İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - m3t3d1nh0

697
BİYOGRAFİLER / Ülkü Erakalın ( 1934)
« : 10 Haziran 2008, 09:30:24 »
Ülkü Erakalın ( 1934)
Ülkü Erakalın ( 1934) </B>1934 yılında İstanbul’da doğdu. Önce gazetecilik, sonra reji asistanlığı
yaptı. Unutamadığım Kadın adlı filmiyle yönetmenliğe başladı (1961).

Önemli filmleri: Çatallı Köy (1968), İki Süngü Arasında (1973), Yazgı (1976),
Ben Sana Mecburum(1976)

ESERLERİ

1.Film Karelerine Gizlenen Anılar
Ülkü Erakalın
Arıtan Yayınevi

“Neler Yazdım? Anıları yazmak, ilginç gelir bana yıllar boyu... İlginçliğinin yanısıra; kalemlerden dökülen bu renkli anılar, okudukça dillerde ve gönüllerde tatlı bir lezzet bırakır... Ve bu tatlı lezzet; eski günlere, eskilere dönüldükçe acılaşır zaman zaman... Acılaşır ve buruk bir tad alır... Ama genelinde erişilmez bir mutluluktur, geçmişi yazmak... "HAYATI YENİDEN YAŞAMAK" gibi bir şeydir bu....”

698
BİYOGRAFİLER / Üzeyir Hacıbeyov </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:30:13 »
Üzeyir Hacıbeyov </B>
Üzeyir Hacıbeyov Azerbaycanlı besteci.

1875'te doğdu. Küçük yaşlarında müziğe ilgi duymaya başladı. Gori Öğretmen Lisesi'ne devam ederken keman ve teori dersleri aldı. Daha sonra müzik eğitimini Moskova ve St. Petersburg'ta sürdürdü. 1907 yılında Fuzulî'nin "Leyla ile Mecnun" adlı şiirini opera olarak besteledi. Daha sonra "Şeyh Sinan", "Rüstem İle Zöhreb", "Şah Abbas ve Hurşid Banu", "Kerem ile Aslı", ****** ve Leyla" adlı operalarını ve "Karı ile Koca", "O Olmazsa Bu Olsun / Meşhedi İbad" ve "Arşın Mal Alan" adlı müzikli komedileri besteledi.

"Arşın Mal Alan" müzikli komedisi birçok dile çevrildi ve eser büyük ün kazandı. Hacıbeyov, 1922 yılında Azerbaycan Konservatuvarı'nı kurdu. Aynı okulda öğretim üyeliği ve rektörlük yaptı. Eserlerinde, Azeri halk müziğini çağdaş bir şekilde yorumlayarak kullanan Hacıbeyov, aynı zamanda bir yazar ve şairdir. Eserlerinin metinlerini kendi yazmıştır. Hacıbeyov'un Azeri halk müziğinin esasları ile ilgili eserleri okullarda ders kitapları olarak okutulmaktadır. Ü. Hacıbeyov, 1937 yılında "Köroğlu" operasını besteledi, bu eser "Arşın Mal Alan" müzikli komedisi ile birlikte SSCB döneminde "Devlet Mükafatı"na layık görüldü. Hacıbeyov, Azerbaycan Besteciler Kurumu Başkanlığı yaptı ve Sovyetler Birliği Yüksek Prezidium üyeliğine de getirildi. Besteci Hacıbeyov'un eserleri arasında, Azerbaycan Milli Marşı da bulunmaktadır. Besteci, 1948 yılında yaşama veda etti.

699
BİYOGRAFİLER / Üstün Akmen </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:29:59 »
Üstün Akmen </B>
Üstün Akmen, 1943 yılında İstanbul’da doğdu. Şişli 19 Mayıs İlkokulu’nu, İtalyan Lisesi ve Ticaret Okulu’nu, İstanbul İktisat Fakültesi’ni bitirdi.

1969 -1970 yıllarında Koç Grubu şirketlerinden Koçtaş Ticaret A.Ş.’de çalıştı. 1971 yılında aynı grubun o yıl yeni kurulan Ram Dış Ticaret A.Ş.’ne Mali ve İdari İşler Müdürü olarak atandı. 1984 yılında Tekfen Dış Ticaret A.Ş.’ne Genel Müdür Yardımcısı olarak geçti. 1995 yılında Cumhuriyet Gazetesi bünyesinde kurulan Medya Tanıtım, Dağıtım, Geliştirme A.Ş.’nin paydaşı, Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü oldu. Yanı sıra Cumhuriyet Gazetesi Yönetim Kurulu üyeliğini de yaptı. 1997’de Cumhuriyet Gazetesi Genel Müdürlüğünü ve Cumhuriyet Kitap Kulübü’nün Başkanlığını, bu arada da “Cumhuriyet Kitapları”nın Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendi. 2001 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nden ayrıldı, bir yılı aşkın bir süre İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Medya ve İzleyici Koordinatörü, Genel Yayınlar Yönetmeni olarak çalışma yaşamını sürdürdü. Bir süre de Can Yayınları’nın Genel Müdürlüğünü yaptı.

Üstün Akmen, 1963 yılından bu yana yazmakta. Önce “Evrim”, “Dönem”, “Yeni Ufuklar”, “Yeni İnsan”, “Yeni Dergi”, “A” gibi dergilerde öykü, poeme-prose, ve denemeleri yayımlandı. Sonra “Soyut”ta göründü. Biçimde serbestlik, düş gücü ve özgür bir anlayışı benimsedi. 1970’li ve 1980’li yıllarda, ekonomi dergilerinde, “Milliyet”, “Güneş” gazetelerinde yayımlanan Türk ekonomisi, dış ticaret, vergicilik konularındaki inceleme yazılarına kendi deyimiyle “edebiyat bulaştırdı”.

