Seyircisiz Erciyes, Seyircili Erciyes
--------------------------------------------------------------------------------
Affedersiniz teyzeciğim, burada çekim yapacağız da ,biraz sağa çekilebilir misiniz lütfen ?
Hanımların yaşı hakkında yorum yapılmaz ama kameraman “teyze” demekte haklı.Güler yüzlü , sakin görünümlü hanım ellisinden gün almamış gibi duruyor.Üzerinde sarı bir forma ve yanında da yine formalı kızı var .Teyzenin sakin görünümünden hiç beklenmedik bir yanıt geliyor:
-Hayır efendim hiçbir yere gitmem.Zaten sizler yüzünden bu maç seyircisiz oynanıyor... Ben burada takımımı destekleyeceğim.Gidin çekiminizi başka yerde yapın.
Çekim yapacak kameraman ve spiker kazanamayacakları savaşa girmeyip, toparlanıp uzaklaşıyorlar.Stadın çevresinde muazzam bir kalabalık ve onlardan yayılan sevinç ,gurur ,endişe ,heyecan var.Telefon ile Samandıra’da ile konuşanların sesleri geliyor “en az 500 araba varmış.Yol tıkalıymış yeni açılmış.İnşallah vaktinde gelirler.Bir de geç geldiler diye –Allah Korusun- hükmen mağlup olmayalım da…”
O gün tesadüfen oradan geçen bir yabancı ,ne kadar anlatırsanız anlatın “maçın seyircisiz oynanacağına” inanamaz, kolay ikna olmaz.Felç olmuş trafiği açmaya çalışan trafik polislerini,sıra sıra dizilmiş çevik kuvveti ,renk renk medya arabalarını,onlarca kanaldan gelmiş kamerayı ,çevreye serpilmiş köfteci arabalarını ,leğenlerdeki buzlara yatırdıkları suları satmaya çalışan sucuları görüp “buradaki maça seyirci alınmayacak olsa bunların burada ne işi var.Hadi onları geçtim bu on binlerce formalı adam,kadın ne diye gelmişler ?” der.İsyanları, sevgileri , bağlılıkları kısaca kelimelere döküp anlatmak çok zor…
Çoluğunu çocuğunu ,ailesini kapıp “bir kişi bir kişidir” diye gelen kalabalık ,son 99 yıldır ülkenin en görkemli taraftar topluluğu ve en büyük sivil toplum örgütü olmanın gururunu yaşıyor…O sezonki maceranın finali “Türk Futbol Tarihinin” en büyük dramı ile bitse de,daima bir sonraki sezon var.Çünkü O dev sivil toplum örgütünü birleştiren sadece maç skorları değil.
Kayseri Erciyes geçen Kadıköy cehennemini, yenilmesine rağmen seyircisiz olarak atlatmıştı. Ama bu kez korkunun ecele faydası yoktu, çünkü iki sevgili birbirini çok özlemişti.Cumartesi akşamı Fenerbahçe’yi izlerken İslam baba geldi aklıma. 103 gollü şampiyonluk senesinin Kadıköy’deki ilk maçı olan 4-0’lık Altay maçı sonrası yazmıştı ;
“O büyük taraftarı ile , o futbolcularda en iyisini yapma hırsı ile, her hafta eksik bir yerini sarıp sarmalaması ile Fenerbahçe lig denizinde şimdilik kafasını yavaş yavaş çıkarmaya başlamıştır. İlerleyen haftalarda herhalde o muhteşem gövdesini göreceğiz, sonra balinanın en acımasız yeri kuyruğunu...
Fenerbahçe balinası tamamlandıktan sonra herhalde lig denizinde seyr ü sefer daha tehlikeli olacağı için daha çok dikkat gerekecek. Denizde sandalla dolaşanlara şimdiden dikkat."
Fenerbahçe 100 üncü senesinin daha ilk dakikasından itibaren kafasını çıkarmaya başladı bu kez. Aynen o sezonda olduğu gibi Hakan’ı, Rıdvan’ı, Aykut’u, Oğuz’u, Turan’ı rakip kale önünü ablukaya alır 3 – 5 dakika içinde rakibin işini bitirirlerdi, aynı dün akşamki 2’şer dakika arayla atılan 2 gol gibi.
Hele Tümer’in gökyüzünden gelen topu ayağında öldürerek Alex’e asist yaptığı bir pozisyon vardı, aklıma 7 numaralı Hakan geldi, tam kapalı tribünün önünde çok benzer bir top stop ettiği bir Beşiktaş maçını hatırladım. Şampiyonluğun kaderi orda belli olmuştu belki de.
Ne diyelim, Allah bu sezonun sonunu da aynı etsin.
Sonra Alex’a baktım, izlemeye doyamadığımız Rıdvan geldi aklıma. 103 golden 19 tanesine bizzat imza atan, 48 tanesinin asistini yapan Rıdvan’ın rekorunu kırabilecek miydi sezon sonuna kadar ? “Rıdvan’a doyamamıştık bari Alex’in kıymetini bilelim” diye geçirdim içimden.
Maç sonu skora baktım, Fenerbahçe’nin yanında 6 yazısı aynıydı, 0 yazan rakibin karşısındaki isim değişikti sadece. Anladım ki rakip Fenerbahçe karşısında 2-0 yenik durumdaysa ve 10 kişi o rakibin dua etmesi gerekiyordu çünkü 6 Kasım 2002’de olduğu gibi sonuç belliydi ; 6-0.
Sahi Appiah neden oyundan atıldı bu arada ? Tribünlerin “Bülent Gol Gol Gol” diye inlettiği bir kupamızı elimizden çalan Bülent Beyin söylediği gibi “kafa” attığı için mi, yoksa rakip futbolcunun iddia ettiği gibi “tokat” yüzünden mi ? Bir oyuncu oyundan atılmıştı ama sebebini bilen yoktu sahada.
Ve son söz, eğer Cenk İşler adına bu ligde fair play methiyeleri yazılmışsa bu işleri bırakmak lazım zaten .