Önce mücadele!
--------------------------------------------------------------------------------
HASAN ALİ ATASOY'un Yazısı...
Futbolun felsefesi, doğruları hocadan hocaya değişebilir, ancak gerçekleri asla değişmez. Herkese her şeyi beğendiremezsiniz. Milyonlarca taraftarın, milyonlarca da doğrusu olacaktır kuşkusuz. Ancak Fenerbahçe'de yıllardır ucundan kıyısından yakalanıp, sonra bir anda vazgeçilen bir şey var; mücadele ve takım olmak. Fenerbahçe taraftarı Avrupa'da başarı, Türkiye'de başarıdan çok, koşan mücadele eden, futbolun gerçeklerini sahada sonuna kadar uygulamaya çalışan, ısırgan oyunuyla rakibi bezdiren bir takım istiyor. Transfer taraftarın isteğine göre yapılmaz, futbol da taraftarın isteğine göre şekillenmez. Bu bahsettiğimiz şeyler, zaten modern futbolun olmazsa olmazları. Küçük takımlarda 'er' görevi yapanların, sarı-laciverti giyer giymez, 'general' havasına girmesini hiç kimse kabullenemez. Tam tersine küçük takımlarda 'generallik' yapanlar, Fenerbahçe'de 'er' gibi davranmalı.
'Ağa'lık devri kapandı
Saha içinde eli belinde talimat yağdıran, 'ağa' futbolcu belasını çok gördük çok yaşadık. Çok kısa bir süre öncesine kadar yönetim belirleyen grupların, futbol takımı içinde bile uzantıları olurdu. Hafızalarınızı bir yoklayın, yönetim gider, hoca gider, herkes gider ama onlar hep kalırdı. Zico'nun futbolculuğu kadar, futbola ve estetiğine duyduğu saygı da tartışılmaz. Ancak Avrupa arenasına çıkıldığında, turnusol kağıdı gibi birden bire 'renk' değişiveriyor. Dilimizin döndüğünce söylemeye devam edeceğiz; Fenerbahçe'nin en büyük sorunu kendi gerçekleri, sonraki sorunu da Türk futbolunun gerçekleridir. Tedavi bazen hastalıktan daha acımasızdır. Ne olursa olsun hastanın ya da hasta yakınlarının isteklerine göre değil, bilimsel gerçeklere göre uygulanır. Fenerbahçe de modern futbolun gereklerine göre hareket etmek etmek zorundadır. Bu somut durum, Fenerbahçeli futbolculara ve teknik heyete hece hece ezberlettirilmelidir. Taraftar, en az kendisi kadar, yönetimi kadar yürekten mücadele eden bir takım istiyor. O kadar!