1988 yılının ilk yarısından itibaren “Cumhuriyet Gazetesi”nin “Pazar Yazıları” köşesinde gezi izlenimlerini yazdı. Bu köşedeki yazılarının toplanmasıyla ilk kitabı (Çarşafın Gizlediği Dişilik/Yalçın Yayınları–1. Basım Şubat 1991, 2. Basım Ağustos 1992/Tükendi) oluştu. Bir öykü kitabı olan ikinci kitabında (Suçsuz Laleler / Milliyet Yayınları - Kasım 1996/Tükendi) ise, evrensellik yerine, genellikle parçalanmış bir toplumun tekil öznelerine yer veriyordu. Üçüncü kitabında (Bir Günlük Dost–Cumhuriyet Kitapları/1. Basım Kasım 1998, 2. Basım Aralık 1998) sanatsal bir şölene dönüştürülen gezilerindeki izlenimlerini olabildiğince akıcı bir biçimde okura aktaran Akmen, dördüncü kitabı olan (Kör Bakkalın Gözleri/Aksoy Yayıncılık–1. Basım Ekim 1999, 2. Basım Haziran 2000/Tükendi) ve “Senfonik Öykü” olarak nitelendirdiği çalışmasında, kendi cenazesinde çevresini sorguladı ve kitabın içeriği, yazın çevrelerinin geniş bir alanında yankılandı, tartışılır oldu.

“İzleyici koltuğuna konan sahne tozları”ndan 1960’lı yıllarda etkilenen ve o yıllarda “Otağ” ve “Yeni İnsan” adlı yazın dergilerinde, tiyatro değerlendirmelerine yer verilen Akmen’in, “Nokta” dergisindeki haftalık yorumlarının bir araya getirilmesiyle “... Veee Perdeee...” (Cumhuriyet Kitapları-Eylül 2000, 2. Basım Kasım 2000) yayımlandı. 1999 – 2000 sezonu tiyatro, bale, opera, operet ve dinletileri ile ilgili eleştirileri içeren “... Veee Perdeee”yi, ülkelerinin çiçek böcek kentlerini ve o kentlerdeki duyguları, duyarlılıkları, yaşananları, duyumsananları içeren “Öyküsel Duygusallık” alt başlığıyla sunulan “Yârim Nereyi Mesken Tuttun” (Aksoy Yayıncılık–Kasım 2000/Tükendi) izledi. “Üçüncü Zil” (Broy Yayınları–Kasım 2001) başlığını taşıyan ve 2000-2001 sezonu sahne sanatlarıyla ilgili eleştiri ve değerlendirmeleri kapsayan kitabı “Yarim Nereyi Mesken Tuttun”dan hemen sonra geldi. 2001–2002 sezonu sahne sanatlarıyla ilgili yazılarını topladığı kitabıysa, Kasım 2002 sonunda yayımlandı ve “Maskenin Öteki Yüzü” adını taşıyordu. “Provasız Yaşam” başlıklı anı/romanı 2005 yılında Epsilon yayınları arasında çıktı.

Üstün Akmen’in tiyatro eleştirileri halen “Tiyatro… Tiyatro” dergisinde ve çeşitli internet sitelerinde, müzik yazıları ise “Andante” dergisinde düzenli olarak kullanılıyor. Edebiyatla ilgili yazılarına da zaman zaman çeşitli dergi ve gazetelerde rastlanılmakta. Yaşar Kemal, Şükran Kurdakul ve Alpay Kabacalı’dan sonra 2001–2005 yılları arasında dört buçuk yılı aşkın bir süre dünyanın en büyük yazar örgütü Uluslararası P.E.N Kulüpleri Federasyonu Türkiye Merkezi’nin Genel Başkanlığını üstlenmiş olması ve bu kurumdaki uluslararası başarılarıyla da tanınıyor. Halen “Evrensel” gazetesinde köşe yazısı yazıyor ve Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Türkiye Merkezi Genel Başkanı.

700
BİYOGRAFİLER / Ünsal Oskay ( 1939)
« : 10 Haziran 2008, 09:29:44 »
Ünsal Oskay ( 1939)
Ünsal Oskay ( 1939) </B>Ünsal Oskay 1939'da Urfa'da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. İlk yazısı 1959-1960 yılında Pazar Postası'nda yayımlandı. Sonraki yıllarda Son Baskı, Yeni Tanin, AKİS ve Milliyet gazetelerinde çalıştı.

1966/1967'de ABD'de Stanford Üniversitesi İletişim Araştırmaları Merkezi'nde ÒSpecial StudentÓ olarak 37 kredilik bir eğitim gördü. Ankara Üniversitesi SBF'nin Basın ve Yayın Yüksek Okulu'nda asistanlığa başladı. 1972'de TRT Toplumsal Araştırma Büyük Ödülü'nü kazandı. Aynı yıl Kültür Değişimi Modelleri teziyle doktorasını tamamladı, siyasal bilim doktoru oldu. 1982'de 19. Yüzyıldan Günümüze Kitle İletişiminin Kültürel İşlevleri tez çalışmasıyla doçent; 1989'da Òeski yasaya göreÓ Siyasal Davranış profesörü oldu. Ankara SBF'deki Basın ve Yayın Yüksek Okulu'nda, Bursa Akdemisi'nde, Anadolu Üniversitesi'nde, Marmara Üniversitesi'nde, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde hocalık yaptı ve yapmakta. Oluşum, Forum, Akis, 7 Gün, Devrim, Yeni Gündem, Somut, Birikim, Argos, Varlık, Hürriyet Gösteri, gibi dergilerde yazdı, yazıyor.

