken FENERBAHÇE’YE,binlerin milyonların sevmesini daha da sevmesini istemek..Hangi ask'ta böylesine paylaşma arzusu,kıskanmadan daha fazla aşığının olmasını istemek vardır ki,mümkün müdür..Ya da sahiplenme,sahiplenilme duygularının en bencillik olmayanını yasayabilmek..Ya da "hiç, bir kadına yakışıyor mu" diye düşünmeden,haksızlığa küfretmek,isyan etmek..Ya da..Yasasin futbol,İyi ki varsın FENERBAHÇE,seni seviyorum..yukarıdaki yazıyı üye olduğum bir forum sitesinden aldım..dişikanarya rumuzlu bu hanımefendi yazmış tam bir fenerli ve gerçekten birkez daha inandım bizde böyle taraftarlar olduktan sonra Allahın izniyle bize birşey olmaz....saygılarımla.....alıntı

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #163 : 10 Ağustos 2006, 00:24:10 »
Korum..Alkışlarım..Desteklerim..Çünkü ben tipik bir FENERBAHCELİYİM

--------------------------------------------------------------------------------


 

Aslinda gozu acik adamlara hayranimdir ben elestirirler ve kendi dogrularini soylerler...Cok akillidirlar. Oyle duygusal falanda degillerdirler...Okumus yazmis kulturlu oturakli insanlardir onlar...Gunluk basarilara inanmazlar TD alir TD satarlar. Butun avrupayi,guney Amerikayi ve uzak doguyu her yerde ki futbolu iyi bilirler. Butun futbolculari tanirlar Futbolcu alir futbolcu satarlar...En iyisini en guzelini bilirler. Sistem futbol ustune ne varsa onlar bilir. Aslinda bu takimin basina gecseler yok yok kurtarmaz Baskan olsalar kimbilir neler yapacaklardir Fenerbahce icin en iyisini onlar bilirler...Bizim hadimize mi onlara soz soyleyebilmek... bkz ....... (reklam olmasin diye yazilmamistir)Kendilerini arada bir sorgularlar mi acaba? Ben olsam sorardim ve derdim ki;Yaptimda ne gecti elime koca bir HIC koca bir HIC olsun ben demistimle kendimi masturbe ettim ya....Arkadaslarimin arasindaki ezilmisligimi kizdirilmamin acisini cikardim ya...Ya da uyesi oldugum grup, dernek uyelerine ya da kisilere kendimi sevdirdim ya...Yok yok bu basarisizliklara ben neden olmadim bu yuzden her yere kinimi nefretimi kusabilirim... Zaten ben sevmem oyle stadda deli gibi bagirmalari orada burada ona bunu kaale almayi...(bir sezon yok migros telsim maraton yedik ya birbirimizi) Ben bildigimi okurum arkadas. Aslinda ne projelerim ne fikirlerim var benim o kadar ki cok ki birini uygalasalar bu is cozulur. Fenerbahce duze cikar kimse dusunemez benim kadar kimse bilemez....Son 20 yilin bilancosunu cikaririm ben bunu benden iyi kimse bilemez cunku ben cok iyi Fenerliyim. Dedim ya koca bir sezon gecti ah beni bir dinleselerdi bak nasil hersey duzelerdi dinlemediler ki...Yok itiraf edeyim bazen dinledikleri de oldu Lorant gitsin dedim gitti bak ne guzel oldu. Boyle 12 futbolcu gonderdim ama iyi olmadi mi? Simdi siradikiler var...Gerci ne gecti elime koca bir HIC koca bir HIC olsun ben demistimle kendimi masturbe ettim ya...Ben iyi bir Fenerbahceliyim bildigim dogrulari her yerde soylerim...Benim dogrularim dogrudur.Peki bu sezon bu dogrular ne kazandirdi Fenerbahce’ye moral bozmaktan baska...Hic sordular mi acaba kendilerine ben olsam sorardim ama yok mutlaka sormuslardir onlar herseyin en iyisini en guzelini bilir ve soylerler...Ben ise kor ve duygusal bir Fenerbahceliyim. Iyi gununde kotu gununde takimimin yaninda olurum. Desteklerim onu her ortamda sevgimi doya doya kana kana yasarim ezilmem oyle uc bes adama... Sevinci sevincim uzuntusu acimdir. Kusmem asla bazen yuregim olur bazen sozum. Fenerbahceli bir omrum sari lacivert bir yasamim vardir. Kimine gore enayi kimine gore kerizimdir. Sevdam, bu agir bir yuktur gurur duyarim onu tasimaktan ama paraya satilik degildir...Cekerim bu yuku sabrederim tribunde yerim yoktur. Bilet aldigim yere girerim ugrasmam oyle yok o sunu yapti bu bunu yaptiyla o forma sahaya ciktiginda icimden geldigi gibi doya doya bagiririm. Onunla butunlesirim. O benimdir herseyimdir. Sevgimin simgesidir. Ve benim sevgim herseyden buyuktur. Kaybettigim bir sezondur sadece ya da bir mactir gunluk yasarim. Ama kaybetmedigim tek sey Fenerbahce’ye duydugum sevgimdir.Kalemi elime aldigimda klavyenin basina gectigimde ona olan sevdami anlatirim sevgimi dile getiririm...Utanmadan ***Ilmadan...Anlayamam onu bunu gonderenleri...Onu bunu getirenleri...Korum...Alkislarim...Desteklerim...C unku ben tipik ve siradan bir FENERBAHCELIYIM yanim onlari anlayamam...Siradan oldugum icinde bu seckin insanlari anlayamayacagim da...Ama onlarin da beni anladigini zannetmiyorum anlatsam, anlamayacaklar da...alıntı

