işte tüm bilinmeyenleriyle zicoo
--------------------------------------------------------------------------------
İşte tüm bilinmeyenleri ile Zico !..
Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico'nun ilginç hayat öyküsü.. İşte Brezilyalı teknik adamın, futbolculuk döneminden elde ettiği başarılara, özel hayatından yaşadıklarına kadar tüm bilinmeyenleri..
Pele’nin, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcuları arasında gösterdiği Zico’nun gerçek ismi Arthur Antunes Coimbra. 3 Mart 1953’te saat 7.00’de, Rio de Janerio’nun kuzey bölgesindeki Quintino Bocaiuva’nın Barbosa sokağında yer alan 7 numaralı evde dünyaya geldi. Coimbra ailesinin çocukları, Maria Jose (Zeze), Jose Antunes (Zeca), Fernando (Nando), Eduardo (Edu) ve Antonio’dan (Tunico) oluşuyordu, Arthur Antunes’in (Zico) doğumu ile çocuk sayısı altıya yükseldi. Portekizli göçmen baba Jose Antunes Coimbra, amatör olarak kalecilik yapmış ve fanatik bir Flamengo taraftarıydı.
ADINI KUZENİ TAKTI
Ufak tefek yapılı, sıska bir yapıya sahip olan Arthur Antunes’e ilk önceleri “Arthurzinho” ve “Arthurzico” takma isimleri verildi. Ancak bir gün kuzeni Ermelinda, lakabını kısaltarak dünyanın ezberlediği dört harften oluşan Z-I-C-O lakabını taktı. Zico’nun bir diğer lakabı ‘Quintino Horozu’dur ki, bu da yıllar sonra ünlü spiker Waldyr Amaral tarafından, sahada horoz gibi yürümesinden dolayı verilmiştir. Brezilya’da geleneksel olduğu gibi, Zico da futbola sokaklarda oynayarak başladı. Para kazanmak için bölgesel bir markette çalıştı. Kreatif olması ve bir işi planlayarak yapması daha çocuk yaşlarındayken dikkat çekiciydi. Küçük bir defteri vardı ve hedeflerini bu deftere yazardı.
ANNESİ PİYANİST OLMASINI İSTEDİ
Zico’nun annesi oğlunun piyanist olmasını istiyordu. Annesinin ısrarları sonucu piyano dersleri aldı ve okuldaki tiyatrolarda boy gösterdi. Fakat onun için gerçek sahne başka yerdi, aklı hep futbol oynamaktaydı. Doğal yeteneğini topla buluştuğu zamanlar sergiliyordu.
Zico, her ikisi de futbol oynayan ağabeylerine çok benziyordu. Zeca ve Nando sokak takımı Lucinda’da oynuyordu. Kuzenleri de futbol oynarken daha küçük olan Zico bu sırada kenardan maçları seyretmekle yetiniyordu. O da yavaş yavaş mahalle takımlarında kendine yer bulmaya başladığında, bir anda herkes Zico’yu kendi takımına almak istedi. Kendisinden yaşça büyüklerle rahatlıkla başedebiliyordu. 10 yaşına geldiğinde, Juventude kulübü kurulmuş, maç yaptıkları saha ellerinden gitmişti. Babası Zico ve arkadaşları için evlerinin arka bahçelerine kapalı bir saha yaptı.
FİZİK EĞİTİMİNİ YARIM BIRAKTI
Yıllar geçiyor ve Coimbra ailesi büyüyordu. Babalarının da desteğiyle çocuklar eğitimlerini tamamlıyordu. Antunes ekonomi, Nando gazetecilik, Zeze p***oloji, Tunico hukuk, Edu ise fizik eğitimi aldı. Okumaya söz verdiği için sadece Zico’ya maç yapma izni verilmişti. Okula gidebilmesi için, şehrin kuzeyindeki Quintino’dan güneyindeki Gavea’ya her gün maraton yapması gerekiyordu. Haiti Okulu’nda okuduktan sonra Rivadavia Correia’daki liseye kayıt oldu. Daha sonra Santos Dumont’ta eğitimine devam ettikten sonra Castelo Branco Üniversitesi’nde iki yıl fizik eğitimi aldı. Ancak 1983 yılında okulu bırakıp İtalya’ya, Udinese’ye transfer oldu.
