Gerceklerle Yasamak
--------------------------------------------------------------------------------
GÜRCAN BİLGİÇ'in Yazısı
Turkcell Super Ligi başlarken, Fenerbahçe'nin transfer hamlesi beklentileri karşılamadı. Aslında dengeleri savunan ve herkesin ayağını yorganına göre uzatması gerektiğine inananlar olarak, bu rüzgarın hızlı esmemesini normal karşıladık. Taraftarı rakamlar ilgilendirmez... Onlar başarıya ve sahada seyredeceklerine bakarlar. Bir gün önce başlarına taç yaptıklarını, 10 gün sonra beğenmezler. Havaalanında omuzlara alarak getirdiklerine giderken el bile sallamazlar. Bu kadar zor beğenen ve memnun edilmesi mümkün olmayan bir taraftar kitlesine sahip Fenerbahçe...
Gelen maillere baksanız orta sahaya Gravesen'i isteyenler, Crespo'nun yanına Adriano'nun alınmasını tavsiye edenler, Trezeguet'in alınmasından sonra, ona servis yapacak orta sahaya isim arayanlar bile var. Chelsea ile Fenerbahçe akıllarda karışmış durumda. Herkes bir hayal dünyasında, beğendiği futbolcuların takıma katılması için analizler yapıyor. Keşke bu imkanlar olsa, keşke Fenerbahçe yönetimi de bu yıldızları Saracoğlu'na getirse Taraftarları böyle "geniş" düşünmeye iten en büyük nedenleri daha önce belirtmiştik. Fenerbahçe yöneticilerinin açıkladıkları isimlerden sonra, sokaktaki adamların daha aşağısını kabul etmeleri pek mümkün değil. Ama sıra gerçeklere geldiğinde, mutsuzluk ve tatminsizlik başlıyor. Anelka'nın transferinde alkış tutanlar, şimdi Fransız'ın gönderilip, yerine daha kalitelisinin gelmesini istiyorlar. Yahu, Anelka'dan daha yeteneklisi zaten yok. Adamın kafası bozuk olmasa, zaten Fenerbahçe'ye bir altı yedi yıl sonra (Roberto Carlos gibi) gelirdi. Sen elindeki oyuncuyu mutlu edemiyorken, yenilerini nasıl getirecek veya oynatacaksın. "Parasını veririz kardeşim" ile iş bitmiyor. Bu adamın ailesi var, çocukları var, Türkiye'yi bilmiyorlar hâlâ bir Arap ülkesi olduğunu sananlar bile var. Eğer gelişmiş bir ülkede oynuyorsa, bu kez eşi istemiyor Türkiye'ye gelmeyi. Her şeyden önemlisi oyuncunun kariyer beklentileri ve hedefi büyükse, F.Bahçe'de ne işi var. Belki daha para kazanıyor ama göz önünde ve iyi bir ligde oynamak istiyor. Bütün bu gerçekleri Fenerbahçe yöneticileri taraftarına açıklayamıyor. Çünkü ağızlarından çıkan lafları yiyemiyorlar. Doğrusunu yapmaları gerekirken, kuzey ülkelerinden veya gelişmemiş Avrupa ülkelerinden genç yetenekleri pişirip, satmak için uğraşmaları gerekirken, maalesef "Taraftar ne der" diye düşünüyorlar. Galatasaray eğer elinden kaçırmasaydı, bugün Ribery zengini olurdu. Bundan sonra gidilecek yol budur. En azından harcamalar kendi içindeki dengesini bulana kadar. Herkes iyi bilsin Fenerbahçe elindeki yüksek maliyetli oyunculardan birini elden çıkarmadan yine bu tip bir transfer yaparsa, yöneticilerin cebine yüklenmek durumundadır. Ya eski günlere geri dönecekler, ya da kurumsallık ile ilerleyecekler.