İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - m3t3d1nh0

673
TRABZONSPOR / Egemen’le anlaşmaya vardık
« : 10 Haziran 2008, 11:50:55 »
Egemen’le anlaşmaya vardık
Kulübümüz, Bursaspor kaptanı Egemen Korkmaz’la anlaşmaya vardı.


Daha önce transfer teklifinde bulunduğumuz ancak öncelikle kulübüyle görüştükten sonra cevap verme istediğini bildiren Egemen, Bursaspor yönetimiyle anlaşamaması üzerine Trabzonspor’la masaya oturdu. Egemen’le Bursa’da görüşen Asbaşkanımız Hayrettin Hacısalihoğlu kendisiyle 3 yıllığına anlaşmaya vardı ve sözleşme imzalattı. Hafta sonuna doğru Trabzon’a gelecek olan Egemen için Trabzon’da tören düzenlenecek. Asbaşkanımız Hayrettin Hacısalihoğlu Egemen’in uzun süredir takip edilen ve kendisini ispatlamış bir oyuncu olduğunu belirterek, “Egemen daha önce yaptığımız teklif üzerine öncelikle takım kaptanı olduğu kulübüyle görüşmek istediğini belirtmişti. Ancak kulübüyle anlaşma sağlayamayınca teklifimizi yineledik ve anlaşma sağladık. Egemen’in gerek futbolu gerekse de tecrübesiyle takımımıza önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz” açıklamasında bulundu.

Egemen imzayı atar atmaz, ilk olarak haber61.net'e konuştu.

İşte Egemen'in yaptığı açıklama:

“Hedefi olan bir takıma imza attım. Trabzonspor'un geçmişi başarılarla dolu. Her sene şampiyonluğa oynayan bir takıma geldiğim için çok mutluyum. İnşallah bu senede ele ele vererek şampiyonluğa ulaşmak için mücadele vereceğiz. Benim de buna bir nebze katkım olursa mutlu olurum. Trabzonsporun 24 senedir şampiyon olamıyor, biz de burada başarılı oluruz da şampiyonlukta muvaffak olursak ne mutlu bize. Dün itibariyle kulüp başkanımız İbrahim bey konuştuk ama anlaşamadık. Daha sonra ben gelen teklifleri değerlendirdim. Sabah çok acil olarak Trabzonspor tarafından İstanbul'a davet edildim. İstanbul'da hayırlısı ile Trabzonspor'a 3 yıllık imza attım”
__________________

674
TRABZONSPOR / Colman ve Giray müzemizi ziyaret etti
« : 10 Haziran 2008, 11:50:32 »
Colman ve Giray müzemizi ziyaret etti
Yeni transferlerimiz Gustavo Colman ve Giray Kaçar, kulübümüzün tarihi başarılarının sergilendiği müzeyi ziyaret etti.


Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde düzenlenen imza töreni sonrası yeni transferlerimiz Başkanımız Sadri Şener ve yönetim kurulu üyelerimizle birlikte Akçaabat Körfez Restaurant bir yemek yedi. Yemek sonrası Sadri Şener Merkezi’ndeki müzemizi ziyaret eden Colman ve Giray, kulübümüzün tarihi ve müzede yer alan kupalar hakkında bilgiler aldı. Başarılı oyuncular daha sonra TS Clup mağazasını gezdiler.

Arjantinli oyuncumuz Gustavo Colman müze ziyareti sonrası yönetim kurulu üyemiz Sırrı Eren ile birlikte Şana Mevkii’nde oturması planlanan siteyi gezdi.

675
BİYOGRAFİLER / Gazi Erçel ( 1945) </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:35:43 »
Gazi Erçel ( 1945) </B>
1945 yılında doğdu.1967 yılında AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat bölümünü bitirdikten sonra 1976 yılında Vanderbilt Üniversitesi’nde master yaptı.Erçel 1967’de Maliye Bakanlığında başladığı çalışma hayatında, Bankalar Yeminli Murakıbı, Hazine Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinin yanı sıra yine Hazine’de Ekonomik Araştırmalar, Banka Kambiyo, IMF ve Dünya Bankası bölümlerinde çeşitli görevlerde bulundu.

1982-1986 yılları arasında IMF İcra Direktör Yardımcısı, 1987-1989 yılları arasında HDTM Hazine Genel Müdürlüğü görevlerini yürüten Erçel, 1989 yılından itibaren Yaşar Holding’te Yönetim Kurulu Üyeliği, Tütünbank Murahhas Üyeliği ve Yaşar Grubunun çeşitli kuruluşlarında Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalıştı.1994 yılında Tütünbank Genel Müdürü oldu.1996 yılında Merkez Bankası Başkanlığı’na getirildi.

HAKKINDA YAZILANLAR

1.Gazi Erçel İstifa Etti
Zaman 25 Şubat 2001

Ekonomi kurmayları 24 Şubat 2001 cumartesi günü bankacılarla bir toplantı yaptı. Bakan Recep Önal başkanlığındaki toplantıda piyasaların sağlıklı işlemesi için alınacak önlemler konusunda tam bir anlayış birliği oluştuğu belirtildi. Toplantıya katılmayan Merkez Bankası Başkanı Erçel, aynı gün istifa ettiğini açıkladı.

2.Erçel'e ‘neden dolar aldın’ soruşturması
Hürriyet 13 Nisan 2001
Oya ARMUTÇU/ANKARA

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Başbakanlığa 52 milyar lirasını dalgalı kurdan üç gün önce dolara çeviren eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel için, ‘‘Ne yapacaksınız?’’ diye sordu. Kanadoğlu'nun ‘‘suç duyurusu’’na benzeyen yazısı üzerine düğmeye basıldı. Başbakan Bülent Ecevit, Başbakanlık Teftiş Kurulu'na soruşturma talimatı verdi.

Devalüasyondan bir gün önce Merkez Bankası'ndan yüksek miktarda döviz çekilmesi ve eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in bankadaki 52 milyar lirasını dolara çevirmesi konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun devreye girmesi üzerine jet soruşturma açıldı. Ecevit, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Erçel hakkında ön inceleme yapılması için onay verdi. Erçel hakkındaki ön incelemeyi Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişleri yapacak.