22 YAŞINDA EVLENDİ
Ailesinin karşılaştığı zorlukları görmesi sebebiyle Zico için anahtar kelime ailedir. Ağabeyleri Zeca ve Edu’nun karşılaştığı haksızlıkları gören Zico, onların futbol konusundaki tavsiyelerini dikkatlice dinledi. Evde aldığı bilgiler, dünyada karşılaşacağı problemlere hazırlık oldu. Utangaç olması ona çok fayda vermedi, ancak kader onun için bir çok şeyi kolaylaştırdı. Hayat arkadaşını bulması da çok zor olmadı. Sandra Carvalho de Sa, kapı komşusuydu. Zico, 1969 yılında onunla tanıştı ve bir kaç ay sonra çıkmaya başladılar, 1975 yılında da evlendiler. Çocuklarının olması çok uzun sürmedi; ilk çocukları 1977 yılında dünyaya geldi ve babalarının ismini verdiler. Ona da Junior lakabı takıldı. 1978 yılında Bruno'nun doğuşu ile ikinci defa baba olan Zico, üçüncü çocuğu Thiago'ya 1983 yılında kavuştu. Her zaman kocasına destek olan Sandra, sürekli Zico'nun yanında oldu ve üç çocuğu titiz bir şekilde yetiştirdi.
ROMANTİK VE YUMUŞAK KALPLİ
Şimdi, Zico hakkındaki düşünceleri için Sandra’ya kulak verelim: “Birlikte 32. yılımıza girdik. Azimli ve dürüst bir eş olarak gördüğüm Zico, benim için mükemmel bir koca oldu. Evliliğimiz boyunca hiç tartışma yaşamadık, benim inisiyatiflerime hep destek verdi. Romantik ve yumuşak kalpli. Baba olarak çocuklarıyla çok ilgili ve futbol oynadığı zamanlarda bile çocuklarımızın üzerine düştü. Derslerine çalışıp çalışmadıklarını kontrol ederdi, evden uzak kaldığı zamanlar mutlaka telefon açar ve benden çocuklarımız hakkında bilgi alırdır. En çok Junior ve Bruno ile sınavlar öncesi tartışırdı. Çocuklarımızın iş seçimlerini destekledi ve onları kendisinin yapmasını istediği meslek için zorlamadı. Hiç çekilmez olduğu tek bir zaman vardır; o da gece. Çünkü uykusu çok derin.”
2 YAŞINDA DIDA HAYRANI OLDU
Zico'nun ünlü Maracana Stadı ile tanışması daha 8 yaşındayken 23 Nisan 1961 tarihinde oldu. Bu buluşma, Maracana ile büyük aşkın da başlangıcıydı aynı zamanda. Babasıyla birlikte stada giden küçük Artur Zico'nun gözleri, Dida olarak bilinen Edvaldo Alves de Santa Rosa'ya takılmıştı. Flamengo'nun 10 numaralı formasını giyen Dida, iki gol atarak Zico'nun idolü olmuştu. Küçük çocuk oldukça etkilenmişti. Ancak bazıları Zico'nun Dida sevgisinin daha önceleri başladığına yemin ediyorlar. "Di-Da…" Zico’nın henüz iki yaşındayken söylediği ilk sözlerin bunlar olduğu iddia ediliyor.
ÇELİMSİZ BİR SAMBACI
14 yaşına geldiğinde Zico, bölgesel turnavalarda Inhare ve Maraviha gibi takımların istediği futbolcu olmuştu. Ağabeyi, Zico’nun America’da oynamasını istiyordu, ancak Zico kalbinin sesini dinledi ve Flamengo’ya gitti. Genç ve gelecek vaat eden bir futbolcuydu ancak 17 yaşına geldiğinde bile çok zayıf olması kafalarda soru işaretleri oluşturuyordu. Bir çocuk için fiziksel gelişimi standartların altında seyrediyordu. Kulüp yöneticileri Zico’nun çok zayıf olması yüzünden endişeleniyordu. Başkan Yardımcısı George Helal, uzmanlarla bu zayıf ve çelimsiz çocuğun kaslarını güçlendirmek için harekete geçti. Dr. Jose de Paula Chaves ve Jose Roberto Francalacci, Zico’yu güçlendirmeye çalışan ekip oldu.
