Gönderen Konu: AĞUSTOS AYI HABERLERİ  (Okunma sayısı 114704 defa)

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #384 : 15 Ağustos 2006, 19:10:20 »
Tümer kayıptı

--------------------------------------------------------------------------------


 

Erciyes maçında oynadığı futbolla övgü alan yeni transfer Tümer, Dinamo Kiev karşısında takımı adeta bir kişi ek*** oynattı. Çok uygun bir pozisyonda Appiah'a pas vermeyerek çalıma kalkışınca büyük tepki çeken Tümer, 72'nci dakikada yerini Uğur'a bıraktı.





FOTOMAÇ

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #385 : 15 Ağustos 2006, 19:10:44 »
Rebrov eleştirdi

--------------------------------------------------------------------------------


 

F.Bahçe'nin eski futbolcusu Rebrov, Zico'yu dolaylı yoldan eleştirdi. Kiev'in en önemli kozlarından olan Rebrov, "F.Bahçe'deki en iyi hoca Daum'du. Disiplinini takıma çok iyi yansıtmıştı. Şimdi aynı havayı göremedim. F.Bahçe'de sıkıntılar başladımı gidermek zor olur" dedi.



FOTOMAÇ

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #386 : 15 Ağustos 2006, 19:11:02 »
Karaborsa bile komik

--------------------------------------------------------------------------------


 

Valery Lobanovski Stadı'na gelenler, "Bilet kalmadı" yazısıyla karşılaştı. Tarftarlar, "Biletleri iki gün önceden kim aldı" diye kızgınlıklarını dile getirirken 1 ve 6 dolardan satılan biletler karaborsada 5, 20, 40 dolara alıcı buldu.

FOTOMAÇ

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #387 : 20 Ağustos 2006, 14:18:32 »
İşimiz çok zor

--------------------------------------------------------------------------------


 

SELÇUK YULA'nın Yazısı

Eğer kazanmayı istemezsen kazanamazsın. Fenerbahçe bu maçta Kiev'de kazanmak için hiçbir şey yapmadı. Bir ölü toptan attığı golün dışında benim hatırladığım ilk 45 dakikada Tümer'in girdiğe pozisyon var. Bir de son dakikada Tuncay'ın kaçırdığı. Hepsi o kadar. Eee şimdi biz Fenerbahçe için ne yazalım ki? İlk önce yiğidin hakkını yiğide verip Dinamo Kiev'den bahsedelim. Gerçekten taş gibi takım. Ne yaptıklarını biliyorlar. Defanssa defans, ofanssa ofans. Savunmada hiç açık vermiyorlar. Çok hızlı hücuma kalkıp, kolay gol pozisyonları buluyorlar. O da olmazsa uzaktan şut atacak oyuncuları var. İşte bunlar Fenerbahçe'yi 3-1 yenmeye yetti. Skor daha da farklı olabilirdi.
Anelka iyi niyetl mi?
Şimdi gelelim Fenerbahçe'ye... Artık bu Anelka'dan kurtulma zamanı gelmedi mi? Takım, Anelka sahadan çıkana kadar resmen 10 kişi oynadı. Buna Tümer'i de katarsak 9 kişiye indirebiliriz. Tümer'in iyi niyetinden asla şüphem yok. Elinden geleni yapmaya çalıştı ama yapamadı. Yalnız Anelka'nın iyi niyetinden şüphem var. Zico, çıkarttığı dakikaya kadar ona nasıl dayandı? Anlamak mümkün değil. Yapması gereken değişiklikleri aslında yaptı. Anelka ile Tümer'i oyun dışına aldı. Onların yerine Semih ve U'u sahaya sokarken bence en büyük adamı unuttu. O da Mehmet Yozgatl'ydı. Keşke hak eden oynasaydı. Ama skor değişir miydi? Bilemem. Hele 10 kişi kaldıktan sonra, o da biraz zor olur herhalde. Serkan'ın atılmasına bir şey diyemeyeceğim. İkinci sarı kart biraz ağır gibi geldi bana.
Birazcık Appiah, o kadar
Ne kadar kötü oynasak da oturduğum yerden tam çözemedim ama Ümit Özat'ın attırtdığı gol bana ofsayt değil gibi geldi. Bir de Tuncay'ın son saniyede direğin dibinden kaçırdığı gol var. 3-2 ile 'a dönseydik çok daha umutlu olacaktık. Ama şu da var: Adamların kaçırdığı tonla pozisyonu da unutmamalıyız. Rü.tü, mükemmel kurtarışlar yaptı. Yalnız yediği ikinci ve üçüncü goldeki hataları da kendisine hiç yakışmadı. Şöyle bir bakıyorum da Fenerbahçe'de beğendiğin futbolcu kim diyeceksin? Vallahi biraz belki Appiah.. Hepsi o kadar. O zaman 3-1'lik skora eyvallah diyeceğim. Ve de Kadöy'de rövanşı bekleyeceğiz. Fenerbahçe, Kadöy'deki karşılaşmada 2-0'lık skoru bulmak zorunda. Yoksa .ampiyonlar Ligi'ne gidemeyecek. Peki bunu dün akşamki rakibimiz Dinamo Kiev karşısında yapabilir mi? Eğer dün akşam için konuşursak zor hatta imkansız. Ama Kadköy'deki hava bir başkadır. Onu da hesaba katmak gerekir. Futbolcularımız kalitelerini ve hırslarını .ükrü Saraco'nda ortaya koyarlarsa .ampiyonlar Ligi'ne gideriz. Yoksa işimiz çok zor.

