Aurelio gerçeği
--------------------------------------------------------------------------------
Mehmet Aurelio'nun vatandaş olmasına karşı çıkanlar, başka ülkelerden gelip Kemer'e, Kaş'a, Bodrum'a yerleşerek Türk olanlara ne diyor acaba?
SELÇUK YULA'nın Yazısı...
Mehmet Aurelio, Milli Takım'a neden seçildi biliyor musunuz? Çünkü takımımızın ve Fatih Terim'in ona ihtiyacı vardı da ondan. İşte yanıt bu kadar basit. Almanya'da oynayan siyahi futbolculardan, Polonyalılardan, Japonya'da oynayan Brezilyalıdan, Hollanda'da oynayan Surinamlılardan, İsveç'te oynayan Boşnak İbrahimoviç'ten veya siyahi Larsson'lardan bahsetmeyeceğim. Kulüplerinde yabancı sayısı serbest bırakılan İtalya, Dünya Şampiyonu olurken o turnuvaya bile katılamayışımızdan da bahsetmeyeceğim. Konuya biraz farklı yaklaşacağım.
Kemer'de, Kaş'ta, Fethiye'de, Bodrum'da, Alanya'da vatandaşlığımızı seçip bu cennet kıyılarda evlerini alıp, tamamen yerleşenlere ne gözle bakacağız? Ya da gelip de buraya yerleşen, bizden birileri olan Damir Mrsiç veya Uche gibileri için ne düşüneceğiz? Beş yıldır Trabzon'da, İstanbul'da olan ve ülkemize iyice yerleşen Aurelio için hâlâ "olmaz" mı diyeceğiz ya da aşağıdaki sıralayacağım maddelerden sonra "iyi ki vatandaş olmuş" mu diyeceğiz. Milli maçlarda ayağa kalkmama durumuna gelince, vallahi ülkemizde değişik alanlarda (özellikle siyasette) marşımızda ayağa kalkmayanlar o kadar çoğaldı ki, (elbette aynı kefeye koyulmaz ama) üç-beş kişi de varsın şimdi ekleniversin, bir şey olmaz. Bu bir geçiş dönemidir, bunlar da yaşanacaktır, normaldir.
ONUN GİBİSİ YOK
İşin bir de teknik yönüne bakalım; acaba bazılarının dediği gibi ülkemizde çok mu Aurelio var? Hayır, hiç yok. Hatta bana göre uluslararası arenada, birinci sınıf diyebileceğimiz ne kanatlarda ne savunmanın göbeğinde oynatacağımız futbolcu da yok. Bakın, bizim oynadığımız dönemlerde hatta yakın zamana kadar futbolda "sarkık libero" diye bir kavram vardı. Fatih Terim de böyle oynardı. Üçlü savunmanın arkasında kendi zekasına göre, savunma derinliği yaratmak, öndekilerin hatasını kapatmak, kademelere girmek, gelen boş topları iyi kullanmak en öncelikli görevleriydi. Sonradan arkada boş adam oynatılmasının doğru olmadığını savunanlar, o futbolcuyu oyunda daha çok olsun diye öne çıkardılar. Böylece "ön libero" diye bir yeni deyim de futbol lugatına yerleşmiş oldu. Bu ön liberonun asli görevlerini üç maddede toplayabiliriz: 1- Rakip atakları ilk karşılayan adam olmak ve topları olabildiğince az faul yaparak çalmak. 2- Kazandığı topları iyi kullanmak, yani topu oyuna iyi sokmak, hücum başlatmak. 3- Ofansta şut, pas, aralara top atma (derinlemesine oynama) ve adam eksiltme yeteneğini iyi kullanmak. Evet, şimdi bana yukarıdaki özellikleri en iyi şekilde taşıyan futbolcularımızı sayabilir misiniz? Beni aklıma sadece bir isim geliyor; o da Mehmet Aurelio. Bilmem anlatabildim mi... Not: Bu akşamki ilk maç da olmak üzere Mehmet Aurelio'nun Milli Takımımıza hayırlı uğurlu olmasını dilerim.