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #164 : 10 Ağustos 2006, 00:24:44 »
 işte tüm bilinmeyenleriyle zicoo

--------------------------------------------------------------------------------


 

İşte tüm bilinmeyenleri ile Zico !..

Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico'nun ilginç hayat öyküsü.. İşte Brezilyalı teknik adamın, futbolculuk döneminden elde ettiği başarılara, özel hayatından yaşadıklarına kadar tüm bilinmeyenleri..

Pele’nin, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcuları arasında gösterdiği Zico’nun gerçek ismi Arthur Antunes Coimbra. 3 Mart 1953’te saat 7.00’de, Rio de Janerio’nun kuzey bölgesindeki Quintino Bocaiuva’nın Barbosa sokağında yer alan 7 numaralı evde dünyaya geldi. Coimbra ailesinin çocukları, Maria Jose (Zeze), Jose Antunes (Zeca), Fernando (Nando), Eduardo (Edu) ve Antonio’dan (Tunico) oluşuyordu, Arthur Antunes’in (Zico) doğumu ile çocuk sayısı altıya yükseldi. Portekizli göçmen baba Jose Antunes Coimbra, amatör olarak kalecilik yapmış ve fanatik bir Flamengo taraftarıydı.

ADINI KUZENİ TAKTI
Ufak tefek yapılı, sıska bir yapıya sahip olan Arthur Antunes’e ilk önceleri “Arthurzinho” ve “Arthurzico” takma isimleri verildi. Ancak bir gün kuzeni Ermelinda, lakabını kısaltarak dünyanın ezberlediği dört harften oluşan Z-I-C-O lakabını taktı. Zico’nun bir diğer lakabı ‘Quintino Horozu’dur ki, bu da yıllar sonra ünlü spiker Waldyr Amaral tarafından, sahada horoz gibi yürümesinden dolayı verilmiştir. Brezilya’da geleneksel olduğu gibi, Zico da futbola sokaklarda oynayarak başladı. Para kazanmak için bölgesel bir markette çalıştı. Kreatif olması ve bir işi planlayarak yapması daha çocuk yaşlarındayken dikkat çekiciydi. Küçük bir defteri vardı ve hedeflerini bu deftere yazardı.

ANNESİ PİYANİST OLMASINI İSTEDİ
Zico’nun annesi oğlunun piyanist olmasını istiyordu. Annesinin ısrarları sonucu piyano dersleri aldı ve okuldaki tiyatrolarda boy gösterdi. Fakat onun için gerçek sahne başka yerdi, aklı hep futbol oynamaktaydı. Doğal yeteneğini topla buluştuğu zamanlar sergiliyordu.

