Gönderen Konu: AĞUSTOS AYI HABERLERİ  (Okunma sayısı 114697 defa)

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #300 : 15 Ağustos 2006, 15:21:24 »
 VEEE... TANRI Alex'i YARATTI

--------------------------------------------------------------------------------


 

...ve Tanrı Alex'i Yarattı

Fenerbahçe'nin geçen yılın Şampiyonlar Ligi yarı finalisti PSV'yi darmadağın ettiği günün ertesinde, Galatasaray'ın Tromso gibi sıradan bir takıma elenmesi, çok şeyin ifadesidir. Galatasaray'ın UEFA Şampiyonu olduğu yıllarda Fenerbahçe'nin canını yakan kader, bugün Cimbom'un canını yakan kaderdir. Ama Fenerbahçe taraftarı, hiçbir sonucun bedeli olarak, başkanını ve yönetimini istifaya davet etmedi. Yöneticisini dövmeye teşebbüs etmedi. Titanic batarken gemi orkestrasının sonuna kadar çaldığını bilen Fenerbahçe taraftarı, takımının her türlü şartta "büyük kalmasını" sağlayan çok özel bir taraftar topluluğudur.

Sonuç: Hagi bir aslandı. Ondan sonra, oturduğu yerden kükreyen bir aslanın yeleleri kaldı. Elenince, başkanını istifaya davet eden tribünler kaldı. Ve berbat bir "bitirim tayfası" kaldı, hakemin , birbirine kafa atan... Bugün Hagi'yi eski bir sevgili olarak hatırlatan, o kadar çok şey var ki. UEFA Kupası'nın yanında.

Alex'e gelince... Eski İstanbul terbiyesinin temsilcisi gibi duran bu "yabancı", Türkiye'de ırmakların tersine akmasının sebebidir. Alex'in ayakları, "zaferin el yazısıdır!" Alex, iğne deliğinden fil geçirmenin sihirbazıdır. Onu vazgeçilmez kılan sayısız özellik vardır. İmparatorluğun sudan ucuz olduğu bir ülkede, Alex, "Sol ayağın tanrı siluetidir!"

Elmas'ı Elmas'tan başkası çizemez. Alex de Hagi gibi bir Elmas'tır. Çamura batmamış. Ve değerini herkesin "anlayamayacağı!"

Hagi militandı, sadece kazanmak için eğitilmişti, kaybederken kendini de kaybederdi. Alex ihtiraslı, kaybederken bile zarafetini yitirmiyor. Ayaklarını kalbiyle terbiye ediyor.

Hagi'nin frikiklerinde şiddet vardı, bazen hızını hesaplamakta güçlük çektiğimiz. Alex'in frikiklerinde, desenlerini iz diye bırakan bir kelebeğin süzülüşü var...

Hagi her yerden vururdu. Alex hep aynı köşeye atıyor. "Göstere göstere...!"

Hagi uyanıktı, sportmenliğin luzumu yoktu.Alex utangaç!

Hagi cinnet haliydi, Alex cennet hali...

Hagi, kendi külüne bile saldıran yangındı. Alex, bir kibrit kutusunda yaşamanın zarif işçisi.

Hagi, Mastika'ydı... Alex, Portofino...

Bugün kaderi yolundan çeviren Fenerbahçe'nin, Türkiye'de rolleri değiştirmesinin sırrı buradadır. Galatasaray'ı kalemiyle yönetenler, Fenerbahçe tribünlerindeki "yüreği" görebilse, Galatasaray bu hallere düşmezdi zaten. Herkesin bumerangı kendine dönüyor. Bugünkü kahır, dünkü altın sırmalı kibrin kardeşidir.

Bugün Fenerbahçe'de rakibin hayatıyla oynayan sihirli pabuçlar vardır. Alex gibi... Tıpkı geçmiş yılların Hagi'si gibi..

Hagi'deki sol ayak, betona bile direnen sol ayaktı. Alex, alçıya direnen sol ayak...

Hagi'deki bitirimlik, çiçekleri çamurlu postalla ezmenin ta kendisiydi. O yüzden ülkemizde artan küfürbazlığın temel taşlarından biri oldu. O yüzden Hasan Şaş bir gurur heykeli gibi duruyor sahanın ortasında. Alex, bir çiçek en narin yerinden nasıl tutulursa, öyle tutuyor çocukların elinden.