Kitapları: Gelişim Açısından Kültür Değişimi, (doktora tezi, Ankara, 1971); Toplumsal Gelişmede Radyo ve Televizyon,(1972 TRT Büyük Ödülü); Göç ve Gelişme 1976; XIX. Yüzyıldan Günümüze Kitle İletişiminin Kültürel İşlevleri 1982; Çağdaş Fantazya 1982; Müzik ve Yabancılaşma 1982; Estetize Edilmiş Yaşam 1983; İletişimin ABC'si 1992.

Çeviri kitapları: Walter Gellhorn, Amerikan Hakları Anayasasının Uygulanması 1965; Kitle Haberleşme Teorilerine Giriş 1968; Bertrand D. Wolf, Devrim Yapan Üç Adam 1968; T.B. Bottomore, Toplumbilim 1972; Maurice Duverger, Metodoloji Açısından Sosyal Bilimlere Giriş 1973; Wright Mills, İktidar Seçkinleri 1974; John King Fairbank, Çin'in Sömürgeleşmesi ve Amerika'nın Çin Politikası 1976; G. Osipov, Toplumbilim Teori ve Yöntem Sorunları 1977; Wright Mills, Toplumbilimsel Düşün 1979; Ernst Bloch, Georg Lukacs, Bertolt Brecht, Walter Benjamin, Theodor Adorno-Derleyen Fredric Jameson, Estetik ve Politika 1985; Lewis Henry Morgan, Eski Toplum 2 cilt 1987; Martin Jay, Diyalektik İmgelem 1989; Bernard Lewis, İslâm'ın Siyasal Söylemi 1993.

701
Ümit Yaşar Oğuzcan ( 22.07.1926)- (04.11.1984)
Ümit Yaşar Oğuzcan ( 22.07.1926)- (04.11.1984) </B>22 Ağustos 1926 tarihinde Tarsus’ta doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi’ni bitirdi (1946); Türkiye İş Bankası’na girerek Adana, Ankara ve İstanbul’da çalıştı, otuz yılını doldurunca Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı görevinde iken, emekliliğini istedi, ayrıldı (Haziran 1977). İstanbul’da kendi adını taşıyan sanat galerisi kurdu.

Şiire 1940’da Yedigün şairleri arasında başlayan; 1975’te 33 şiir, 4 düzyazı kitabı, 13 antoloji ve biyografik eser, toplam 50 kitap çıkarmış bulunan, şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle tanınan Oğuzcan, günümüzün en popüler şairidir. Genellikle Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlılığında ve aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde çoğalttığı şiirini, 1973’te büyük oğlu Vedat’ın ölmesi üzerine, hayatın boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere, öz ve biçim yoğunlaştırmalarına yöneltti. Şairlik başarısını, daha etkili, aruzla yazdığı rubailerinde gösterdi.4 kasım 1984 tarihinde öldü.

1967’ye kadar ki hayatı, eserleri hakkında yazılanlardan seçmeler “Ümit Yaşar/25. Sanat Yılı Jübilesi” adlı bir kitaptadır.


ESERLERİ
Çoğu dört beş kere basılmış 33 şiir kitabının ilk baskı yıllarına göre isimleri: İnsanoğlu (1947), Dolmuş (1955), Aşkımızın Son Çarşambası (1955), Bir Daha Ölmek (1956), Kör Ayna (1957), İki Kişiye Bir Dünya (1957), Beni Unutma (ilk yedi kitabından seçmeler, 1959), Karanlığın Gözleri (1960), Akıllı Maymunlar (1960), Seninle Ölmek İstiyorum (1960), Üstüme Varma İstanbul (1961), Sahibini Arayan Mektuplar (1961), Yeni Dünya Rekoru (1961), Sevenler Ölmez (1962), Çigan Gözler (1962), Ötesi Yok (1963), Hüzün Şarkıları (1963), Bir Gün Anlarsın (1965), Sadrazamın Sol Kulağı (1965), Mihribana Şiirler (1965), Taşlar ve Başlar (1966), Seni Sevmek (1966), İnşallahla Maşallah (1966), Toprak Olana Kadar (1968), Göbek Davası (1968), Ben Seni Sevdim mi (1968), Halktan Yana (1969), Aşk mıydı O (1969), Önce Sen Sonra Ben (1971), Rubailer (1972), Yalan Bitti (1975), En Eski Yalnızlığımdın Sen Benim (1978), Dikiz Aynası (yergi şiirleri, 1982),

Acılar Denizi (1977) isimli kitabı, son kitabı dışında bütün şiirlerinden seçmeler kitabıdır. Diğer seçme şiirler kitabı Şiirle 40 Yıl (1982) adını taşıyor. Bütün Şiirleri Özgür Yayınları’nda basılıyor (4 cilt, 1982-1984).