Başbakanlık'tan dün akşam saatlerinde şu açıklama yapıldı: ‘‘Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11 Nisan 2001 tarihli talebi üzerine dalgalı kura geçişten önceki günlerde önceden talepte bulunan bankalara yaklaşık 4 milyar doları eski kur üzerinden sattığı ve şahsi birikimini dolara çevirttiği iddiları hakkında 4483 sayılı yasa uyarınca 12 Nisan 2001 günü ön inceleme izni verilerek, konunun ön incelemesini yapmak üzere Başbakanlık müfettişlerinin görevlendirilmesi Sayın Başbakan tarafından onaylanmıştır.’’

Başsavcı Kanadoğlu, önceki akşam Başbakanlığa gönderdiği yazıda, bilgi ve ihbarlardan, dönemin Merkez Bankası Başkanı olan Gazi Erçel'in, dalgalı kura geçilmeden iki gün önce bankalara dört milyar dolar satarken, 52 milyar TL'lik şahsi hesabını dolara çevirdiği, yakınlarını da bu konuda bilgilendirdiği ve ‘‘Görevini suistimal ettiği’’ savundu.

SUÇ DUYURUSU GİBİ:
Yeni Memur Yargılama Yasası'na göre Merkez Bankası Başkanı hakkındaki soruşturmaları yürütmekle görevli olan Başsavcı Kanadoğlu, ‘‘suç duyurusu’’ niteliği taşıyan bir sayfalık yazısında, 24 Şubat 2001'de görevinden ayrılan Merkez Bankası Başkanı Erçel'in, 22 Şubat 2001'de dövizde dalgalı kura geçiş uygulamasına başlanmasından önce, 20-21 Şubat 2001 tarihlerinde daha önceden talepte bulunan bankalara yaklaşık 4 milyar doları eski kur üzerinden sattığının belirlendiğini bildirdi. Erçel'in, 19 Şubat 2001'de Halk Bankası'ndaki şahsi birikimi olan 52 milyar TL'yi dolara çevirttiği, ‘‘Yakınlarını da bilgilendirmiş olduğu, gizli devlet bilgilerini açıklayarak kendi menfaaatine kullandığı, böylece görevini suistimal ettiğinin’’ öğrenildiği belirtildi.

BİLMİYORUZ:
Erçel hakkında, 4483 sayılı ‘‘Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa’’ çerçevesinde, yasal gereği yapılıp-yapılmadığının bilinmediğini kaydeden Kanadoğlu, Erçel hakkında sözkonusu yasanın 4/1 ve 6. maddeleri uyarınca ön inceleme yapılarak, ‘‘Son soruşturma izni verilmesine ya da verilmemesine’’ dair kararın Başsavcılığı'na gönderilmesini istedi.

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK
Başbakanlık Teftiş Kurulu hazırlayacağı ön inceleme raporunu Başbakan Bülent Ecevit'e sunacak. 45 gün sonunda Ecevit, raporda sonuç ne olursa olsun (suçlu-suçsuz) soruşturma izni vermezse dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilecek. Yargıtay, Başbakan'ın soruşturma izni vermemesini yanlış bulursa Danıştay 2. Dairesi'ne itiraz edecek. Son kararı Danıştay verecek.

Başbakan soruşturma izni verirse dosya önce Gazi Erçel'e tebliğ edilecek. Erçel'in tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Danıştay 2. Dairesi'ne itiraz etme hakkı bulunuyor. Danıştay en fazla üç ay içinde dosya hakkında kararını verecek. Erçel itiraz etmezse dosya doğrudan Yargıtay'a gönderilecek. Merkez Bankası Başkanı, Bakanlar Kurulu'nca atandığı için yargılamayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yapacak.

Devalüasyon kárı bağış olur mu, olmaz mı
Erçel: 31 milyarı ÇYDD’ye bağışladım
Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel, devalüasyondan kazandığı 31 milyar lirayı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne (ÇYDD) bağışladı. Erçel, ‘‘Türkiye Halk Bankası'nda bulunan hesabımın dövize çevrilmesi sonucunda ortaya çıkan ve bankaca hesaplanan 31 milyar Türk Lirası, tarafımdan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışlanmıştır’’ dedi. Olayın kendisi için ‘‘talihsizlik’’ olduğu görüşünü tekrarlayan Erçel, ‘‘Hayatım boyunca böyle hesaplarla uğraşmadım. Ancak, görev yaptığım sırada çıkarı zedelenen bazı kimselerin bana yönelik bir tutum içerisinde olduğu da bilinmektedir’’ ifadesini kullandı.

ÇYDD: Bu para kara kabul edemeyiz
ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'i 31 milyar liralık devalüasyon farkından doğan kazancıyla yaptığı bağışı kabul etmeyeceklerini söyledi. Saylan, şöyle konuştu: ‘‘Para henüz hesabımıza girmiş değil. Bu para aslında bizim için önemli bir burs kaynağı. Ancak, yönetim kurulumuz oybirliği ile söz konusu 31 milyar lirayı kabul etmeme kararı aldı. ÇYDD adının bu para ile anılmasını istemiyor. Yönetim kurulumuz ve şubelerimiz bu parayı kara para olarak nitelediler.’’

676
BİYOGRAFİLER / Gazihan Bessolt </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:35:18 »
Gazihan Bessolt </B>
Oset mülteci Kazi Bessolt (Gazihan Beşolt) "Prag Ticaret Enstitüsü"nde öğrenimini tamamladı, KDHP liderliği tarafından Paris'e gönderilerek "Promethe" dergisinin redaksiyon kurulunda Kuzey Kafkasya seksiyonunda yer aldı(50). Çerkes Süvari Tümeni subaylarından Kuşuk Uluguay'ın kızkardeşi Hayriye hanımla evlenen Bessolt, bir dönem Arnavutluk kralı Zogo'ya danışmanlık yaptı (51). II.Dünya Savaşı sonrasında İstanbul'a yerleşerek, Teşvikiye'de oturdu. Cumhuriyet Türkiye'sinin demokratikleşmesi sürecinde oluşturulan ilk kuruluş olan "Kuzey Kafkasyalılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği"nin kurucuları arasında yer aldı. Almanya'nın Münih şehrinde vefat etti.

677
BİYOGRAFİLER / Gazi Erçel ( 1945) </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:35:07 »
Gazi Erçel ( 1945) </B>
1945 yılında doğdu.1967 yılında AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat bölümünü bitirdikten sonra 1976 yılında Vanderbilt Üniversitesi’nde master yaptı.Erçel 1967’de Maliye Bakanlığında başladığı çalışma hayatında, Bankalar Yeminli Murakıbı, Hazine Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinin yanı sıra yine Hazine’de Ekonomik Araştırmalar, Banka Kambiyo, IMF ve Dünya Bankası bölümlerinde çeşitli görevlerde bulundu.