O yüzden şimdiki çocuklar Fenerbahçeli doğuyor.


Ayakta alkışlıyorum seni Hakkı YALÇIN

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #301 : 15 Ağustos 2006, 15:21:52 »
Ve Lugano da konuştu...

--------------------------------------------------------------------------------


 

Lugano suskunluğunu bozdu ve Fnerebahçeye gelmek için gün sayıyorum dedi.Ailesinin geleceği için iyi bir tercih yaptığını belitrten lugano 17 ağustosa türkiyede olacağnı söyledi.



Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #302 : 15 Ağustos 2006, 15:22:15 »
Teklif bekliyorlar

--------------------------------------------------------------------------------


 

Başta kaleci Recep olmak üzere bir çok oyuncu, Zico'nun raporunu vermesinden sonra takımdan ayrılacak. Brezilyalı teknik adamın isteğine göre Mahmut, Murat Hacıoğlu, Zafer Biryol ve bazı gençler ile yollar ayrılacak.

FOTOMAÇ

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #303 : 15 Ağustos 2006, 15:22:43 »
Büyük Usta Alex

--------------------------------------------------------------------------------


 

Büyük usta Alex Bu maçın yorumunu Appiah'tan önce ve Appiah'tan sonra diye yapmayı düşünüyordum. Fakat sahada öyle bir Alex seyrettik ki yorumumu bu büyük ustanın üstüne kurmaya karar verdim. Gerçekten müthiş bir futbolcu. Yahu insan bir kere bile boş hareket yapmaz mı? Fenerbahçe maça iyi başladı. Tuncay'ın attığı ilk gole kadar girdiği net 4 pozisyon vardı. Sahanın tek hakimiydi. Maç 11'e 11 devam etseydi, yani Appiah atılmasaydı skor bir düzine olabilirdi. Kimse kusura bakmasın ama Fenerbahçe ile diğer takımlar arasında büyük fark var. Zico geldiğinden beri söyleyip duruyor: 'Ben bütün maçların gollü geçmesini istiyorum ama kendi takımım adına.' İşte 11 kişiyle iki gol atan Zico dün 10 kişiyle 4 gol daha bulan teknik direktör oldu. Mehmet Yozgatldeğişikliğini tam zamanında yaptı. Çünkü takım o ara baya bocalıyordu. Zico'nun skoru sağladıktan sonra Murat Hacve Usahaya sokup tüm oyuncu değiştirme haklarını kullanması da akıllıcaydı. Rüştü de mükemmeldi Erciyes takımının teknik adamı Mustafa Uikinci 45 dakikada 3 forvete döndü. Normal olarak Fenerbahçe'nin 10 kişilik handikabını değerlendirmek istedi. Ama hesaba katmadığı bir olay vardı o da karşısında Tümer ve Alex gibi topu mükemmel kullanan iki orta sahanın olduğuydu. Erciyes, Fenerbahçe'nin attığı 3. gole kadar çok pozisyonlar buldu. Bunlardan biri gol olsa maç nasıl değişirdi bilemem ama orada da kaleci Rü.tü'nün hakkını vermek gerektiğini düşünüyorum. Mükemmel kurtarışlar yaptı. Dün Serkan ve Ümit kanatları iyi kullanırken, Mehmet Yozgatlve Aurelio'yu ayrı kefeye koyuyorum. Tümer'i kutlarken, Alex'i de baş köşeye çıkarıyorum. Can ve Önder savunmada göbekte canla başla mücadele ettiler ama rakibin girdiği pozisyonların fazlalığını göz önünde bulundurursak onlara (Aman dikkat) diyelim. Hakem yorumu yok! Dün Bülent Demirlek ve yardımcıları maça tam anlamıyla damgalarını vuran adamlar aldı. Kırmızı kart, verilmeyern sarı kartlar ve verilmeyen penaltılar. Ama ben şöyle bir karar aldım: 'Bundan böyle maç yazhakem yorumu yapmayaca Çünkü seyrettiğim yerden sahanın tamamını görmem mümkün değil. Evlerinde 3-4 açekimden sonra yorum yapanlarla eşit şekilde mücadele etmek mümkün olmuyor. O yüzden artık maçın hakemleri hakkındaki düşüncelerimi televizyonlardaki spor programlarseyrettikten sonra hafta içindeki yazılarımda sizlere aktarmaya çalışacağım. Bir de .u açekimleri biz görelim!