702
BİYOGRAFİLER / Ümit Pamir </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:29:15 »
Ümit Pamir </B>
Saint-Joseph Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi mezunu olan Pamir, 1990’da uluslararası sivil havacılık örgütü nezdinde Türkiye daimi temsilciliği yaptı. Türkiye’nin Cezayir Büyükelçisi olarak 1991 yılında görevlendirilen Pamir, 1995-1997 arasında Yunanistan Büyükelçiliği görevine atandı. Başbakan Bülent Ecevit’in 1997 yılında başdanışmanlığını yapan Pamir, 2000’de halen yürüttüğü Türkiye’nin BM nezdindeki daimi temsilciliğine getirildi. Pamir, Kıbrıs’ın ele alındığı Bürgenstock görüşmelerinde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile yakın çalışmalarda bulundu.


MGK’nın ilk sivil genel sekreteri Ümit Pamir oluyor Salih Boztaş Zaman 06.07.2004

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kanununu geçen yıl değiştiren hükümet, kuruma ilk sivil genel sekreteri atamayı planlıyor.
Hükümet kanadında MGK Genel Sekreterliği için Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ümit Pamir’in ismi geçiyor. Geçiş döneminde bu görevi Orgeneral Şükrü Sarıışık yürütmüştü. MGK Genel Sekreteri Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Pamir’in Yüksek Askeri Şura toplantısı ardından görevi devralması planlanıyor. Büyükelçi Ümit Pamir yakın çevresinde ‘çok parlak bir memur’ diye biliniyor.

Bu arada Başbakan Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili bir soruya “Şu an çalışmaları yapıyoruz. Neticelendiğinde göreceksiniz. Ağustos’tan itibaren MGK genel sekreterinin sivilleşmesi yönünde AB’ye verdiğimiz sözü gerçekleştireceğiz.’’ dedi.

703
BİYOGRAFİLER / Ümit Kaftancıoğlu </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:29:01 »
Ümit Kaftancıoğlu </B>
1935 yılında Kars'ta doğdu. Cılavuz Köy Enstitüsü'nü (1957), Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nü bitirdi, öğretmen olarak atandı. Bu görevdeyken 1974 yılında İstanbul Radyosu'na girdi. Dönemeç adlı hikayesiyle 1970 TRT Başarı Ödülü'nü, Çocuk ve Kent adlı hikayesiyle Başkent Ödülü'nü aldı. Eserlerinde folklorik malzemeler kullanmıştır. 1980 yılında vefat etti.

ESERLERİ:
Çarpana, Dönemeç, Hızır Paşa, Şülgür Deresi, Tüfekliler, Yelatan.

704
BİYOGRAFİLER / Ümit Bozkurt ( 1976) </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:28:47 »
Ümit Bozkurt ( 1976) </B>
Futbolcu
Pozisyonu Defans
Doğum Tarihi 1976
Doğum Yeri Gaziantep
Boyu(cm) 1.82
Kilosu(kg) 74
Önceki Kulübü Denizlispor, A.Demirspor
Yabancı Dil İngilizce
Eğitim Durumu AÖF öğrencisi
Hobileri Kitap okumak, sinema, müzik.
Ayakkabı No. 42

705
BİYOGRAFİLER / Ülkü Karaosmanoğlu ( 1955)
« : 10 Haziran 2008, 09:28:26 »
 Ülkü Karaosmanoğlu ( 1955)
Ülkü Karaosmanoğlu ( 1955) </B>1955 yılında Terkos'ta doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi İstanbul'da tamamladı. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu'nda öğrenim görürken 1975 yılında Politika gazetesinde çalışmaya başladı. 1982'de Yazko Sanat Olayı dergisinin yazıişleri müdürü oldu. TV dizileri ve özgün film senaryoları yazdı. İki senaryosu filme çekildi. Cönk, Bakış dergilerinin yazıişleri müdürlüğünü yaptı. Halen Antrakt sinema dergisinin yazıişleri müdürüdür. TRT - 1'de yayımlanan Ondan Sonra adlı programda da metin yazarı olarak çalışmaktadır.

ESERLERİ:İsyanın Bin Yüzü, Sus (roman) Bilgi Yayınevi

706
BİYOGRAFİLER / Ülkü Ayvaz ( 05.05.1955) </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:28:11 »
Ülkü Ayvaz ( 05.05.1955) </B>
5.5.1955'de Bayburt'ta doğdu. İlkokul 1.sınıfı burada,2.sınıfı komşu ilçe Torol'da, ardından ilköğretimini , öğretmen olan babasının tayiniyle İstanbul'da tamamladı. Hoca İshah Efendi İlkokulu'ndan sonra Hasköy Orta Okulu'nda, Lise öğrenimini de Cerrahpaşa 'Davutpaşa Lisesi'nde tamamladı.

Lise yıllarında tiyatro çalışmalarına başladı. Tiyatro kolunda , "Nalınlar"(N.Cumalı), "Batak Göl"(Ö.İ.Özturanlı), "Cimri" (Moliere), "Bir Delinin Hatıra Defteri"(Gogol) oyunlarında başrol oynadı. Son iki oyunla İLTÖ (1974), ve AKM (1976) yıllarındaki yarışmalarda "En İyi Erkek Oyuncu ödülünü" kazandı. Yine lise yıllarında 1970'den başlayarak kısa oyunlar yazdı,bu oyunları lise sahnesinde sahneye koydu ve pek çoğunda oynadı.

Davutpaşa Lisesi,Paşabahçe,Kadıköy,Kocamustafapaşa Halkevleri, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde oyunlar sahneye koydu.
A.Ü.Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'na girdi ve 1980 yılında mezun oldu. Daha önce tek perdelik oyunu "Leylim Leylim" Tiyatro-1974 dergisinde yayınlandı; bu oyun Ankara Sosyal Hizmetler Fakültesi tiyatro kolu tarafından o yıl sahnelendi.