Zico, her ikisi de futbol oynayan ağabeylerine çok benziyordu. Zeca ve Nando sokak takımı Lucinda’da oynuyordu. Kuzenleri de futbol oynarken daha küçük olan Zico bu sırada kenardan maçları seyretmekle yetiniyordu. O da yavaş yavaş mahalle takımlarında kendine yer bulmaya başladığında, bir anda herkes Zico’yu kendi takımına almak istedi. Kendisinden yaşça büyüklerle rahatlıkla başedebiliyordu. 10 yaşına geldiğinde, Juventude kulübü kurulmuş, maç yaptıkları saha ellerinden gitmişti. Babası Zico ve arkadaşları için evlerinin arka bahçelerine kapalı bir saha yaptı.

FİZİK EĞİTİMİNİ YARIM BIRAKTI
Yıllar geçiyor ve Coimbra ailesi büyüyordu. Babalarının da desteğiyle çocuklar eğitimlerini tamamlıyordu. Antunes ekonomi, Nando gazetecilik, Zeze p***oloji, Tunico hukuk, Edu ise fizik eğitimi aldı. Okumaya söz verdiği için sadece Zico’ya maç yapma izni verilmişti. Okula gidebilmesi için, şehrin kuzeyindeki Quintino’dan güneyindeki Gavea’ya her gün maraton yapması gerekiyordu. Haiti Okulu’nda okuduktan sonra Rivadavia Correia’daki liseye kayıt oldu. Daha sonra Santos Dumont’ta eğitimine devam ettikten sonra Castelo Branco Üniversitesi’nde iki yıl fizik eğitimi aldı. Ancak 1983 yılında okulu bırakıp İtalya’ya, Udinese’ye transfer oldu.

22 YAŞINDA EVLENDİ
Ailesinin karşılaştığı zorlukları görmesi sebebiyle Zico için anahtar kelime ailedir. Ağabeyleri Zeca ve Edu’nun karşılaştığı haksızlıkları gören Zico, onların futbol konusundaki tavsiyelerini dikkatlice dinledi. Evde aldığı bilgiler, dünyada karşılaşacağı problemlere hazırlık oldu. Utangaç olması ona çok fayda vermedi, ancak kader onun için bir çok şeyi kolaylaştırdı. Hayat arkadaşını bulması da çok zor olmadı. Sandra Carvalho de Sa, kapı komşusuydu. Zico, 1969 yılında onunla tanıştı ve bir kaç ay sonra çıkmaya başladılar, 1975 yılında da evlendiler. Çocuklarının olması çok uzun sürmedi; ilk çocukları 1977 yılında dünyaya geldi ve babalarının ismini verdiler. Ona da Junior lakabı takıldı. 1978 yılında Bruno'nun doğuşu ile ikinci defa baba olan Zico, üçüncü çocuğu Thiago'ya 1983 yılında kavuştu. Her zaman kocasına destek olan Sandra, sürekli Zico'nun yanında oldu ve üç çocuğu titiz bir şekilde yetiştirdi.

ROMANTİK VE YUMUŞAK KALPLİ
Şimdi, Zico hakkındaki düşünceleri için Sandra’ya kulak verelim: “Birlikte 32. yılımıza girdik. Azimli ve dürüst bir eş olarak gördüğüm Zico, benim için mükemmel bir koca oldu. Evliliğimiz boyunca hiç tartışma yaşamadık, benim inisiyatiflerime hep destek verdi. Romantik ve yumuşak kalpli. Baba olarak çocuklarıyla çok ilgili ve futbol oynadığı zamanlarda bile çocuklarımızın üzerine düştü. Derslerine çalışıp çalışmadıklarını kontrol ederdi, evden uzak kaldığı zamanlar mutlaka telefon açar ve benden çocuklarımız hakkında bilgi alırdır. En çok Junior ve Bruno ile sınavlar öncesi tartışırdı. Çocuklarımızın iş seçimlerini destekledi ve onları kendisinin yapmasını istediği meslek için zorlamadı. Hiç çekilmez olduğu tek bir zaman vardır; o da gece. Çünkü uykusu çok derin.”