22 MAÇTA 20 GOL ATTI
Flamengo taraftarlarının Zico’yu bağırlarına basması uzun sürmedi. 1971 yılında ilk defa Flamengo genç takımıyla sahaya çıktı ve Fonte Nova Stadyumu’nda Bahia’ya karşı takımının beraberlik golünü attı. Olimpiyat Oyunları’na çağrılmayı bekliyordu ki, aday kadroya davet edilmedi. Büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı, fakat ailesi çok büyük destek verdi. Genç takımın ardından 1973 yılında profesyonel olarak Flamengo A takımı ile sözleşme imzaladı. Daha ilk yılında 22 maçta 20 gol atınca taraftarlar ona dünyanın gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olan Pele’nin özelliklerini taşıdığı için “Beyaz Pele” demeye başladı. Milli takımda ilk golünü 1976’da Brezilya - Uruguay maçında atan Zico, 1980’li yıllara damgasını vuran takımda Raul, Junior, Rondinelli, Lico, Tita, Andrade, Adilio gibi isimlerle birlikte yer aldı. Zico, Flamengo forması altında 9 kez Guanabara Kupası, 7 kez Rio de Janeiro şampiyonu, 4 kez Brezilya şampiyonu, birer kez de Libartedores Kupası ile Copa Intercontinental’in kazanılmasında büyük pay sahibi oldu.
BİR TEK PELE’YE GEÇİLDİ
Arjantin 1978, İspanya 1982 ve Mek***a 1986 Dünya Şampiyonaları’na katıldı. 3 kez de altın topun sahibi olarak dünyanın en iyi futbolcusu seçildi. Ancak Brezilya 1978 yılında Arjantin’e, 1982 yılında da İtalya’ya, 1986 yılında ise Fransa’ya elendi.. Binden fazla maçta oynayan Zico, 729 kez fileleri havalandırdı. Bunlardan 508 tanesini Flamengo forması altında attı. Brezilya milli formasını da 89 kez giyen Zico, 66 gole imzasını koydu. Zico’yu sadece 114 maçta 98 gol atan Pele geçebildi. Brezilya'da 35 milyon taraftara sahip olan takımın idolü olan Zico'nun Maracana Stadyumu'nda 333 golü bulunuyor. Bu rekor hiç bir futbolcu tarafından da kırılamadı.
UDINE KRALI
1983 yılında Flamengo’dan İtalya’nın Udinese takımına transfer olan Zico, o dönemde 4 milyon dolar transfer ücretiyle tüm zamanların en yüksek transferine imza attı. Flamengo’nun idolü gitmek istemiyordu. Ancak kulübü geleceğini düşünerek onu İtalya’ya satmıştı. 1983-85 yıllarında Udinese’nin altın çağına imza atan Zico’ya İtalyanlar “Udine Kralı” adını taktı. Ancak aklı hep Flamengo’da olan Zico İtalya’da fazla tutunamadı. 1985 yılında tekrar Brezilya’ya döndü. Taraftarlar bu dönüşü büyük bir coşkuyla kutladı.
8 AY HAPİS CEZASI ALDI
Eşi Sandra, Zico'nun hayatındaki en zor dönemin 1985 yılında İtalya'da geçtiğini söylüyor. Mâli kaçakçılıkla ilgili Zico'nun da adı geçmişti. Suçsuz olmasına rağmen, bunu ispat etmek için çok uğraştı. Oynadığı kulüp olan Udinese’nin başkanı ile politik atışmalar yaptı. Daha sonra ülkeyi terk etti. Bu sırada sekiz ay hapis ve 800 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Ancak ceza hiç bir zaman uygulanmadı. Uzakta olmasına rağmen, ismini temize çıkarmak için çok uğraştı. Yapılması gereken bütün prosedürleri takip etti ve sonunda suçsuzluğunu ispatladı. 1989 yılının Mart ayında Brezilya takımına veda ederken verilen yemekte ünlü futbolcu kalbinden geçenleri kelimelere döktü. Hayatı hakkında konuştu ve dört yıl önce kendisini suçlayanlar bile göz yaşlarını tutamadı.