Radyo oyunları yazmakla sürdüren yazar, bu güne dek 36 oyun yazdı, TRT için "Çocuklarla Başbaşa" ile "Gençlerle Başbaşa" programlarına dramalar yazdı.Sinemanın başyapıtlarından radyoya uygulamalar yaptı.

Yazar, uzun yıllar Türk Eczacıları Birliği İst.Eczacı Odası'nda Basın ve Sanat Danışmanlığı görevinde bulundu.


ESERLERİ:

Oyunlar:
Yeniden Yaratma (Enka 1984 bilim ve sanat ödülleri tiyatro birincilik ödülü)
Vali-i Vilayet Hademe-i Devlet (1987)
Nihavent Longa (Kültür bakanlığı ödülü 1993)
Troya'yı Özlüyorum (1993)
Külhanbeyi Operası (1997)
Geriye Bakma, Bağlanma (1999)

Çocuk Oyunları:
Şahane Lunapark (Devlet Tiyatroları Opera Ve Balesi Ödülü (1982)
Yaşasın Gökkuşağı (TBMM Kültür Sanat Kurulu Ödülü 1986)
Teneke Şövalyeler (ABD Arizona State University Dünya Koleksiyonu 1996)
Papatya (TRT Ödülü 1989)
Mavi Yıldız (2002)
Evim, Güzel Evim (2000)
Gümüş Saçlı, Altın Gözlü (2004)

Öykü:
İşlerin Yolunda Gitmesine Engel Olan Kim? (Akademi Kitabevi Öykü Başarı Ödülü 1983)
Gri Oğullar (1985)
Olaylar Ve Kahramanlar (1991)

İnceleme:
Duvardan Gelen Sesler (1986)

Ülkü Ayvaz; Hürriyet, Cumhuriyet, Yeni Yüzyıl gazeteleri ile,Çağdaş Eleştiri,Metis Çeviri(öykü) Varlık, Gösteri, Türkiye Yazıları, Eğitim Mücadelesi, Sanat Emeği gibi pekçok dergiye deneme eleştiri incelemeler yazdı.

Ülkü Ayvaz'ın oyunları; Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir, Trabzon, Antalya Devlet Tiyatroları ile özel tiyatrolar ve Makedonya, Rusya, Almanya'da sahnelenmiştir.

707
Uygur Kocabaşoğlu </B>1945'te Kastomonu'da doğdu. Ankara Üniversitesi SBF'den mezun oldu, aynı üniversitede "Şirket Tesirinden Devlet Radyosuna" başlıklı teziyle doktorasını tamamladı. 1983-1988 arasında üniversiteden kendi isteğiyle uzak kaldı. 1988-2002 arasında ODTÜ Tarih Bölümü'nde Osmanlı sosyal ve yönetsel tarihi, basın tarihi, Amerikan misyoner faaliyetleri üzerine dersler verdi. Halen İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde yarı zamanlı olarak ders vermektedir. Uygur Kocabaşoğlu'nun başta Avrupa ve İngiltere tarihi olmak üzere çeşitli konularda yayımlanmış çok sayıda kitap çevirisi ve yine Osmanlı sosyal tarihiyle ilgili olarak yerli yabancı dergilerde yayımlanmış çok sayıda makalesi vardır.

Eserleri
Anadolu'daki Amerika/ Kendi Belgeleriyle Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Amerikan Misyoner Okulları (İmge Yayınları, 2000), Bolşevik İhtilali ve Osmanlılar( Metin Berge ile birlikte, Kebikeç Yayınları, 1994) İki Arada Bir Derede/ İmlaya Gelmez Tarih Yazıları (İmge Yayınları,1997), İngiliz Sicimi (İmge Yayınları, 1995), Türkiye İş Bankası Tarihi (İş Bankası Yayınları, 2001), Salnamelerde Kayseri (Murat Uluğtekin ile birlikte), SEKA Tarihi (Seka Yayınları,1995) bulunmaktadır.

Ayrıca İletişim Yayınları tarafından yayımlanmakta olan Modern Türkiye'de Siyasal Düşünce kitap dizisinin Modernleşme ve Batıcılık başlıklı üçüncü cildinin edidörlüğünü yapmıştır.

708
BİYOGRAFİLER / Usame bin Ladin </B>
« : 10 Haziran 2008, 09:27:39 »
Usame bin Ladin  </B>
Hedefteki adam: Usame bin Ladin

11 Eylül'de New York ve Washington'a düzenlenen saldırıların 'bir numaralı zanlısı' ilan edilen Suudi Arabistan asıllı Usame bin Ladin'in adı, son 10 yılda radikal İslamcılar'ın gerçekleştirdiği onlarca saldırıya karıştı.

Fransa'da radikal İslamcı Cezayirli örgütlerin bombalı saldırılarından Mısır'da Batılı turistlerin öldürülmesine ve hatta Mısır lideri Hüsnü Mübarek'e düzenlenen başarısız suikast girişimine kadar pek çok olayda hep onun ismi gündeme geldi. Dünya Ticaret Merkezi'ne 1993'te gerçekleştirilen bombalı saldırının 240 yıl hapis cezasına mahkum faili Remzi Ahmet Yusuf'u Pakistan'daki evinde, bu saldırıyı planlamaktan sorumlu tutulan Cemaat-i İslam örgütünün lideri Kör İmam adıyla anılan Şeyh Ömer Abdülrahman'ı ise Afganistan'da barındırdığı söylendi.