2 YAŞINDA DIDA HAYRANI OLDU
Zico'nun ünlü Maracana Stadı ile tanışması daha 8 yaşındayken 23 Nisan 1961 tarihinde oldu. Bu buluşma, Maracana ile büyük aşkın da başlangıcıydı aynı zamanda. Babasıyla birlikte stada giden küçük Artur Zico'nun gözleri, Dida olarak bilinen Edvaldo Alves de Santa Rosa'ya takılmıştı. Flamengo'nun 10 numaralı formasını giyen Dida, iki gol atarak Zico'nun idolü olmuştu. Küçük çocuk oldukça etkilenmişti. Ancak bazıları Zico'nun Dida sevgisinin daha önceleri başladığına yemin ediyorlar. "Di-Da…" Zico’nın henüz iki yaşındayken söylediği ilk sözlerin bunlar olduğu iddia ediliyor.

ÇELİMSİZ BİR SAMBACI
14 yaşına geldiğinde Zico, bölgesel turnavalarda Inhare ve Maraviha gibi takımların istediği futbolcu olmuştu. Ağabeyi, Zico’nun America’da oynamasını istiyordu, ancak Zico kalbinin sesini dinledi ve Flamengo’ya gitti. Genç ve gelecek vaat eden bir futbolcuydu ancak 17 yaşına geldiğinde bile çok zayıf olması kafalarda soru işaretleri oluşturuyordu. Bir çocuk için fiziksel gelişimi standartların altında seyrediyordu. Kulüp yöneticileri Zico’nun çok zayıf olması yüzünden endişeleniyordu. Başkan Yardımcısı George Helal, uzmanlarla bu zayıf ve çelimsiz çocuğun kaslarını güçlendirmek için harekete geçti. Dr. Jose de Paula Chaves ve Jose Roberto Francalacci, Zico’yu güçlendirmeye çalışan ekip oldu.

22 MAÇTA 20 GOL ATTI
Flamengo taraftarlarının Zico’yu bağırlarına basması uzun sürmedi. 1971 yılında ilk defa Flamengo genç takımıyla sahaya çıktı ve Fonte Nova Stadyumu’nda Bahia’ya karşı takımının beraberlik golünü attı. Olimpiyat Oyunları’na çağrılmayı bekliyordu ki, aday kadroya davet edilmedi. Büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı, fakat ailesi çok büyük destek verdi. Genç takımın ardından 1973 yılında profesyonel olarak Flamengo A takımı ile sözleşme imzaladı. Daha ilk yılında 22 maçta 20 gol atınca taraftarlar ona dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olan Pele’nin özelliklerini taşıdığı için “Beyaz Pele” demeye başladı. Milli takımda ilk golünü 1976’da Brezilya - Uruguay maçında atan Zico, 1980’li yıllara damgasını vuran takımda Raul, Junior, Rondinelli, Lico, Tita, Andrade, Adilio gibi isimlerle birlikte yer aldı. Zico, Flamengo forması altında 9 kez Guanabara Kupası, 7 kez Rio de Janeiro şampiyonu, 4 kez Brezilya şampiyonu, birer kez de Libartedores Kupası ile Copa Intercontinental’in kazanılmasında büyük pay sahibi oldu.

BİR TEK PELE’YE GEÇİLDİ
Arjantin 1978, İspanya 1982 ve Mek***a 1986 Dünya Şampiyonaları’na katıldı. 3 kez de altın topun sahibi olarak dünyanın en iyi futbolcusu seçildi. Ancak Brezilya 1978 yılında Arjantin’e, 1982 yılında da İtalya’ya, 1986 yılında ise Fransa’ya elendi.. Binden fazla maçta oynayan Zico, 729 kez fileleri havalandırdı. Bunlardan 508 tanesini Flamengo forması altında attı. Brezilya milli formasını da 89 kez giyen Zico, 66 gole imzasını koydu. Zico’yu sadece 114 maçta 98 gol atan Pele geçebildi. Brezilya'da 35 milyon taraftara sahip olan takımın idolü olan Zico'nun Maracana Stadyumu'nda 333 golü bulunuyor. Bu rekor hiç bir futbolcu tarafından da kırılamadı.