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #304 : 15 Ağustos 2006, 15:23:36 »
Herkes şimdiden hazırlansın!

--------------------------------------------------------------------------------


 

HASAN ALİ ATASOY'un YazısıGeçen yıl tezgâhlanan kirli oyunların, bu sene çok daha aşırı bir şekilde gündeme geleceği, şimdiden belli oldu... Fenerbahçe'nin '100. Yıl'ını zehir etmek için dış ve iç ittifaklar çoktan oluşturuldu. Ancak bu oyunları, kramponlarınızla ters yüz etmek ve geçen yılın rövanşını almak... Skor ne olursa olsun, hep 1-0 geride ve sanki takım 2 kişi ek***miş gibi koşmak, mücadele etmek ve yırtınmak... Her maça bir derbi ciddiyeti ile hazırlanıp, bu konsantrasyonu tek bir saniye bile kaybetmeden maçı tamamlamak... Her zamankinden çok daha fazla 'takım' ve daha fazla 'biz' olmak... Hakem ve federasyon faktörünü de, kirli ittifakları da, çanakçı kalemşörleri de yenmek zorundasınız. Bu sene yönetimdeki, tribündeki, kulübedeki ve sahadaki herkes, ne kadar ağır bir yürek işçiliğine soyunduğunun şimdiden farkına varmalı. Fenerbahçe'nin asıl meselesi şampiyon olup olamamak, transfer yapıp yapmamak, onu almak, bunu satmak değil, bir yandan kirletilen futbolun gerçekleri, bir yandan da kronikleşmiş kendi gerçekleri ile mücadele etmektir. Taraftar da transfer homurdanmalarını bir yana bırakıp, bu gerçeklere odaklanmak zorundadır. Karanlığa küfretmekle bu iş çözülemiyor. Belgeli şikeyi bile 'dedikodu' diye tarif edenler, devlete rağmen futbolun en tepesinde oturuyor. Bu utandıran gerçekler yerli yerinde dururken, Roberto Carlos gelse ne, Anelka gönderilse ne? Herkes şimdiden kendini hazırlasın. Çünkü hem saha içinde hem saha dışında sınırları da, sinirleri de çok fena zorlayacaklar

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #305 : 15 Ağustos 2006, 15:24:00 »
Denizlerin öfkesi

--------------------------------------------------------------------------------


 

HAKKI YALÇIN'ın YazısıLig başladı. Hava acayip sıcaktı ama futbol parçalı bulutluydu. Fenerbahçe 6 golle, hakem sandalını batıran denizlerin öfkesindeydi. "Fenerbahçe'yi şampiyon yaptırmayacağız" diyenler ise kayıpların denizinde. Ligin henüz başı, kaybetmek de oyuna dahil. Ayrıca ilk haftanın prospektüsleri pek okunmuyor zaten. O yüzden doktorluk yapmanın alemi yok. Ama Fenerbahçe'ye karşı zengin arzuları tuzlamakla, yoksul futbol üretmek arasında sıkışanların kendi gerçeklerine dönüş yapması zorunludur. Çünkü sezon öncesi ilan edilen bu "yelken beraberlikler" sonraki haftalarda canını kurtaran kaptan gerçeğine dönüşecektir. Kimsenin kuşkusu olmasın. ***Alex, seyir zevkinin kralıydı yine. Alkışla kapanan perdelerin sanatçısı olarak adını taçlandırdı. Farklı galibiyetle paslaşan Tümer'le birlikte, harika ikiliyi oluşturdu. Onlar durdukları yerde bile dörtnalaydılar... Galibiyet militanı Appiah, kendisindeki enerji fazlalığını rakiplere değil, kazanmak duygusuna yönelttiği zaman seyrine doyum olmuyor. Yoksa, horozluk yapan Appiah resmine, bizlerin duvarında yer yok. Fenerbahçe defansının buyurgan halini iyimser gözle, aşırı sıcak ve stres gerçeğiyle geçiştirelim ama... Ama Dinamo Kiev maçı öncesi S.O.S sinyali vermeyi de gazetecilik görevi sayalım. Her ne kadar, ilk haftanın prospektüsleri okunmaz olsa da... ***Bülent Demirlek'in adaletli bir maç yönetmediğini gördüm. Appiah kadar Emre Toraman da kırmızı kartlıktı. Alex ve Lazarov'a yapılan hareketler kesinlikle penaltıydı, Mehmet Aurelio da oyundan atılmalıydı. Ve Erciyesli futbolculara gösterilen tolerans dikkat çekiciydi. Hakem adaletten araziydi zaten... Emre Toraman'ı üç sezon öncesi Beşiktaş-Sakaryaspor maçının "ucuz kahramanı" olarak hatırlıyoruz. Bu ülke küstahları çok sever. Böyle birine yakında milli takım forması giydirirlerse şaşırmayın. Alpay ve Bülent Korkmaz'ın ek***liğini gidermek adına... ***Gençlerin dikkat çektiği bir hafta izledik. Vestel Manisa'dan Nizamettin... Ankaraspor'dan kaleci Hakan Arıkan... İstenirse ve namuslu gözlerle bakılırsa, ne gençler var aslında... Hakeme saldırı mevsimi de Sivas'ta çok erken açıldı. Bence bunlar iyi günler... Hâlâ hakem tercihi yapılan bir ülkede. ***Adnan Polat'ın istemediği hakem Cüneyt Çakır, ilk maçında Galatasaray maçını yönetti, iki penaltı verdi. Adnan Polat, siyah beyaz filmlerden öğrendiği sızlanmayı, sarı kırmızı sözcüklerle süsledi ama bu kez takımına yüklendi. Çünkü hakeme diyecek tek sözü yoktu. Hakan Şükür'ün kaçırdığı penaltıya gelince... O penaltı, "acının ilk taksitidir!" Geçen yılki kol saatinin hünerli adamına, 14 Mayıs'taki gözü yaşlı Fenerbahçeli çocukların ilk tokadı. Yeryüzünde adalet olmasa da... Gökyüzünde var...