1982-1986 yılları arasında IMF İcra Direktör Yardımcısı, 1987-1989 yılları arasında HDTM Hazine Genel Müdürlüğü görevlerini yürüten Erçel, 1989 yılından itibaren Yaşar Holding’te Yönetim Kurulu Üyeliği, Tütünbank Murahhas Üyeliği ve Yaşar Grubunun çeşitli kuruluşlarında Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalıştı.1994 yılında Tütünbank Genel Müdürü oldu.1996 yılında Merkez Bankası Başkanlığı’na getirildi.

HAKKINDA YAZILANLAR

1.Gazi Erçel İstifa Etti
Zaman 25 Şubat 2001

Ekonomi kurmayları 24 Şubat 2001 cumartesi günü bankacılarla bir toplantı yaptı. Bakan Recep Önal başkanlığındaki toplantıda piyasaların sağlıklı işlemesi için alınacak önlemler konusunda tam bir anlayış birliği oluştuğu belirtildi. Toplantıya katılmayan Merkez Bankası Başkanı Erçel, aynı gün istifa ettiğini açıkladı.

2.Erçel'e ‘neden dolar aldın’ soruşturması
Hürriyet 13 Nisan 2001
Oya ARMUTÇU/ANKARA

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Başbakanlığa 52 milyar lirasını dalgalı kurdan üç gün önce dolara çeviren eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel için, ‘‘Ne yapacaksınız?’’ diye sordu. Kanadoğlu'nun ‘‘suç duyurusu’’na benzeyen yazısı üzerine düğmeye basıldı. Başbakan Bülent Ecevit, Başbakanlık Teftiş Kurulu'na soruşturma talimatı verdi.

Devalüasyondan bir gün önce Merkez Bankası'ndan yüksek miktarda döviz çekilmesi ve eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in bankadaki 52 milyar lirasını dolara çevirmesi konusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun devreye girmesi üzerine jet soruşturma açıldı. Ecevit, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Erçel hakkında ön inceleme yapılması için onay verdi. Erçel hakkındaki ön incelemeyi Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişleri yapacak.

Başbakanlık'tan dün akşam saatlerinde şu açıklama yapıldı: ‘‘Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 11 Nisan 2001 tarihli talebi üzerine dalgalı kura geçişten önceki günlerde önceden talepte bulunan bankalara yaklaşık 4 milyar doları eski kur üzerinden sattığı ve şahsi birikimini dolara çevirttiği iddiları hakkında 4483 sayılı yasa uyarınca 12 Nisan 2001 günü ön inceleme izni verilerek, konunun ön incelemesini yapmak üzere Başbakanlık müfettişlerinin görevlendirilmesi Sayın Başbakan tarafından onaylanmıştır.’’

Başsavcı Kanadoğlu, önceki akşam Başbakanlığa gönderdiği yazıda, bilgi ve ihbarlardan, dönemin Merkez Bankası Başkanı olan Gazi Erçel'in, dalgalı kura geçilmeden iki gün önce bankalara dört milyar dolar satarken, 52 milyar TL'lik şahsi hesabını dolara çevirdiği, yakınlarını da bu konuda bilgilendirdiği ve ‘‘Görevini suistimal ettiği’’ savundu.

SUÇ DUYURUSU GİBİ:
Yeni Memur Yargılama Yasası'na göre Merkez Bankası Başkanı hakkındaki soruşturmaları yürütmekle görevli olan Başsavcı Kanadoğlu, ‘‘suç duyurusu’’ niteliği taşıyan bir sayfalık yazısında, 24 Şubat 2001'de görevinden ayrılan Merkez Bankası Başkanı Erçel'in, 22 Şubat 2001'de dövizde dalgalı kura geçiş uygulamasına başlanmasından önce, 20-21 Şubat 2001 tarihlerinde daha önceden talepte bulunan bankalara yaklaşık 4 milyar doları eski kur üzerinden sattığının belirlendiğini bildirdi. Erçel'in, 19 Şubat 2001'de Halk Bankası'ndaki şahsi birikimi olan 52 milyar TL'yi dolara çevirttiği, ‘‘Yakınlarını da bilgilendirmiş olduğu, gizli devlet bilgilerini açıklayarak kendi menfaaatine kullandığı, böylece görevini suistimal ettiğinin’’ öğrenildiği belirtildi.

BİLMİYORUZ:
Erçel hakkında, 4483 sayılı ‘‘Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa’’ çerçevesinde, yasal gereği yapılıp-yapılmadığının bilinmediğini kaydeden Kanadoğlu, Erçel hakkında sözkonusu yasanın 4/1 ve 6. maddeleri uyarınca ön inceleme yapılarak, ‘‘Son soruşturma izni verilmesine ya da verilmemesine’’ dair kararın Başsavcılığı'na gönderilmesini istedi.

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK
Başbakanlık Teftiş Kurulu hazırlayacağı ön inceleme raporunu Başbakan Bülent Ecevit'e sunacak. 45 gün sonunda Ecevit, raporda sonuç ne olursa olsun (suçlu-suçsuz) soruşturma izni vermezse dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilecek. Yargıtay, Başbakan'ın soruşturma izni vermemesini yanlış bulursa Danıştay 2. Dairesi'ne itiraz edecek. Son kararı Danıştay verecek.

Başbakan soruşturma izni verirse dosya önce Gazi Erçel'e tebliğ edilecek. Erçel'in tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Danıştay 2. Dairesi'ne itiraz etme hakkı bulunuyor. Danıştay en fazla üç ay içinde dosya hakkında kararını verecek. Erçel itiraz etmezse dosya doğrudan Yargıtay'a gönderilecek. Merkez Bankası Başkanı, Bakanlar Kurulu'nca atandığı için yargılamayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yapacak.

Devalüasyon kárı bağış olur mu, olmaz mı
Erçel: 31 milyarı ÇYDD’ye bağışladım
Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel, devalüasyondan kazandığı 31 milyar lirayı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne (ÇYDD) bağışladı. Erçel, ‘‘Türkiye Halk Bankası'nda bulunan hesabımın dövize çevrilmesi sonucunda ortaya çıkan ve bankaca hesaplanan 31 milyar Türk Lirası, tarafımdan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışlanmıştır’’ dedi. Olayın kendisi için ‘‘talihsizlik’’ olduğu görüşünü tekrarlayan Erçel, ‘‘Hayatım boyunca böyle hesaplarla uğraşmadım. Ancak, görev yaptığım sırada çıkarı zedelenen bazı kimselerin bana yönelik bir tutum içerisinde olduğu da bilinmektedir’’ ifadesini kullandı.