UDINE KRALI
1983 yılında Flamengo’dan İtalya’nın Udinese takımına transfer olan Zico, o dönemde 4 milyon dolar transfer ücretiyle tüm zamanların en yüksek transferine imza attı. Flamengo’nun idolü gitmek istemiyordu. Ancak kulübü geleceğini düşünerek onu İtalya’ya satmıştı. 1983-85 yıllarında Udinese’nin altın çağına imza atan Zico’ya İtalyanlar “Udine Kralı” adını taktı. Ancak aklı hep Flamengo’da olan Zico İtalya’da fazla tutunamadı. 1985 yılında tekrar Brezilya’ya döndü. Taraftarlar bu dönüşü büyük bir coşkuyla kutladı.

8 AY HAPİS CEZASI ALDI
Eşi Sandra, Zico'nun hayatındaki en zor dönemin 1985 yılında İtalya'da geçtiğini söylüyor. Mâli kaçakçılıkla ilgili Zico'nun da adı geçmişti. Suçsuz olmasına rağmen, bunu ispat etmek için çok uğraştı. Oynadığı kulüp olan Udinese’nin başkanı ile politik atışmalar yaptı. Daha sonra ülkeyi terk etti. Bu sırada sekiz ay hapis ve 800 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Ancak ceza hiç bir zaman uygulanmadı. Uzakta olmasına rağmen, ismini temize çıkarmak için çok uğraştı. Yapılması gereken bütün prosedürleri takip etti ve sonunda suçsuzluğunu ispatladı. 1989 yılının Mart ayında Brezilya takımına veda ederken verilen yemekte ünlü futbolcu kalbinden geçenleri kelimelere döktü. Hayatı hakkında konuştu ve dört yıl önce kendisini suçlayanlar bile göz yaşlarını tutamadı.

DÖRT AMELİYAT GEÇİRDİ
29 Ağustos’ta bir bölgesel takımın oyuncusu Marcio Nunes’in yaptığı faulle sakatlandı. Bacağının bir çok yerinde yaralanmalar vardı ancak özellikle sol dizindeki sakatlık en büyük olandı. Geri dönüşü sonrası karşılaşılan sakatlıklar Zico’nun kariyerine darbe vurdu. 4 ciddi ameliyat geçirdi. Ancak iyileşti ve 1986 Dünya Kupası’na katıldı. Fransa maçında kazanılan penaltıyı kullanan Zico, bu atışı kaçırdı. Uzatmalara giden maçta skor değişmeyince seri penaltı atışlarına geçildi. Zico burada da penaltı kullandı. Gol atmayı başarmasına rağmen Brezilya, Fransa’ya elendi. Ancak ülkesine döndüğünde Zico, Brezilyalılar için hâlâ bir kahramandı.

MİLLİ TAKIMA VEDA ZAMANI
1988 yılında 25 maçta oynayan Zico, 1989 yılında 32 maçta yer aldı. 27 Mart 1989 yılında Brezilya Milli Takımı’na, Yabancılar Karması’na karşı oynanan jübile maçıyla veda etti. 6 Şubat 1999’da futbol hayatına son veren Zico, bir süre sonra politikaya atıldı. Collor de Mello Eyaleti hükümetinin spor genel sekreteri olan Zico’ya dünyanın öbür ucundan teklif gelince tekrar futbola döndü. Futbolun yeni geliştiği yıllar olan 1991’de Japonya’dan teklif aldı ve önce Sumitomo ardından da Kashima takımlarında 10 numaralı formayı giyip birbirinden güzel goller attı.

JAPONYA’DA HEYKELİNİ DİKTİLER
1994 yılında ülkeden ayrılırken Japon taraftarlar onun için mükemmel bir veda partisi hazırladı. Japonya'da Zico için iki heykel diktiler. İmparator, ülke için yaptığı çalışmalardan dolayı madalya verdi. Zico, futbolu bıraktıktan sonra, önceleri kendisini plaj futboluna adadı. Plaj futbolunda gösterdiği başarıyla genel koordinatörlüğe kadar yükseldi. Ülkesinin dünya şampiyonu olması için uğraştı. Ancak bu, dış problemlerden dolayı gerçekleşmedi ve finalde Fransa'ya kaybetti. 2005 tarihinde Japonya Milli Takımı’nda kendisine teklif gelince plaj futbolunu bırakarak bu ülkeye gitti.