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #388 : 20 Ağustos 2006, 14:18:54 »
5 önemli faktör

--------------------------------------------------------------------------------


 

NECATİ BİLGİÇ'in Yazısı..

Fenerbahçe, Kiev'de aradığını değil bulduğunu yedi. Bu işte bazı hatalı kişiler vardı.
1. Dinamo gibi bir takım, 13 yabancı ile oynarken, Ulusoy federasyonu, Ukrayna Federasyonu'nun yaptığını yapamayarak, Fenerbahçe'yi klas yabancıları olan rakiple mücadeleye mecbur etti.
2. Herkes uzun süredir yırtıcı bir santrforun alınmasının gerekliğini belirtirken, Fenerbahçe yönetimi, gerekli transferi yapamayarak, güçlü Dinamo karşısında takımı Semih'le mücadele etmek zorunda bıraktı.
3. UEFA Hakem Komitesi, seyircinin etkisinde kalan, aynı hareketleri yapan ev sahibi takıma kart göstermeyip, Fenerbahçelilere bol bol kart çıkaran bir hakeme görev verdi. Slovenyalı hakem, Ümit'in attığı nizami golü iptal ederek belki de turun kaybedilmesine yol açacak kadar acemi bir yönetim sergiledi.
4. Zico, deplasmanda orta sahasını çok koşan ve pres yapan oyuncular yerine yıldız elemanlardan kurarak özellikle ilk yarıda Fenerbahçe'nin oyunda denkliği kuramamasına neden oldu.
5. Rüştü, birçok pozisyonda kurtarışlar yaparak kalesini korumasına rağmen, üç golü de hatalı yedi.
Büyük şanssızlık
Fenerbahçeliler gördüler ki bu Dinamo Kiev önemli Brezilyalıları'na ve diğer yabancılarına rağmen yenilmeyecek bir takım değil. Nitekim, son 15 dakika 10 kişi kalmalarına çok sayıda oyuncularının sarı kart görerek oyundan düşmesine rağmen rakip kalede önemli pozisyonlar buldu. Ümit'in nefis golü sayılsa Kadıköy'de 1-0'la tur atlamak mümkün olacaktı. Buradan Şenes Erzik'e sesleniyorum: UEFA'da bu kadar etkiliyken, takımlarımızın maçlarına dürüst hakemlerin verilmesinde etkili olda haklarımız yenmesin

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #389 : 20 Ağustos 2006, 14:19:18 »
Bu defansla...