Yalnız geçtiğimiz birkaç ayda Hindistan, Kanada, Ürdün ve Avrupa'nın çeşitli köşelerinde yakalanan terörist grupların arkasında gösterilen adres bin Ladin'di. Kimi onun bu gruplara maddi destek verdiğini öne sürdü, bazılarıysa onun, isminin karıştığı eylemlerin ardındaki asıl beyin olduğunu iddia etti. ABD Bin Ladin'i, 'bir numaralı terörist' ilan edip, arananlar listesinin en başına oturttu. Ancak Bin Ladin, bu denli 'ortada' olmasına rağmen, bir türlü yakalanamadı.

El bebek gül bebek gençlik

Kamuoyunun daha çok 'karizmatik', 'birkaç karısı var', 'kalaşnikofu elinde uyuyor' gibi 'magazin' boyutuyla tanıdığı Ladin, 1957'de Suudi Arabistan'da Yemen kökenli bir ailenin 52 çocuğunun 17.'si olarak doğdu. Babası Muhammed, 1930'da geldiği Suudi Arabistan'da hızla yükselip Ortadoğu'nun en büyük müteahhitlerinden biri olmuştu.

1968'de bir kazada öldüğünde mirası 11 milyar dolardı. Bin Ladin ailesinin oğulları, hep Suudi prensleriyle birlikte büyüdü, aynı okullarda okudu.

Bin Ladin, zengin ailesinin kanatları altında, daha sonra kanlı bıçaklı olacağı Suudi Kraliyet ailesiyle yakın dostlukla geçen ilk gençliğinde, 'Müslüman Kardeşler' teşkilatının fikirlerinden etkilenerek savaşçılığa soyunmaya karar verdi. Hep dindar olarak bilinen bin Ladin, Suudi Arabistan'da işletme ve mühendislik okudu.

İngiliz gazeteci Simon Reeves'in, 'Yeni Çakallar' kitabında yazdığı gibi; "Usame'nin yaşamı için bir savaşa ihtiyacı vardı. Bunu ona veren, 26 Aralık 1979'da Afganistan'a savaş açan Sovyet lideri Leonid Brejnev oldu".

1979 Aralık ayında, aynı zamanda arkadaşı olan, Suudi Gizli Servisi Şefi Prens Turki bin Faysal tarafından Pakistan'ın Peşaver kentine gönderildi. Buradaki kamplarda, dünyanın dört bir yanından gelen müslüman gençler askeri eğitim görüyordu. ABD, Suudi Arabistan ve Pakistan'ın ortak çalışması olan bu projeyi Pakistan Gizli Servisi ISI yürütüyordu. Kampların yöneticiyse Filistin asıllı Abdullah Azzam'dı. Bin Ladin başta sadece Pakistan'dan gelen paralara göz kulak olmakla sorumluydu. Daha sonraysa, Azzam'ın 'baş asistanı' olan Usame bin Ladin, Afganistan'da ön saflarda iki yıl bizzat savaştı ve Celalabad yakınlarında yaralandı.

Usame Bin Ladin, 9 bin adama komuta ettiği bu dönemi, "İki yılda cephede yaşadıklarımı, başka yerde 100 yılda yaşayamazdım" diye anlatıyor. SSCB birliklerinin 30 metre kadar yakınına geldiğini ama kendisinin hiç ölümden korkmadığını, beklediği şehitlik anı gelince cennete gideceğini bilmenin kendisini hep sakin tuttuğunu da dile getiriyor. Bu sakinliğin, cephede ateş hattında uyuyakalmasına da neden olduğunu söylüyor.

Aynı dönemde, Afgan komünist öğretmenler, öğrencilerini kız-erkek karışık sınıflarda okutuyorlar diye Afgan mücahitler tarafından öldürülüyorlardı. Batı basınıysa, mücahitleri "özgürlük savaşçısı" olarak adlandırıyordu. Onlara bir tek Ruslar, "terrorist" diyordu.

Bin Ladin, 1986'da kendi kamplarını kurmaya başladı. Serveti, eli açıklığı, sade yaşantısı ve cephedeki cesareti nedeniyle efsaneleşti. 1988'de ülkesine 'kahraman' olarak döndü. Bugün dünyanın dört bir köşesine yayılan örgütü 'El Kaide'nin temelini, müslüman gönüllüler hakkında bilgileri içeren bilgisayarda ortamında bir veritabanı kurarak attı. Suudi Arabistan, her fırsatta 'cihat' çağrısı yapan Ladin'den korkmaya başladı ve 1989'da pasaportuna el koydu.

İpleri Körfez Savaşı kopardı

Haziran 1990'da Irak lideri Saddam Hüseyin Kuveyt'e girince Usame bin Ladin, Suudi sınırlarının korunması görevinin kendisine verilmesini istedi. Kral Fahd bu çağrıya kulak asmayıp Amerikan askerlerini çağırınca, bin Ladin küplere bindi. Önce Pakistan'a, ardından Afganistan'a gitti. Sonunda Sudan'da yaşamaya karar verdi. SSCB'ye karşı 'lejyoner' görevi gören ve Soğuk Savaş'ın bitmesiyle "zorunlu emekliliğe" itilip tasfiye edilmek istenen binlerce 'mücahit'i Sudan ve Yemen'e yerleştirdi, onlara birçok ülkede iş buldu. Büyük ihtimalle, Hartum'un çöllerinde ABD'ye karşı girişeceği savaşı planlamaya başladı. Eski dostlarından Cemal Fadıl (şimdi ABD'de tanık koruma programında), Sudan'dayken bin Ladin'in, ABD'ye karşı girişeceği savaşı finanse etmek için yasal işler kurduğunu ve para akışını sağladığını söylüyor.