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #306 : 15 Ağustos 2006, 15:24:34 »
Kazım Kanatın Saçma Yorumu

--------------------------------------------------------------------------------


 

MARCO VE MEHMET!Çok özel durum şudur!Marco’nun Mehmet olmasına isyan ettim.Mehmet’in de Ulusal takıma çağrılmasına şerh koydum.Şunu dedim:Marco Ulusal takıma çağrılırsa ben de protesto için Ulusal marşlar söylenirken ayağa kalkmam.Bakınız;Bu olayın tek hedefi şudur;Fenerbahçe’nin 7 yabancıyla sahaya çıkmasıdır.Bugün yedi, yarın sekiz, sonra da 11 yabancı.Peki her yabancı Ulusal takıma çağrılacak mı.Benim bu görüşüme eleştiren de var, isyan edende var....Ama inanılmaz destek de var.Peki beni eleştirim beni ırkçılıkla suçlayan hatta faşist kafa diyenler kimler?O kafalar bakın kimler?Daha düne kadar maçlardan önce Ulusal marşlar söylenmesin diyenler.Daha düne kadar İstanbul’da ne kadar çok Türk bayrağı var. Şövenistlik bu. Türk bayrakları indirilsin diyenler.Şu konuda zorunlu bir açıklama yapayımda herkes rahatlasın.Ben 68 gençliğiyim..Gençliğinde Amerika evine diye yürüyenlerdenim.O gün bana Komünist Kazım Moskova’ya diyorlardı..Bugün ise faşist Kazım diyorlar.Yani gülüp geçiyorum...Lütfen!Bu konuda tepkisiz kalmayalım.Haa.....Fatih Terim, Marco’ya yeşil ışık yapmış.Hayatım boyunca, Ulusal takım yabancıya teslim edilemez diyen bu satırların yazarı bu kez isyan eder şunu der..Fatih Terim gitsin bu göreve bir Alman gelsin.Terim’e özel mesaj: Çağdaş olma adına, globelleşen dünya adına bunu yapacağını söylüyorsun. Kim iyiyse onu alırım diyorsun.Bu söylediklerinin hepsi saçma. Marco’ya kadroya aldığın zaman Türk gençliği sana sırtını döner.Çünkü bilir ki Terim’de Fener başkanı Aziz Yıldırım’ın oyuncağı oluyor.Dikkat!!!!!SICAKLARA DİKKATTelevizyonlar sokağa çıkmayın diyor.Biz sporcuları sahaya sürüyoruz.Manisa-Beşiktaş PAF maçında zeminde ki sıcaklık 70 dereceydi.Lig neden Eylül'de başlamaz.Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme oynayacak diye maçları Ağustos'ta başlatmanın amacı nedir?LİG BAŞLADI VE BEŞİKTAŞBeşiktaş’ta sorun şurada;Delgado yoksa Beşiktaş yok.Manisa maçında görüldü ki, sistem çöktü. Sistemi bir oyuncunun üzerine kurarsanız Beşiktaş’ta çöker.Beşiktaş’ta sorun ciddi ama çözüm basit;Kaliteli iki oyuncu (Orta saha...) alınırsa Beşiktaş yine ligin en iyi takımı olur.FENER DE DEĞİŞEN NEDİR?Elbette tabela yazarları Avrupa’da iki maçta atılan 9 golden sonra....Erciyes’e atılan 6 golden sonra...Yani