--------------------------------------------------------------------------------


 

MURAT ZORLU'nun Yazısı...

Deplasmanda oynuyorsun ve önceliğin gol yememek. Yani iyi defans yapmak zorundasın. Ama top rakibe geçtiğinde Anelka, Alex ve Tuncay sürekli topun gerisinde. Bu düzeyde bir karşılaşmada bu kabul edilir bir anlayış değil. Tüm bunların üzerine Alex'in arkasında kullandığın üçlü orta sahadan biri de defansif yönü zayıf olan Tümer. Yani; Appiah ve Aurelio hariç rakibin orta sahasına direnen kimse yok. O zaman tabii ki rakibine bu kadar boş alan bırakır, şut imkanı tanırsın. 3 maçta 15 gol attığın rakiplerinle Dinamo Kiev'in bir olmadığını anlaman lazım. Bir de bunların üzerine geçen sezon ilk Milan deplasmanından beri stoper oynayamayacağı apaçık ortada olan Önder'i ekleyin, bu sonuç pek de sürpriz sayılmaz. Önder'in stoper oynamaya başladığı günden beri yenen sayısız golde hatası var. Ne rakibe yakın oynamayı biliyor, ne de pozisyon almayı. Eğer Milli Takım'da stoper oynatmak için tüm bu çabalar sarfediliyorsa buna hiç gerek yok. En doğrusu onu sağ tarafta gereksiz faulleri ile rakibe fırsatlar sunan ve oyundan atılmak için elinden geleni yapan Serkan'ın yerinde oynatmak. Yeri gelmişken; bir takım bu kadar basit ve gereksiz faul yapmaz. Senelerdir 11 kişi bitirilen Avrupa maçı, bitirilemeyenden az. Fenerbahçe'de oynayan futbolcunun biraz daha akıllı olması lazım.
Anelka gitmeli
Bir paragraf da Anelka için; 10 milyon, 15 milyon mühim değil. Yolların ayrılması şart. Takıma bir senedir en ufak katkısı yok. Zaten bir adam düşünün; keyfine göre hareket ediyor, antrenmana çıkmıyor. Sonra istediği zaman çıkıp maçta oynuyor. Böyle bir takım oyuncusu olmaz. Takım arkadaşlarının da bu durumdan pek hoşnut olmadığına eminim. Tabii burada "Bize Kiev maçını al, sana kolaylık sağlarız" diyen yönetimin de hatası var. Her şeye rağmen 3-1'lik sonuç dünyanın sonu değil.

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #390 : 20 Ağustos 2006, 14:19:46 »
Efsane

--------------------------------------------------------------------------------


 

EFSANE KİMDİR? Efsane olmak bir kupayi almak ise , o zaman galatasaraya bu paye verilirdi.Ama neden efsane Fenerbahçe'dir?CUNKUEfsane olmak kurulus gununden itibaren onurun , sportmenligin adı olmaktir.Efsane olmak ulkenin kurtulusu icin yetistirdigin fidanlari gozunu kirpmadan cepheye yollamak , sehitlerinin ardindan doktugun gozyaslari ile yeni fidanlari sulayabilmektir.Efsane olmak ulkeni zapta gelen dusmana , onun Turk bayragini cigneyerek İstanbul'a inen komutanlarina meydan okumak ve onlari futbol sahasinda perisan ederken ulkenin insanina 'Korkma , bu memleket bu namertlerin boyundurugu altina girmeyecek !' mesajini verebilmektir.Efsane olmak bir ulkenin en zor gununde karanliklara ates yakanlara o ulke insaninin bagladigi yureklerdir.Efsane olmak 94 sene evvel edilen bir yeminin bir miras gibi babadan ogula , deden toruna , anadan kiza gecmesidir.Efsane olmak isyankar olmaktir.Haksizliga , adaletsizlige , namussuzluga karsi gelek , onursuz birincilkleri reddetmek , basariyi yalnizca alinteriyle ve bilek gucuyle kazaninca mubah saymak demektir.Efsane olmak milyonlarca insanin bir anne gibi , bir baba gibi , bir sevgili gibi bazen bir din gibi seni sevmesi demektir.Efsane olmak , sana olan inancin yandaslarinca hic bitmemesi , 'gitti' denilen sampiyonluklarin geri gelmesi , 'kaybedildi' denen maclarin kazanilmasi, 'yenilmez' denilen rakiplerin yenilmesi demektir.Efsane olmak , tum rakiplerin sana karsi birlesmisken ve kendinden ve Allah'indan baska kimsen yokken yaninda , tek basina yalinkilic rakiplerinin uzerine gidip zaferi elde etmektir.Efsane olmak nokta kadar menfaate virgul kadar egilmeyi reddetmek, ruzgarlar sert eserken bile bir cinar gibi dimdik durmak demektir.Efsane olmak , en zor gunlerinde alayci sozlere , kinli gozlere yurekginden gelen bir haykirisla karsi gelmek ve asla ve asla boyun egmemek ve sevgiline ihanet etmemek demektir.Efsanenin bir yani sari , bir yani laciverttir.Ve efsane Fenerbahcedir.