ABD'ye karşı ilk cepheyi Somali'de açan ve 1994'te Suudi vatandaşlığından çıkarılan Usame bin Ladin, 1996'da Afganistan'a geçti. Daha Sudan'dayken 1995'te destek verdiği Taliban'ın himayesinde Afganistan'ı kendine mesken seçti. Rus istihbaratının 14 Eylül 2001 tarihli raporuna göre, halen Afganistan'da Kandahar yakınlarında bir kampta bulunuyor.

23 Şubat 1998'de Londra'da Arapça yayınlanan 'El Kudüs el Arabi' gazetesinde Şeyh Usame bin Muhammed Bin Ladin, Mısır Cihad örgütü lideri Ayman el Zevahiri, Mısır İslami Cihad örgütü lideri Ebu Yasir Rifa'i Ahmed Taha, Pakistan Cemiyet-ül Ulema yöneticisi Şeyh Mir Hamza ve Bangladeş Cihad Hareketi lideri Fazlul Rahman'ın, 'Dünya İslam Cephesi' adı altında kaleme almış oldukları fetva yayınlandı. Fetvada, "El Aksa Camii ve Mekke'yi işgalden kurtarmak ve ordularını İslam topraklarından söküp atmak için, -ister sivil, ister asker olsunlar- Amerikalıları ve onların müttefiklerini, hangi ülkede mümkünse orada öldürmek, her Müslüman için farzdır" deniyordu.

ABD'nin, üç yıl once başına 5 milyon dolar ödül koyduğu Usame bin Ladin, hiçbir eylemi açıkça üstlenmiş değil, ama hep bunları gerçekleştirenleri tebrik etmesiyle dikkat çekiyor.

Bir numaralı düşman...

Onunla röportaj yapan gazetecilerin çoğu, ilk iş olarak ellerindeki yeni gazetelere saldırdığını ve kendilerini dünyada olup bitenle ilgili sıkı bir sorguya çektiğini söylüyor. Öyle gözüküyor ki, bin Ladin "terörize" ettiği dünyayı çok da yaından takip edemiyor.

Oysa eski başkan Clinton, Afganistan'da Kandahar'ın dağlarında yaşadığı söylenen bu adamı, "ABD'nin bir numaralı düşmanı" ilan etmişti. Ama ABD, bu iddialı tanımlamaya rağmen bin Ladin'e, eski bir numaralı düşman SSCB'ye verdiği önemi vermedi.

Bin Ladin gibi binlercesi, 1979'dan itibaren Afgan Savaşı sırasında, SSCB'ye karşı savaşmaları için için silahlandırılmış ve Batılı istihbarat örgütlerince eğitilmişti. Bin Ladin, o zaman ABD istihbaratınca, "Afganistan'daki en iyi savaşçılardan biri" olarak niteleniyordu. Tıpkı Irak lideri Saddam Hüseyin'in, İran'la uzayıp giden savaş sırasında ABD'nin en iyi müttefiki olması gibi. Ya da tersine, Yaser Arafat'ın teröristlikten devlet adamlığına geçişi gibi dengeler zamanla tersine döndü.
Soğuk Savaş sonrası emekliye ayrılmayı reddeden radikal İslamcılar, Somali'den Bosna'ya, İslam adına mücadeleye devam etti. Bir yandan da, dünyanın dört bir yanında bombalar patlatmaya da...

Bin Ladin'in 1996'da bir röportajında, "İnancımı korumak teröristlikse, bundan onur duyarım" demiş ve eklemişti "Asıl yüzbinlerce Iraklı çocuğun ölümü, Filistinliler'e yapılanlar terörizm". Clinton'un kendine yönelttiği aynı kelimelerle ABD'yi suçlayan bin Ladin, şimdiki başkan Bush'un tavrıyla "Bütün bunların sonucunda adalet yerine gelecek" demişti.
Bin Ladin'in, büyümek için en çok ihtiyacı üç şeyi ise ona istemeden ABD vermiş oldu. Askeri eğitim, "en büyük düşman" ilan edilip dünya çapında efsaneleştirmek ve buna rağmen kendine fazla güvenip tehdidi umursamamak.

TERÖRÜN TEMELİ: EL KAİDE

Dünyanın dört bir köşesinde birbirinden bağımsız hücrelerden oluşan El Kaide'nin birimleri, yalnızca kendilerine verilen görevleri yerine getiriyor. Böylece birimlerden biri yakalanacak olursa diğerlerini ele veremiyor. Birbirinden bağımsız hücrelerin, son olayda da yaşandığı üzere, Boston gibi ülkenin ABD'nin en büyük şehirlerinden birinde FBI'ın olup biteni anlamlandıramadan faaliyet gösterebilmesi böylelikle mümkün olabiliyor. Bin Ladin'in her olayla artan ünü, kendini kenara itilmiş hisseden müslümanların büyük bir istekle El Kaide'ye katılmasına yol açıyor. Bin Ladin'in, tamamen bu mücadaleye yönlendirdiği 900 milyon dolarlık kişisel serveti ve radikal İslamcı gruplar ile silah tüccarlarından aldığı iddia edilen destek de bu hücrelere akıyor.