toplam üç maçta atılan 15 golden sonra tabelaya bakalım göbek atalım diyecektir.Peki Fener’de değişen nedir?Değişen şu;Brezilyalı Alex’in vatandaşı Zico’yu kurtarmak için koşmasıdır.Olayın düğüm noktası burada....Bir de şu;Fenerbahçe takım oluyor.Tümer bile bu konuda duyarlı. Beşiktaş’ta gol attığı zaman formasında ki ismini gösterir, garip hareketler yapardı, şimdi gol sevincini takım arkadaşlarıyla yaşıyor. GALATASARAY'DA Kİ DURUMGalatasaray’ın önünde ki durum şu;Ya gençler ya yaşlılar...Arda oyuna girdi maçın rengi değişti.Herneyse efendim.Hakan Şükür tehlikesinin yanına şimdide bir Necati Ateş tehlikesi eklendi.Gereets cesur olup forveti Hasan Kabze ve Özgürcan’la kurabilir.TRABZON NORMAL!Kayserispor haftalar önce sezonu atı. İlk 5 hafta herkesin canını yakar. Sonrasında ne olur derseniz şunu derim:Bundan sonra Ertugrul Sağlam’ın antrenörlük kariyeri ortaya çıkar.Sevgili Sağlam bunu başarırsa büyük antrenör olur.Trabzon’a gelince..Lazaroni’ye hiç inanmayanlardan biriyim.Hepsi budur...TAKIMLAR ARTIK ÇOK SERTİlk hafta gösterdi ki Anadolu takımları çok sert. Her takım yenilmemek için katı savunma yapıyor. Her takım önce bir puanı kurtarmak istiyor.Enteresan bir sezon izleyeceğiz. Sanki bi Fenerbahçe eleme oynayacak. Sanki bi aurelio ya türk olma hakkı verildi başka bir yabancı olamaz diye bir şey söylendi. Sanki bi beşiktaş sıcak havada top oynadı. Ve sanki beşiktaş hava sıcak diye yenildi manisa ellerinde vantilatörlerle oynadılar

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #307 : 15 Ağustos 2006, 15:24:59 »
 Fenerbahçe Kiev'e gitti.

--------------------------------------------------------------------------------


 

- Fenerbahçe, Dinamo Kiev ile yarın yapacağı Avrupa Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu ilk maçı için Ukrayna'nın başkenti Kiev'e gitti.

Sabiha Gökçen Havaalanından Kiev'e hareket eden sarı-lacivertli kafilede, son 2 resmi maçta sakatlığı nedeniyle kadroya alınmayan Nicolas Anelka da yer aldı.

Fenerbahçe'nin Kiev kafilesinde Luciano, Kemal, Deniz, Zafer, Gürhan, Olcan, Recep ve Mahmut Hanefi bulunmuyor.

Kulüp başkanı Aziz Yıldırım ve yöneticiler de takımla birlikte Kiev'e giderken, aralarında Mehmet Ali Aydınlar, Mehmet Ali Erbil ve Ercan Saatçi gibi isimlerin de bulunduğu bir grup davetli de kafilede yer aldı.

Sarı-lacivertliler bu akşam Kiev'de maçın oynanacağı statta son çalışmasını yapacak. Teknik direktör Zico, idman öncesi basın toplantısı düzenleyecek.