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #391 : 20 Ağustos 2006, 14:20:22 »
İçimizdeki Ukraynalılar!(METİN GİRGİN)

--------------------------------------------------------------------------------


 

Süper Lige, 100. yılına yakışır süper bir başlangıç yapan Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi biletini almak için, Çarşamba akşamı Dinamo Kiev karşısına çıkacak.

Yıllardır Avrupa’da önemli bir başarı elde edemeyen, hep bunun sıkıntısını yaşayan sarı lacivertliler, yeni bir teknik direktör, yeni bir anlayış ve güçlü kadrosuyla, yeni ufuklara doğru yol alacaklar. Bu satırları kaleme alırken, Fenerbahçe kafilesi özel bir uçakla gökyüzünde umuda doğru yol alıyordu.

Fenerbahçe; başkanıyla, yönetimiyle, teknik direktörüyle, oyuncularıyla, orada binlerce, burada milyonlarca taraftarıyla, bir bütün halinde, tek yumruk ve tek yürek olmuş, hedefe ve başarıya kenetlenmiş durumda. Tarihinde mazi yatan şerefli 100. yılı geride bırakan Fenerbahçe, nasıl ki Kanunu Sultan Süleyman Viyana kapılarına dayandıysa, o tarihlerde topraklarımızın küçük bir parçası olan Ukrayna'ya doğru yol alıyor. O zamanlar savaş kıyafetiyle, topla, tüfekle, kılıçla dayanmıştık, bu gün formayla ve futbol topuyla.

Rakibimiz Dinamo Kiev. Ukrayna ekibi, geçmişte çok büyük başarılara imza atmışsada, bu gün eski gücünden pek fazla bir şey kalmamış.

MAZİSİ BAŞARILARLA DOLU

Dinamo Kiev, bugüne kadar Avrupa kupalarına 41 kez katılarak, toplam 230 karşılaşma yapmış. 110 galibiyet, 50 beraberlik ve 70 de yenilgi almış. Dinamo Kiev, 1974-75 ve 1985-86 sezonlarında olmak üzere iki kez UEFA kupasını müzesine ***ürürken, 1975 yılında da Süper kupayı kazanma başarısı göstermiş.

Ukrayna ekibi, tarihi boyunca 22 kez şampiyonluk sevinci yaşamış.. Sovyetler Birliği döneminde 13 defa şampiyon olan Dinamo Kiev, kendi ülkesinin liginde ise 11 kez mutlu sona ulaşmış. 8 kez Ukrayna kupası ve 2 kez de Ukrayna Süper kupasını kazanma başarısını göstermiş. Teknik direktörlüğünü Anatoly Demyanenko’nun yaptığı Dinamo Kiev, geçen sezon Shakhtar Donetsk'in ardından ligi averajla 2. sırada bitirmiş.