ÇYDD: Bu para kara kabul edemeyiz
ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'i 31 milyar liralık devalüasyon farkından doğan kazancıyla yaptığı bağışı kabul etmeyeceklerini söyledi. Saylan, şöyle konuştu: ‘‘Para henüz hesabımıza girmiş değil. Bu para aslında bizim için önemli bir burs kaynağı. Ancak, yönetim kurulumuz oybirliği ile söz konusu 31 milyar lirayı kabul etmeme kararı aldı. ÇYDD adının bu para ile anılmasını istemiyor. Yönetim kurulumuz ve şubelerimiz bu parayı kara para olarak nitelediler.’’
__________________

678
BİYOGRAFİLER / Garpis Altunoğlu </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:34:54 »
Garpis Altunoğlu </B>
İbrahim Kaypakkaya’nın kurduğu TKP/ML’nin yöneticilerinden. Mücadele tarihi ve strateji konularında kitaplar yazdı. 1974 Genel Affıyla dışarı çıktıktan sonra örgütsel çalışmalarına devam etti tekrar yakalanıp hapse atıldı. Hapisteyken örgüt yayın organlarından Emeğin Birliği’nde yazılar yazdı.Ermeni kökenli dir.TKP/ML'den ayrışan MLKP çizgisini destekliyor.

679
BİYOGRAFİLER / Gandi ( 1869)- (30.01.1948) </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:34:42 »
Gandi ( 1869)- (30.01.1948) </B>
Mahatma Gandhi

Şiddet göstermeme, inancımın birinci maddesidir. Aynı zamanda o, benim itikadımın da son maddesidir.

1869 yılında doğdu.Bu sözlerin sahibi olan Hintli pasifist siyasetçi ve düşünce adamı Gandhi, İngiliz sömürgeciliğine karşı Hint milli hareketinin, 1919-48 yılları arasındaki en önemli lideriydi. 1869’da Porbandar’da Vaşiya kastından bir ailenin oğlu olarak doğan Mohondas Karamçand Mahatma (Ulu Ruh) Gandhi, 1888-91 yılları arasında Londra’da hukuk öğrenimi gördükten sonra, iki yıl Bombay ve Rackot kentlerinde avukatlık yaptı. 1893-1914 yılları arasında Güney Afrika’da avukat olarak çalıştı. Burada ırkçı Apartheid rejiminin ırk ayrımı politikalarına maruz kalan Hintli göçmen işçilerin haklarının savunucusu durumuna yükseldi. Gandhi’nin Güney Afrika’da geçirdiği yıllarda oluşturduğu ‘ideoloji’sinin temellerini, şiddet karşıtlığı, sivil itaatsizlik, pasifizm, uzlaşmacılık, çilecilik, Asya milliyetçiliği, Hinduizm akımının dinsel mistik öğeleri,dinlere saygı ve teknoloji karşıtlığı oluşturur. Tam 21 yıl sonra, 9 Ocak 1915’te ülkesi Hindistan’a dönen Gandhi’yi karşılamaya gelen onbinlerce Hintli, onun artık Hindistan için milli bir simge haline geldiğinin de bir kanıtıdır. Hindistan’da olduğu yıllar boyunca İngiliz emperyalizmine karşı pasif ve uzlaşmacı bir çizgi izleyen Gandhi, gerçekleşen birçok yığınsal milli bağımsızlıkçı ve emekçi eylemlerinden doğan kurtuluş fikrini, olgun bir fikir olarak görmedi. Arap ürünlerini boykot, sivil itaatsizlik gibi eylemler gerçekleştiren Gandhi, ayaklanmaya ve ulusal kurtuluş için savaşa karşı oldu. Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler için asker toplamak en büyük hatalarından biri olmuştur. 30 Ocak 1948’de radikal-milliyetçi bir Hintli tarafından gerçekleştirilen bir suikastla öldürdü.


HAKKINDA YAZILANLAR

Gandhi Bir/ Özyaşam Öyküsü
Çeviren:Vedat Günyol
Cem Yayınları
İstanbul 2001

Hindistan'ın milli ve dini lideri olan Gandhi (Mahatma "Yüce Ruh") 1869'da Porbandar'da doğdu. Kültürlü ve varlıklı bir ailedendi. Ahmedâbâd Üniversitesi'nde okudu ve Londra'da hukuk öğrenimi gördü. Bombay'da bir süre avukatlık yaptıktan sonra, 1893'de gittiği Güney Afrika'da 21 yıl yaşadı. Orada Transvaal British-Indian Derneği'ni ve Indian Opinon Gazetesi'ni kurdu. Bu ülkede oturan 150.000 Hintlinin haklarını savundu. Hint Bağımsızlık Yasası'nı burada hazırladı. 1914'de yurduna dönen Gandhi, I. Dünya Savaşı sırasında İngilizlere dostça davrandı. Ancak 13 Nisan 1919'da Amritsar'da geçen kanlı olaylardan sonra onlara kesin olarak cephe aldı. Uygulamaya başladığı etkin ve önemli taktikler çerçevesinde bütün Hindistan halkını pasif direnişe ve İngilizlerle işbirliği yapmamaya çağırdı. 1922 Delhi Kongresi'nden sonra İngiliz yetkili organlarınca mahkum edilip 2 yıl tutuklu kaldı. 1920'de yalnız protesto hareketinin lideri olan Gandhi artık ülkesinin milli mücadeleye girişti, yeniden tutuklandı. Gandhi bundan sonra sonraki yıllarda birçok kez tutuklanıp serbest bırakıldı, ünlü açlık grevlerini yaptı, ama hemen hemen her eylemini bir siyasi zaferle noktaladı. Nihayet 15 Ağustos 1974'de Hindistan bağımsızlığına kavuştu. Ruhundaki yücelik ve ender rastlanan zekâsıyla çağdaş tarihin en önemli kişilerinden olan Gandhi, siyasi ve ahlaki inançlarının temelini bağlı bulunduğu Cayna dininden alıyordu. 30 Ocak 1948'de bağnaz bir Brahman tarafından Yeni Delhi'de öldürüldü.
__________________

680
BİYOGRAFİLER / Galib Paşa ( 05.03.1829)- (12.01.1905) </
« : 10 Haziran 2008, 09:34:29 »
Galib Paşa  ( 05.03.1829)- (12.01.1905) </B>İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı)
21 Muharrem 1294-30 Zilkade 1294
5 Şubat 1877-6 Aralık 1877
Emanet Müddeti: 10 ay 9 gün

28 Şaban 1244 (5 Mart 1829) tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Mısır tüccarlarından Kitabcızade Sadık Efendi’nin oğludur. Özel hocalardan Arapça, Farsça, Fransızca öğrendiği, geometri ve coğrafya tahsil edildiği hal tercümesinde yazılıdır.Memuriyete Maliye Varidat Muhasebesi Rumeli Odası’nda maaşsız olarak başlamıştır. 1871’de Seraskerlik Makamı Müsteşarlığı’na, ardından Maliye Nezareti Müsteşarlığı’na daha sonra da Maliye Nezareti’ne tayin edilmiştir.