KOVULMASI İÇİN YÜRÜYÜŞ DÜZENLENDİ
Atak futbolu benimseyen ve Asya Kupası’nı kazanan Zico ile Japon taraftarlar bir türlü kaynaşamadı. Japon futbolculara “Sizi Brezilya gibi oynatacağım” diyen Sambacının bu düşüncesi bir türlü sahaya yansımadı, ortaya çıkan olumsuz görüntü Samurayları çileden çıkardı. Hatta Asya Kupası zaferinin ardından Tokyo sokaklarında Zico’nun kovulması için yürüyüş bile düzenlendi. Japon basını, “O kadar kibar bir milletiz ki, teknik direktörümüzü kovamıyoruz” yorumunu yaptı. 2004 Konfederasyon Kupası sonrasında gönderilmesi gündemdeyken Zico’nun takımı Brezilya ve Yunanistan’la berabere kalarak beklentilerin üzerine çıktı. Zico da görevine devam etti. Ancak bu birliktelik 2006 Dünya Kupası’nın ardından sona erdi.

TEK TECRÜBESİ JAPONYA
Kariyerinde sadece Japonya Milli Takımı’nı çalıştıran Brezilyalının teknik direktörlük kariyerinde 72 maç, 38 galibiyet, 15 beraberlik, 19 yenilgi bulunuyor. 1953 doğumlu futbol adamına 1 yıl önce İngiliz amatör kümesinde yer alan Garford Town takımı, futbola tekrar dönmesi için bir teklifte bulundu. Ancak Zico futbola dönmek için çok yaşlı olduğunu hatırlatıp bu öneriyi geri çevirdi

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #165 : 10 Ağustos 2006, 00:25:46 »
Sen Çok YaŞa Fenerbahce

--------------------------------------------------------------------------------


 

Ister carlos olsun ıster maradonna olsun ısterse bebeto olsun benımıcın fark yapmaz.....Bız bu takımda yukarıda saydıgım ısımlerden daha buyuk daha yeteneklıoyuncular gorduk.Onun ıcın kım olursa olsun fark yapmaz oncelıkleprof. olucak oynadıgı takımın kıymetını bılıcek hele hele FENERBAHCEnın yerını benlıgıne kazıyacak o kı oyle buyuk bı kulub kı 7 cıhananam salmıs dıyecek memleketıne gıttıgı zaman ,zaten memleketınegıttıgındede davul zurnayla karsılanıcak FENERBAHCE de oynadıgııcın....Onemlı olan yedıgı attıgı degıl onemlı olan FENERBAHCE me katabıldıgıbenım ıcın benım ve mılyonların ıstedıgını verebılmesı benım ıcın.Ben her macı 5 - 0 , 6 - 0 KAZANMAK ISTEMIYORUM 6 - 0 , 4 - 0kazanacagım maclar kafadan bellı zaten.Ben FENERBAHCE me yakasan kalıtelıfutbolu sahada gormek ıstıyorum FENERBAHCE mı ızelerken keyıf almakıstıyorum.Bunları bana yasatıyo zaten FENERBAHCE m.Ben bunların daimi olmasınıistiyorum.FENERBAHCE li bunları böyle istiyor. 3 yıyen 4 yiyen 6 yiyen zaten varçerezleri katmıyorum bile işin içine .....Bu sezona allahın izniyle hayırlısıyla c.tesi gecesi mabedimizdeoynayacağımız ilk lig maçı ile başlıyoruz.Cumartesi gecesi SARAÇOĞLUnu her FENERBAHÇE li taraftar gibi full ve her maçta ömrümboyunca görmediğim bi desteği görmek istiyorum...Her maçta artarakkatlanarak....IT THE FUCK ve Y tERRAKİ EZIK BUZUK KALLES Cemıyetıne ıtafenSan dolu şeref dolu geçirdiğimiz 100 yılın çalan ilk 100 YILdüdüğüyle yine şanımıza şerefimize yakışanı yapmayı diliyorum...Aramıza çokçirkef kattılar bizleri bölmeye çalıştılar biz bunlara kulak asmadıkasmıyacağızda..100 yılımızda ben tribünlerde sadece ve sadece FENERBAHCE medesteği görmek istiyorum..GENC , YAŞLI , ÜNİVERSİTELİ , LİSELİ ,ANAOKULLU , CAHİL , OKUMUS vs.... FENERBAHCELİ gibi yaklaşımlarıkaldıramıyorum yakıştıramıyorum...FENERBAHCELİ 1 DİR GENCİ YASLISI YOKTUR..YÜREĞİ VARDIR...SANİYEDE 4 VURUR FE - NER - BAH - ÇE SEN ÇOK YAŞA FENERBAHCEE