Kiev, Letonya'nın Metalurgs Donetsk takımını ilk maçta deplasmanda 4-1, ikinci maçta ise 4-0 kazanarak Fenerbahçe'nin rakibi oldu.

Maçlarını, adını efsanevi teknik adamdan alan 83 bin kişilik Lobanovsky Dinamo stadında oynayan Dinamo Kiev, Andiry Shevchenko gibi yıldızları ortaya çıkaran alt yapı tesislerine de sahip.

YABANCI OYUNCU SAYISI 17

Ukrayna temsilcisinin kadrosunda, 5 Brezilyalı, 2'şer Sırp ve Gürcü, 1'er de Hırvat, Rus, Belarus, Rumen, Faslı, Nijeryalı, Özbek ve Letonyalı oyuncu bulunuyor. Eski Fenerbahçeli Sergey Rebrov'un da yer aldığı Dinamo Kiev'in kadrosunda;

Kaleciler; Olexandr Shovkovskiy, Taras Lutsenko, Olexandr Rybka Savunma: Rodolfo (Brezilya), Goran Sabjlic (Hırvatistan), Carlos Correa (Brezilya), Andriy Nesmachniy, Goran Gavrancic (Sırbistan), Andrei Eshchenko (Rusya), David Imedashvili (Gürcistan), Rodrigo (Brezilya), Marjan Markovic (Sırbistan) Orta saha: Valentin Belkevich (Belarus), Florin Cernat (Romanya), Ruslan Rotan, Diogo Rincon (Brezilya), Taras Mikhalik, Oleh Gusev, Badr El Kaddouri (Fas), Ayila Yussuf (Nijerya) Forvet: Sergey Rebrov, Kleber (Brezilya), Maksim Shatskikh (Özbekistan), Otar Martsvaladze (Gürcistan), Maris Verpakovskis (Letonya)

TÜRKLERE YABANCI DEĞİL

Dinamo Kiev, Avrupa kupalarında daha önce 5 kez Türk takımlarıyla eşleşmiş. 1974-75 sezonunda Avrupa Kupa Galipleri Kupası 3. turunda Bursaspor ile eşleşen Dinamo Kiev, 1-0 ve 2-0'lık galibiyetlerle tur atladı.

1981-82 sezonunda Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası ilk turunda Trabzonspor ile eşleşen Dinamo Kiev, 1-0 ve 1-1'lik skorlarla turu geçti.

1986-87 sezonunda Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası 3. turunda Beşiktaş ile yaptığı maçları 5-0 ve 2-0'lık skorlarla kazanan Dinamo Kiev, turu geçen taraf oldu.

2002-03 sezonunda UEFA Kupası 3. turunda Beşiktaş ile karşılaşan Ukrayna temsilcisi, 3-1 ve 0-0'lık skorlarla elenmekten kurtulamadı.
2004-05 sezonunda ise Avrupa Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Trabzonspor ile eşleşen Dinamo Kiev, kendi evinde 2-1 yenildiği rakibini Trabzon'da 2-0 yenerek, elemeyi başardı.

Dinamo Kiev, disiplinli, çok koşan ve savunması güçlü bir ekip. Her ne kadar Kiev eski Kiev değilse de, Fenerbahçe’de eski Fenerbahçe değil. Sarı lacivertli takım, zengin ve tecrübeli kadrosuyla, bireysel yeteneklere sahip, sonuca giden yıldız futbolcularıyla, yeni bir anlayışla, daha doğrusu Zico farkıyla Ukrayna ekibinin karşısına çıkacak.

ESKİ GÜCÜNDE DEĞİL

Geçmişi başarılarla dolu olan Dinamo Kiev küçümsenecek, ya da yabana atılacak bir takım olmadığı gibi, şu an için gözümüzde de büyütülecek bir ekip değil. Fenerbahçe’de eski Fenerbahçe değil. Başarısız sonuçlar ala ala pişen ve tecrübe sahibi olan Fenerbahçe, bu gün güçlü kadrosuyla Dinamo Kiev’i eleyerek, Şampiyonlar Ligi’ne katılacak güçtedir.