1873’te Hüdavendigar Vilayeti Valiliği’ne getirilen Galib Paşa 1876’da ikinci defa Maliye Nezareti’ne tayin olunduktan sonra azledilmiş, bir yıl kadar sonra 25 bin kuruş maaşla Şehremaneti’ne tayin olunmuştur.Şehremanetliği’nden sonra tekrar Hüdavendigar Valiliği’ne atanan Galib Paşa Haleb ve Kastamonu’da da valilik yapmıştır. Cezayir-i Bahr-i Sefid’de ve Selanik’te Valilik yapan Galib Paşa 1891’de Evkaf Nezareti’ne getirilmiştir.12 Ocak 1905’te vefat eden Galib Paşa, Sultan Mahmud Türbesi avlusuna defnedilmiştir.
__________________

681
Gafar Bulganaklı ( 1905)- (1987) </B>Kırım Türk Edebiyatı

Eski şiir geleneğine bağlı kalarak şiir yazan ve İkinci Dünya Savaşı öncesi şairlerinden Gafar Bulganaklı (1905-1987) şiirlerini "Yıllar ve Yırlar" (1966), "İnsan" (1973), "Ekinci Yaşlıgım" (1977), ve "Ayat Bahşışı" (1986); adlı kitaplarda toplamıştır.

Kırım Türkleri Edebiyatı Yrd.Doç.Dr. Zühal Yüksel kirimdernegi.org.tr
__________________
KaNKa.NeT SaGoPa KaJmEr AnD KoLeRa Fa

682
BİYOGRAFİLER / Üzeyir Garih ( 1929) </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:33:58 »
Üzeyir Garih ( 1929) </B>
Alarko Şirketler Topluluğu eş başkanı.

1929'da İstanbul'da doğdu. İTÜ Makina Mühendisliğini bitirdi. 1954'e kadar Carrier Corp. Türkiye şubesinde tesisat mühendisliği yaparak uzmanlığını geliştirdi.

1954'te İshak Alaton'un teklifi ile iki kişilik Alarko Kollektif Şirketi'nin eş ortağı olarak işe başladı. O tarihten günümüze bir holding olan Alarko Şirketler Topluluğu'nda İshak Alaton ile birlikte eş başkanlık görevini sürdürüyor.

Alarko'daki görevlerinin dışında TÜSİAD, DEİK, MESS, Loyd Vakfı, Sisav, Rotary, Lions, Propeller, İSO Meclisi, TYD, AİESEV ve benzeri yerli yabancı pek çok vakıf ve derneğin yönetim ve danışma kurullarında üstlendi. Türk-Belçika İş Konseyi ve Toplu Konut Yapımcıları Derneği'nin (TOKYAD) başkanlıklarını yürütüyor.

yönetim ve organizasyon konusunda makaleleri bulunan Garih'in, "Deneyimlerim" başlıklı bir kitabı bulunuyor. Yeditepe Üniversitesi'nde organizasyon dersi veren Garih, İTÜ fahri doktorluk ve Filipinler Cumhuriyeti fahri başkonsolosu unvanına sahiptir.

İngilizce, Fransızca ve İspanyolca biliyor. Evli ve iki çocuk, 5 torun sahibidir.

Üzeyir Garih 25 Ağustos 2001 tarihinde Eyüpsultan'da bıcaklanarak öldürüldü.


GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM 25-26 AĞUSTOS 2001

ÜZEYİR GARİH ÖLDÜRÜLDÜ !
Milliyet 26 Ağustos 2001


SERHAT ÜNAL, SABRİ SEVER, ASLI ÖKTENER, CENNET NAR, ESRA KURTFOTOĞRAFLAR: ERCAN ARSLAN, OKTAY ANKIN, YURTTAŞ TÜMER

Alarko Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı ünlü işadamı Üzeyir Garih, dün öğle saatlerinde Eyüp Sultan Mezarlığı’nda bıçaklanarak öldürüldü.

Türkiye gündemini sarsan olay, Polis 155 İmdat’a yapılan, Eyüp Sultan Mezarlığı Piyer Loti çıkışına yakın bir yerde, Mareşal Fevzi Çakmak’ın mezarının yanında bıçaklanarak öldürülen bir kişi olduğu ihbarıyla ortaya çıktı. Arayan numaranın 155 sisteminde görünmemesi kuşku uyandırsa da, saat 14.45 sıralarında olay yerine ulaşan polis, Garih’in cesediyle karşılaştı. Alarma geçen ve aralarında İstanbul Emniyet Müdür Vekili Hasan Özdemir ile yardımcılarının da bulunduğu polis ekipleri mezarlığa akın etti.

Katiliyle boğuştu

Polisten alınan bilgiye göre; Garih, hemen her cumartesi olduğu gibi dün de saat 13.30 sıralarında Eyüp’e geldi. Kendi kullandığı 34 NL 050 plakalı Mercedes otomobilini mezarlığın otoparkında bıraktı.

Kısa süre sonra yanına yanaşan 8-9 yaşlarında ve Çiçekçi Yeşim olarak tanınan kız çocuğu para istedi. Garih bu kıza 15 milyon lira verdikten sonra mezarlığa yürüdü. Garih'in nasıl öldürüldüğü araştırılıyor.

Oğlu ve gelini teşhis etti

Polis mezarlığı ablukaya alırken, Garih’in para verdiği küçük kız da bulundu. Kızın ifadesinden yola çıkılarak, Garih’e saldırdığı öne sürülen Deli Fuat lakaplı kişinin F.N. olduğu anlaşıldı. Aynı saatlerde de Emniyet Müdürlüğü’nde bulunan İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, ‘Katili saptadık, tek kişi. Örgüt ya da mafya işi değil. En kısa sürede yakalayacağız. Bizim açımızdan olay çözüldü’ dedi. Bu açıklamadan birkaç saat sonra F.N. yakalandı, bu arada olayla ilgili altı kişi daha gözaltına alındı.