(alintidir ) sizlerle paylaşmak istedim

Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #166 : 10 Ağustos 2006, 00:26:30 »
Carlos'un Gelebİlme İhtİmalİnİ Sevdİk!

--------------------------------------------------------------------------------


 

Bunu hasta bir Fenerli olarak üzülerek söylüyorum ama resmen madara olduk.Beğenmediğimiz,hor gördüğümüz ezikler bile öyle yada böyle ihtiyaçları olan bölgelere birer birer transfer yaparken bizler sadece ihtimaller üzerine konuştuk.Carlos'un bize gelebilme ihtimalini sevdik,Cpespo'nun imza atabileceği ihtimaliyle heyecanlandık.Ama olmadı galiba olmadı.Büyük uğraşlar sonunda geri getirdiğimiz büyük başkanımız ve yönetimi bizleri hayal kırıklığına uğrattı maalesef.Bize deseydiniz ki transfer yapmıyorum bu kadar üzülmezdik inanın.Ama o şimdi yerlerinde yeller esen umutları siz vermediniz mi bizlere?Carlos'u,Crespo'yu siz sokmadınız mı rüyalarımıza?Bu sene neye üzüleceğimizi şaşırdık büyük başkanım.Son anda kaçan şampiyonluğa mı,23 yıldır alamadığımız kupayı finalde kaybetmemize mi,başkanımızın bizleri yüzüstü bırakıp gitmesine mi yoksa bir türlü transfer edemediğimiz yıldızlara mı üzülsek karar veremedik.Bu muydu 100.yıl hayallerimizin sonu? Bu muydu 100.yıl düşlerimizin karşılığı? Bu muydu size en kötü gününüzde bile sahip çıkan taraftarın hakkı? Söyleyin büyük başkanım bu muydu?


alinti bir yazidir .



Çevrimiçi Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.441
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #167 : 10 Ağustos 2006, 00:27:01 »
 Fenerbahcelİ Bİr Şehİt Yusuf!!

--------------------------------------------------------------------------------


 

"Darmadagindi hersey...Bir oda ve ortasina kurulmus bir ekran...iste butun hayati buydu kim neder? Neye calar ortam?Umarsiz gunlerin bezginligin diger yaniydi yasanmayan ve yasanmamis sevgilere ihanetti belkide ... Umarinda degildi...”

Kesmekes kuramlarin yasandigi bir yerdeydi. Dogdugundan beri Fenerliydi neler gormus neler yasamisti arada bir dile getirirdi. Bunlarida ovunmek babinda degilde iste maksat sohbet olsun laf olsun torba dolsun cinsindendi...

Sari lacivert bir sevdaydi onun ki gurbetle istanbulu yakinlastiran tek sey onun icin Fenerbahcesiydi. Soranlara ben koyluyum derdi.Hemen atlardi karsisindaki “kardesim hepimiz koyluyuz..Asil memleket neresi?” “benimki oyle degil birader ben koyluyum ama kadikoyluyum deyiverirdi” Istanbulluyum demezdi...

Bir 5-1 lik Konya macindan sonra dam altinda beraberdik. Nedensiz degildi sevgimiz bedelsiz degildi kaybedecek bir seyimiz yoktu evet sevmistik...Sevmeyenlere anlatmak gibi bir derdimiz de yoktu biz birbirimizi anliyorduk...O zamanlar maglubiyetlerde basarisizliklarda takima futbolcuya hocaya kufrederdim hatta baskana bile. O ise sessiz sakin rahatladin mi derdi. Inat bu ya bende biraz pismanca rahatladim derdim.Rahatladim.