İlk maçını deplasmanda oynaması Fenerbahçe için önemli bir avantaj. Kanarya bu avantajı iyi kullanmalı, işi mutlaka Ukrayna’da bitirmelidir. Kadıköy'de ise şov yapmalıdır.

Zico, yeni takımı adına, Avrupa'da ilk kez resmi bir maçta sınav verecek. Fransız yıldız Anelka'da ilk on bir de oynacak.

Rüştü, Volkan, Can, Önder, Serkan, Ümit Özat, Mehmet Yozgatlı, Murat Hacıoğlu, Servet Çetin, Selçuk, Mehmet Aurelio, Zafer Biryol, Appiah, Tümer, Tuncay, Alex, Anelka, Semih.. Gençleri cabası. Bu kadroyla, Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev'i yenmemesi ve Şampiyonlar Ligi'nde önemli bir başarıya imza atmaması için hiç bir neden yok.

Şampiyonlar Ligi’ne bilet alınması durumunda, Başkan Aziz Yıldırım en az 2 yıldız futbolcunun işini bitirecek. Böylece, Fenerbahçe, devler Ligi’nde daha güçlü bir kadro ile mücadele edecek.

Tabii, aramızda Fenerbahçe’nin başarılı olmasını istemeyen Ukraynalılarda var. Onlara, Cenab-ı Allah’tan Türklük şuuru;

F.Bahçe’ye, G.Saray’a, Trabzonspor’a ve Kayseri’ye Avrupa’da üstün başarılar nasip etmesini diliyorum.

Allah utandırmasın…


Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #392 : 20 Ağustos 2006, 14:20:47 »
Acı gerçek

--------------------------------------------------------------------------------


 

HADİ TÜRKMEN'in Yazısı...
Kimse kusura bakmasın, hâlâ ihtiyaçlara uygun bir transfer yapılamamış olması ve Anelka sorununun bir türlü çözülememesi Fenerbahçe'ye ikinci Avrupa adımında pahalıya mal oldu. Erciyes karşısında alınan skor ve ikinci yarıdaki oynanan futbola bakınca epeyce umutlanmıştık. Dinamo Kiev karşısında gerçek gücün ne olduğunu Allah'tan çabuk gördük. Rakip karşısında ilk 45'te eğer havlu atılmadıysa bu, Fenerbahçe'nin yüzüncü yıl şansındandı. İlk saniyelerde gelen golün şokuyla takım bir türlü toparlanamadı ve bu yüzden sarı-lacivertliler sahada boynu bükük bir şekilde, adeta Daum'un yönetimindeki günlerdeki gibiydiler.
Ruhu iflas etmiş
İkinci yarıya süratli başlayan Fenerbahçe, Alex'in duran topunu Aurelio kafa ile gol yapınca bu sefer şoka giren ekip Dinamo Kiev'di. Takımımız oyunda dengeyi sağlayınca yüreklendi ve kendi oyununu rakip sahaya yıktı. Günün iyilerinden Rüştü'nün beklemediği bir anda defansın da seyretmesiyle ikinci gol gelince panik başladı. Bu Anelka iyi futbolcu ama ruhu iflas etmiş bir adam. Hain pusularda mayına basıp kolunu, bacağını kaybeden vatan evladı gazilerimiz eğer bu statta Fenerbahçe forması giyebilselerdi inanıyorum ki Anelka'dan daha faydalı olurlardı. Maçın hakeminin sarı-lacivertlilerin attığı taçlardaki yanlışları bile süzerken, rakibin elle aldığı topları görmezden gelmesi insafsızlıktan ibaret değildi! 100. yılda da Avrupa kupalarına Fenerbahçe erken veda ediyor. Futbol bu belli olmaz demeyin. Bundan sonra transfer yapılsa ne olur, yapılmasa ne olur.