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #308 : 15 Ağustos 2006, 15:25:37 »
Zico'nun Getirdikleri

--------------------------------------------------------------------------------


 

Aurelio-Appiah-Tümer- Alex. Bu dörtlü Türkiye'nin UEFA Şampiyonu Galatasaray'dan sonra gördüğü en iyi orta saha organizasyonu. Sadece potansiyelleriyle değil. Bu sene hazırlık maçlarından bu yana ortaya koydukları farklı ve modern bir yaklaşımla da.
Alex ve Tümer de dahil olmak üzere top rakibe geçtiği anda topla kendi kaleleri arasına dönme disiplinini gösteriyorlar. Zaten hücum potansiyeli ortada olan bu hat, takım savunmasına da destek veriyor yani. Bu Joachim Löw'den süreklilikle görünmeyen bir yapı.
Peki bu ekstra özelliğe rağmen neden Fenerbahçe'nin Avrupa performansı konusunda endişeler var? Çünkü Fenerbahçe orta sahası her ne kadar disiplin ve iyi niyetle savunma yapıyorsa da altından kalkması zor bir risk düzeyinde oynuyor. Türkiye'nin en çok bindirme yapan savunma beki Ümit Özat (bu hafta sağ dışla 2 asist yapmak gibi bir mucizeye imza attı) geri dönüşlerde geç kalabiliyor. Bu tip durumlarda onun arkasını kapayacak ikili Can ve Önder ise pişme safhasında bir ekip. Bu durum Erciyes karşısında sürekli bindiren ama Valencia maçında yerinden kıpırdamayan bir kaptan yarattı.

Sağ kanat riskli
Bir başka riskli bölge de sağ kanatta. Rakip hızlı çıkarken en hızlı geri dönen oyuncu Serkan, ters ve yüksek toplarda ligin etkisizlerinden. Serkan'ın yüksek toplardaki zaafı geçen yıl Schalke maçında büyük sorun yaratmıştı.
Ters toplarda ise otomatikman süpürücü pozisyonuna girmesi gerekiyor, ama Serkan'ın stoper özellikleri düşük, o refleksi çok gelişmemiş. İşte bu yüzden Fenerbahçe rakip tempolu ve olgun bir oyun oynadığında açıklar verebilir.
Sarı-lacivertlilerin Önder'i sağ kanatta, göbeği de Lugano ve Can'la (ya da Luciano'yla) oluşturduğu dönem geldiğinde bu sıkıntılar da oldukça azalacak. Buna kuşku yok. İşte bu olduğunda sarı-lacivertlilerin elindeki müthiş orta sahanın randımanı daha açık bir şekilde gözükecek. Tabii bu orta sahayı daha işler kılmak forvet oyuncularının da temel görevi.
Semih iyi bir pivot santfror. İki temel işi, markajcısını oyalamayı ve orta sahaya duvar olma işini çok iyi yapıyor. 5 hafta gol atamasa da bu performansı sayesinde Fenerbahçe her hafta 5 gol atabilir. Ama onun alternatifi yok.
Oliviera o isim mi? Burası şüpheli. Oliviera'yı aslında şöyle tanımlayabiliriz: Tuncay'ın daha tekniği. Yani bana kalırsa, o ancak Tuncay'ı yedeğe itebilir. Semih'in ise altenatifi şu an için yok gibi. Fenerbahçe eğer transfer yapacaksa Semih'e, o özellikleri daha sağlam bir alternatif bulmalı.



Aurelio'nun Türklüğü

"Ne mutlu Türküm diyene!" 10. yıl nutku böyle biter. Okullarda ezbere o kadar çok tekrarladık ki. Sanırım bu yüzden içini boşalttık kafamızda, anlamına bakmaz olduk. 'Olana' değil, 'diyene' diyor Atatürk. Biz de ulus olarak benimsemiş, düstur edinmişiz bu sözü.
Atatürk, ailesinde şehit olana, rengi şöyle, kafatası böyle, dini şu, ismi bu, mezhebi o olana demiyor. Dediği açık "Ne mutlu Türküm diyene". Sosyal kontratımızda bu var. En milliyetçi partinin lideri bile bunu söylemiş yıllarca. Türk milliyetçiliğinin düsturunda da bu var. "Kendisini Türk hisseden herkes Türk'tür"
Düstur bu. Yasalar da bunu düzenliyor. Bana kalsa aday bir dil sınavından geçmeli, bir tarih testini başarmalı, ülke coğrafyasını bilmeli. Ama yasa bunu düzenlemiyorsa suçu Ayman'ın Aurelio'nun mu? Adam gibi düzenleyin yasayı, adamlar da uysun.
Yasa yetersizse adamlar ne yapsın, niye kendini zorlasın? Türk olan adam da görev ve haklardan yararlanır. Ve aslında milli formayı giymek de tıpkı askerlik gibi bir görev yasalara göre. Milli takıma çağrılmanın askere çağrılmaktan bir farkı yok. Mazeretsiz gitmemezlik edemezsin. Cezası ağır. Durum buyken bu konuyu tartışmak, Aurelio oynayamaz vs. demek, ülkenin sosyal kontratına karşı çıkmak demektir. Ama işte bizde fikir ağaca dayansın yeter. Hepsi bu.
Biraz dikkat arkadaşlar. Neyi tartıştığınızın farkında mısınız?