Onun bu huyunu anlamazdim. Ben taraftardim cebimden para vermistim maclarda bagirmis sesimi kismistim oysa onlar ne yapmisti. Satmislardi beni. Yenilmislerdi karsima gecmis bjkli arkadaslara (o zamanlar gs kaale bile alinmazdi) boynumu egdirmisler yuzumu yerlere surmuslerdi. Onlardi suclu cunku ben onlari desteklemis gorevi mi yapmistim. Oysa onlar oynamamislardi.

O ise Fener bu her zaman her yerde Fener derdi...Acisi ile tatlisi ile bizim dikkat et benim degil bizim Fenerbahcemiz. Oglum sen manyaksin manyak olarakda kalacaksin derdim gozlerin kor yuregin sagir bak ben elestiyorum sen elestiremeyecek kadar ruh hastasisin derdim....

Gulerdi beni anladigin gun Fenerli olacaksin derdi simdi sadece taraftarsin iste o zaman Fenerli olacaksin...

Meshur gs maciydi 4-3luk ilk yari bitmis devre arasi sigara iciyorduk onu ilk defa bu kadar sinirli ve kendinden gecmis gormustum. Olamaz diyordu o rovasata falan makara geciyorlar resmen bizimle olamaz kabullenemem olamaz...Kara bir gun bu dayanamam vururum kendimi dayanamam. 5 yerim 6 yerim ama Fenerbahceyle dalga gecilemez olamaz olamaz imkansiz...Ya kemikleri kirilacak ya o sahadan sag cikamayacaklar dalga gecilemez kaldiramam Fenerbahceyle sahada kimse dalga gecemez... Ne diyon lan sen falan diyordum duymuyordu...Nefreti o kadar buyuktu ki kini o kadar buyuk bir sey yapamiyor intihar etmeyi dusunuyordu...Yinede bir tek futbolcuya kufretmedi...Maci aldigimizda ise onun yuregi gozlerinden dokuluyor hungur hungur agliyordu...Aslanlarim benim canlarim benim diyordu...Ertesi gun Islam baba yazisinda o formayla dalga gecilmez diyordu.

Bu dikkatimi cekmisti. Islam babayla ayni dili konusuyorlar ayni seyi yasiyorlardi hatta kullandiklari kelimeler bile ayniydi. Bazen Islam babanin yazdiklarini o soyluyor zannediyordum. Onlarin arasindaki bu bagi belki ileride anlayacaktim...Tanismasada insanlarin nasil gonul bagi olur nasil yurekleri bir olur anlayacaktim...

FENERBAHCEYI SEVMEK NE DEMEK ANLAYACAKTIM...

Her seye hazirlikliydi sahsina annesine kufredebilirdiniz. O kadar sakindi ki vardir bir yanlisimiz derdi yutardi kavga etmezdi. Ama bir tek seye laf soyletmezdi Fenerbahcesine...Onun sevgisi benim degil cunku gelecekte cocuklarimin bana saf temiz emaneti derdi. Onun yaninda hic kimse Fenerbahceye laf soyleyemezdi. Dellenir en olmadik yerde birden cildirirdi....Resmen cildirirdi...

Bugun 5 ekim Onun Tunceli Ayi bogazinda sehit dususunun onuncu yili... Yasasaydin soracaktim Sevgili Yusuf ben de taraftarliktan kurtuldum mu ? Bende Islam baba gibi senin gibi Fenerli oldum mu Yusuf ? Sen rahmetli olduktan sonra hicbir zaman ve hicbir yerde ne hocama ne futbolcuma ne baskanima kufretmedim... Kufredenlere de karsi ciktim. Ben de Fenerli oldum mu Yusuf?

Kel alaka di mi? Niye yazdim Yusuf’u ve butun bu hatiralari hiccc oylesine iste 5 ekim oldugu icin belki de ya da umarim birgun burada birileri de guneydoguda sehit dusen veya gazi olan ya da hastahane koselerinde su an tedavi goren sakat kalan Fenerbahcelileri hadi onlar olmadi bari onlarin cocuklarini hatirlarlar...

“Darmadagindi hersey...Bir oda ve ortasina kurulmus bir ekran...iste butun hayati buydu kim ne eder? Neye calar ortam?Umarsiz gunlerin bezginligin diger yaniydi yasanmayan ve yasanmamis sevgilere ihanetti belkide ... Umarinda degildi...”


alinti yazi