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #393 : 20 Ağustos 2006, 14:21:13 »
 SELÇUK YULA_ Appiah ve Emre

--------------------------------------------------------------------------------


 

Appiah ve Emre Emre "Appiah yaptığım markajdan yılıp sinirlendi" diyor. Acaba öyle mi? Emre Toraman diyor ki, "Benim yaptığım markaj ve presten, gösterdiğim mücadeleden yılan Appiah sinirlendi, üzerime geldi, kafa attı." Peki güzel, Emre'nin söylediklerini doğru farzedelim ve üzerinde biraz mantık yürütelim. Sonuçta ortaya çıkacak tek gerçek şu olur: "İtiraf." Evet, Emre kardeşimiz bir itirafta bulunmuş. Demek ki karşındaki rakip seni sahada rezil ederse sinirlenip her şeyi yapabilir ya da yaptırabilirmişsin. Şimdi gerçeklere dönelim ve Appiah'ın atıldığı dakikaya kadar karşı karşıya kaldığı her pozisyonda Emre Toroman'ı nasıl güç durumlara düşürdüğünü hatırlayalım. F.Baçe maça hızlı başlamış, dalga dalga geliyor. Appiah'ın sağdan olgunlaştırdığı ataklar Erciyes'e fena bela oluyor. Her pozisyonda Emre'den sıyrılan Appiah o dakikaya kadar sahanın en iyilerinden. Hatta bir bazukası da üst direkte patlıyor. Zaten skor daha 27'de 2-0 olmuş. Evet, sahadaki gerçekler işte bu şekilde. O zaman Emre Toraman'ın söylediğine göre Appiah karşısında kötü durumlara düşen kendisi olduğu için her türlü saldırganlığı da ondan beklemek mümkün görünüyor. O da saldırıyı Appiah'ın kaldıramayacağ bir sözcükle yapmış olamaz mı? Yoksa adam neden durup dururken, oyun durmuşken, hem de 2-0 galipken Emre'nin üstüne gitsin? Yapılan hareket doğru değil, tartışılmaz. Ne olursa olsun, Appiah sakin olmalıydı. Ama yan hakemin işgüzarlığına ne diyeceğiz? Ortada vurma eylemi yok, iki futbolcu birbirine horozlanıyor o kadar. Normal karar, ikisine de sarı kart. Ama tabii ki normal(!) karar. Gene "Hırsızın hiç mi kabahatı yok" denilen günlere mi giriyoruz? Gene "Yapanın yanına kâr kalacak hareketlerin peşinde koşan, futbolcuları kovalayan hakemlerimize güvenmek zorunda kalacağımız" günlere mi giriyoruz. Ne olur böyle kötü günlere girmeyelim. Emre kardeşimize son bir soruyla yazımızı noktalayalım: Kendine göre çok iyi mücadele etmişsin, pres yapmışsın, markaj yapmışsın. Peki skor, hem de 10 kişi karşısında, nasıl 6-0'a gelmiş? Hadi bari şunu da anlat da anlayalım.

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #394 : 20 Ağustos 2006, 14:21:35 »
Cavcav, Fenerbahçe forması ile poz verdi

--------------------------------------------------------------------------------


 

- Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile yaşadığı polemiklerle sürekli gündeme gelen Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, Fenerbahçe formasını eline alarak, "En büyük Fenerbahçe. Başka büyük yok" dedi.

Aziz Yıldırım ile yaşadığı polemiklerin artık geride kalmasını isteyen İlhan Cavcav, zorlu Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçı öncesinde Fenerbahçe forması ile basın mensuplarına poz verdi. Sarı-lacivertli formayla görüntü vermekten çekinmeyen İlhan Cavcav, kameralar karşısında "En büyük Fenerbahçe. Başka büyük yok" dedi.