Harvard Üniversitesi'nden terör uzmanları, Washington Post'a, bin Ladin'in örgütünün "hükümet gibi" çalıştığını, üyelerinin de bürokratlar misali yalnız kendi masalarındaki işle meşgul olduğunu anlatıyor.
Londra merkezli bir Arap gazetesi olan El Kuds, olaydan iki hafta kadar önce, Ladin'in yandaşları tarafından ABD'de "şimdiye dek görülmemiş" bir eylem gerçekleştirileceğini ihbar eden esrarengiz bir telefon almıştı. Telefonu eden bin Ladin ya da yakın çevresinden biri değildi. Yerlerinin tesbit edilmemesi için her seferinde başka bir hücre arama görevini üstleniyor. Hücreler, büyük eylemlerden haberdar oluyor ama eylemin içeriğini, gerçekleşene kadar bilmiyorlar.

Bush yönetiminde görevli istihbarat uzmanlarıyla dirsek temasını sürdüren eski istihbarat görevlileri, bin Ladin'in örgütünden bazı hücrelere 11 Eylül olaylarından sonra telefonla "iki hedef vuruldu" haberinin verildiğini bildiriyor.

El Kuds'a gelen telefonun benzerleriyse daha önce de defalarca, dünyanın dört bir yanındaki Arap yayın organlarında gerçekleşmişti. Bin Ladin, o denli "hayali" bir imaj çizmişti ki, bu gazeteler de kendilerine gelen ihbarları rutin şekilde yayınlıyor ama pek de dikkate almıyorlardı. İşin kötüsü, ABD'nin kendisi de bu tip ihbarlardan sonra yalnızca büyükelçiliklerindeki güvenlik önlemlerini arttırmakla yetiniyordu. Ama kimse, hatta Boston yakınlarında bin Ladin'in örgütü üyelerinin yuvalandığı noktalarda son bir yıldır "normalin üzerinde" hareketlenme olduğunu tesbit eden FBI bile bu çapta bir eylemi tahmin edemiyordu.

Aralık 1999'da Kanada sınırında yakalanan Bin Ladin'in 'öğrencisi' Cezayirli Ahmed Ressam, El Kaide'nin kamplarında "füze fırmalatma, kentlerde savaşma, sabotaj ve suikast" üzerine eğitim gördüğünü söylemişti. Ressam, El Kaide'nin bazı hücrelerinin hedeflerini kendi seçme ve maddi kaynak için gerekirse özellikle Kanada'da banka soyma yetkisine sahip olduğunu da söylemişti. Ressam, Afganistan'da kamptan ayrılmadan önce son gördüğü derslerden birinin "bir şehirde yaşamı çökertmek" olduğunu anlatmıştı.

Bu yıl, şubat-haziran arasında New York'un göbeğinde gerçekleşen bir mahkemede de, bin Ladin'in örgütü hakkında çok önemli bilgiler elde edildi. 1998'deki büyükelçilik saldırılarıyla ilgili tutuklanan ve El Kaide üye dört kişinin yargılanmasının mahkeme tutanağı, 1 milyon kelimeden oluşuyordu. Yargılanmanın bir noktasında Hakim Leonard Sand, bu örgütün günün birinde New York'a nükleer silah yüklü bir uçakla intihar saldırısı düzenleyebileceğini bile söylemişti.


LADİN'İN ADININ KARIŞTIĞI EYLEMLER

Aralık 1992: Yemen'deki ABD'li askerlerin kaldığı bir otel bombalandı. İki Avustralyalı turist öldü.

1993: Somali'nin başkenti Mogadişu'da 18 ABD askeri öldürüldü.

Şubat 1993: New York'ta Dünya Ticaret Merkezi bombalandı. Bin Ladin'in de adı olaya karıştı.

Ocak 1995: Filipinler'de Papa'ya suikast girişimi yapıldı.

1995: Cezayirli Silahlı İslami Grubun (GIA) Fransa'ya karşı yürüttüğü savaşta çeşitli bombalamalar gerçekleştirildi.

Haziran 1995: Etiopya'nın başkenti Adis Ababa'da Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e yönelik suikast planlandı.

Kasım 1995: Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da beş ABD'li askerin ölümüne yol açan kamyonla bombalama olayı gerçekleştirildi.

Kasım 1995: Pakistan'daki Mısır Büyükelçiliği bombalandı, 17 kişinin öldü.

Haziran 1996: Suudi Arabistan'ın Hobar kentinde 19 Amerikan askerinin ölümüne yol açan patlama gerçekleşti.

23 Ağustos 1996: 'Kafirleri kutsal topraklardan kovun' çağrısıyla ABD'ye cihat ilan etti.

Şubat 1998: Mısır, Bangladeş ve Pakistanlı birkaç küçük grupla birlikte "Yahudilere ve Haçlılara karşı Uluslararası İslami Cephe"yi kurdu. Kuruluş bildirgesinde "Her Müslümana, dünyanın her köşesinde, sivil veya asker Amerikalı öldürmek farzdır" dendi.

7 Ağustos 1998: Amerikan askerlerinin Kutsal Topraklar'a girişinin sekizinci yıldönümünde Kenya ve Tanzanya'daki ABD büyükelçilikleri havaya uçuruldu, toplam 257 kişi öldü, 5 bin 500 kişi yaralandı.

20 Ağustos 1998: ABD misilleme olarak Sudan'da bir fabrikayı ve Afganistan'daki eğitim kamplarını bombaladı. Usame bin Ladin'in yakalanması için 5 milyon dolar ödül kondu.

12 Ekim 2000: Yemen'in Aden limanında USS Cole destroyerine yönelik intihar saldırısında 17 Amerikan denizcisi öldü.
__________________