Üzeyir Garih’in cesedini ise, oğlu İzzet ile gelini Roksi, saat 17.30 sıralarında morga gelerek teşhis etti. Garih’in 19 yaşındaki erkek torunlarından biri de bilgisine başvurulmak üzere emniyete getirildi. Olayın ortaya çıkmasından üç saat sonra Asayiş Şube Müdürlüğü’nde getirilen torun, 10 dakika kadar burada tutuldu. İşlemlerinin tamamlanmasının ardından Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’ne götürüldü.

Saat saat Garih’in ölümü

07.00 - Cumartesi olmasına rağmen erken kalktı.
07.30 - Meyve suyu içti. Yarım saat spor yaptı.
08.00 - Holdingin Gebze’deki fabrikasına gitti.
10.30 - Alarko Holding’in merkezine döndü.
11.00 - Bulgaristan’dan gelen konuklarıyla özel ofisinde toplantıya girdi.
12.10 - Şarık Tara ile telefon görüşmesi yaptı.
12.15 - Konuklarını ENKA Holding’e uğurladı, Eyüp’e hareket etti.
12.45 - Otomobilini otoparka bırakarak Eyüp Mezarlığı’na girdi.
13.00 - Yanına yaklaşarak kendisinden yardım isteyen kız çocuğuna 15 milyon lira verdi.
13.10 - Yine yardım istemek üzere yanına gelen erkek çocukla tartışmaya girdi. Fevzi Çakmak’ın mezarı başında uğradığı saldırıda hayatını kaybetti.
15.00 - Cesedin Garih’e ait olduğunu saptandı.
17.00 - Şüpheliler elendi, katilin izi sürüldü.
18.00 - İçişleri Bakanı Yücelen, zanlının kimliğinin belirlendiğini açıkladı.
20.00 - Katil zanlısı yakalanarak Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Cinayetin Deli Fuat lakaplı genç tarafından işlendiği duyuruldu.


Eyüp Mezarlığı’na şeyhi için gitti

Garih’in ziyarete gittiği öne sürülen diğer mezar, Nakşibendi şeyhlerinden Küçük Hüseyin Efendi’ye ait. Garih, yine yıllardır ihmal etmediği ve görev saydığı şekilde, Küçük Hüseyin Efendi’nin kabrini ziyaret ediyordu. Garih, bu ziyaretleri her cumartesi şoförsüz ve korumasız gerçekleştiriyordu. Nakşibendi tarikatının kollarından birinin şeyhliğini yapan Küçük Hüseyin Efendi, 1828’de Ankara’da dünyaya geldi. Küçük Hüseyin Efendi’nin Nakşi şeyhliğine giden süreci, 12 - 13 yaşında İstanbul’a gelişiyle başladı. Bir hastalık nedeniyle gittiği Nakşibendi şeyhi Hacı Feyzullah Efendi’nin cemaatine 31 yaşındayken katıldı. Hacı Feyzullah Efendi öldükten sonra yerlerine geçen Edirneli Mehmet Nuri Efendi ve Hasan Visali Efendi’den sonra 1902’de posta oturdu. 1930 yılında da öldü.


Otopsi raporu: 10 darbe almış

Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Garih’in cesedi üzerinde yapılan ilk incelemede, biri sol kulak memesinin altında, biri karnının altında, altısı da vücudunun sağ ve sol yanlarında olmak üzere sekiz bıçak darbesi görüldü.

Garih’in saati, parası, altın ziynet eşyası, otomobilinin anahtarı ve kredi kartlarının üzerinde olduğu belirlendi. Garih’in ceket, gömlek ve pantolonunun ağ bölümünün yırtık, kravatının çekiştirilmiş olduğu da yapılan ilk tespitler içerisindeydi. Ancak olay yerinde cinayet aleti bıçak bulunamadı.

Adli Tıp Kurumu Morgu’nda yapılan otopside ise Garih’in vücudunda yedisi öldürücü bölgede olmak üzere 10 bıçak yarası tespit edildi. Darbelerin dördünün göğüs, üçünün karın bölgesinde, üçünün de sırt üzerinde olduğu açıklandı.


Dünya hemen duydu
DIŞ HABERLER SERVİSİ

Garih’in öldürülmesi, Fransız Haber Ajansı AFP, Amerikan Associated Press (AP) ve İngiliz Reuters haber ajansınca da duyuruldu. AP ile AFP, İstanbul polisinin cinayette "Musevi düşmanlığından kaynaklanan bir girişim üzerinde durmadığını" aktardı; Reuters da Türk polisine dayanarak, cinayetin bir siyasi bağlantısının olmadığını kaydetti.

683
BİYOGRAFİLER / Ünver Oral
« : 10 Haziran 2008, 09:33:48 »
Ünver Oral
Ünver Oral </B>Ünver Oral, 1937 yılında doğdu. Karagöz başta olmak üzere geleneksel seyirlik oyunlarımız hakkında yazıları ve radyo oyunları yayınlandı. 1961 yılından sonra geleneksel seyirlik oyunlarına ağırlık verdi. Karagöz metinleri ve Karagöz belgesel senaryosu ile ödüller kazandı. UNIMA (Dünya Kukla ve Gölge Oyunu Birliği) Türkiye Milli Merkezi’nin kurucu üyesidir. Oral, bir Karagöz gönüllüsü olarak kültürümüzün bu damarını ihya etmek için uğraşıyor. Bu konuda yazılar yazdı, konferanslar verdi, kurs ve sergiler açtı, radyo ve televizyon programları yaptı. Bir ara ‘Halk Tiyatrosu Dergisi’ni yayınlamıştır.

HAKKINDA YAZILANLAR

Karagöz’den İbiş’e bir tiyatro gönüllüsü Ünver Oral
Mahmut Çetin


Ünver Oral, milli kültürümüzün Karagöz ve kukla damarını ihya etmeye gayret eden bir sanatçımız. Geçtiğimiz aylarda Oral’a Uluslararası İstanbul Kukla Festivali’nde Türk Kukla Sanatı’na katkılarından dolayı Onur Ödülü verildi. Oral’a böyle bir ödül verilmesi, kültür dünyamızı şüphesiz mutlu etmiştir. Ünver Oral, gayretlerinin hiç olmazsa manevi olarak karşılığını görmüş oldu böylece. Onun Karagöz’den bir drama çıkarma fikrini sürekli olarak işlediğini biliyoruz. Bir ara Karagöz televizyona uyarlandı ve ilgi gördü ama devamı gelmedi. Dileğimiz Karagöz ve kukla sanatlarımızın sadece ramazan aylarında hatırlanan bir sanat olarak kalmaması. Arkadaşımız Suat Karadağ da Karagöz’ün çizgi romanını çizerek Damla Yayınları’ndan kitaplaştırdı. Biz bu yazımızda geleneksel seyirlik oyunlarımıza gönül veren Ünver Oral’ı ve eserlerini kısaca tanıtmak istiyoruz.