DÖRT AMELİYAT GEÇİRDİ
29 Ağustos’ta bir bölgesel takımın oyuncusu Marcio Nunes’in yaptığı faulle sakatlandı. Bacağının bir çok yerinde yaralanmalar vardı ancak özellikle sol dizindeki sakatlık en büyük olandı. Geri dönüşü sonrası karşılaşılan sakatlıklar Zico’nun kariyerine darbe vurdu. 4 ciddi ameliyat geçirdi. Ancak iyileşti ve 1986 Dünya Kupası’na katıldı. Fransa maçında kazanılan penaltıyı kullanan Zico, bu atışı kaçırdı. Uzatmalara giden maçta skor değişmeyince seri penaltı atışlarına geçildi. Zico burada da penaltı kullandı. Gol atmayı başarmasına rağmen Brezilya, Fransa’ya elendi. Ancak ülkesine döndüğünde Zico, Brezilyalılar için hâlâ bir kahramandı.
MİLLİ TAKIMA VEDA ZAMANI
1988 yılında 25 maçta oynayan Zico, 1989 yılında 32 maçta yer aldı. 27 Mart 1989 yılında Brezilya Milli Takımı’na, Yabancılar Karması’na karşı oynanan jübile maçıyla veda etti. 6 Şubat 1999’da futbol hayatına son veren Zico, bir süre sonra politikaya atıldı. Collor de Mello Eyaleti hükümetinin spor genel sekreteri olan Zico’ya dünyanın öbür ucundan teklif gelince tekrar futbola döndü. Futbolun yeni geliştiği yıllar olan 1991’de Japonya’dan teklif aldı ve önce Sumitomo ardından da Kashima takımlarında 10 numaralı formayı giyip birbirinden güzel goller attı.
JAPONYA’DA HEYKELİNİ DİKTİLER
1994 yılında ülkeden ayrılırken Japon taraftarlar onun için mükemmel bir veda partisi hazırladı. Japonya'da Zico için iki heykel diktiler. İmparator, ülke için yaptığı çalışmalardan dolayı madalya verdi. Zico, futbolu bıraktıktan sonra, önceleri kendisini plaj futboluna adadı. Plaj futbolunda gösterdiği başarıyla genel koordinatörlüğe kadar yükseldi. Ülkesinin dünya şampiyonu olması için uğraştı. Ancak bu, dış problemlerden dolayı gerçekleşmedi ve finalde Fransa'ya kaybetti. 2005 tarihinde Japonya Milli Takımı’nda kendisine teklif gelince plaj futbolunu bırakarak bu ülkeye gitti.
KOVULMASI İÇİN YÜRÜYÜŞ DÜZENLENDİ
Atak futbolu benimseyen ve Asya Kupası’nı kazanan Zico ile Japon taraftarlar bir türlü kaynaşamadı. Japon futbolculara “Sizi Brezilya gibi oynatacağım” diyen Sambacının bu düşüncesi bir türlü sahaya yansımadı, ortaya çıkan olumsuz görüntü Samurayları çileden çıkardı. Hatta Asya Kupası zaferinin ardından Tokyo sokaklarında Zico’nun kovulması için yürüyüş bile düzenlendi. Japon basını, “O kadar kibar bir milletiz ki, teknik direktörümüzü kovamıyoruz” yorumunu yaptı. 2004 Konfederasyon Kupası sonrasında gönderilmesi gündemdeyken Zico’nun takımı Brezilya ve Yunanistan’la berabere kalarak beklentilerin üzerine çıktı. Zico da görevine devam etti. Ancak bu birliktelik 2006 Dünya Kupası’nın ardından sona erdi.
TEK TECRÜBESİ JAPONYA
Kariyerinde sadece Japonya Milli Takımı’nı çalıştıran Brezilyalının teknik direktörlük kariyerinde 72 maç, 38 galibiyet, 15 beraberlik, 19 yenilgi bulunuyor. 1953 doğumlu futbol adamına 1 yıl önce İngiliz amatör kümesinde yer alan Garford Town takımı, futbola tekrar dönmesi için bir teklifte bulundu. Ancak Zico futbola dönmek için çok yaşlı olduğunu hatırlatıp bu öneriyi geri çevirdi