Kiev'de daha kolay

Fenerbahçe gömülü oynadığı zaman Can ve Önder çok daha etkili olur. Onların hamlığı geniş alanda ortaya çıkıyor. Serkan da bu tip bir oyunda Verpakovskis'in bezdiricisi olmak için işlerlikli olacaktır. Onun, Aurelio ve Appiah'ın dikkat etmesi gereken gol bölgesinde gereksiz sertlikten kaçınmaları.
Tümer ve Alex'in baskı altında topa sahip olup hızlı çıkışlara kaynak olması Fenerbahçe'ye beklenmedik kontr şansları verir. Bu oyunun temel oyuncuları da bu ikili zaten. Eğer Zico bu 2 oyuncuyu beraber oynatırsa Appiah ve Aurelio'nun Tuncay'ın da yardımıyla Fenerbahçe'yi dar alanda ayakta tutması kolaylaşacak.
Fenerbahçe'nin, Kiev'den galibiyetle dönmesi hiç zor değil. Ama asıl zorluk rövanşta olacak. Geniş alanda oynama zorunluluğu doğarsa Kadıköy büyük bir sıkıntıya mekan olabilir. Kısaca: İlk maçta Fenerbahçe favori ama bunu değerlendiremezse İstanbul'da işi çevirmek çok zor olacak. 1-1 yetmez 1-2 yeter.

Mehmet Demirkol

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #309 : 15 Ağustos 2006, 15:26:07 »
Lugano Karari BugÜn

--------------------------------------------------------------------------------


Sao Paolo’yla 9-16 Ağustos tarihlerinde Libertadores Kupası’nda final mücadelesi verdikten sonra İstanbul’a gelecek olan Uruguaylı stoperin Şampiyonlar Ligi’nde de oynayabilmesi için Sarı-Lacivertliler, UEFA’dan özel izin talep etmişti.

Öte yandan Fenerbahçe’nin Brezilyalısı Mehmet Aurelio’nun, perşembe günü açıklanacak Lüksemburg’la oynanacak özel karşılaşmanın A Milli Takım aday kadrosunda yer alması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in verdiği onayla ‘Türk’ olan, Dünya Futbol Federasyonları Birliği (FIFA)’nin verdiği izinle Türkiye Milli Takımı yolu açılan Aurelio’nun, 16 Ağustos’taki Lüksemburg maçında görev alacağı tahmin ediliyor. Teknik Direktör Fatih Terim, futbolcuyu oynatacağını söylemişti.

Zaman

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #310 : 15 Ağustos 2006, 15:26:31 »
Kiev sokakları, sarı-lacivert

--------------------------------------------------------------------------------


 

Fenerbahçe'nin, Dinamo Kiev ile oynayacağı karşılaşma için Ukrayna'ya gelecek olması, Kiev'de bulunan öğrenci ve işçiler arasında da büyük heyecan yarattı. Şimdiden sarı - lacivertli formalarını giyerek caddelerde tur atan Türkler'in bu durumu, şehir halkı tarafından meraklı gözlerle izleniyor.



Kaynak: Milliyet

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #311 : 15 Ağustos 2006, 15:26:57 »
Luce’den Fener’e nasihat !