Ünver Oral, 1937 yılında doğdu. Karagöz başta olmak üzere geleneksel seyirlik oyunlarımız hakkında yazıları ve radyo oyunları yayınlandı. 1961 yılından sonra geleneksel seyirlik oyunlarına ağırlık verdi. Karagöz metinleri ve Karagöz belgesel senaryosu ile ödüller kazandı. UNIMA (Dünya Kukla ve Gölge Oyunu Birliği) Türkiye Milli Merkezi’nin kurucu üyesidir. Oral, bir Karagöz gönüllüsü olarak kültürümüzün bu damarını ihya etmek için uğraşıyor. Bu konuda yazılar yazdı, konferanslar verdi, kurs ve sergiler açtı, radyo ve televizyon programları yaptı. Bir ara ‘Halk Tiyatrosu Dergisi’ni yayınlamıştır.

Ünver Oral, Karagöz’ü kendi sanatları imiş gibi gösteren Yunanlılara da yazılarıyla cevap vermeye çalışmıştır.(1) Onun bir başka çabası da geleneksel seyirlik oyunlarımızı kaybolmakta olan bir sanat olmaktan yaşayan bir sanat olmaya dönüştürmektir. O bir yandan ‘Karagöz nasıl yaşatılabilir ?’(2) sorusunu cevaplarken, öbür taraftan da bunun pratiğini vermiş bir sanatçımızdır.


Kitabevi Yayınları, Ünver Oral’ın geleneksel Türk Tiyatrosu ile ilgili kaynak niteliği olan eserlerini neşretti. Kitabevi ve Oral, geleneksel seyirlik oyunlarımıza gönül verenlere bu sanatın metinlerini sunarak, sanatımızın yaşamasında ileri bir adım atmış bulunuyor. Dileğimiz resmi ve özel kuruluşlarımızın çocuk şenlik ve eğlencelerinde Karagöz ve kukla sanatlarımızı tercih etmesi ve geleneksel kültür kodlarımıza yaslanarak geleceğimizin temsilcisi olan çocuklarımızı iyi, doğru, güzel mesajlarla eğitmesidir.

Ünver Oral’ın Eserleri

Karagözname, Öp Hacivat’ın Elini, Cin İkizler, Küçük Kuklacılar, Kuklacı Kardeşler, Kiracı, Prenses ile Çoban, barış Korkusu, Lorel Hardi İstanbul’da, Çocuklara Karagöz Hikayeleri, Çocuklara Karagöz Şiirleri, Karagöz Park Bekçisi, Karagöz Perde Gazelleri, Karayazılılar, Karagöz Belediye Başkanı, Karagöz Boyama Kitabı, Karagöz Amca, Karagöz Oyunları, Günümüzden Karagöz-Hacivat Söyleşmeleri, İbişli Kukla Oyunlarımız.

Karagöz Oyunları

Karagöz, gölge tiyatromuzun basit ve diğer dalları gibi sadece Ramazan eğlencesi, ayrıca çocuk eğlencesi olduğunu ileri sürmek; görüş sahibi kim olursa olsun, bu hazinemizin önemini ve kıymetini kavrayamamak veya iyi niyetli olmamaktır. Karagöz basit ve çocuk eğlencesi değildir! Fakat içimizdeki çocuklar içindir. Karagöz müstehcen de değildir. Sanatına ve seyircisine saygısı olmayan kişilerin, geçmişte özel istek ve ticari gaye ile yaptıkları gösteri ve bize ulaşan bazı metinleri ileri sürerek bu sanatı kirletme gayreti de doğru değildir. Konuyu bilme iddiası ve iyi niteyle bağdaşmaz. Oral bu konudaki iddiaları şöyle sorgular: “Eğer bu görüş açısı doğru olsaydı, müstehcen konular işleyen şiir, hikaye, roman, resim...sanatlarının, sinema ve televizyonun da aynı şekilde damgalanması gerekirdi. Acaba sarayda yaşayanlarla padişaha yapılan Karagöz gösterilerinde de müstehcenlik var mıydı? O halde olması gereken Karagöz gösterilerini ölçü ve örnek almak, yaşatmak gerekir.”(3)


Günümüzden Karagöz-Hacivat Söyleşmeleri

Karagöz'e ilgi ve sevgi günümüzde de devam etmektedir. Ancak, dünyaca ünlü gölge tiyatromuza ait eserleri kitapçılarda bulmak, gösterilerini seyredebilmek hele çocuklarımız ve gençlerimiz için mümkün olmamaktadır. Artık gazetelerimizin Ramazan eklerinde veya sayfalarında, mizah dergilerinde ve televizyon ekranlarında bile Karagöz giderek kaybolmaktadır. “Karagöz, hepimiz için çok amaçlı bir öz kaynaktır” diye Ünver Oral, millet ve devlet olarak onu ihmal ettiğimizi söyler. Karagöz, görüntü olarak gidemediği ve giremediği yerlere yazılı olarak da yeteri kadar girebilmelidir. Bunun en güzel aracı kitaplardır. Fakat ne yazık ki, satıcılarda, Karagöz ile ilgili kitaplar da bulabilmeniz pek mümkün değildir. İşte elinizdeki bu küçük eser, yayın yokluğunun giderilmesi için yaptığımız çalışmaların bir yenisi olmaktadır.(4)