Cavcav, Fenerbahçe ve Gençlerbirliği formalarını yan yana alarak önüne koyup yaptığı açıklamalarında, futbolun dostluk ve kardeşlik olduğunu ifade ederek, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile yaşadıkları problemlerin ise biran evvel unutulması için temennide bulundu. İlhan Cavcav, Cumartesi günü oynanacak Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçı öncesinde, Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nu özel olarak yemeğe çağırmasıyla ilgili olarak, "Biz futbolun centilmenliği doğrultusunda, maçtan bir gün önce gerçekleştirmek üzere Fenerbahçe Yönetim Kurulu'na özel olarak yemek davetinde bulunduk. Bize, Nihat Özdemir imzalı bir yazı ile yoğunluklarını neden göstererek yemeğe katılamayacaklarını söylediler.

Yemeğe katılamadıkları için üzgün değilim. Biz spora amatörce hizmet eden adamlarız. Yemeğe gelmemelerinin altında bir kasıt aramıyorum" diye konuştu. Cavcav, Aziz Yıldırım'a stada gelmesi durumunda dostluk elini uzatacağını da vurgulayarak, "Ben bu maçta ev sahibi taraf olduğum için, elbette gelirse Aziz Yıldırım'a dostluk elimi uzatır ve 'hoş geldin' derim. Ama onun nasıl hareket edeceğini bilemem" ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe karşısında kendi sahalarında oynamanın avantajını kullanmak isteyeceklerini de belirten İlhan Cavcav, "İki taraf içinde önemli bir maç olacak. Biz kendi sahamızda oynama avantajını değerlendirmek istiyoruz. Sahaya galibiyet için çıkacağız. Umarım dostça, kardeşçe bir maç geçer ve hak eden kazanır" dedi. Tecrübeli başkan, Fenerbahçe taraftarından aleyhine bir tezahürat beklemediğini de ifade ederek, "Bana karşı taraftarın bir tepkisinin olacağını zannetmiyorum. Bana karşı bir tepki de olsa ben kalkıp bir şey yapmam. Bu konuyla ilgili olarak Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) aldığı kararlar var. Eğer aşırı bir tepki olur ve maçın gözlemcisi de bunu belirtirse gerekli cezayı TFF verir" şeklinde konuştu.

Türkiye'de teşvik priminin varolduğunu iddia eden Cavcav, "Hep söyledim. Türkiye'de kanunların boşluğundan dolayı, teşvik primleri her zaman olmuştur. Kulüp başkanları da bu konuyu bilmelerine rağmen, bizzat konuya muhatap olmazlar. Geçmişte yaşanan şike olaylarının gündeme getirilmesinin bir fayda sağlayacağını zannetmiyorum. Konuyla ilgili olarak, alınacak kararların ardından teşvik priminin de şike sayılmasıyla, tüm kulüplerin dikkatli davranması gerekir. Aksi davranışta bulunan kulüplere ise, en büyük cezanın verilmesi gerekir. Geçmişe değil geleceğe bakmak daha faydalı olacaktır. Şikeleri önlemeyle ilgili meclisten çıkacak bir kanuna ise çok sıcak bakıyorum" ifadelerine yer verdi. İlhan Cavcav, 29 yıllık başkanlığı süresince teşvik primlerini hep duyduğunu ancak şahıs olarak işin içine hiç girmediğini de sözlerine ekledi.
     

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.439
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« Yanıtla #395 : 20 Ağustos 2006, 14:21:56 »
FB-GB maçı bilet fiyatları belli oldu

--------------------------------------------------------------------------------


 

- Turkcell Süper Ligi'nin 2. haftasında Gençlerbirliği ile Fenerbahçe arasında oynanacak karşılaşmanın bilet fiyatları belli oldu.

Gençlerbirliği Kulübü'nden yapılan açıklamaya göre, Ankara 19 Mayıs Stadı'nda Cumartesi günü saat 20.00'de oynanacak karşılaşmanın biletleri kale arkası tribünü 30 YTL, maraton tribünü 60 YTL ve kapalı tribün 100 YTL'den satılacak. Biletler, Biletix şubelerinden ve maç günü stat gişelerinden alınabilecek