--------------------------------------------------------------------------------


 

Fenerbahçe'nin rakibi Dinamo'yu Mircea Lucescu VATAN'a anlattı: "Sol taraftan uzun ortalarla geliyorlar. Ama Correa ve Rebrov oyunu sağa yıkıp kısa paslarla ceza sahasına giriyorlar. F.Bahçe hücumda top kaybederse tehlike yaşar."Fenerbahçe'nin yarın karşılaşacağı Dinamo Kiev'i, 3 yıldır Ukrayna'da onlara rakip olan Mircea Lucescu, VATAN'a anlattı. Ukrayna temsilcisinin çok dikkat edilmesi gereken bir takım olduğunu belirten Lucescu, "F.Bahçe Türkiye'deki futbol anlayışıyla sahaya çıkarsa büyük hüsrana uğrar" diye konuştu. Ukrayna'da defansif yapıların çok sağlam olduğunu ve Kiev'in de tam buna uygun bir takım olduğu belirten usta teknik adam "Kontratağa çok hızlı çıkıyorlar. Kalenize nasıl geldiklerini anlamıyorsunuz. F.Bahçe çok dikkatli olmalı" diyerek, sarı-lacivertlilerin yarınki rakibini Adan Z'ye VATAN'a şöyle anlattı:"Son iki yılda şampiyonluğu bize (Shakthar Donekts) kaptırdılar. Geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi ön elemesinde İsviçre'nin Thun takımına elendiler. Bu onları çok hırslandırdı. Çok önemli transferler yaptılar. Ve şu anda Ukrayna'nın en iyi takımı görüntüsündeler. Sezon öncesi yapılan Süper Kupa maçında bizi 2-0 yendiler. F.Bahçe maçına çok büyük önem veriyorlar. Ve tüm hazırlıklarını buna göre yapıyorlar. F.Bahçe'nin yapacağı en büyük hata rakibini küçük görmek olacaktır. Böyle söylüyorum çünkü Türkiye'den bu konuda iyi haberler gelmiyor. Kiev hafife alınıyor.Kalecileri Shovkovskyi hem çok tecrübeli hem de tek başına maç kurtarabilecek kapasitede. F.Bahçe yan topları kullanırken kesinlikle onun eline teslim etmemeli. Çünkü oyuna topu çok çabuk ve isabetli şekilde sokuyor. Sizin atağınız dikkatsiz bir orta sonucu Kiev pozisyonu olabiliyor. 'Cordoba'dan daha iyi' dersem ne söylemek istediğimi daha net anlarsınız. Onun önünde oynayan iki Brezilyalı Rodolfo ve Rodrigo hem fizik hem de teknik olarak üstünler. Havadan top bırakmıyorlar. Ve yerlerinden hiç çıkmıyorlar. Sadece kanatlar hücuma gidiyor.Rebrov altın yılını yaşıyorDefansın önünde Nijeryalı Atana Yussuf yer alıyor. Appiah gibi bir futbolcu. Çok savaşçı. Topu oyuna iyi sokuyor. Hem de ilk toplara basıyor. Correa onunla birlikte oynuyor. Bu sezon transfer edildi. Alex kadar yaratıcı değil ama ondan daha çok mücadele ediyor. Zaten Alex'in görevini Kiev'de bir futbolcu değil 4-5 oyuncu yapıyor. Rebrov altın yılını yaşadı. Ve bu sezon da çok iyi. Duran toplarda büyük tehlike. Sol taraftan sağ ayağıyla içeri kestiği toplar bitirici olabiliyor. Milevskyi Ukrayna'nın yeni yıldızı. Topla çok iyi. Fizik olarak da çok güçlendi. Takımı kontratağa çıkartan futbolcular her hatayı iyi değerlendiriyorlar.Kötü son hızla gelir!Forvetleri Shatskikh ve Verpakovskis hızlı ve kontra oyuna çok yatkınlar. Brezilyalı Kleber ameliyat oldu. Oynaması zor. Ama Rincon onun ek***liğini kapatıyor. Kiev iyi bir takım. Top rakipteyken 10 kişi topun gerisine geçiyor. Topu kaptıklarında da hızla açılıyorlar. Soldan gelirken uzun ortalarla ceza sahasına giriyorlar. Sağdan ise kısa ikiye birlerle sıfıra kadar iniyorlar. F.Bahçe için istediğini yapmanın tek yolu, topun kıymetini bilmek. Ve hücumdayken kolay top kaybetmemek. Çünkü topu kaybettiğiniz an kötü son hızla gelişiyor. Duran toplar ise başka bir tehlike. Sürekli yeni taktik üretiyorlar. 'F.Bahçe Kiev'i nasıl eler? diye sorarsanız buna cevap veremem. Çünkü ben bu yıl daha yenemedim."Vatan