İbişli Kukla Oyunlarımız

Kültürü eski ve zengin olan toplumların, buna paralel olarak sanat ve edebiyatları da gelişerek özellik ve güzellikler kazanır, halk tiyatroları ortaya çıkar. Tiyatro, bir sanatlar demeti olarak güçlü bir milli kültürden kaynaklanıyorsa daha zenginleşir, kendine özgü bir renk ve ruh kazanır. İşte, Türk Halk (Gelenek) Tiyatrosu da bu çerçeve içinde doğmuş ve günümüze kadar ulaşmıştır. Halk tiyatromuzun dalları Meddahlık, Ortaoyunu, Karagöz, Kukla, Köy ve Tuluat Tiyatrosu'dur. Benzerleri içinde en eski, en zengin, en güzel ve en çok dala sahip olma durumundaki halk tiyatromuzun elbette temel özellikleri vardır. Güldürü ağırlıklıdır. Bir metne bağlı olmadan tuluat tekniği ile konu işlenir. İbiş bir ana karakter olarak kukla sanatımızda yer alır. Ünver Oral’ın geleneksel kukla tiyatromuzun oyunlarını kitaplaştırması önemli bir hizmet olmuştur.(5)

KAYNAKLAR
(1)Kendi kalemlerinden Yunan Karagözü, Sanat Olayı, Ocak 1986, s.44, sf.60-63
(2)Karagöz nasıl yaşatılabilir?, Türk Edebiyatı, Ocak 1986, s.147, sf.39-41
(3)Karagöz Oyunları, Ünver Oral, Kitabevi, İstanbul 2002.
(4)Günümüzden Karagöz-Hacivat Söyleşmeleri, Ünver Oral,
Kitabevi İstanbul 2002.
(5)İbişli Kukla Oyunlarımız, Ünver Oral, Kitabevi İstanbul 2002.

684
BİYOGRAFİLER / Ünal Erdoğan
« : 10 Haziran 2008, 09:33:33 »
Ünal Erdoğan
Ünal Erdoğan </B>Enerji uzmanı olarak Erdoğan’ın çalıştığı yerler:
TEK, Öğretim üyelikleri özel sektörde üst düzey yöneticilikler halihazırda elektrosan AŞ Genel Müdürü ve yönetim kurulu başkanıdır.
Röle v koruma devreleri ile, transformatör konusu ile yüksek gerilimde ölçme konusunda ihtisasları vardır.
Ülkemizde 50-100-180 MVA güçlü, 154/380 kv gerilimli trafoların ilk yapımının gerçekleşmesine katkı ve imza koymuştur.
Transformatör,koruma ve röle koordinasyonları konusunda dersler vermektedir.
Beş yıllık plan gruplarında sürekli görev yapmıştır.
Mesleki alanda basılı 5 kitabı,basım aşamasında 8 hazırlanmış kitabı, enerji ile ilgili 300’ü geçen tebliği vardır.
Dünya ve ülkemizde elektrik enerjisi politikaları üretimi, tüketimi, kaynaklar gibi konularda görüşüne her kesimce başvurulan bir uzmandır.

Bu konuda sayısız panel, açık oturum, TV konuşması vardır. Türkiye’nin hemen hemen tüm şehirlerinde ve üniversitelerde konferanslar vermiştir. Birçok dergi ve gazetede yazmakta, radyo-TV programları yapmaktadır.
Meslek odasına 30 yılı aşan süreyle hizmet vermiş, İstanbul EMO’nun 3 dönem başkanlığını yürütmüş, TMMOB ve dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Yönetim Kurullarında görev yapmıştır.
Türkiye’nin enerji alanında en bilgili uzmanı sayılan Ünal Erdoğan 1958 yılından bu yana ülkemizin enerji sorunları ile ilgili inanılmaz bir güçle mücadele vermektedir.

Enerji bol ucuz, güvenilir, çevreci, yenilenebilir ve geleceği düşünen türlerde; en önemlisi mümkün olduğunca dışa bağımlı olmamalı “milli olmalıdır” diyen Ünal Erdoğan, aşağıda bahsedilen büyük sorunlu konuları Türkiye’nin gündemine getiren ilk insandır.
Dışa bağımlı Ambarlı Fuel-Oil santralına karşı başlattığı eylemli mücadelesi Yatağan-Yeniköy-Kemerköy (Gökova) santralleriyle ithal kömüre dayalı 7 adet santrale karşı çıkması ile sürmüş, Aliağa’da bu mücadelenin olumlu sonucu alınmıştır.
Seyitömer ve daha pek çok santralde oynanan oyunları, özelleştirme adı ile enerjide yapılan peşkeş çekmelerdeki gerçekleri ilk ortaya çıkaran olmuştur.

Yer altı ve yerüstü zenginliklerimizin ulusumuz lehine değerlendirilebilmesi için büyük mücadeleler vermiştir. Boraksla ilgili gerçeklerin belirlenmesinde ve 1978 yılında kamulaştırılmasında, siyanürlü altın aramanın yanlışlığının ülkemiz gündemine ilk getirilişinde, fırtına vadisine projenin ülkemiz aleyhine, yabancı şirket lehine nasıl değiştirildiğini tek farkeden uzman konumundadır.
Nükleer santrallere karşı 1970’de tek başına Don Kişot’ca başlattığı inanılmaz mücadelesini hala daha inanılmaz bir eforla sürdürmektedir. Amaliyat yarası ile gildiği Akkuyu köylerinde, Sinop’ta kendisini sevgi ve saygıyla anmayan insan yok.
Uluslar arası çok taraflı yatırım anlaşması ile tahkimin içeriklerini çok iyi irdeleyip tüm hukuksal ve yaptırımsal detaylarıyla Türkiye’ye duyuran bir uzmandır.

Ülkemizin kurtuluşunun, enerjisini özkaynaklarından; bilhassa sudan karşılanmasına bağlayan Ünal Erdoğan, ülkemizin bir su potansiyel haritasını da çıkarmıştır.
“Akan herşeyin enerjisi vardır” sloganıyla Türkiye’nin su potansiyelinin görülebilen yıllar boyunca, enerji ihtiyacımızı karşılayabileceğini, enflasyonumuzu da, bu bedava ve yenilenebilir kaynakla aşabileceğimizi sürekli her ilgiliye anlatmaya çalışmaktadır.

Son zamanlarda tüm çabalarını enerjideki kirliliklerin, namussuzlukların belgelenmesi hususuna ayırmıştır.
Dövülme, tutuklanma gibi caydırıcı yaptırımlara rağmen bu çabalarını yılmadan sürdüren Ünal Erdoğan 1941 Çanakkale doğumludur.
18 Nisan 1999 seçimlerinde “Sol Güçbirliği” anakent belediye başkan adayı oldu.
04 Aralık 1999 tarihinde İşçi Partisi 5.Olağan İl Kongresinde İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyeliğine, 17 Aralık 1999’da yapılan İP Olağan Kongresinde Başkanlık Kurulu üyeliğine getirildi.
Bir profesörle evli olan Erdoğan beş çocuk babası.